Gastroenteroloji Uzmanindan Önemli Çagri Açiklamasi 'Kolonoskopiden Korkmayin'
Kolon kanserinin erken dönemde tespit edilmesinin son derece önemli oldugunu belirten Gastroenteroloji Uzmani Dr. Fatma Seçil Kirdök, kolonoskopinin korkutucu olmadiginin altini çizerek, “Hastalara tek tavsiyemiz endise etmesinler, korkmasinlar ve tarama programlarini mutlaka yaptirsinlar” diye çagrida bulundu.
Acibadem Eskisehir Hastanesi Gastroenteroloji Uzmani Dr. Fatma Seçil Kirdök, kolon kanserinin hem dünya hem de Türkiye’de üst siralardaki kanserler arasinda yer aldigini belirtti.
Hastaligin giderek yayginlastigini ve ayni zamanda tespitinin de bir o kadar arttigini aktaran Uzm. Dr. Kirdök, hasta sikâyetlerinin çok belirleyici olmadigi bu hastaligin tespiti için kolonoskopinin hayati önem tasidigini belirtti.
“Kolon kanserine neden olan en büyük unsur genetik ve çevresel faktörler”
Uzm. Dr. Kirdök, bagirsakta olusan ve polip olarak adlandirilan öncü lezyonlarin küçük bir et parçasi ya da sivilce gibi baslayip zamanla büyüyerek kanserlestigini söyledi.
Kolon kanserine neden olan en büyük unsurun genetik faktörler oldugunu vurgulayan Uzm. Dr. Seçil Kirdök, beslenme faktörleri ve yasam tarzinin da bu hastaligin riskini arttirdigini söyledi.
Bu faktörlere deginen gastroenteroloji uzmani, “lifli gidalardan uzak beslenmek, Sebzeyi ve suyu az tüketmek, kesinlikle riski arttiriyor. Sigara kullanmak önemli bir risk faktörü. Yasam tarzi, hazir beslenme, katkili gidalar da diger bütün kanserlerde oldugu gibi bu kanserde de önemli. Bazi iltihapli bagirsak hastaliklari, genetik polipli hastaliklar da riskleri arttiriyor. Ama genetik tek etken degil, ailesinde hiç olmayan bir kiside de gelisebiliyor. Tamamen beslenmeden egzersize yasam tarzimizla ilgili birtakim risk faktörleri hastaligin olusmasinda genetikten çok daha önemli hale geliyor” dedi.
Belirtilerini anlatti
Kolon kanserinin çok fazla sikâyete sebep olabilen bir hastalik degil, ama sikâyete sebep oldugunda da genellikle karin agrisi ve bagirsak aliskanliklarinda gözlenen degisiklikler ile görüldügünü anlatan Uzm. Dr. Kirdök, “Sikâyetler genellikle son 1-2 ayda baslayan, önceden olmayan karin agrilari, kabizlik, ishal gibi ya da diskida birtakim degisiklikler olarak görülüyor. Diskida incelme, kanama ya da tuvalet ihtiyaci bitmemis gibi, sürekli tuvalet varmis gibi bir hisse sebep olmasi durumunda bu sikâyetlere sahip olan kisilerin mutlaka doktora basvurmasi gerekir. Bu sikâyetler bazi kisilerde sürekli olan, bizim huzursuz bagirsak sendromu dedigimiz durumlarda da olabiliyor, ama burada önemli olan önceden olmayan, son zamanlarda baslayan bir degisim olmasi. Biz hiç sikâyet olmasa bile özellikle 40-45 yas üzeri kisilere mutlaka kolonoskopi kontrolü öneriyoruz” diye konustu.
“Kolon kanserini hemoroidle karistirmayin”
Kolon kanseri sikâyetlerinin hemoroidlerle karistirilabilecegini anlatan Kirdök, hemoroidlerin tüm dünyada çok sik görülen ve herkeste olabilen bir hastalik oldugunu anlatti. Diskilama sonrasi taze kanamaya sebep olan damar lezyonlarinin hastalarca hemoroid dolayisiyla kaynaklandiginin sanildigini söyleyen Kirdök, bazen bu kanamanin polipler nedeniyle ortaya çiktigini vurguladi. Hemoroidin kansere dönen bir rahatsizlik oldugu algisinin yanlis oldugunun altini çizen Uzm. Dr. Kirdök, “Aslinda hemoroid ayri bir hastalik, kanserle ilgili bir sey degil. Ancak birçok kanserin tanisinin gecikmesine sebep oluyor. O yüzden her türlü diskida kanama görme gibi durumlarin mutlaka degerlendirilmesi lazim. Hastada hemoroid var ise de bunun belgelenerek bilinmesinde fayda var” dedi.
