'Bahar Yorgunlugu Sikayetleri Artiyor'
Dr. Hizan Nur Bucak Bati, mevsim geçislerinde vücutta hormonal degisimler meydana geldigini belirterek, "Bu durumun genel belirtisi yorgunluk olarak kendini gösterebilir. Hareketsizlik, beslenme aliskanliklarindaki olumsuz degisim, hava kirliligi ve GDO’lu gidalar gibi nedenlerden kaynakli olarak bahar yorgunlugu sikayetleri artiyor" dedi.
Uzmanlar, son dönemde Covid-19 salgini basta olmak üzere, degisen yasam kosullari, hareketsizlik, beslenme aliskanliklarindaki olumsuz degisim, sigara ve alkol tüketimi, hava kirliligi, küresel isinma, sanayilesme ve GDO’lu gidalardaki artis gibi nedenlerden kaynakli olarak “bahar yorgunlugu” sikayetlerindeki görülme sikliginin arttigini belirtiyor.
Medicana Çamlica Hastanesi Check-Up Sorumlu Hekimi Dr. Hizan Nur Bucak Bati, bahar dönemlerinde havadaki elektrik yükünün artmasina bagli olarak pozitif ve negatif yüklü iyonlarin artmasinin insan biyoritmini olumlu veya olumsuz olarak etkilendigini belirterek, “Mevsim geçislerinde vücudumuzda hormonal degisimler meydana gelmektedir. Bu durumun genel belirtisi yorgunluk olarak kendini gösterebilir. Bahar döneminde ise vücudumuz daha aktif olmamizi saglayacak hormonlar salgilanmasina karsin, eger kiside vitamin eksikligi, beslenme bozuklugu varsa vücut buna ayni uyumu gösteremeyebilir ve yorgunluk hissi artabilir” dedi.
Bahar yorgunluguna dikkat edilmesi gerektiginin altini çizen Dr. Hizan Nur Bucak Bati, “Bu yorgunlugu, bahar yorgunlugu saysak bile, uzun süren yorgunluklarin ciddiye alinmasi, altta yatan baska bir sorun olup olmadiginin arastirilmasi gerekiyor. Bazi dönemlerde yeterli besin alinmamasi, vitamin ve minerallerin eksik kalmasi, tiroit bezinin çalisma düzensizlikleri, tansiyon, kalp, enfeksiyon hastaliklari, sigara kullanilmasi yorgunluk belirtilerini artiran unsurlar olarak siralaniyor. Bu nedenle düzenli kontrollerimizi aksatmamak, yilda bir sefer check-up yaparak, genel vücut sagligimiz kontrol ettirmek bizleri kronik ve hayati risk olusturan hastaliklardan koruyacak ve erken teshis olanagi saglayacaktir” diye konustu.
Bahar yorgunlugunun bir hastalik olmadigini vurgulayan Dr. Hizan Nur Bucak Bati, “Bahar dönemlerinde kiside enerji yoksunlugu, bitkinlik, isteksizlik, uyku sorunlari, sabah uyanamama, kas ve eklem agrilari, bas agrisi, dikkat eksikligi gibi belirtilerle ortaya çikabilen tablonun ihmal edilmemesi gerekir. Çünkü bedenimiz anemi (kansizlik), tiroit hastaliklari, fibromiyalji, karaciger ve böbrek hastaliklari, akciger ve kalp hastaliklari, kanser, kan hastaliklari, depresyon ve anksiyete bozukluklari, is, aile ve sosyal yasantiyi etkileyen psikolojik bozukluklar gibi farkli hastaliklarin semptomlarini gösteriyor olabilir. Bu nedenle uzun süren belirtilerde mutlaka uzman bir hekime basvurmak ihmal edilmemelidir. Ayrica bahar döneminde birçok kiside gastrit gibi mideye bagli rahatsizliklar gözlenebilir; depresyon, uyku sorunlari, sinirlilik ve anksiyete gibi duygu durum degisiklikleri; bas dönmesi ve dengesizlik, saç dökülmesi, cilt kurulugu ve cilt döküntüsü görülebilir. Bahar yorgunlugunda görülen önemli rahatsizliklarin basinda kalp damar hastaliklarinda artis ve tansiyon düzensizligi gelir. Isi ve nem degisimleri ile birlikte nefes darligi ve akciger hastaligi olan kisilerde yakinmalarinin arttigini görebiliriz. Bahar yorgunlugu yakinmalari hipotiroidi ile tiroid bezinin az çalismasiyla çok benzerlik gösterir. Ayrica tiroid hastaliklarinin bu dönemde arttigini biliyoruz. Bu nedenle tiroid tetkiklerinin yapilmasi çok önem arz etmektedir“ dedi.
