Tarim Ve Orman Bakani Kirisci'den Su Konusunda Uyari
Tarim ve Orman Bakani Vahit Kirisci, Türkiye’nin su stresi altinda bir ülke oldugunu belirterek, "2030 ve sonrasinda artik su fakiri ülke konumuna gelmis olunacak. Artik bu süreç yasandiktan sonra tekrar o arzuladigimiz iyi günlere dönme imkanimiz yok. Yapmamiz gereken en önemli husus, bu süreci yavaslatmak ve bu sürecin etkilerini olabildigince minimize etmektir" dedi.
Bakan Kirisci, 2023-2027 dönemini içeren "Türkiye Tarimsal Kuraklikla Mücadele Stratejisi ve Eylem Plani"nin tanitim toplantisina katildi.
Bakanlik Merkez Binasi’ndaki Mehmet Akif Ersoy Toplanti Salonu’nda düzenlenen toplantida bir konusma gerçeklestiren Kirisci, su konusunun dünya için oldugu kadar Türkiye için de kritik oldugunu anlatti.
Kirisci, Türkiye’nin Akdeniz bölgesinde yari kurak lokasyonda bulunan bir ülke oldugunu hatirlatarak, "Bu ülke 112 milyar metreküp suyun 58 milyar metre küpünü kullanan, bu 58 milyar metreküpün de yüzde 75-76’sini tarimsal sulamada, yüzde 11-12’sini içme ve yüzde 10’luk kismini da endüstriyel amaçli olarak kullandigimiz bir ülke" diye konustu.
"Sadece bizim alacagimiz tedbirler yeterli degil"
Türkiye’nin su stresi yasayan bir ülke oldugunu dile getiren Kirisci, "Nüfus ve sanayilesmedeki süreci dikkate aldigimizda, bugün için bin 323 litreyle su stresi altindaki ülke kategorisinde olsak bile, 2030 ve sonrasi için 750 litreye düseceginden bu çerçevede artik su fakiri ülke konumuna gelmis olunacak. Artik bu süreç yasandiktan sonra tekrar o arzuladigimiz iyi günlere dönme imkanimiz yok. Yapmamiz gereken en önemli husus, bu süreci yavaslatmak ve bu sürecin etkilerini olabildigince minimize etmektir. Sadece bizim alacagimiz tedbirler, uygulayacagimiz yöntemlerle elde edilecek bir basari ortada yok. Küresel konular, global konular global çözümler gerektirir" ifadelerini kullandi.
"Maliyet hesabi yaptiginizda kazanimimiz oldukça yüksektir"
Kirisci, dogrudan ekim ve dikimin Türkiye’de yayginlasmadigindan dolayi üzüldügünü belirterek, söyle konustu:
"Kuraklik, kabul etmemiz gereken bir konudur. Bunun minimize edilmesi, buna iliskin vakit kaybetmeden uygulamamiz gereken birtakim tedbirleri gerektiriyor. Bizim hem kuru tarim hem de sulu tarim için mutlaka çalismalar yapmis olmamiz ve bu çalismalari yayginlastiriyor olmamiz gerekir. Verimimiz düsmüs gibi gözükebilir. Ama ekonomik anlamda bir maliyet hesabi yaptiginizda kazanimimiz oldukça yüksektir. Bunun mutlaka dikkate alinmasi gerekir."
"Suyu merkeze alan bir planlama bizim olmazsa olmazimiz olmali"
Su ile ilgili konularda sorumluluklarini yerine getirmeyenlere iliskin birtakim müeyyidelerin olmasi gerektigini ifade eden Kirisci, söyle devam etti:
"Suyla ilgili Bakanlik olarak basinçli sulamada yüzde 34’lerde bulunuyor olmamiz elbette simdilik bizim için geçmisten bugüne geldigimiz noktayi mukayese ettigimizde bir basari gibi olabilir. Diyelim Konya bölgesinde bu kadar su sikintisi varken, suyu çok tüketen ürünlerin üretiminin hala riza gösteriyorsa burada da bir tuhaflik var. Suyu merkeze alan bir planlama bizim olmazsa olmazimiz olmali."
