Ardahan'da Mevlid-I Nebi Ile Camiler Ve Din Görevlileri Haftasi

Ardahan Il Müftülügü tarafindan Mevlid-i Nebi Haftasi dolayisiyla ’Hz. Peygamber (s.a.v.)’in Teblig ve Davet Metodu’ temali program düzenlendi.

Ardahan'da Mevlid-I Nebi Ile Camiler Ve Din Görevlileri Haftasi
Mevlid-i Nebi ile Camiler ve Din Görevlileri Haftasi ile ilgili konferans Ardahan Üniversitesi Asik Senlik Kültür Merkezinde yapildi. Kur’an-i Kerim tilaveti ve sinevizyon gösteriminin oldugu konferans akabinde konusma programlari ile devam etti. Programda, Kocaeli Üniversitesi Ilahiyat Fakültesi Dekani Prof. Dr. Abdullah Kahraman ve Tekirdag Namik Kemal Üniversitesi Ilahiyat Fakültesi Dekani Prof. Dr. Hakan Keskin, bu yilin temasi seçilen "Hz. Peygamber, Cami ve Irsad" konulu konferans verdi.

Programin açilisinda konusan Ardahan Valisi Hüseyin Öner, "Yeryüzünün hak, hakikat, adalet ve merhamete muhtaç kaldigi bir dönemde Peygamber Efendimizin kutlu çagrisini, davet ve irsat yöntemini onun örnekliginde yeniden tefekkür etmemiz gerekmektedir" dedi.

Vali Öner daha sonra söyle konustu:

"Diyanet Isleri Baskanligimiz her yil Mevlid-i Nebi, Camiler ve Din görevlileri Haftasi gibi vesileler ile Islam’in temel kavramlarindan birini milletimizin gündemine tasimakta ve belirlenen bu konularda milletimizi aydinlatmaktadir. Bu yilin konusu da “Peygamberimiz, Cami ve Irsad” olarak belirlenmistir. Yeryüzünün hak, hakikat, adalet ve merhamete muhtaç kaldigi bir dönemde Peygamber Efendimizin kutlu çagrisini, davet ve irsat yöntemini onun örnekliginde yeniden tefekkür etmemiz gerekmektedir. Elbette teblig ve irsat vazifesinin en büyük örnegi, “Ben, güzel ahlaki tamamlamak için gönderildim.” buyuran ve âlemlere rahmet olarak gönderilen Sevgili Peygamberimizdir. Allah Teâlâ’nin gönderdigi bütün peygamberler gönderildikleri toplumlara hakka giden, dünya ve ahiret mutluluguna erdiren yolu göstermisler, bu yolda bizzat yürüyerek onlara rehber ve örnek olmuslardir. Islam özelinde düsünecek olursak hem irsat hem de teblig ve davet, Islam’i insanla bulusturma faaliyetlerinin özünü teskil etmektedir. Teblig ve davet henüz Müslüman olmamis kimselere; irsat ise Islam’i din olarak kabul etmis olanlara yönelik olarak gerçeklestirilen din telkini, egitimi ve ögretimidir. Hz. Peygamberimiz, içinde bulundugu toplumda akrabalarindan baslayarak insanlari, hikmet ve güzel ögütle Islâm’a davet etmekle görevlendirilmistir. O yeryüzünde fitne ve fesat ortadan kalkincaya, din tamamen Allah’in oluncaya ve Islâm bütün dinlere üstün gelinceye kadar mücadele etmistir.

