Çocuklari Oyuncaklariyla Sürekli Bas Basa Birakmanin Dil Ve Konusma Bozukluguna Neden Olabilecegi Uyarisi
Anadolu Üniversitesi Dil ve Konusma Bozukluklari Egitim Uygulama ve Arastirma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ilknur Mavis: 'Henüz okul çagi gelmemis çocuga da maalesef 'Sen sessizce otur, oyuncaklarinla oyna' diyoruz. En büyük hata, iletisim kurmak isteyen çocugumuza 'Sessizce otur' demek. Bu tür yalniz kalan çocuklarda tek basina oyun kurmak iletisimi zayiflatiyor'
SELÇUK KIZILDAG - Anadolu Üniversitesi (AÜ) Dil ve Konusma Bozukluklari Egitim Uygulama ve Arastirma Merkezi (DILKOM) Müdürü Prof. Dr. Ilknur Mavis, ebeveynlerin çocuklari ile iletisim kurmak yerine oyuncak, tablet, bilgisayar ya da telefona yönlendirmelerinin dil ve konusma bozukluklarina yol açabilecegi uyarisinda bulundu.
Saglik Bilimleri Fakültesi Tip Fakültesi Dil ve Konusma Terapisi Bölüm Baskani Mavis, AA muhabirine, DILKOM'un 20 yildir dil ve konusma bozukluklarinin nedenleri ve terapisi üzerine arastirmalar yaptigini söyledi.
Söz konusu bozuklugun altinda kekemelik, konusma sesi, otizm, gecikmis dil ya da dil gelisim bozuklugunun olabilecegini belirten Mavis, "Problemin teshisi sonrasinda gerekli terapilere basliyoruz. Geçtigimiz yil uzaktan egitimle dil ve konusma bozuklugu olan çocuklarimizin terapilerini gerçeklestirdik. Bu yil ise yüz yüze terapiler için su an 130 basvuru aldik." dedi.
Yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) çocuklarda dil ve konusma bozukluguna neden olduguna dair bir arastirmanin bulunmadigini aktaran Mavis, buna ragmen salgin tedbirleri süresince çevrelerindeki ailelerden "Çocugumuzun kaygi düzeyi artti" gibi yakinmalar duydugunu anlatti.
Prof. Dr. Mavis, çocuklarin iletisim becerisini gelistirecek en önemli faktörün, aile bireylerinin ilgisi olduguna dikkati çekti.
Çocuklarin salgin sürecinde yasadigi sorunlara deginen Mavis, söyle devam etti:
"Pandemi süresince çok kaygilandilar, dogal oyun ortamlarindan uzaklastilar, anneanne, babaanne, dede gibi büyüklerini göremediler. Ebeveynler evde olabilir fakat onlar da isleriyle mesgul olmak durumundalar. Kardesler olabilir ama onlar da uzaktan egitim nedeniyle sürekli bilgisayar basindalar. Henüz okul çagi gelmemis çocuga da maalesef 'Sen sessizce otur, oyuncaklarinla oyna.' diyoruz. En büyük hata, iletisim kurmak isteyen çocugumuza 'Sessizce otur' demek. Bu tür yalniz kalan çocuklarda tek basina oyun kurmak iletisimi zayiflatiyor. Ebeveynler bu pandemi süresince çocuklara kitap okuma, onlarla oyunlar oynama gibi iletisimi kuvvetlendirecek aktiviteler yapmadilarsa, dil ve konusma bozuklugu da pesi sira geliyor."
- "Elinizde cep telefonu varken çocugunuzun dogru iletisim kurmasini bekleyemezsiniz"
Eskisehir'de özel bir rehabilitasyon merkezinde egitim veren Dil ve Konusma Bozuklugu Uzmani Nur Melike Dogruöz de çocuklardaki iletisim becerisinin motivasyonunu ailelerin yükseltebilecegini belirtti.
