Cumhurbaskani Erdogan, '2023 Senesine 85 Milyon Olarak Tam Bir Dayanisma Içinde Girmeyi Hedefliyoruz'
Cumhurbaskani Recep Tayyip Erdogan, “Cumhuriyetimizin 100. Yilini kutlayacagimiz 2023 senesine sanatçisiyla, siyasetçisiyle, kadini, erkegi, genci yaslisiyla 85 milyon olarak tam bir dayanisma içinde girmeyi hedefliyoruz. Türkiye yüzyili olarak sembollestirdigimiz bu yeni dönemin insasinda akademisyenler ve bilim adamlariyla birlikte sanatçilarimizin öncü rol oynamasini bekliyoruz” dedi.
Cumhurbaskani Recep Tayyip Erdogan, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde Istanbul Resim ve Heykel Müzesi’nin açilis törenine katildi.
Törende konusma yapan Cumhurbaskani Recep Tayyip Erdogan, “Istanbul’umuzu kendi alaninda marka ve cazibe bir eserle bulusturmanin sevincini yasamiyoruz. Bu gün bu güzel binada ayni zamanda Türkiye’nin en modern sanat birikimini yeniden ihya etmenin gururunu da yüregimizde hissediyoruz. Bu önemli eseri ülkemize kazandiran Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitemizin degerli yöneticilerini mimarindan isçilerini cani gönülden tebrik ediyorum. Biliyorsunuz Istanbul Resim ve Heykel Müzesi Cumhuriyeti tarihimizin en köklü yapilari arasinda yer aliyordu. Müzenin kurulusu bizzat Gazi Mustafa Kemal’in talimatlari dogrultusunda 1937 yilinda Dolmabahçe Veliaht Dairesinde gerçeklestirilmisti. Veliaht Dairesi uzun yillar boyunca müze vasfiyla görevini layikiyla yerine getirdi. Ancak gerek kullanimindan, gerekse zamanla olusan kullanimdan dolayi bina yetersiz kalmaya basladi.
Binanin elverissiz sartlarindan dolayi müzede yer alan eserler de maalesef zarar görüyordu. 2011 yilinda müzemizin bu sorunu dikkatimize ilk getirildigini hemen gerekli talimatlari verip, koleksiyonun Tophane’ye tasinmasini sagladik. Ardindan ayni yil bu antreponun çagdas bir müze binasina dönüstürülmesi için çalismalari baslattik. Bu çalismayi da üniversitemiz mezunlarindan uluslararasi bir çok prestijli ödülün sahibi mimar Emre Erolat beyefendiyle beraber yürüttük. Tüm asamalarini bizzat takip ettigimiz yikandin ilgilendigimiz Istanbul Resim ve Heykel Müzemizin insaatini geçen yil tamamladik. Insaat sürecinde yipranan zarar gören eserleri elden geçirerek restorasyonlarini gerçeklestirdik. Modern tasarimi, merkezi konumu, en üst standartlardaki güvenlik donanimi ve estetik özellikleriyle Istanbul Resim ve Heykel Müzesi her açindan sehrimize yakisan muhtesem bir eser oldu. Buraya ülkemizin çagdas sanat hafizasi desek herhalde yanlis bir tespitte bulunmus olmayiz. Diger pek çok vasfinin yani sira müzemi Resim, Heykel, seramik ve hat örnekleriyle Türkiye’nin en büyük sanat koleksiyonuna sahiptir. 1937’deki ilk sergide sadece 320 eser varken, bu gün ise 10 binin üzerine çikmistir. Müzemizde toplam 806 sanatçinin 10 bin 666 eseri bulunuyor. Bu gün bulusturdugumuz açilis koleksiyonunda ise 277 sanatçimizin 749 eserine yer veriliyor. Gerek binasiyla, gerek koleksiyonuyla Istanbul Resim ve Heykel Müzemizin önümüzdeki dönemde sadece Istanbullularin degil, ülkemizin en önemli sanat destinasyonlarindan biri olacagina inaniyorum” dedi.
