Daha Az Aci Ve Kesiyle Yapilan Bypass Yöntemi Açiklamasi Minimal Invaziv

1970’li yillardan beri uygulanan klasik ve güvenli bir tedavi yöntemi olan koroner bypass cerrahisi, gelisen teknolojiyle beraber daha az aci ve kesikle gelismis operasyon imkani sunuyor. Klasik yöntemin yani sira hastaya ameliyat sonrasinda daha fazla konfor saglayabilen minimal invaziv bypass yöntemi hakkinda Kalp Damar Cerrahi Op. Dr. Murat Güçlü Elevli bilgilendirdi.

Daha Az Aci Ve Kesiyle Yapilan Bypass Yöntemi Açiklamasi Minimal Invaziv
Insanlarda en sik görülen saglik sorunlarin basinda gelen koroner arter hastaligi 1970’li yillardan beri klasik ve güvenli bir yöntem olarak görülen koroner bypass cerrahisi ile tedavi ediliyor. Teknolojinin gelismesiyle ivme kazanan saglik sektöründe de yeni tedavi yöntemleri gelistiriliyor. Teknolojinin katkilariyla klasiklesmis olan ameliyatlarin yerine; daha az kesilerle, hastalarin canini daha az yakacak lokal bölgelere müdahaleler yapiliyor. Bu çerçevede gögüs kemigi kesilmeden bypass olanagi ise daha az kesi ile minimal invaziv yöntemi ile gerçeklestiriliyor.

Özel Adatip Hastanesi Kalp Damar Cerrahi Op. Dr. Murat Güçlü Elevli, 1980’li yillarda Amerika’da ortaya çiktiktan sonra uzun bir süre popülerligini yitiren ve daha az kesi ile yapilan mimimal invaziv koroner bypass ameliyatinin uzun yillar sonra tekrardan gündeme geldigini söyledi.

Bu konuda öncülerden biri olan Ukraynali cerrah Prof. Dr. Oleksandr Babliak’in klinigine giderek teknigi ögrendigini aktaran Elevli, bu ameliyatin her hastaya yapilmadigini, tetkikler neticesinde uygun görülen hastalarda yapildigini aktardi.

“Teknolojinin katkilariyla bazi müdahale olanaklarimiz ortaya çikmaya basladi”

Teknolojinin gelismesiyle birlikte sektörün de gelistigini belirten Özel Adatip Hastanesi Kalp Damar Cerrahi Op. Dr. Murat Güçlü Elevli, “Koroner arter hastaliklari en sik görülen saglik sorunlarindan bir tanesi. Bu hastaliklarin tedavisinde de koroner bypass cerrahisi 70’li yillardan beri uygulanan klasik ve gayet güvenli bir tedavi yöntemi. Fakat tabi her sey durdugu yerde durmuyor, teknoloji ilerliyor. Bu ilerlemeyle birlikte saglik hizmetlerinde de koroner bypass cerrahisinde de yeni gelismeler var. Teknolojinin katkilariyla artik klasiklesmis olan ameliyatlarin yerini daha az kesilerle, hastanin canini daha az yakacak sekilde bazi müdahale olanaklarimiz ortaya çikmaya basladi.

Diger yöntemde oldugu gibi buda açik kalp ameliyati seklinde geçiyor. Kalp-akciger makinesine baglanarak yapilan bütün ameliyatlar açik kalp ameliyatidir. Dolayisi ile kesi yandan veya önden olmus bu açik kalp ameliyati terimini degistirmiyor. Fakat gögüs kemiginin kesilmemis olmasindan dolayi, gögüs kafesinin körük mekanizmasi çokta fazla bozulmamis oluyor ve böylelikle hastalarin ameliyattan sonraki dönemdeki konforlari çok daha fazla oluyor” dedi.



“Kontrollü olmak ve bilimsel verileri takip etmek lazim”

Minival Invaziv bypass cerrahisi hakkinda açiklamalarda bulunan Elevli, “Bütün hastalara bu sekilde yaklasmak çok dogru olmayabilir. Bu teknikler henüz daha yeni ve bunlarin uzun dönem sonuçlari ile ilgili elimizde çokta fazla bir yayin yok. Ama tabi yayin yok diye yapmayalim da olmaz. Dolayisi ile kontrollü bir sekilde daha seçilmis ve uygun gördügümüz hastalardan baslayarak bu yöntemi kullanmayi tercih edebiliyoruz. Bizim elimizde bir altin standart yani klasik koroner bypass ameliyati var. Türkiye’de senede 15 bin civarinda hastaya uygulanan ve gayet basarili sonuçlari olan, yüzde 1’in altinda ölüm oranlari olan, sakatlanma oranlari çok düsük olan bir cerrahi yöntem. Bu bizim altin standartimiz. Amacimiz; küçük kesiyle bypasslarda da ayni kalite ve basariyi yakalayabilmek. Bunu yaparken biraz temkinli davranip git gide daha çok hastaya bunu uygulama yolunda gidiyoruz. Ama tabi hep kontrollü olmak ve bilimsel verileri takip etmek lazim” diye konustu.



“Bu yöntemi tetkik ettik ve ögrendik”

Uzun yillar pek fazla popüler olmayan fakat son yillarda yeniden gündeme gelen yöntemi yerinde ögrendigini belirten Elevli, “80’li yillarda aslinda ilk Amerika’da ortaya çikmis olan bu küçük kesiyle bypass yöntemleri bir ara pek fazla yapilmaz hale geldi. Son zamanlarda özellikle Ukrayna Kiev’den ünlü bir cerrah hocamiz var; Prof. Dr. Oleksandr Babliak. Onun popülarize ettigi bir yöntem olarak tekrardan ortaya çikti. Biz de bu baglamda Ekim ayinda, kendisinin Kiev’deki klinigine konuk olduk. Orada bu yöntemi tetkik ettik ve ögrendik. Döndükten sonra da uygun hastalarimizda bu yöntemi uygulamaya basladik Adatip Hastanemizde” seklinde konustu.



“Daha rahat bir yasam konforu ameliyattan hemen sonra elde edilebiliyor”

Yapilan ameliyatin avantajlarindan söz eden Elevli, “Klasik bypass ameliyatlarinda gögüs kemigi kesilerek ameliyat yapiliyor. Bu da yaklasik 20-25 santimetrelik bir kemik kirigi anlamina geliyor. Bunun kaynamasi da yaklasik 6 ila 8 haftalik bir süre aliyor. Bu durumda hastanin ameliyattan sonra saga sola dönme hareketlerinde kisitlama olabiliyor. Bu da hastanin ameliyat sonrasi yasam konforunu oldukça kisitlayan, azaltan bir sey. Küçük kesiyle bypass ameliyatlari, kaburga arasindan ufak bir kesiyle yapildigi ve gögüs kemiginin de bütünlügü bozulmadigi için hem gögüs kafesinin körük mekanizmasi bozulmamis oluyor böylelikle hastanin nefes alip vermesinde bazi zorluklar yasiyorduk bu biraz daha azalmis oluyor hem de hasta istedigi gibi sagina soluna dönebiliyor. Daha rahat bir yasam konforu ameliyattan hemen sonra elde edilebiliyor. Bu da hastanin daha çabuk bir sekilde normal hayatina dönmesine katkida bulunuyor” ifadelerini kullandi.
Kaynak: İHA