'ALS Hastaligi Erkeklerde Daha Sik Rastlaniyor'
Nöroloji Uzmani Uzm. Dr. Figen Yavlal, “ALS hastaligi biraz daha siktir. Hastaligin seyri her hastada farkli olabilir. Hayatta kalma süresi 4-6 yildir. Iyi bir tibbi ve sosyal destek ile 20 yildan fazla yasayan ALS hastalari da vardir. Hastalik vücudun bütün kaslarini etkilemez” dedi.
ALS ilk kez 1869 yilinda alaninda öncü bir nörolog olan Fransiz Jean-Martin Charcot tarafindan tanimlandi. Bu nedenle, hastalik ilk zamanlar Charcot Hastaligi olarak adlandirildi Amiyotrofik Lateral Skleroz (ALS) kas erimesini ve omurilikte harabiyeti anlatan bir tibbi terimdir. Medicana International Istanbul Hastanesi Nöroloji Uzmani Uzm. Dr. Figen Yavlal, ALS hastaligi ve tedavisi ile ilgili bilgiler verdi.
“ALS hastaligina yakalanmis birçok ünlü bulunmakta”
ALS hastaligina yakalanmis birçok ünlü kisinin bulundugunu hatirlatan Dr. Figen Yavlav, “Amerikan beyzbol oyuncusu Lou Gehrig, Ingiliz aktör David Niven, Leeds United ve Ingiltere Futbol Federasyonlari menejerleri Don Revie ve Dieter Dengler, metal müzik gitaristi Jason Becker, Amerikan caz müzik basçisi Charles Mingus, matematikçi Fokko du Cloux, Ingiliz fizikçi Stephen Hawking, Çinli lider Mao Zedong, Galatasaray ve Fenerbahçe’de oynamis Türk futbolcu Sedat Balkanli, Amerikan politikaci Jacob Javits bu hastaliga yakalanmis ünlü kisilerden bazilaridir” dedi.
“Kontrol edilemeyen aglama ve gülmelere neden olabiliyor”
Hastalik hakkinda bilgi veren Dr. Yavlal, “ALS hastaliginda kaslardaki zayiflik ellerde ya da bacaklarda, agiz-yutak bölgesinde ya da dilde baslayabilir ve sürekli ilerleyerek yayilir. Kaslarda güçsüzlük ve erimeye (atrofi) yol açar. Bu yayilma ‘bulber’ alandaki kaslari da tutabilecegi için konusma ve yutma güçlügüne ayrica kontrol edilemeyen aglama ve gülmelere neden olabilir. Ileri evrelerinde solunum yetersizligine de yol açabilir. Zihinsel fonksiyonlar ve bellek ise bozulmaz. ALS baskin olarak motor nöronlari etkiler ve genellikle hastanin bilincine, kisiligine, aklina ve hafizasina etki etmez. Ayni sekilde, görme kabiliyeti, koklama, tat alma duyma ve dokunma gibi önemli vücut fonksiyonlari da bu hastaliktan etkilenmez” seklinde konustu.
“Hastaligin seyri her hastada farkli”
Hastaligin görülme yasina deginen Dr. Yavlal, “Ortalama baslangiç yasi 55’tir. Ancak, çok genç yasta da, çok ileri yasta da görülebilir. Her yüz bin kisiden yilda 2-6’si ALS’ye yakalanir. Tüm ALS hastalarinin yüzde 90’i sporadik, yüzde 10’u ailesel ALS hastasidir. Hastaligin büyük çogunlugunun kalitimla ilgisi yoktur. Tani klinik belirti ve bulgulara dayanarak konur. Taniya yardim eden yöntem elektromiyogram (EMG) baska hastaliklarla karisabileceginden, manyetik rezonans görüntüleme (MR), kan ve idrar tetkikleri gerekebilir. Hastalik erkeklerde biraz daha siktir. Hastaligin seyri her hastada farkli olabilir. Hayatta kalma süresi 4-6 yildir. Iyi bir tibbi ve sosyal destek ile 20 yildan fazla yasayan ALS hastalari da vardir. Hastalik vücudun bütün kaslarini etkilemez. Hasta, bagirsaklarini ve idrarini kontrol edebilir. Cinsel fonksiyonlari etkilenmez. Kalp kasi zarar görmez. Göz kaslari çogu kez en son etkilenen kas olur, kimi zaman da hiç etkilenmez” diye konustu.
“Normal yasamini sürdürmesini saglayacak tedbirler alinmasi çok önemli”
Dr. Yavlal, sözlerini söyle tamamladi: “Günümüzde hastanin rehabilitasyonuna yönelik pek çok imkan var. Bunlar her hastanin ihtiyacina göre belirlenir. ALS için gelistirilen diger tedavi yöntemleri de, hastalarin daha iyi bir hayat sürmesini ve hastaligin semptomlarini hafifletmeyi amaç edinmistir. Destekleyici olan diger yöntemlerden en etkilisi, doktorun, eczacinin, fizyoterapistin, beslenme uzmaninin ve hemsirelerin hasta için beraber çalistigi yöntemdir. Hasta bakici ve hastanin birlikte çalisarak bir takim olusturmasi sonucu bu takim hastanin daha rahat bir hayat sürdürebilmesi için bazi bireysel planlar tasarlayabilir, olusturulan bu medikal ve fiziksel tedavi yöntemleri bazi özel aygitlar ile uygulanabilir. Hastalara, kondisyon artirma, kas kramplarini azaltma, fazla tükürük salgilanmasini azaltma, spastikligi kontrol alma amaci ile bazi tedaviler uygulanabilir. Ayrica hastalarin depresyonu, agrisi, uyku bozuklugu, kabizligi gibi sorunlari için de ilaçlar verilmelidir. Diyafram kaslarinin zayiflamasi sonucunda bu bölgedeki hava kapasitesi ve basinç azalir. Bilevel basinç artirimi (BPAP) adli yöntem sik sik öncelikle geceleri, sonralari gündüz saatlerinde olmak üzere hastanin nefesini desteklemek için kullanilir. Bu yöntemin yetersiz kalmasindan önce hastanin trakeostomi ve uzun süreli mekanik solununuma karar vermesi gerekir”.