“Devlet idaresinde makbul, makbul olmayan vatandas ayrimina gidenler benzer tavri sanat dallarimiza yönelikte sergilediler”
“Binlerce yildir insanlik tarihinin en köklü medeniyetlerine ev sahipligi yapmis bir ülkede yasiyoruz” diyerek konusmasini sürdüren Cumhurbaskani Erdogan, “Istanbul’un yani sira Hatay’dan Kayseri’ye, Ürgüp’ten Bursa’ya kadar ülkemizin dört bir tarafinda farkli medeniyetlere besiklik yapmis ören yerlerimiz sehirlerimiz var. Nereye gidersek gidelim, ülkemizin her kösesinde adeta tarih fiskiriyor. 81 vilayetimizin hemen hepsi, farkli kültürlerle ilmek ilmek dokunmus, birer açik hava müzesi olarak ziyaretçilerini kendine meftun birakiyor. Süphesiz bu güzellikler kadar ona emanet görüp, kiymetini bilmek, korumak, gelecege en güzel sekilde birakmak önem arz ediyor. Maalesef ülke olarak bir dönem bu noktada iyi bir imtihan verdigimizi söyleyemeyiz. Tarihiyle, medeniyetiyle, kültürüyle, kadim degerleriyle milletimizin bagini koparmak isteyenler ne yazik ki essiz kültür varligimizin kiymetini bilemediler. Hatta kimi zaman sadece ihmalkarlikla, sadece imkanlarin kisitli olmasiyla açiklanamayacak sekilde husumet dolu adimlar attilar. Devlet idaresinde makbul, makbul olmayan vatandas ayrimina gidenler benzer tavri sanat dallarimiza yönelik te sergilediler. Örnegin ecdadin bize biraktigi miras, milletimizin bir zenginligi olarak degil, tasfiye edilmesi gereken bir yük olarak görüldü.
Bu zihniyetin elinde Türkiye modern sanat dallarinda hak ettigi seviyelere gelemedigi gibi geleneksel sanat dallarinda da çok ciddi irtifa kaybetti” diye konustu.
“Türkiye’nin kültür ve sanat hayatini çoraklastiran bu jakoben anlayisi 2002’de göreve gelince tamamen rafa kaldirdik”
Sanat dallari arasinda ayrim yapmadan desteklediklerini söyleyen Cumhurbaskani Erdogan, “Türkiye’nin kültür ve sanat hayatini çoraklastiran bu jakoben anlayisi 2002’de göreve gelince tamamen rafa kaldirdik. Sanat dallari ve sanatçilarimiz arasinda ayrim yapmadan, güzeli, kaliteyi ve basariyi desteklemenin çabasi için olduk. Geleneksel sanat dallarimizin üzerindeki ölü topragini kaldirirken, modern sanat dallarini da asla geri plana itmedik. Ülkemizin kültür ve sanat hayatina zenginlik katacak bu alanda çesitlilik katacak her türlü esere, projeye, nitelikli her türlü çalismaya samimiyetle sahip çiktik. Son 20 yilda toplam 164 müzenin onarim restorasyon teshir tanzim çalismalariyla tamamen yeniledik. Ülkemiz genelinde 56 müzeyi ilk kez ziyarete açarken, 18 müzeyi de yeni insa edilen binalarinda milletimizle bulusturduk. Mesele koleksiyonuyla dünyanin sayili örnekleri arasinda yer alan Anadolu Medeniyetleri Müzesini, restore ettik. Ülkemizin en önemli kültür yatirimlarindan olan Cumhurbaskanligi Senfoni Orkestrasinin binasini, 2 yil önce yeniden insa edilen Atatürk Kültür Merkezini ise geçen yil 29 Ekimde hizmete açtik. Göreve geldigimizde desteklenen özel tiyatro sayisi sadece 59 iken, bu gün bu rakam 428’i buldu. Devlet opera ve balesi temsil sayisi 584’ten 707’ye çikti. Yine bu dönemde 33’ü fotograf sergisi olmak üzere yurtiçinde 184, yurtdisinda 79 adet kültür varligi sergisi düzenlendi.
