Bakan Yardımcısı İnan: Dijital tarım ile sanayileşme hikayemiz paralel hareket edecek
Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Oruç Baba İnan, "Akıllı tarıma, dijital tarıma geçiş hikayemiz ile sanayileşme hikayemiz önümüzdeki dönemde paralel hareket edecek. Bu noktayı yönetirken, Sanayi Bakanlığı olarak 'Milli Teknoloji Hamlesi'yle de paralel olarak hem startupları hem yeni teknolojileri destekliyoruz ve bundan sonra desteklemeye devam edeceğiz" dedi.
Sanayi ve Teknoloji İş Birliği Kurulu (SANTEK) kapsamında, İzmir İzQ İnovasyon Merkezi'nde 'Dijital Tarım Gıda Sanayisi ve Tarımda Akıllı Teknolojiler' programı gerçekleştirildi. Programa Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Oruç Baba İnan, İzmir Valisi Süleyman Elban, İzmir Sanayi ve Teknoloji İl Müdürü Engin Bişar, Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birlik Başkanı Mehmet Ali Işık, İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Bülent Uçak, Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hakan Ürün, İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Emre Kızılgüneşler, katıldı.
'DÜNYACA FENA BİR SINAV VERMEDİK'
Programda konuşan Bakan Yardımcısı İnan, 'Daha önce Tarım ve Orman Bakanlığı Strateji Başkanlığı yapmış bir bakan yardımcısı olarak hazırlık, içerik ve bugün konuşacaklar beni heyecanlandırıyor. Geçtiğimiz yüzyılda dünya nüfusu 1 milyardan 8 milyara çıktı. Aslında bütün dünya olarak çok fena bir sınav vermedik. 1 milyara yakın insan gıda temininde, mikro beslenmede zorluklar yaşasa da yaşananları düşündüğümüzde, 1 milyardan 8 milyara çıkışı düşündüğümüzde, gıda temininde teknoloji olarak dünyaca fena bir sınav vermedik. Önümüzdeki yüzyılda nüfusun 2'ye katlanması, 15 milyara doğru gitmesi öngörülüyor. Yeni tarım alanlarının açılması ve kısmen traktör ve benzeri teknolojiler ile bu iş başarıldı ama ağırlıklı büyüme yeni tarım alanlarının açılmasından geldi. Önümüzdeki dönemde daha farklı meydan okumalar bizi bekliyor' dedi.
'SULAMA YATIRIMLARIMIZ BİTMİŞ DEĞİL'
'Aslında pandemi ile yaşama ihtimalimiz olan şeylerin çok kısmi bir demosunu yaşadık' diyen Bakan Yardımcısı İnan, 'Bu meydan okumalar; iklim sorunu, nüfusun artması, bugüne kadar kullandığımız kaynakların özellikle suyun azalacak, daralacak olmasıdır. Dolayısıyla bu meydan okumada pandemiden çıkarılan dersler ile her ülke, kendi kabuğuna çekilme yönüne girdi. Bu yeni gelen meydan okumalar ile gerçekten bu işin yegane çözüm yolu, yegane çıkış noktası; teknoloji gibi gözüküyor. Tabii ki şu anda ülkemizin yine tarımda büyüme alanlarında çeşitli fırsatları var. Sulama yatırımlarımız bitmiş değil. 1950-60'lı yıllardan başlamış olmasına rağmen, kaynakların dönem dönem çok seferber edilmiş olmasına rağmen, hala ülkemizde yaklaşık 2 milyon hektara yakın sulanabilir ama sulanmayan alanımız var. Bu konuda özellikle Tarım Bakanlığı'nın ve DSİ'nin çalışmaları devam ediyor' diye konuştu.