Vahyin gözetiminde devam eden Sevgili Peygamberimizin davet ve irsat faaliyetlerinin basariya ulasmasinda hiç süphesiz takip edilen nebevî yöntem etkili olmustur. Inanç ve gayreti, samimiyet ve ihlasi, güvenilirligi ve dogrulugu, sabri ve merhameti, fesahat ve belâgati, bu süreçte Hz. Peygamberin en büyük yardimcisidir. Onun içindir ki her sözü, insanlara tesir etmistir. Sefkat, merhamet ve hosgörüsüyle, mütebessim çehresiyle, tatli dili ve tesvik edici üslûbuyla gönüllere dokunmustur. Yüze vurmadan hatalari düzeltme ilkesini benimsemis, genel ifadelerle yanlisliklari dile getirerek muhataplari uyarmaya çalismistir. “Kolaylastirin, zorlastirmayin; sevdirin, nefret ettirmeyin.” buyurmus ve bunu bir hayat düsturu haline getirmistir. Yüce dinimiz Islam’a davet görevi ve Müslümanlari irsat etme vazifesi, Peygamber Efendimizden sonra ümmet-i Muhammed’in uhdesine verilmistir. Onun içindir ki bu ulvî vazifeyi din hizmetimizin en önemli unsuru haline getirmek öncelikli gayelerimizden biri olmalidir.

Degerli konuklar, Islam medeniyetinde caminin önemine güçlü bir sekilde vurgu yapmak, cami merkezli irsat faaliyetlerinin artmasina katki saglamak gerekmektedir. Degisen dünya sartlarinda camilerimizi imar etmek, irsat ve irfan mektebi haline getirmek, hayatin merkezine yeniden tasimak için neler yapilmasi gerektigine dair fikir alisverisinde bulunma ve bir yol haritasi belirleme mesuliyetimizin oldugunu da hatirlamamiz gereklidir. Çünkü camiler, Allah’a ibadet etmek için toplanilan manevi sifa ve mutluluk yuvalaridirlar.

Ibadet etmenin yaninda, dini ve beserî ilimlerin idrak edildigi, toplumsal barisin, huzur, adalet ve hakkaniyet duygularinin gelistigi mekânlardir. Islam tarihi boyunca sehirler, cami merkezli planlanmistir. Dolayisiyla cami, sehrin merkezini belirler, sehir planinin kurucu ögesidir ve sehir, caminin etrafinda sekillenir. Çevresinde yasanan sehir hayati, caminin bir devami olarak gelisir.

Kiymetli konuklar, degerli Din Görevlileri, Camilerimizin toplumsal barisin, huzur, adalet ve hakkaniyet duygularinin gelistigi mekânlar oldugundan bahsederken, bu güzide mekânlari anlamli kilan en önemli unsurlardan biriside din görevlilerimizdir. Din görevlileri; mihrapta namazimizi kildiran, minberde ve kürsüde ögütlerini dinledigimiz, kendisinden Kur’an-i Kerim ögrendigimiz, manevi rehberlerimizdir. Dinî degerlerin bilinmesi, erdemlerin yasanmasi, güzelliklerin artmasi için çalismayi hayatinin gayesi edinen din görevlileri, toplumumuzun manevi insasinda çok önemli bir görev üstlenmektedir. Kuran-i Kerim’de “Içinizden hayra çagiran, iyiligi emredip kötülügü meneden bir topluluk bulunsun. Iste onlar kurtulusa erenlerdir.” buyrulmustur. Din görevlileri, Kuran-i Kerim’de ifade edilen bu toplulugun temsilcileridir. Bu önemli misyonu yerine getirirken gösterdiginiz samimiyet ve geçmisten günümüze, camilerimizin maddi ve manevi îmâri için gösterdiginiz gayretlerinizden ötürü tesekkür ediyorum.

Degerli davetliler, bu yil ilimizde icra ettigimiz Mevlid-i Nebi Haftasi programlari için ilimize tesrif eden Kocaeli Üniversitesi Ilahiyat Fakültesi Dekani Prof. Dr. Abdullah Kahraman ve Tekirdag Namik Kemal Üniversitesi Ilahiyat Fakültesi Dekani Prof. Dr. Hakan Keskin Hocalarimiza hassaten çok tesekkür ediyorum.

Bu vesileyle, din görevlilerimizin “Camiler ve Din Görevlileri Haftasi”ni kutluyor, Mevlid-i Nebi Haftasi’nin basta ilimiz Ardahan olmak üzere tüm Islam cografyasina hayirlar getirmesini diliyor, hepinizi saygiyla selamliyorum."
Kaynak: İHA