Sinirlarimiz için bu basarili adimlari atarken, yurtdisindaki kültürel varliklarimizi asla ihmal etmedik. Ilgili kurumlar vasitasiyla nerede bir ata yadigari eserimiz varsa, buluyor ihya edip sahip çikiyoruz. Türkiye’den yurtdisina kaçirilan eserlerin tekrar vatanina dönmesi için mücadele veriyoruz. Yaptigimiz hukuki ve diplomatik çalismalarla simdiye kadar 9 bin 34 eseri yeniden ait oldugu topraklara kavusturduk. Öte yandan kalabalik etkinliklere salgin sartlarini müsaade etmedigi o zor günlerde sanatçilarimizi kendi kaderlerine terk etmedik. Sinemadan müzige, tiyatrodan yayincilara kadar her sektöre sagladigimiz desteklerle sanat camiamizin yaninda olduk” seklinde konustu.
“2023 senesine sanatçisiyla, siyasetçisiyle, kadini, erkegi, genci yaslisiyla 85 milyon olarak tam bir dayanisma içinde girmeyi hedefliyoruz”
Siyaset ve diplomaside oldugu gibi sanatta da tüm dünyayi kusatmaya çalisiyoruz diyen Cumhurbaskani Erdogan, “Bizim sanat anlayisimiz ülkemizin yerli ve milli degerlerini göz ardi etmeden evrenseli kucaklamak üzerine kuruludur. Siyasette, diplomasi de, egitim de oldugu kadar sanatta da bir ayagimizi bu topraklara basiyor, digeriyle de tüm dünyayi kusatmaya çalisiyoruz. Hiçbir komplekse kapilmadan insanligin ortak birikiminden azami derecede istifadenin gayreti içindeyiz. Sanati tekellestiren, sanatçilari toplumun karsisinda konumlandiran çarpik bakis açilarini ret ediyoruz. Sanatçiyi bagrindan çiktigi milletin bir ferdi görmek yerine adeta onu mürebbiyesi gibi gösterme pesinde kosanlar, altini çizerek söylüyorum. Kesinlikle iyi niyetli degillerdir. Bu tür ötekilestirici, hatta düsmanlastirici yaklasimlarin kimseye faydasi olmadigi gibi kaybedenlerin topyekun milletimiz olmaktadir. Eski Türkiye’ye ait bu tür arizi durumlarin tamamen geride birakilmasi gerektigini düsünüyorum. Ayni sekilde kimi adli vakalar üzerinde kamu kurumlarinin, kamu görevlilerinin hedef gösterilmesini de yanlis buluyoruz. Hunharca katledilen müzisyen bir kardesimizin acisini istismar etmek, bunu siyasetin malzemesi haline getirmek, böyle elim bir olaydan farkli hesaplar görmek ne ahlakidir, ne insanidir, ne de vicdanidir. Bu her seyden önce babasini kaybeden kiz çocugumuza, genç yasta evladini kaybeden ailesine, hayat arkadasina veda eden sevgili esine yapilmis bir zulümdür. Milletçe hepimizin yüregini daglayan hadiseler karsisinda elbette tepkimizi gösterecegiz, faillerin hak ettigi cezalari almasi için meselenin takipçisi olacagiz. Bunu yaparken, maktulün sevdiklerini yaralayan, acilarini derinlestiren fevrilikten uzak duracagiz. Bu konuda sanatçisindan gazetecisine, siyasetçisinden sokaktaki vatandasina kadar hepimize önemli sorumluluklar düsüyor. Cumhuriyetimizin 100. Yilini kutlayacagimiz 2023 senesine sanatçisiyla, siyasetçisiyle, kadini, erkegi, genci yaslisiyla 85 milyon olarak tam bir dayanisma içinde girmeyi hedefliyoruz. Türkiye yüzyili olarak sembollestirdigimiz bu yeni dönemin insasinda akademisyenler ve bilim adamlariyla birlikte sanatçilarimizin öncü rol oynamasini bekliyoruz” ifadelerini kullandi.
