Yurtdisindaki Vatandaslarin Maruz Kaldigi Nefret Suçunun Sesini Duyuracak NESAM Portali Tanitildi
Yurtdisi Türkler ve Akraba Topluluklar Baskanligi (YTB), yurt disinda yasayan vatandaslarin, karsi karsiya kaldigi irkçilik ve ayrimciliga dair farkindaligi artirmayi amaçlayan Nefret Suçlari ve Ayrimcilikla Mücadele Portali (NESAM) düzenlenen konferans ile tanitildi.
Yurtdisi Türkler ve Akraba Topluluklar Baskanligi (YTB) tarafindan, Türk vatandaslarini dogrudan ya da dolayli biçimde hedef almis irkçi ve Islam düsmani saldirilar, düzenli olarak kayit altina aliniyor ve yillik raporlar yoluyla kamuoyuyla düzenli olarak paylasiliyor. Bu çalismalar kapsaminda, nefret suçu, saldiri, ayrimcilik ya da hak ihlali bildirimleri ulusal ve uluslararasi kurum ve kuruluslarin dikkatine sunan ve bu alanda yapilan çalismalarda yol gösterici olmayi amaçlayan Nefret Suçlari ve Ayrimcilikla Mücadele Portali (NESAM), Ankara’da bir otelde düzenlenen toplanti ile tanitildi. Yurtdisinda yasayan vatandaslarin karsi karsiya kaldigi irkçilik ve ayrimciliga dair farkindaligi artirmayi amaçlayan NESAM portalinin tanitimina, yurt içi ve yurt disindan kamu kurumu, akademi ve sivil toplum temsilcilerinin yani sira YTB Baskani Abdullah Eren, Kültür ve Turizm Bakan Yardimcisi Dr. Serdar Çam, TBMM Yurtdisi Türkler ve Akraba Topluluklari Alt Komisyonu Baskani ve AK Parti Istanbul Milletvekili Zafer Sirakaya ve Kamu Basdenetçisi Seref Malkoç da katildi.
Burada konusan YTB Baskani Abdullah Eren, Fransa’da seçime dogru gidildigi esnada özellikle baskan adaylarinin Islam düsmanligi ve fasist söylemler konusunda yarisa girdigini gördüklerini belirterek, “Bugün belki refah devleti olarak bildigimiz birçok Iskandinav ülkesine dair, asiri sagci küçük partilerin meclise girmeye basladigini görüyoruz. Bu anlamda bu tür söylemler irkçi ve Islam düsmani saldirilarda da hem sayi hem de siddet itibariyla bir yükselisi beraberinde getirdi” dedi.
Son 20 yildir irkçi ve Islam düsmani saldirilarda ciddi can kayiplari yasandigini dile getiren Eren, “Buna ragmen, Almanya’da 10 kisinin hayatini kaybettigi cinayetlerde oldugu gibi gerçeklestirilen bu saldirilar, çogu zaman bireysel vakalar olarak görülüp, örgüt baglantilari yeterince incelenmeden birakiliyor” diye konustu.
Europol 2020 raporunda yer alan sadece Almanya, Hollanda ve Litvanya’da mahkumiyetle sonuçlanan 11 asiri sagci bildirildigi verisine deginen Eren, sunlari kaydetti:
“Çogu zaman da bireysel saldirilar, örgüt baglantisi ortaya çikmadiginda terör saldiri olarak kayda alinmiyor. Bu da çok önemli. Bireysel saldiri olarak kaliyor. Sonuç olarak, dünyada Müslüman karsiti irkçi saldirilarin kapsamli bir verisinin üretildigini söylemek su an maalesef imkansiz. Tüm bu raporlamalar, meselenin sadece bir tarafini gösteriyor. Son üç yildaki yurtdisinda yasayan vatandaslarimiza yönelik saldirilara baktigimizda, vatandaslarimizin canina kasteden, evlerine, araçlarina, isyerlerine, ibadethanelerine, derneklerine veya farkli merkezlerine yönelik saldirilarin, Müslüman karsiti irkçiligin bir sonucu olarak asiri sagci terörün hedefi haline geldigini görüyoruz. Biz son üç yildir bu saldirilari raporlamaya basladik. Bir yerden baslamak lazim dedik ve aslinda NESAM’da bu üç yillik çalismanin bir sonucu.”