"Torba kanun yasalasirsa hepimiz çok mutlu olacagiz"
Üretim planlamasi basligi altinda, sözlesmeli üretimden kent tarimina, bos birakilan arazilerin tarima kazandirilmasindan orman köylülerinin desteklenmesine kadar birçok konuyu içeren torba kanuna iliskin de konusan Kirisci, sunlari kaydetti:
"Sayin Cumhurbaskanimizin da tensipleriyle Gazi Meclis’imiz, milletvekili arkadaslarimizin imzalarini tasiyan bizim torba kanun teklifimizi insallah bu hafta sanirim Meclis’te komisyonumuza intikal edecek diye bilgimiz var. Bu torba kanun teklifi gerçekten yillardan beri özlemini duydugumuz pek çok konuya, sadece tarim alaninda degil. Verilecek sekil sonrasi güzel bir torba kanun yasalasmis ve pek çok alanda düzenlemeler yapilmis olacak. Türkiye Yüzyili’na giris yaptigimiz 2023’te insallah seçimden önce de bu torba kanun yasalasirsa hepimiz çok mutlu olacagiz."
Kirisci, eylem planinin kendileri için önemli ve kritik bir konu oldugunu belirterek konusmasini sonlandirdi.
Kuraklik etkilerinin asgari düzeyde kalmasi saglanacak
Tarim Reformu Genel Müdürlügünce 2023-2027 dönemini kapsayarak hazirlanan bes yillik "Tarimsal Kuraklikla Mücadele Stratejisi ve Eylem Plani"na iliskin kitapçikta, eylem planiyla ilgili temel amaçlar söyle siralandi:
"Tarimsal kuraklikla mücadelede temel amaç, kamuoyunun bilinç düzeyini artirarak tüm paydaslarin sürece dahil edilmesiyle arz ve talep yönetimini dikkate alarak, çevresel açidan sürdürülebilir tarimsal su kullanim planlamasi ile kurakligin yasanmadigi dönemlerde ileriye dönük gerekli bütün tedbirlerin alinmasini; kriz dönemlerinde, etkin bir mücadele programini uygulayarak kurakligin etkilerinin asgari düzeyde kalmasini saglamaktir. Bu plan, ülkemizde gelecekte kurakliga bagli veya anilan diger sebeplerden dolayi karsilasilacak tarim alanlarindaki susuzluk, baska bir deyisle suyun yetersizligi durumunda, önceden ve sonradan alinacak tedbirleri belirlemek amaci ile hazirlanmistir."
Kaynak: İHA
Bakanlik Merkez Binasi’ndaki Mehmet Akif Ersoy Toplanti Salonu’nda düzenlenen toplantida bir konusma gerçeklestiren Kirisci, su konusunun dünya için oldugu kadar Türkiye için de kritik oldugunu anlatti.
Kirisci, Türkiye’nin Akdeniz bölgesinde yari kurak lokasyonda bulunan bir ülke oldugunu hatirlatarak, "Bu ülke 112 milyar metreküp suyun 58 milyar metre küpünü kullanan, bu 58 milyar metreküpün de yüzde 75-76’sini tarimsal sulamada, yüzde 11-12’sini içme ve yüzde 10’luk kismini da endüstriyel amaçli olarak kullandigimiz bir ülke" diye konustu.
"Sadece bizim alacagimiz tedbirler yeterli degil"
Türkiye’nin su stresi yasayan bir ülke oldugunu dile getiren Kirisci, "Nüfus ve sanayilesmedeki süreci dikkate aldigimizda, bugün için bin 323 litreyle su stresi altindaki ülke kategorisinde olsak bile, 2030 ve sonrasi için 750 litreye düseceginden bu çerçevede artik su fakiri ülke konumuna gelmis olunacak. Artik bu süreç yasandiktan sonra tekrar o arzuladigimiz iyi günlere dönme imkanimiz yok. Yapmamiz gereken en önemli husus, bu süreci yavaslatmak ve bu sürecin etkilerini olabildigince minimize etmektir. Sadece bizim alacagimiz tedbirler, uygulayacagimiz yöntemlerle elde edilecek bir basari ortada yok. Küresel konular, global konular global çözümler gerektirir" ifadelerini kullandi.
