'Mevsimsel Depresyon Dünya Nüfusunun Yüzde 6'Sini Etkiliyor'
Özellikle sonbahar ve kis aylarinda serotonin düzeyinin düsmesiyle ortaya çikan mevsimsel depresyon, birçok kisinin hayatini olumsuz etkiliyor. Mevsimsel depresyon dünya nüfusunun yaklasik yüzde 6’sini etkiledigini ve en çok 18-30 yas araliginda ve daha siklikla kadinlarda görüldügünü ifade eden Yasar Üniversitesi Psikoloji Bölümü Ögretim Üyesi Doç. Dr. Oya Mortan Sevi, mevsimsel depresyonlarin yüzde 33-44’ünün majör depresyona dönüsebildigine dikkat çekti.
Bahar ve kis aylarinda günes isigindan alinan mutluluk hormonu serotonin düzeyinin düsmesi ve uyku hormonu melatoninin olmasi gerekenin üstünde üretilmesi nedeniyle mevsimsel depresyon ortaya çikabiliyor. Kisilerde keyifsizlik, isteksizlik ve enerji kaybina neden olan bu depresyon her yilin belli bir döneminde kendini gösteriyor. Dünyada yapilan çalismalar sonucu elde edilen istatistiklere göre; mevsimsel depresyonun nüfusun yaklasik yüzde 5-6’sini etkiledigine dikkat çeken Yasar Üniversitesi Psikoloji Bölümü Ögretim Üyesi Doç. Dr. Oya Mortan Sevi, mevsimsel depresyonun en çok 18-30 yas araliginda ve siklikla kadinlarda görüldügünü söyledi.
Doç. Dr. Sevi, yapilan çalismalarin mevsimsel depresyonun mevsimsel temelli olmayan majör depresyona dönüsebilme oraninin ise yüzde 33-44 araliginda oldugunu belirterek, “Türkiye’de mevsimsel depresyon alt tipini tanilamaya yönelik yapilan bilimsel çalismalarin oldukça sinirli oldugu, ancak yapilandirilmis bir görüsme çizelgesinin adapte edilmis oldugu görülmektedir. Yapilan bu çalismada majör depresif bozukluk tanisi alan hastalarin 3 de 1’i mevsimsel depresyon alt tipi olarak degerlendirilmistir. Tip fakültesi ögrencileriyle yürütülen bir çalismada ise, mevsimsel duygu durum bozuklugu sikligi yüzde 18.5 ve esik alti belirtilerinin sikligi yüzde 35.1 olarak belirlenmistir” dedi.
Mevsimsel depresyonu tanimlayan Doç. Dr. Sevi, “Mevsimsel depresyon ya da mevsimsel duygu durum bozuklugu, mevsimlerin degismesiyle tetiklenen, yineleyici türde bir majör depresif bozukluktur. Baska bir deyisle, depresyondan ayri bir tani degildir; majör depresif bozuklugun bir alt türüdür. Ruh Sagligi Bozukluklarinin Tani Ölçütleri Basvuru El Kitabina göre (DSM-5) tani kriteri, en az 2 yil boyunca her yilin belirli mevsimsel dönemlerinde baslayip sonlanmasi ve diger mevsimlerde belirtilerin görülmemesi, bu dönemin büyük bir bölümünün depresyon belirtileriyle geçirilmesidir. Mevsimsel depresyon daha çok sonbahar ve kis aylarinda görülmektedir, yaz aylari ve ilkbaharda nadiren görülür” diye konustu.
Mevsimsel depresyonun nedenlerinden bahseden Doç. Dr. Sevi, “Yapilan çalismalar mevsimsel olarak günes isigina daha az maruz kalmanin olusturdugu etkiler ile beyin hormonlarindaki degisimler üzerinde durmakta, ailede depresyon öyküsünün de tetikleyici olabileceginin altini çizmektedir. Bu çalismalarda, serotonin düzeyini düzenlemede güçlügü olan kisilerin, kis aylarinda serotonin düzeyinin düsmesiyle birlikte mevsimsel depresyon belirtileri yasayabildigi gösterilmistir. Dahasi, günes isigina daha az maruz kalmanin etkisiyle kis aylarinda melatoninin olmasi gerekenin üzerinde üretilmesinin de enerji düsüklügü ve uyku hali yaratiyor olabilecegi ifade edilmektedir. Ayni sebeple olusan D vitamini eksikligi, serotonin eksikliginde de rol oynamaktadir. Bu etmenlerin her biri ayri ayri ya da hepsi birlikte mevsimsel depresyon belirtilerinden sorumlu olabilir. Tüm bunlara ek olarak, depresyona genetik ve bilissel yatkinligi olan kisilerde, daha fazla ev ya da kapali ortamlarda vakit geçirilmesi ile fiziksel aktivitenin ve sosyallesmenin azalmasinin da tetikleyici olabilecegi düsünülebilir” dedi.