Müslümanlara karsi islenmis nefret suçu ve irkçilikla alakali farkindalik olusturabilmenin temel amaçlari oldugunu belirten Eren, “Bu konuyla alakali arastirmacilarimizin, akademisyenlerimizin, STK’larimizin, büyük çati STK’larimizin, sadece insan haklari konusu ile alakali çalisan STK’larimizin genel gayesi, öncelikle bir farkindalik olusturmak. Ancak farkindalik olusturduktan sonra temel bazi mekanizmalari da kurmamiz gerekiyor. Bu mekanizmalarin Türkiye ayagi var. Bir kamu kurumunun yapacagi hususlar var, bizim gibi. Bir de bir kamu kurumunun yapamayacagi, Avrupa’daki vatandaslarimizin kendi ayaklari üzerinde durarak yapacagi, içeriden bir ses olarak seslerini yükseltebilecekleri bir mekanizma da büyük bir ihtiyaç. Bu ekosistemin en önemli parçalarindan bir tanesi de vatandasimizin bu konuda bilinçlendirilmesi. Bunun için de en önemli hususlar nedir? Sembol olmus bazi davalarin veya vatandaslarimizin karsilastigi irkçi suçlara iliskin davalarin takibi” dedi.
Yurtdisinda yasayan vatandaslarin, genelde Türkiye’ye para getiren, döviz getiren, yazin Türkiye’ye gelip rahat rahat yasamasina ragmen Avrupa’da da keyif süren bir topluluk olarak görüldügünü ifade eden Eren, ”Maalesef bu böyle. Büyük bir haksizlik yapildigini düsünüyoruz YTB olarak, yurtdisinda yasayan vatandaslarimiza. Çok zor sartlarda bu insanlar hayatlarini idame ettirmeye çalisiyorlar. Temel vatandaslik ve yasam haklarina iliskin sorunlarla da gittikçe karsi karsiya kaliyorlar” degerlendirmesini yapti.
Eren, NESAM’a iliskin su bilgileri verdi:
“Biz topladigimiz verileri, raporlama disinda ne yapiyoruz? Iste bu NESAM portali ne yapacagimizin da bir sekilde göstergesi. Temel bir ekranimiz var. Kisinin iletisim bilgilerini, olayin gerçeklestigi ülke, eyaleti, tarihi, saldirinin motivasyonu, olaya iliskin yasal bir basvuru yapilip yapilmadigi, olayin magduru veya tanigi olup olmadiklari, olayi anlatan ve en sonunda bunu teyit ettiginiz bir portal. NESAM’in temel fonksiyonu, yurtdisinda yasayan vatandaslarimizin haberdar olmasini istedigimiz, ‘Ben bir sey ile karsilastim, sunu bildireyim.’ diyerek girebilecegi, çok temel bir çerçevede fakat formdan sonra kendisine geri dönüsünün yapilmasi görüsünde bir portal.”
Kaynak: İHA
Burada konusan YTB Baskani Abdullah Eren, Fransa’da seçime dogru gidildigi esnada özellikle baskan adaylarinin Islam düsmanligi ve fasist söylemler konusunda yarisa girdigini gördüklerini belirterek, “Bugün belki refah devleti olarak bildigimiz birçok Iskandinav ülkesine dair, asiri sagci küçük partilerin meclise girmeye basladigini görüyoruz. Bu anlamda bu tür söylemler irkçi ve Islam düsmani saldirilarda da hem sayi hem de siddet itibariyla bir yükselisi beraberinde getirdi” dedi.
Son 20 yildir irkçi ve Islam düsmani saldirilarda ciddi can kayiplari yasandigini dile getiren Eren, “Buna ragmen, Almanya’da 10 kisinin hayatini kaybettigi cinayetlerde oldugu gibi gerçeklestirilen bu saldirilar, çogu zaman bireysel vakalar olarak görülüp, örgüt baglantilari yeterince incelenmeden birakiliyor” diye konustu.