Kaynak: İHA
Törende konusma yapan Cumhurbaskani Recep Tayyip Erdogan, “Istanbul’umuzu kendi alaninda marka ve cazibe bir eserle bulusturmanin sevincini yasamiyoruz. Bu gün bu güzel binada ayni zamanda Türkiye’nin en modern sanat birikimini yeniden ihya etmenin gururunu da yüregimizde hissediyoruz. Bu önemli eseri ülkemize kazandiran Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitemizin degerli yöneticilerini mimarindan isçilerini cani gönülden tebrik ediyorum. Biliyorsunuz Istanbul Resim ve Heykel Müzesi Cumhuriyeti tarihimizin en köklü yapilari arasinda yer aliyordu. Müzenin kurulusu bizzat Gazi Mustafa Kemal’in talimatlari dogrultusunda 1937 yilinda Dolmabahçe Veliaht Dairesinde gerçeklestirilmisti. Veliaht Dairesi uzun yillar boyunca müze vasfiyla görevini layikiyla yerine getirdi. Ancak gerek kullanimindan, gerekse zamanla olusan kullanimdan dolayi bina yetersiz kalmaya basladi.
Binanin elverissiz sartlarindan dolayi müzede yer alan eserler de maalesef zarar görüyordu. 2011 yilinda müzemizin bu sorunu dikkatimize ilk getirildigini hemen gerekli talimatlari verip, koleksiyonun Tophane’ye tasinmasini sagladik. Ardindan ayni yil bu antreponun çagdas bir müze binasina dönüstürülmesi için çalismalari baslattik. Bu çalismayi da üniversitemiz mezunlarindan uluslararasi bir çok prestijli ödülün sahibi mimar Emre Erolat beyefendiyle beraber yürüttük. Tüm asamalarini bizzat takip ettigimiz yikandin ilgilendigimiz Istanbul Resim ve Heykel Müzemizin insaatini geçen yil tamamladik. Insaat sürecinde yipranan zarar gören eserleri elden geçirerek restorasyonlarini gerçeklestirdik. Modern tasarimi, merkezi konumu, en üst standartlardaki güvenlik donanimi ve estetik özellikleriyle Istanbul Resim ve Heykel Müzesi her açindan sehrimize yakisan muhtesem bir eser oldu. Buraya ülkemizin çagdas sanat hafizasi desek herhalde yanlis bir tespitte bulunmus olmayiz. Diger pek çok vasfinin yani sira müzemi Resim, Heykel, seramik ve hat örnekleriyle Türkiye’nin en büyük sanat koleksiyonuna sahiptir. 1937’deki ilk sergide sadece 320 eser varken, bu gün ise 10 binin üzerine çikmistir. Müzemizde toplam 806 sanatçinin 10 bin 666 eseri bulunuyor. Bu gün bulusturdugumuz açilis koleksiyonunda ise 277 sanatçimizin 749 eserine yer veriliyor. Gerek binasiyla, gerek koleksiyonuyla Istanbul Resim ve Heykel Müzemizin önümüzdeki dönemde sadece Istanbullularin degil, ülkemizin en önemli sanat destinasyonlarindan biri olacagina inaniyorum” dedi.