“Endiselenmeyin, korkmayin, tarama programlarini yaptirin”
Kolonoskopi kontrolüne deginen gastroenteroloji uzmani, bu yöntem ile yaklasik 1,5 metre uzunlugundaki kalin bagirsaga isikli ve kamerali bir sistemle girdiklerini kaydetti.
Kalin bagirsagin tamamini inceledikten sonra polip tarzi bir lezyona rastladiklari durumlarda islem sirasinda hepsini temizleyip çikardiklarini aktaran Kirdök, söyle devam etti:
“Kolonoskopi zor ve sancili bir islem degil. Simdi hem kolon temizligi için alternatif ilaçlar var hem de hasta islem sirasinda uyudugu için oldukça rahat oluyor. Bittigi zaman hastalarin biraz gazi olabiliyor. Islem bittiginde her sey netlesmis oluyor. Hastalar kolonoskopi korkusundan dolayi bize gelmek istemiyorlar. Buraya ya da herhangi bir gastroenteroloji merkezine gittiklerinde çogunun ‘Ben böyle oldugunu bilseydim daha önce gelirdim’ dedigine sahit oluyoruz. O yüzden hastalara tek tavsiyemiz endise etmesinler, korkmasinlar ve tarama programlarini mutlaka yaptirsinlar.”
“Geç tespitler vücuda yayilmasina sebep olabilir”
Poliplerin büyüdügünü ve zamanla bagirsagi tikadigini ifade eden gastroenteroloji uzmani, tedavi edilmedigi takdirde ya da geç kalindiginda tümörün vücuda yayilabildigini ifade etti.
Uzm. Dr. Kirdök, “Hasta bize geç geldiginde maalesef karacigere veya vücuda yayilma ihtimali oluyor. Yayildiginda da diger organlarin fonksiyonlarini bozarak hayati riskler yaratabiliyor. Yayilmasa bile bagirsak tikanabiliyor. Bulanti, kusma, bagirsak tikanikligi ile gelinebiliyor. Ne kadar erken tespit edersek yasam süresi de o kadar uzun ve saglikli oluyor.
Kaynak: İHA
Hastaligin giderek yayginlastigini ve ayni zamanda tespitinin de bir o kadar arttigini aktaran Uzm. Dr. Kirdök, hasta sikâyetlerinin çok belirleyici olmadigi bu hastaligin tespiti için kolonoskopinin hayati önem tasidigini belirtti.
“Kolon kanserine neden olan en büyük unsur genetik ve çevresel faktörler”
Uzm. Dr. Kirdök, bagirsakta olusan ve polip olarak adlandirilan öncü lezyonlarin küçük bir et parçasi ya da sivilce gibi baslayip zamanla büyüyerek kanserlestigini söyledi.
Kolon kanserine neden olan en büyük unsurun genetik faktörler oldugunu vurgulayan Uzm. Dr. Seçil Kirdök, beslenme faktörleri ve yasam tarzinin da bu hastaligin riskini arttirdigini söyledi.
Bu faktörlere deginen gastroenteroloji uzmani, “lifli gidalardan uzak beslenmek, Sebzeyi ve suyu az tüketmek, kesinlikle riski arttiriyor. Sigara kullanmak önemli bir risk faktörü. Yasam tarzi, hazir beslenme, katkili gidalar da diger bütün kanserlerde oldugu gibi bu kanserde de önemli. Bazi iltihapli bagirsak hastaliklari, genetik polipli hastaliklar da riskleri arttiriyor. Ama genetik tek etken degil, ailesinde hiç olmayan bir kiside de gelisebiliyor. Tamamen beslenmeden egzersize yasam tarzimizla ilgili birtakim risk faktörleri hastaligin olusmasinda genetikten çok daha önemli hale geliyor” dedi.