'YENİ BÜYÜME ALANLARI ELDE EDİLEBİLİR'
Kullanmayan tarım arazilerine değinen Bakan Yardımcısı İnan, 'Bunların kullanıma açılması ile ilgili çalışmalar yapılacak. Kısmen kategoriler arası değişiklikler ile belki yeni büyüme alanları elde edebilir. Bizim topyekun hareket etmemizde bir strateji ve planlama noktasında da gelişim alanlarımız var. İnşallah Tarım Bakanlığı'mızın uhdesinde önce mevcut durumun tespiti, sonra gelecek durumun planlanmasının noktasında, fırsat alanları ve çalışacak projeler var. Bütün bu bahsettiğim büyüme kaynaklarına ilaveten, bunlar önümüzdeki yüzyılların meydan okumalarına yeterli olmayacak. Teknoloji ile de katkı vermek zorundayız. Biliyorsunuz; hep beraber bir taraftan da sanayileşmeye çalışan bir toplumuz. Dünyada rekabet etmek istediğimiz ülkelerde, milli gelir hasılaları 30 bin dolarları geçti gibi. Henüz 10 bin dolarlardan yeni sıyrılma çabası içerisindeyiz. Akıllı tarıma, dijital tarıma geçiş hikayemiz ile sanayileşme hikayemiz nümüzdeki dönemde paralel hareket edecek. Bu noktayı yönetirken, Sanayi Bakanlığı olarak 'Milli Teknoloji Hamlesi'yle de paralel olarak hem startupları hem yeni teknolojileri destekliyoruz ve bundan sonra desteklemeye devam edeceğiz' dedi.
'ÜZERİMİZE DÜŞEN VAZİFEYİ YAPMIŞ OLURUZ'
Bugüne kadarki sanayileşme ve teknoloji hamlelerinin ithalatla olduğuna değinen İnan, 'Ama bugünün ajandasına baktığımda artık bu tarımda dijitalleşmeye göre akıllı tarıma geçmeyi ithalatla değil; kendi mühendislerimizle, kendi imkanlarımızla, kendi sermayemizle yapabileceğimiz noktasında konuşulanlardan duydum ve heyecanlandım. Hakikaten 'Milli Teknoloji Hamlesi'ne paralel bu akıllı tarım ve tarımda dijitalleşme işini kendi mühendislerimizin emeğiyle, kendi teknolojilerimizle ithalata bağımlı olmadan yapabilmeyi başarırsak; esasen burada yaratılacak katma değeri ve tarımdaki dertlerimizin çözümü noktasında üzerimize düşen vazifeyi de hakkıyla yapmış oluruz. Bundan sonraki nesillere de bir gurur tablosu bırakmış oluruz' diye konuştu.
'TARIMDA DİJİTALLEŞİRSEK, TOPRAĞIMIZI DAHA AZ KİRLETECEĞİZ'
İzmir Valisi Süleyman Elban da konuşmasında, 'Artık dijitalleşmenin verimlilik artışına, maliyetlerin düşmesine, karlılığın artışına, hataların azalmasına, insan hayatının kolaylaştırılmasına, çevreye olan katkısını herkes biliyor. Her alanda olduğu gibi tarımda da bu işin yapılması çok önemli. Ne ürettiğimizi ne kadar ürettiğimizi, bu yıl ne kadar ürünümüz olduğunu ne kadarını stoklayacağımızı ne kadarını satacağımızı ne kadarını ihraç edeceğimizi önceden bilirsek; ne alıcı ne satıcı ne tüccar ne çiftçi bu konuda bir zarar görmez. Her defasında bakanlıklarımız bu işle ilgili sıkıntı çekmez. Dijital tarımla ilgili bütün bu ekonomik şeylerin yanında benim önemsediğim başka bir şey de var. Tarımı ne kadar çok dijitalleştirebilirsek, sahip olduğumuz su kaynağını daha verimli kullanacağız. Su fakiri bir ülke olarak ciddi manada su sıkıntısı çekmeye başladık. Bir diğer konu ise eğer tarımda dijitalleşirsek, toprağımızı daha az kirleteceğiz. Doğru yerde ilaçlayacağız' dedi.