“Devlet idaresinde makbul, makbul olmayan vatandas ayrimina gidenler benzer tavri sanat dallarimiza yönelikte sergilediler”
“Binlerce yildir insanlik tarihinin en köklü medeniyetlerine ev sahipligi yapmis bir ülkede yasiyoruz” diyerek konusmasini sürdüren Cumhurbaskani Erdogan, “Istanbul’un yani sira Hatay’dan Kayseri’ye, Ürgüp’ten Bursa’ya kadar ülkemizin dört bir tarafinda farkli medeniyetlere besiklik yapmis ören yerlerimiz sehirlerimiz var. Nereye gidersek gidelim, ülkemizin her kösesinde adeta tarih fiskiriyor. 81 vilayetimizin hemen hepsi, farkli kültürlerle ilmek ilmek dokunmus, birer açik hava müzesi olarak ziyaretçilerini kendine meftun birakiyor. Süphesiz bu güzellikler kadar ona emanet görüp, kiymetini bilmek, korumak, gelecege en güzel sekilde birakmak önem arz ediyor. Maalesef ülke olarak bir dönem bu noktada iyi bir imtihan verdigimizi söyleyemeyiz. Tarihiyle, medeniyetiyle, kültürüyle, kadim degerleriyle milletimizin bagini koparmak isteyenler ne yazik ki essiz kültür varligimizin kiymetini bilemediler. Hatta kimi zaman sadece ihmalkarlikla, sadece imkanlarin kisitli olmasiyla açiklanamayacak sekilde husumet dolu adimlar attilar. Devlet idaresinde makbul, makbul olmayan vatandas ayrimina gidenler benzer tavri sanat dallarimiza yönelik te sergilediler. Örnegin ecdadin bize biraktigi miras, milletimizin bir zenginligi olarak degil, tasfiye edilmesi gereken bir yük olarak görüldü.
Bu zihniyetin elinde Türkiye modern sanat dallarinda hak ettigi seviyelere gelemedigi gibi geleneksel sanat dallarinda da çok ciddi irtifa kaybetti” diye konustu.
“Türkiye’nin kültür ve sanat hayatini çoraklastiran bu jakoben anlayisi 2002’de göreve gelince tamamen rafa kaldirdik”
Sanat dallari arasinda ayrim yapmadan desteklediklerini söyleyen Cumhurbaskani Erdogan, “Türkiye’nin kültür ve sanat hayatini çoraklastiran bu jakoben anlayisi 2002’de göreve gelince tamamen rafa kaldirdik. Sanat dallari ve sanatçilarimiz arasinda ayrim yapmadan, güzeli, kaliteyi ve basariyi desteklemenin çabasi için olduk. Geleneksel sanat dallarimizin üzerindeki ölü topragini kaldirirken, modern sanat dallarini da asla geri plana itmedik. Ülkemizin kültür ve sanat hayatina zenginlik katacak bu alanda çesitlilik katacak her türlü esere, projeye, nitelikli her türlü çalismaya samimiyetle sahip çiktik. Son 20 yilda toplam 164 müzenin onarim restorasyon teshir tanzim çalismalariyla tamamen yeniledik. Ülkemiz genelinde 56 müzeyi ilk kez ziyarete açarken, 18 müzeyi de yeni insa edilen binalarinda milletimizle bulusturduk. Mesele koleksiyonuyla dünyanin sayili örnekleri arasinda yer alan Anadolu Medeniyetleri Müzesini, restore ettik. Ülkemizin en önemli kültür yatirimlarindan olan Cumhurbaskanligi Senfoni Orkestrasinin binasini, 2 yil önce yeniden insa edilen Atatürk Kültür Merkezini ise geçen yil 29 Ekimde hizmete açtik. Göreve geldigimizde desteklenen özel tiyatro sayisi sadece 59 iken, bu gün bu rakam 428’i buldu. Devlet opera ve balesi temsil sayisi 584’ten 707’ye çikti. Yine bu dönemde 33’ü fotograf sergisi olmak üzere yurtiçinde 184, yurtdisinda 79 adet kültür varligi sergisi düzenlendi.