Belirtilerini anlatti
Kolon kanserinin çok fazla sikâyete sebep olabilen bir hastalik degil, ama sikâyete sebep oldugunda da genellikle karin agrisi ve bagirsak aliskanliklarinda gözlenen degisiklikler ile görüldügünü anlatan Uzm. Dr. Kirdök, “Sikâyetler genellikle son 1-2 ayda baslayan, önceden olmayan karin agrilari, kabizlik, ishal gibi ya da diskida birtakim degisiklikler olarak görülüyor. Diskida incelme, kanama ya da tuvalet ihtiyaci bitmemis gibi, sürekli tuvalet varmis gibi bir hisse sebep olmasi durumunda bu sikâyetlere sahip olan kisilerin mutlaka doktora basvurmasi gerekir. Bu sikâyetler bazi kisilerde sürekli olan, bizim huzursuz bagirsak sendromu dedigimiz durumlarda da olabiliyor, ama burada önemli olan önceden olmayan, son zamanlarda baslayan bir degisim olmasi. Biz hiç sikâyet olmasa bile özellikle 40-45 yas üzeri kisilere mutlaka kolonoskopi kontrolü öneriyoruz” diye konustu.
“Kolon kanserini hemoroidle karistirmayin”
Kolon kanseri sikâyetlerinin hemoroidlerle karistirilabilecegini anlatan Kirdök, hemoroidlerin tüm dünyada çok sik görülen ve herkeste olabilen bir hastalik oldugunu anlatti. Diskilama sonrasi taze kanamaya sebep olan damar lezyonlarinin hastalarca hemoroid dolayisiyla kaynaklandiginin sanildigini söyleyen Kirdök, bazen bu kanamanin polipler nedeniyle ortaya çiktigini vurguladi. Hemoroidin kansere dönen bir rahatsizlik oldugu algisinin yanlis oldugunun altini çizen Uzm. Dr. Kirdök, “Aslinda hemoroid ayri bir hastalik, kanserle ilgili bir sey degil. Ancak birçok kanserin tanisinin gecikmesine sebep oluyor. O yüzden her türlü diskida kanama görme gibi durumlarin mutlaka degerlendirilmesi lazim. Hastada hemoroid var ise de bunun belgelenerek bilinmesinde fayda var” dedi.
“Endiselenmeyin, korkmayin, tarama programlarini yaptirin”
Kolonoskopi kontrolüne deginen gastroenteroloji uzmani, bu yöntem ile yaklasik 1,5 metre uzunlugundaki kalin bagirsaga isikli ve kamerali bir sistemle girdiklerini kaydetti.
Kalin bagirsagin tamamini inceledikten sonra polip tarzi bir lezyona rastladiklari durumlarda islem sirasinda hepsini temizleyip çikardiklarini aktaran Kirdök, söyle devam etti:
“Kolonoskopi zor ve sancili bir islem degil. Simdi hem kolon temizligi için alternatif ilaçlar var hem de hasta islem sirasinda uyudugu için oldukça rahat oluyor. Bittigi zaman hastalarin biraz gazi olabiliyor. Islem bittiginde her sey netlesmis oluyor. Hastalar kolonoskopi korkusundan dolayi bize gelmek istemiyorlar. Buraya ya da herhangi bir gastroenteroloji merkezine gittiklerinde çogunun ‘Ben böyle oldugunu bilseydim daha önce gelirdim’ dedigine sahit oluyoruz. O yüzden hastalara tek tavsiyemiz endise etmesinler, korkmasinlar ve tarama programlarini mutlaka yaptirsinlar.”
“Geç tespitler vücuda yayilmasina sebep olabilir”
Poliplerin büyüdügünü ve zamanla bagirsagi tikadigini ifade eden gastroenteroloji uzmani, tedavi edilmedigi takdirde ya da geç kalindiginda tümörün vücuda yayilabildigini ifade etti.
Uzm. Dr. Kirdök, “Hasta bize geç geldiginde maalesef karacigere veya vücuda yayilma ihtimali oluyor. Yayildiginda da diger organlarin fonksiyonlarini bozarak hayati riskler yaratabiliyor. Yayilmasa bile bagirsak tikanabiliyor. Bulanti, kusma, bagirsak tikanikligi ile gelinebiliyor. Ne kadar erken tespit edersek yasam süresi de o kadar uzun ve saglikli oluyor.