Böbrek Kisti Deyip Geçmeyin

Böbrek kistlerinin siklikla bulgu vermedigini söyleyen Medical Park Ordu Hastanesi Üroloji Uzmani Opr. Dr. Cemalettin Cengiz Beyaz, “Böbrek kistleri, baska bir sebeple yapilan radyolojik incelemelerde (ultrasonografi, bilgisayarli tomografi, manyetik rezonans gibi) rastlantisal olarak tani alir. Son dönem böbrek yetmezligi nedeniyle hemodiyalize giren hastalarda da böbrek kistleri olusabilir. Büyük böbrek kistleri, komsu çevre dokuya baski olusturduklarinda agri yapabilirler. Agri haricinde idrarda kanamaya ve yüksek tansiyona da neden olabilirler“ dedi.



Böbrek yetmezligi görülebilir

Genetik geçisli çok sayida böbrek kistine sahip olgularda ilerleyici böbrek hasari sonucunda böbrek yetmezliginin görülebildiginin altini çizen Opr. Dr. Cemalettin Cengiz Beyaz, “Bu olgularin düzenli hekim kontrolleri önem arz etmektedir. Genetik geçisli bu hasta grubunda böbrek kistlerine karaciger kistleri, beyin anevrizmasi ve kalp kapak hastaligi da eslik edebilir. Böbrek kistleri basit ve komplike olarak ikiye ayrilir. Basit böbrek kistleri iyi huyludur ve çogunlukla bir tedavi gerektirmez. Yillik ultrason kontrolleri genellikle takip için yeterlidir. Komplike böbrek kistleri ise yakin izlem veya cerrahi tedavi gerektirebilen patolojilerdir“ diye konustu.



Kansere dönüsebilir

Ultrasonik görüntülemede komplike böbrek kisti tespit edilmesi durumunda mutlaka kontrast madde esliginde bilgisayarli tomografi (BT) veya magnetik rezonans görüntüleme (MR) istenerek komplike kistin malignite potansiyelinin ortaya konulmasi (Bosniac siniflamasi) gerektigini isaret eden Opr. Dr. Cemalettin Cengiz Beyaz, sunlari söyledi:

“Bosniac siniflamasi, komplike kistleri 5 gruba ayirir. Ilk iki kategoride tedavi gerekmezken Bosniac 3. ve 4. kategoride yüzde 50 üzerinde kanser riski oldugu için cerrahi önerilir. Son bir kategori ise IIF olarak adlandirilan gruptur. Bu grup lezyonlar kansere ilerleyebilecegi için yakin izlem gerektiren olgulardir. Böbrek kisti tespit edilen kisiler panige kapilmamali ancak düzenli hekim kontrollerini aksatmayarak erken tani ve tedavi için hem kendilerine hem de takip eden hekimlerine yardimci olmalidirlar.“