Sinirlarimiz için bu basarili adimlari atarken, yurtdisindaki kültürel varliklarimizi asla ihmal etmedik. Ilgili kurumlar vasitasiyla nerede bir ata yadigari eserimiz varsa, buluyor ihya edip sahip çikiyoruz. Türkiye’den yurtdisina kaçirilan eserlerin tekrar vatanina dönmesi için mücadele veriyoruz. Yaptigimiz hukuki ve diplomatik çalismalarla simdiye kadar 9 bin 34 eseri yeniden ait oldugu topraklara kavusturduk. Öte yandan kalabalik etkinliklere salgin sartlarini müsaade etmedigi o zor günlerde sanatçilarimizi kendi kaderlerine terk etmedik. Sinemadan müzige, tiyatrodan yayincilara kadar her sektöre sagladigimiz desteklerle sanat camiamizin yaninda olduk” seklinde konustu.
“2023 senesine sanatçisiyla, siyasetçisiyle, kadini, erkegi, genci yaslisiyla 85 milyon olarak tam bir dayanisma içinde girmeyi hedefliyoruz”
Siyaset ve diplomaside oldugu gibi sanatta da tüm dünyayi kusatmaya çalisiyoruz diyen Cumhurbaskani Erdogan, “Bizim sanat anlayisimiz ülkemizin yerli ve milli degerlerini göz ardi etmeden evrenseli kucaklamak üzerine kuruludur. Siyasette, diplomasi de, egitim de oldugu kadar sanatta da bir ayagimizi bu topraklara basiyor, digeriyle de tüm dünyayi kusatmaya çalisiyoruz. Hiçbir komplekse kapilmadan insanligin ortak birikiminden azami derecede istifadenin gayreti içindeyiz. Sanati tekellestiren, sanatçilari toplumun karsisinda konumlandiran çarpik bakis açilarini ret ediyoruz. Sanatçiyi bagrindan çiktigi milletin bir ferdi görmek yerine adeta onu mürebbiyesi gibi gösterme pesinde kosanlar, altini çizerek söylüyorum. Kesinlikle iyi niyetli degillerdir. Bu tür ötekilestirici, hatta düsmanlastirici yaklasimlarin kimseye faydasi olmadigi gibi kaybedenlerin topyekun milletimiz olmaktadir. Eski Türkiye’ye ait bu tür arizi durumlarin tamamen geride birakilmasi gerektigini düsünüyorum. Ayni sekilde kimi adli vakalar üzerinde kamu kurumlarinin, kamu görevlilerinin hedef gösterilmesini de yanlis buluyoruz. Hunharca katledilen müzisyen bir kardesimizin acisini istismar etmek, bunu siyasetin malzemesi haline getirmek, böyle elim bir olaydan farkli hesaplar görmek ne ahlakidir, ne insanidir, ne de vicdanidir. Bu her seyden önce babasini kaybeden kiz çocugumuza, genç yasta evladini kaybeden ailesine, hayat arkadasina veda eden sevgili esine yapilmis bir zulümdür. Milletçe hepimizin yüregini daglayan hadiseler karsisinda elbette tepkimizi gösterecegiz, faillerin hak ettigi cezalari almasi için meselenin takipçisi olacagiz. Bunu yaparken, maktulün sevdiklerini yaralayan, acilarini derinlestiren fevrilikten uzak duracagiz. Bu konuda sanatçisindan gazetecisine, siyasetçisinden sokaktaki vatandasina kadar hepimize önemli sorumluluklar düsüyor. Cumhuriyetimizin 100. Yilini kutlayacagimiz 2023 senesine sanatçisiyla, siyasetçisiyle, kadini, erkegi, genci yaslisiyla 85 milyon olarak tam bir dayanisma içinde girmeyi hedefliyoruz. Türkiye yüzyili olarak sembollestirdigimiz bu yeni dönemin insasinda akademisyenler ve bilim adamlariyla birlikte sanatçilarimizin öncü rol oynamasini bekliyoruz” ifadelerini kullandi.