Bu depresyonun majör depresyon ile karistirilmamasi gerektigine dikkat çeken Doç. Dr. Sevi, “Majör depresyon, pek çok neden ve tetikleyici ile ortaya çikabilir. Mevsimsel depresyon ise her yilin belirli mevsimsel dönemlerinde baslayip sonlanmasi ve diger mevsimlerde belirtilerin görülmemesi ile majör depresyondan ayirt edilebilir. Majör depresyonda görülen genis kendini elestirme, suçlama, mutsuzluk, karamsarlik, yorgunluk, istah azalmasi ya da artmasi gibi belirtiler mevsimsel depresyonda da görülebilir. Ancak mevsimsel depresyonun en belirgin belirtilerinin keyifsizlik, isteksizlik ve enerji kaybi oldugu söylenebilir. Kis aylarinda sürekli uyuma istegi, istah artisi, keyifsizlik, halsizlik ve içe kapanma ile seyreden mevsimsel depresyon, yaz ve bahar aylarinda görüldügünde ise çogunlukla istah azalmasi, uykusuzluk, öfke, gerginlik ve ajitasyon ile kendini gösterebilir” diye konustu.
Kaynak: İHA
Doç. Dr. Sevi, yapilan çalismalarin mevsimsel depresyonun mevsimsel temelli olmayan majör depresyona dönüsebilme oraninin ise yüzde 33-44 araliginda oldugunu belirterek, “Türkiye’de mevsimsel depresyon alt tipini tanilamaya yönelik yapilan bilimsel çalismalarin oldukça sinirli oldugu, ancak yapilandirilmis bir görüsme çizelgesinin adapte edilmis oldugu görülmektedir. Yapilan bu çalismada majör depresif bozukluk tanisi alan hastalarin 3 de 1’i mevsimsel depresyon alt tipi olarak degerlendirilmistir. Tip fakültesi ögrencileriyle yürütülen bir çalismada ise, mevsimsel duygu durum bozuklugu sikligi yüzde 18.5 ve esik alti belirtilerinin sikligi yüzde 35.1 olarak belirlenmistir” dedi.
Mevsimsel depresyonu tanimlayan Doç. Dr. Sevi, “Mevsimsel depresyon ya da mevsimsel duygu durum bozuklugu, mevsimlerin degismesiyle tetiklenen, yineleyici türde bir majör depresif bozukluktur. Baska bir deyisle, depresyondan ayri bir tani degildir; majör depresif bozuklugun bir alt türüdür. Ruh Sagligi Bozukluklarinin Tani Ölçütleri Basvuru El Kitabina göre (DSM-5) tani kriteri, en az 2 yil boyunca her yilin belirli mevsimsel dönemlerinde baslayip sonlanmasi ve diger mevsimlerde belirtilerin görülmemesi, bu dönemin büyük bir bölümünün depresyon belirtileriyle geçirilmesidir. Mevsimsel depresyon daha çok sonbahar ve kis aylarinda görülmektedir, yaz aylari ve ilkbaharda nadiren görülür” diye konustu.
Mevsimsel depresyonun nedenlerinden bahseden Doç. Dr. Sevi, “Yapilan çalismalar mevsimsel olarak günes isigina daha az maruz kalmanin olusturdugu etkiler ile beyin hormonlarindaki degisimler üzerinde durmakta, ailede depresyon öyküsünün de tetikleyici olabileceginin altini çizmektedir. Bu çalismalarda, serotonin düzeyini düzenlemede güçlügü olan kisilerin, kis aylarinda serotonin düzeyinin düsmesiyle birlikte mevsimsel depresyon belirtileri yasayabildigi gösterilmistir. Dahasi, günes isigina daha az maruz kalmanin etkisiyle kis aylarinda melatoninin olmasi gerekenin üzerinde üretilmesinin de enerji düsüklügü ve uyku hali yaratiyor olabilecegi ifade edilmektedir. Ayni sebeple olusan D vitamini eksikligi, serotonin eksikliginde de rol oynamaktadir. Bu etmenlerin her biri ayri ayri ya da hepsi birlikte mevsimsel depresyon belirtilerinden sorumlu olabilir. Tüm bunlara ek olarak, depresyona genetik ve bilissel yatkinligi olan kisilerde, daha fazla ev ya da kapali ortamlarda vakit geçirilmesi ile fiziksel aktivitenin ve sosyallesmenin azalmasinin da tetikleyici olabilecegi düsünülebilir” dedi.
Bu depresyonun majör depresyon ile karistirilmamasi gerektigine dikkat çeken Doç. Dr. Sevi, “Majör depresyon, pek çok neden ve tetikleyici ile ortaya çikabilir. Mevsimsel depresyon ise her yilin belirli mevsimsel dönemlerinde baslayip sonlanmasi ve diger mevsimlerde belirtilerin görülmemesi ile majör depresyondan ayirt edilebilir. Majör depresyonda görülen genis kendini elestirme, suçlama, mutsuzluk, karamsarlik, yorgunluk, istah azalmasi ya da artmasi gibi belirtiler mevsimsel depresyonda da görülebilir. Ancak mevsimsel depresyonun en belirgin belirtilerinin keyifsizlik, isteksizlik ve enerji kaybi oldugu söylenebilir. Kis aylarinda sürekli uyuma istegi, istah artisi, keyifsizlik, halsizlik ve içe kapanma ile seyreden mevsimsel depresyon, yaz ve bahar aylarinda görüldügünde ise çogunlukla istah azalmasi, uykusuzluk, öfke, gerginlik ve ajitasyon ile kendini gösterebilir” diye konustu.