'TÜRKİYE, DÜNYANIN 10 BÜYÜK TARIM ÜLKESİNDEN BİRİ'
İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Bülent Uçak ise 'Bilgi teknolojilerinde küresel harcamanın bu yıl 5,5 trilyon doları aşacağı öngörülüyor. İnanılmaz bir seviye. Böyle bir fırtınada hiçbir işi eski metotlar ile sürdürebilme imkanı yok. Türkiye, 58,5 milyar dolarlık üretim değeri ile dünyanın 10 büyük tarım ülkesinden biri. Tarımın gayri safi yurtiçi hasılamıza katkısı yüzde 6,5 düzeyinde. Bu oran, çoğu gelişmiş ülkeden daha yüksek. Üstelik tarım ve hayvancılığın ülkemizde, kriz dönemlerinde bir hava yastığı işlevi gördüğü bir sır değil. Dolayısıyla üzerinde oturduğumuz bu büyük değeri, güçlendirme ve yarınlara sürdürülebilir şekilde taşıma sorumluğumuz var' diye konuştu.
'DÜNYACA FENA BİR SINAV VERMEDİK'
Programda konuşan Bakan Yardımcısı İnan, 'Daha önce Tarım ve Orman Bakanlığı Strateji Başkanlığı yapmış bir bakan yardımcısı olarak hazırlık, içerik ve bugün konuşacaklar beni heyecanlandırıyor. Geçtiğimiz yüzyılda dünya nüfusu 1 milyardan 8 milyara çıktı. Aslında bütün dünya olarak çok fena bir sınav vermedik. 1 milyara yakın insan gıda temininde, mikro beslenmede zorluklar yaşasa da yaşananları düşündüğümüzde, 1 milyardan 8 milyara çıkışı düşündüğümüzde, gıda temininde teknoloji olarak dünyaca fena bir sınav vermedik. Önümüzdeki yüzyılda nüfusun 2'ye katlanması, 15 milyara doğru gitmesi öngörülüyor. Yeni tarım alanlarının açılması ve kısmen traktör ve benzeri teknolojiler ile bu iş başarıldı ama ağırlıklı büyüme yeni tarım alanlarının açılmasından geldi. Önümüzdeki dönemde daha farklı meydan okumalar bizi bekliyor' dedi.
'SULAMA YATIRIMLARIMIZ BİTMİŞ DEĞİL'
'Aslında pandemi ile yaşama ihtimalimiz olan şeylerin çok kısmi bir demosunu yaşadık' diyen Bakan Yardımcısı İnan, 'Bu meydan okumalar; iklim sorunu, nüfusun artması, bugüne kadar kullandığımız kaynakların özellikle suyun azalacak, daralacak olmasıdır. Dolayısıyla bu meydan okumada pandemiden çıkarılan dersler ile her ülke, kendi kabuğuna çekilme yönüne girdi. Bu yeni gelen meydan okumalar ile gerçekten bu işin yegane çözüm yolu, yegane çıkış noktası; teknoloji gibi gözüküyor. Tabii ki şu anda ülkemizin yine tarımda büyüme alanlarında çeşitli fırsatları var. Sulama yatırımlarımız bitmiş değil. 1950-60'lı yıllardan başlamış olmasına rağmen, kaynakların dönem dönem çok seferber edilmiş olmasına rağmen, hala ülkemizde yaklaşık 2 milyon hektara yakın sulanabilir ama sulanmayan alanımız var. Bu konuda özellikle Tarım Bakanlığı'nın ve DSİ'nin çalışmaları devam ediyor' diye konuştu.
'YENİ BÜYÜME ALANLARI ELDE EDİLEBİLİR'
Kullanmayan tarım arazilerine değinen Bakan Yardımcısı İnan, 'Bunların kullanıma açılması ile ilgili çalışmalar yapılacak. Kısmen kategoriler arası değişiklikler ile belki yeni büyüme alanları elde edebilir. Bizim topyekun hareket etmemizde bir strateji ve planlama noktasında da gelişim alanlarımız var. İnşallah Tarım Bakanlığı'mızın uhdesinde önce mevcut durumun tespiti, sonra gelecek durumun planlanmasının noktasında, fırsat alanları ve çalışacak projeler var. Bütün bu bahsettiğim büyüme kaynaklarına ilaveten, bunlar önümüzdeki yüzyılların meydan okumalarına yeterli olmayacak. Teknoloji ile de katkı vermek zorundayız. Biliyorsunuz; hep beraber bir taraftan da sanayileşmeye çalışan bir toplumuz. Dünyada rekabet etmek istediğimiz ülkelerde, milli gelir hasılaları 30 bin dolarları geçti gibi. Henüz 10 bin dolarlardan yeni sıyrılma çabası içerisindeyiz. Akıllı tarıma, dijital tarıma geçiş hikayemiz ile sanayileşme hikayemiz nümüzdeki dönemde paralel hareket edecek. Bu noktayı yönetirken, Sanayi Bakanlığı olarak 'Milli Teknoloji Hamlesi'yle de paralel olarak hem startupları hem yeni teknolojileri destekliyoruz ve bundan sonra desteklemeye devam edeceğiz' dedi.