Europol 2020 raporunda yer alan sadece Almanya, Hollanda ve Litvanya’da mahkumiyetle sonuçlanan 11 asiri sagci bildirildigi verisine deginen Eren, sunlari kaydetti:
“Çogu zaman da bireysel saldirilar, örgüt baglantisi ortaya çikmadiginda terör saldiri olarak kayda alinmiyor. Bu da çok önemli. Bireysel saldiri olarak kaliyor. Sonuç olarak, dünyada Müslüman karsiti irkçi saldirilarin kapsamli bir verisinin üretildigini söylemek su an maalesef imkansiz. Tüm bu raporlamalar, meselenin sadece bir tarafini gösteriyor. Son üç yildaki yurtdisinda yasayan vatandaslarimiza yönelik saldirilara baktigimizda, vatandaslarimizin canina kasteden, evlerine, araçlarina, isyerlerine, ibadethanelerine, derneklerine veya farkli merkezlerine yönelik saldirilarin, Müslüman karsiti irkçiligin bir sonucu olarak asiri sagci terörün hedefi haline geldigini görüyoruz. Biz son üç yildir bu saldirilari raporlamaya basladik. Bir yerden baslamak lazim dedik ve aslinda NESAM’da bu üç yillik çalismanin bir sonucu.”
Müslümanlara karsi islenmis nefret suçu ve irkçilikla alakali farkindalik olusturabilmenin temel amaçlari oldugunu belirten Eren, “Bu konuyla alakali arastirmacilarimizin, akademisyenlerimizin, STK’larimizin, büyük çati STK’larimizin, sadece insan haklari konusu ile alakali çalisan STK’larimizin genel gayesi, öncelikle bir farkindalik olusturmak. Ancak farkindalik olusturduktan sonra temel bazi mekanizmalari da kurmamiz gerekiyor. Bu mekanizmalarin Türkiye ayagi var. Bir kamu kurumunun yapacagi hususlar var, bizim gibi. Bir de bir kamu kurumunun yapamayacagi, Avrupa’daki vatandaslarimizin kendi ayaklari üzerinde durarak yapacagi, içeriden bir ses olarak seslerini yükseltebilecekleri bir mekanizma da büyük bir ihtiyaç. Bu ekosistemin en önemli parçalarindan bir tanesi de vatandasimizin bu konuda bilinçlendirilmesi. Bunun için de en önemli hususlar nedir? Sembol olmus bazi davalarin veya vatandaslarimizin karsilastigi irkçi suçlara iliskin davalarin takibi” dedi.
Yurtdisinda yasayan vatandaslarin, genelde Türkiye’ye para getiren, döviz getiren, yazin Türkiye’ye gelip rahat rahat yasamasina ragmen Avrupa’da da keyif süren bir topluluk olarak görüldügünü ifade eden Eren, ”Maalesef bu böyle. Büyük bir haksizlik yapildigini düsünüyoruz YTB olarak, yurtdisinda yasayan vatandaslarimiza. Çok zor sartlarda bu insanlar hayatlarini idame ettirmeye çalisiyorlar. Temel vatandaslik ve yasam haklarina iliskin sorunlarla da gittikçe karsi karsiya kaliyorlar” degerlendirmesini yapti.
Eren, NESAM’a iliskin su bilgileri verdi:
“Biz topladigimiz verileri, raporlama disinda ne yapiyoruz? Iste bu NESAM portali ne yapacagimizin da bir sekilde göstergesi. Temel bir ekranimiz var. Kisinin iletisim bilgilerini, olayin gerçeklestigi ülke, eyaleti, tarihi, saldirinin motivasyonu, olaya iliskin yasal bir basvuru yapilip yapilmadigi, olayin magduru veya tanigi olup olmadiklari, olayi anlatan ve en sonunda bunu teyit ettiginiz bir portal. NESAM’in temel fonksiyonu, yurtdisinda yasayan vatandaslarimizin haberdar olmasini istedigimiz, ‘Ben bir sey ile karsilastim, sunu bildireyim.’ diyerek girebilecegi, çok temel bir çerçevede fakat formdan sonra kendisine geri dönüsünün yapilmasi görüsünde bir portal.”