"Maliyet hesabi yaptiginizda kazanimimiz oldukça yüksektir"
Kirisci, dogrudan ekim ve dikimin Türkiye’de yayginlasmadigindan dolayi üzüldügünü belirterek, söyle konustu:
"Kuraklik, kabul etmemiz gereken bir konudur. Bunun minimize edilmesi, buna iliskin vakit kaybetmeden uygulamamiz gereken birtakim tedbirleri gerektiriyor. Bizim hem kuru tarim hem de sulu tarim için mutlaka çalismalar yapmis olmamiz ve bu çalismalari yayginlastiriyor olmamiz gerekir. Verimimiz düsmüs gibi gözükebilir. Ama ekonomik anlamda bir maliyet hesabi yaptiginizda kazanimimiz oldukça yüksektir. Bunun mutlaka dikkate alinmasi gerekir."
"Suyu merkeze alan bir planlama bizim olmazsa olmazimiz olmali"
Su ile ilgili konularda sorumluluklarini yerine getirmeyenlere iliskin birtakim müeyyidelerin olmasi gerektigini ifade eden Kirisci, söyle devam etti:
"Suyla ilgili Bakanlik olarak basinçli sulamada yüzde 34’lerde bulunuyor olmamiz elbette simdilik bizim için geçmisten bugüne geldigimiz noktayi mukayese ettigimizde bir basari gibi olabilir. Diyelim Konya bölgesinde bu kadar su sikintisi varken, suyu çok tüketen ürünlerin üretiminin hala riza gösteriyorsa burada da bir tuhaflik var. Suyu merkeze alan bir planlama bizim olmazsa olmazimiz olmali."
"Torba kanun yasalasirsa hepimiz çok mutlu olacagiz"
Üretim planlamasi basligi altinda, sözlesmeli üretimden kent tarimina, bos birakilan arazilerin tarima kazandirilmasindan orman köylülerinin desteklenmesine kadar birçok konuyu içeren torba kanuna iliskin de konusan Kirisci, sunlari kaydetti:
"Sayin Cumhurbaskanimizin da tensipleriyle Gazi Meclis’imiz, milletvekili arkadaslarimizin imzalarini tasiyan bizim torba kanun teklifimizi insallah bu hafta sanirim Meclis’te komisyonumuza intikal edecek diye bilgimiz var. Bu torba kanun teklifi gerçekten yillardan beri özlemini duydugumuz pek çok konuya, sadece tarim alaninda degil. Verilecek sekil sonrasi güzel bir torba kanun yasalasmis ve pek çok alanda düzenlemeler yapilmis olacak. Türkiye Yüzyili’na giris yaptigimiz 2023’te insallah seçimden önce de bu torba kanun yasalasirsa hepimiz çok mutlu olacagiz."
Kirisci, eylem planinin kendileri için önemli ve kritik bir konu oldugunu belirterek konusmasini sonlandirdi.
Kuraklik etkilerinin asgari düzeyde kalmasi saglanacak
Tarim Reformu Genel Müdürlügünce 2023-2027 dönemini kapsayarak hazirlanan bes yillik "Tarimsal Kuraklikla Mücadele Stratejisi ve Eylem Plani"na iliskin kitapçikta, eylem planiyla ilgili temel amaçlar söyle siralandi:
"Tarimsal kuraklikla mücadelede temel amaç, kamuoyunun bilinç düzeyini artirarak tüm paydaslarin sürece dahil edilmesiyle arz ve talep yönetimini dikkate alarak, çevresel açidan sürdürülebilir tarimsal su kullanim planlamasi ile kurakligin yasanmadigi dönemlerde ileriye dönük gerekli bütün tedbirlerin alinmasini; kriz dönemlerinde, etkin bir mücadele programini uygulayarak kurakligin etkilerinin asgari düzeyde kalmasini saglamaktir. Bu plan, ülkemizde gelecekte kurakliga bagli veya anilan diger sebeplerden dolayi karsilasilacak tarim alanlarindaki susuzluk, baska bir deyisle suyun yetersizligi durumunda, önceden ve sonradan alinacak tedbirleri belirlemek amaci ile hazirlanmistir."