'ÜZERİMİZE DÜŞEN VAZİFEYİ YAPMIŞ OLURUZ'
Bugüne kadarki sanayileşme ve teknoloji hamlelerinin ithalatla olduğuna değinen İnan, 'Ama bugünün ajandasına baktığımda artık bu tarımda dijitalleşmeye göre akıllı tarıma geçmeyi ithalatla değil; kendi mühendislerimizle, kendi imkanlarımızla, kendi sermayemizle yapabileceğimiz noktasında konuşulanlardan duydum ve heyecanlandım. Hakikaten 'Milli Teknoloji Hamlesi'ne paralel bu akıllı tarım ve tarımda dijitalleşme işini kendi mühendislerimizin emeğiyle, kendi teknolojilerimizle ithalata bağımlı olmadan yapabilmeyi başarırsak; esasen burada yaratılacak katma değeri ve tarımdaki dertlerimizin çözümü noktasında üzerimize düşen vazifeyi de hakkıyla yapmış oluruz. Bundan sonraki nesillere de bir gurur tablosu bırakmış oluruz' diye konuştu.
'TARIMDA DİJİTALLEŞİRSEK, TOPRAĞIMIZI DAHA AZ KİRLETECEĞİZ'
İzmir Valisi Süleyman Elban da konuşmasında, 'Artık dijitalleşmenin verimlilik artışına, maliyetlerin düşmesine, karlılığın artışına, hataların azalmasına, insan hayatının kolaylaştırılmasına, çevreye olan katkısını herkes biliyor. Her alanda olduğu gibi tarımda da bu işin yapılması çok önemli. Ne ürettiğimizi ne kadar ürettiğimizi, bu yıl ne kadar ürünümüz olduğunu ne kadarını stoklayacağımızı ne kadarını satacağımızı ne kadarını ihraç edeceğimizi önceden bilirsek; ne alıcı ne satıcı ne tüccar ne çiftçi bu konuda bir zarar görmez. Her defasında bakanlıklarımız bu işle ilgili sıkıntı çekmez. Dijital tarımla ilgili bütün bu ekonomik şeylerin yanında benim önemsediğim başka bir şey de var. Tarımı ne kadar çok dijitalleştirebilirsek, sahip olduğumuz su kaynağını daha verimli kullanacağız. Su fakiri bir ülke olarak ciddi manada su sıkıntısı çekmeye başladık. Bir diğer konu ise eğer tarımda dijitalleşirsek, toprağımızı daha az kirleteceğiz. Doğru yerde ilaçlayacağız' dedi.
'TÜRKİYE, DÜNYANIN 10 BÜYÜK TARIM ÜLKESİNDEN BİRİ'
İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Bülent Uçak ise 'Bilgi teknolojilerinde küresel harcamanın bu yıl 5,5 trilyon doları aşacağı öngörülüyor. İnanılmaz bir seviye. Böyle bir fırtınada hiçbir işi eski metotlar ile sürdürebilme imkanı yok. Türkiye, 58,5 milyar dolarlık üretim değeri ile dünyanın 10 büyük tarım ülkesinden biri. Tarımın gayri safi yurtiçi hasılamıza katkısı yüzde 6,5 düzeyinde. Bu oran, çoğu gelişmiş ülkeden daha yüksek. Üstelik tarım ve hayvancılığın ülkemizde, kriz dönemlerinde bir hava yastığı işlevi gördüğü bir sır değil. Dolayısıyla üzerinde oturduğumuz bu büyük değeri, güçlendirme ve yarınlara sürdürülebilir şekilde taşıma sorumluğumuz var' diye konuştu.