Küçük yaslardaki çocuklarin ilk rol modelinin anne ve baba oldugunu aktaran Dogruöz, su bilgileri paylasti:
"Ebeveynlerin en büyük hatasi kendi bagimliliklarinin farkinda olmamalari. Elinizde cep telefonu varken, çocugunuzla göz temasi kurmuyorken çocugunuzun dogru iletisim kurmasini bekleyemezsiniz. Bazilari, 'Bülbülün suyundan içerse geçer', '15 günde kekemelige son' gibi yanlis bilgiler verebiliyor. Ailelerin bunlari kulak ardi edip bizlerden destek almalari çok önemli. Çünkü ne kadar erken teshis edersek, çözüme de o kadar kolay ulasiyoruz."
Kaynak: AA
Saglik Bilimleri Fakültesi Tip Fakültesi Dil ve Konusma Terapisi Bölüm Baskani Mavis, AA muhabirine, DILKOM'un 20 yildir dil ve konusma bozukluklarinin nedenleri ve terapisi üzerine arastirmalar yaptigini söyledi.
Söz konusu bozuklugun altinda kekemelik, konusma sesi, otizm, gecikmis dil ya da dil gelisim bozuklugunun olabilecegini belirten Mavis, "Problemin teshisi sonrasinda gerekli terapilere basliyoruz. Geçtigimiz yil uzaktan egitimle dil ve konusma bozuklugu olan çocuklarimizin terapilerini gerçeklestirdik. Bu yil ise yüz yüze terapiler için su an 130 basvuru aldik." dedi.
Yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) çocuklarda dil ve konusma bozukluguna neden olduguna dair bir arastirmanin bulunmadigini aktaran Mavis, buna ragmen salgin tedbirleri süresince çevrelerindeki ailelerden "Çocugumuzun kaygi düzeyi artti" gibi yakinmalar duydugunu anlatti.
Prof. Dr. Mavis, çocuklarin iletisim becerisini gelistirecek en önemli faktörün, aile bireylerinin ilgisi olduguna dikkati çekti.
Çocuklarin salgin sürecinde yasadigi sorunlara deginen Mavis, söyle devam etti:
"Pandemi süresince çok kaygilandilar, dogal oyun ortamlarindan uzaklastilar, anneanne, babaanne, dede gibi büyüklerini göremediler. Ebeveynler evde olabilir fakat onlar da isleriyle mesgul olmak durumundalar. Kardesler olabilir ama onlar da uzaktan egitim nedeniyle sürekli bilgisayar basindalar. Henüz okul çagi gelmemis çocuga da maalesef 'Sen sessizce otur, oyuncaklarinla oyna.' diyoruz. En büyük hata, iletisim kurmak isteyen çocugumuza 'Sessizce otur' demek. Bu tür yalniz kalan çocuklarda tek basina oyun kurmak iletisimi zayiflatiyor. Ebeveynler bu pandemi süresince çocuklara kitap okuma, onlarla oyunlar oynama gibi iletisimi kuvvetlendirecek aktiviteler yapmadilarsa, dil ve konusma bozuklugu da pesi sira geliyor."
- "Elinizde cep telefonu varken çocugunuzun dogru iletisim kurmasini bekleyemezsiniz"
Eskisehir'de özel bir rehabilitasyon merkezinde egitim veren Dil ve Konusma Bozuklugu Uzmani Nur Melike Dogruöz de çocuklardaki iletisim becerisinin motivasyonunu ailelerin yükseltebilecegini belirtti.
Küçük yaslardaki çocuklarin ilk rol modelinin anne ve baba oldugunu aktaran Dogruöz, su bilgileri paylasti:
"Ebeveynlerin en büyük hatasi kendi bagimliliklarinin farkinda olmamalari. Elinizde cep telefonu varken, çocugunuzla göz temasi kurmuyorken çocugunuzun dogru iletisim kurmasini bekleyemezsiniz. Bazilari, 'Bülbülün suyundan içerse geçer', '15 günde kekemelige son' gibi yanlis bilgiler verebiliyor. Ailelerin bunlari kulak ardi edip bizlerden destek almalari çok önemli. Çünkü ne kadar erken teshis edersek, çözüme de o kadar kolay ulasiyoruz."