Lenf Kanserinde Takip Çok Önemli
Iç Hastaliklari ve Hematoloji Uzmani Doç. Dr. Burak Uz, ”Lenf kanseriyle mücadelede hastanin takibi her evrede çok önemli. Tedavisi biten hastalar da yakin takip edilmeli. Bunun sebebi hem erken hastalik nüksünü zamaninda tespit etmek hem de verilen tedavilere bagli olusabilecek organ hasarlarinin erken dönemde saptanmasini saglamaktir" dedi.
Medicana Samsun Hastanesi Iç Hastaliklari ve Hematoloji Uzmani Doç. Dr. Burak Uz, lenfomaya dair bilgiler verdi. Uz, ”Lenf kanseriyle mücadelede hastanin takibi her evrede çok önemli. Tedavisi biten hastalar da yakin takip edilmeli. Bunun sebebi hem erken hastalik nüksünü zamaninda tespit etmek hem de verilen tedavilere bagli olusabilecek organ hasarlarinin erken dönemde saptanmasini saglamaktir. Bu amaçla hastalarin ilk 2 yil 3 ayda bir, sonraki 3-5. yilda 6 ayda bir ve 5. yildan sonra yilda bir sekilde kontrole gelmeleri gereklidir. Bu takiplerde maalesef bazi hastalarimizda nüksler yani hastaligin geri gelmesi saptanabilmektedir. Bu durumda yapilacak tedavi kurtarma tedavileri (genellikle daha agir kemoterapi uygulamalari) olmalidir. Kurtarma tedavisine yanit alinan hastalarda kök hücre nakli (genellikle otolog yani hastanin kendisinden ) ile elde edilen yanitin korunmasi hedeflenmektedir” seklinde konustu.
"Lenfoma genellikle lenf bezlerinden nadiren de lenf dokusu bulunan organlardan (mide, ince, bagirsaklar, bademcikler vb.) kaynaklanan kötü huylu hastaliklara verilen genel isimdir" diyen Uz, söyle devam etti:
”Hastaliga bagli belirti ve bulgular siklikla su sekildedir: Lenf bezlerinde büyüme, ates, açiklanamayan gece terlemeleri (çamasir islatacak ölçüde) ve kilo kaybi (kisa sürede vücut agirliginin yüzde 10’undan fazla). Bu sikayetleri olan hastalarin vakit kaybetmeden bir hematoloji uzmanina basvurmalari gereklidir. Lenf bezinden ya da tutulum olan bölgeden alinan lenf bezi örneklerinin patolojik olarak incelenmesi sonucunda lenfoma tanisi konabilecektir.”
Doç. Dr. Burak Uz, “Lenfoma tanisi alan hastalara genellikle hastaligin yayginligini saptamak üzere bir takim detayli testler ve görüntüleme yöntemleri uygulanir. Kan degerlerinde anormallik varsa kemik iligi örnegi de alinabilir. Görüntüleme amaciyla son zamanlarda hastaligin hem vücuttaki dagilimini hem de metabolik aktivitesini ayni anda gösterebilen PET/BT tercih edilmektedir. PET/BT’de lenfoma olan vücut bölgelerinin glukozu (seker) tutma özelliginden yararlanmaktayiz. Evreleme yani hastaligin yayilim durumunu tespit ettikten sonra da tedaviye geçilmektedir. Erken evre lenfomalarda genellikle bölgesel isin tedavisi (radyoterapi) ya da kisa süreli (2-4 kür) damardan ilaç tedavisi (kemoterapi) uygulanmaktadir. Ileri evre lenfomalarda ise daha uzun süreli (6 kür) kemoterapi tercih edilir. Tedaviye yaniti degerlendirmek üzere tedavinin ortasinda ve sonunda tekrar görüntüleme yaparak hastaliga bagli tutulumlarin hangi asamada oldugunu degerlendirebiliriz” ifadelerini kullandi.
“Kök hücre nakli artiyor"
Dr. Uz açiklamasini, "Günümüzde tani ve tedavi imkanlarinin artmasi ile lenfomalar daha etkin olarak tedavi edilebilmektedir. Dünyada ve ülkemizde giderek artan oranlarda kök hücre nakli uygulanabilmektedir. Daha da önemlisi ilaç endüstrisi ve bilim insanlarinin ortak çalismalari sonucunda hedefe yönelik ve yan etkileri daha az olan tedavi ajanlari gelistirilmekte ve hastalarin kullanimina sunulmaktadir" seklinde tamamladi.
Kaynak: İHA
"Lenfoma genellikle lenf bezlerinden nadiren de lenf dokusu bulunan organlardan (mide, ince, bagirsaklar, bademcikler vb.) kaynaklanan kötü huylu hastaliklara verilen genel isimdir" diyen Uz, söyle devam etti:
”Hastaliga bagli belirti ve bulgular siklikla su sekildedir: Lenf bezlerinde büyüme, ates, açiklanamayan gece terlemeleri (çamasir islatacak ölçüde) ve kilo kaybi (kisa sürede vücut agirliginin yüzde 10’undan fazla). Bu sikayetleri olan hastalarin vakit kaybetmeden bir hematoloji uzmanina basvurmalari gereklidir. Lenf bezinden ya da tutulum olan bölgeden alinan lenf bezi örneklerinin patolojik olarak incelenmesi sonucunda lenfoma tanisi konabilecektir.”
Doç. Dr. Burak Uz, “Lenfoma tanisi alan hastalara genellikle hastaligin yayginligini saptamak üzere bir takim detayli testler ve görüntüleme yöntemleri uygulanir. Kan degerlerinde anormallik varsa kemik iligi örnegi de alinabilir. Görüntüleme amaciyla son zamanlarda hastaligin hem vücuttaki dagilimini hem de metabolik aktivitesini ayni anda gösterebilen PET/BT tercih edilmektedir. PET/BT’de lenfoma olan vücut bölgelerinin glukozu (seker) tutma özelliginden yararlanmaktayiz. Evreleme yani hastaligin yayilim durumunu tespit ettikten sonra da tedaviye geçilmektedir. Erken evre lenfomalarda genellikle bölgesel isin tedavisi (radyoterapi) ya da kisa süreli (2-4 kür) damardan ilaç tedavisi (kemoterapi) uygulanmaktadir. Ileri evre lenfomalarda ise daha uzun süreli (6 kür) kemoterapi tercih edilir. Tedaviye yaniti degerlendirmek üzere tedavinin ortasinda ve sonunda tekrar görüntüleme yaparak hastaliga bagli tutulumlarin hangi asamada oldugunu degerlendirebiliriz” ifadelerini kullandi.
“Kök hücre nakli artiyor"
Dr. Uz açiklamasini, "Günümüzde tani ve tedavi imkanlarinin artmasi ile lenfomalar daha etkin olarak tedavi edilebilmektedir. Dünyada ve ülkemizde giderek artan oranlarda kök hücre nakli uygulanabilmektedir. Daha da önemlisi ilaç endüstrisi ve bilim insanlarinin ortak çalismalari sonucunda hedefe yönelik ve yan etkileri daha az olan tedavi ajanlari gelistirilmekte ve hastalarin kullanimina sunulmaktadir" seklinde tamamladi.