Bahar yorgunlugu için neler yapilabilecegi konusunda açiklamalarda bulunan Medicana Çamlica Hastanesi Beslenme ve Diyetetik Uzmani Dyt. Deniz Pirçek ise bahar yorgunlugunun etkilerini hafifletmek ve dinç kalabilmenin temel yolunun düzenli beslenme, düzenli egzersiz ve kaliteli bir uyku oldugunu belirterek, "Son birkaç yildir bahar dönemine denk gelen Ramazan ile birlikte bahar yorgunlugu sikayetlerinde de artis görüyoruz. Dogru bir beslenme düzeni ile bu dönemde yasam kalitemizi ve konforumuzu artirabiliriz. Bu dönemde vitamin ve mineral dengesine daha da dikkat etmek gerektigi için, sofralarda sebze ve meyveye yeterince yer ayirmak gerekiyor. Özellikle C ve B grubu vitaminler, potasyum, magnezyum ve çinko açisindan zengin gidalari bol bol tüketmek gerekiyor. Günde 2-2,5 litre suyu dengeli sekilde güne yayarak içmek gerekiyor. Beyaz un ve seker orani yüksek olan gida tüketimini azaltirken, çok agir ve yagli yemekler yerine sebze agirlikli yemekleri tercih etmek gerekir. Saglikli bir kahvalti güne iyi ve enerjik baslamak için faydali olacaktir. Balik ve belli miktarda özellikle ceviz ve findik olmak üzere kuruyemisler tercih edilmelidir” dedi.
Dyt. Deniz Pirçek, önerilerini söyle siraladi: "Mevsiminde sebze ve meyve tüketmek (semizotu, enginar; çilek, kivi, avokado gibi), dogal probiyotik olan tursu, ev yapimi yogurt gibi besinleri düzenli tüketmek, kahvaltiyi kesinlikle ihmal etmemek, ana ve ara ögünleri atlamamak, alerjik bir durum yoksa günde bir tane yumurta yemek, ara ögünlerde 5-10 adet cevizi badem findik gibi kuruyemisleri ihmal etmemek, gün içinde ana ögünlerde mutlaka yesillik veya salata tüketmek, beyaz undan yapilan ekmek yerine, kepekli, tam tahilli, tam bugday, çavdar gibi lif ve besin degeri güçlü ürünleri tercih etmek, kahve gibi kafeinli içecekler yerine, metabolizmayi rahatlatan, çalistiran ve bagisikligi güçlendiren bitki çaylarini tercih etmek, vücutta fazla su birikimi ve ödemene neden olacagindan fazla tuzdan kaçinmak, alkol, asitli-gazli içeceklerden uzak durmak, gün isigi ve günes isiginda da faydalanmak için sabah erken saatler veya aksamüzeri açik alanda egzersiz ve düzenli yürüyüs yapmak, uyku düzenine dikkat etmek ve kaliteli bir uyku planlamasi yapmak, birçok hastaligin baslica nedenleri arasinda yer alan, duygusal açligi da tetikleyen, asiri kilo alimina da neden olabilecek stresi azaltacak hobi ve ugraslar edinmek".