Kanadali Müslüman Eski Istihbaratçi Sistemik Irkçiligin Ulusal Güvenlige Tehdit Oldugunu Söyledi
Kanada Güvenlik Istihbarat Servisinde (CSIS) 15 yil görev yapan Müslüman eski istihbarat yetkilisi Huda Mukbil, servisteki sistemik irkçiligin ulusal güvenlige tehdit oldugunu söyledi.
Kanada resmi yayin kurulusu CBC’ye konusan Mukbil, "Kendimi CSIS'te hedef alinmis gibi hissettim." dedi.
Gizli serviste kidemli istihbarat görevlisi olarak çalisan Mukbil, CSIS'te ilk elden deneyimledigi sistemik irkçilik ve çesitlilik eksikliginin, özellikle ayni aileden dört Müslümanin öldügü son terör saldirisi isiginda, ulusal bir güvenlik tehdidi olusturdugunu ifade etti.
Arapça konusan basörtülü Huda Mukbil, 15 yillik kariyeri boyunca içeriden bir tehdit olarak muamele gördügünü ve dini hakkinda sorguya çekildigini anlatti.
Mukbil, üstlerince Müslüman kuruluslarla baglarini kesmeye zorlandigini, is yerinde dislandigini ve ikinci sinif vatandas muamelesi gördügünü belirttigi açiklamasinda, ayrimcilik iddialari nedeniyle CSIS'e karsi bir hukuk davasi açilmasina yardimci olduktan sonra 2017 yilinda teskilattan ayrildigini kaydetti.
Mukbil, "Müslüman toplumdaki bireylerin asiri sag tehditlerle mücadelede örgüte güvenemeyeceklerini hissetmelerinin nedeni güven ve çesitlilik eksikliginden kaynaklaniyor. Disari çikip deneyimleriyle iliski kurabilecek, insanlarla konusan benim gibi memurlar yok. Artik bir seyler yapmanin zamani." diye konustu.
Quebec City’deki camiyi basarak namaz kilmakta olan insanlarin üzerine ates açan Alexander Bissonnette’nin teskilat tarafindan izlendigini söyleyen Huda Mukbil, "CSIS, Alexandre Bissonette'in geldigini görmeliydi. Çevrim içiydi. Asiri sag örgütlerle tartismalara katkida bulunuyordu." ifadelerini kullandi.
Mukbil, 2002 yilinda CSIS'in terörle mücadele bölümünde çalismaya basladigina isaret ederek, "Bildigim kadariyla, CSIS'in ilk basörtülü, siyah ve Arap istihbarat subayi benim. Baslangiçta, Ottawa karargahinda iyi karsilandim ama iki yil sonra her sey degisti.’’ degerlendirmesinde bulundu.
2004'te Kanada'daki terör tehdidi kaynaginin El Kaide'den ikinci ve üçüncü nesil Kanadali Müslümanlara kaydigini anlatan Mukbil, kendisinin de bu noktadan sonra "içeriden bir tehdit" olarak muamele gördügünü ifade etti.
"Kendimi CSIS'te hedef alinmis gibi hissettim." diyen Mukbil, "Tüm organizasyonun bana karsi döndügünü ve yalniz oldugumu hissettim." seklinde konustu.
Mukbil, Londra'da 2005'te meydana gelen ve 56 kisinin ölümüne neden olan bombali saldirilarla ilgili, Ingiliz istihbarat ve güvenlik teskilati MI5'e yardim etmek için Ingiltere’ye gittigini, olayin ipuçlarinin elde edilmesine yardimci oldugunu aktardi.
Kendisi gibi teskilatta ayrimciliga ugrayan 5 kisi ile CSIS’e karsi dava açtiklarini kaydeden Huda Mukbil, üstleri tarafindan inanci hakkinda sorguya çekildigini, sorgulayicilarin kendisine neden basörtüsü takmaya karar verdigini, ne siklikla dua ettigini ve Afganistan'daki Kanada birlikleri, intihar bombalari ve taninmis Islami liderler hakkindaki görüslerini sordugunu dile getirdi.
Kaynak: AA
Gizli serviste kidemli istihbarat görevlisi olarak çalisan Mukbil, CSIS'te ilk elden deneyimledigi sistemik irkçilik ve çesitlilik eksikliginin, özellikle ayni aileden dört Müslümanin öldügü son terör saldirisi isiginda, ulusal bir güvenlik tehdidi olusturdugunu ifade etti.
Arapça konusan basörtülü Huda Mukbil, 15 yillik kariyeri boyunca içeriden bir tehdit olarak muamele gördügünü ve dini hakkinda sorguya çekildigini anlatti.
Mukbil, üstlerince Müslüman kuruluslarla baglarini kesmeye zorlandigini, is yerinde dislandigini ve ikinci sinif vatandas muamelesi gördügünü belirttigi açiklamasinda, ayrimcilik iddialari nedeniyle CSIS'e karsi bir hukuk davasi açilmasina yardimci olduktan sonra 2017 yilinda teskilattan ayrildigini kaydetti.
Mukbil, "Müslüman toplumdaki bireylerin asiri sag tehditlerle mücadelede örgüte güvenemeyeceklerini hissetmelerinin nedeni güven ve çesitlilik eksikliginden kaynaklaniyor. Disari çikip deneyimleriyle iliski kurabilecek, insanlarla konusan benim gibi memurlar yok. Artik bir seyler yapmanin zamani." diye konustu.
Quebec City’deki camiyi basarak namaz kilmakta olan insanlarin üzerine ates açan Alexander Bissonnette’nin teskilat tarafindan izlendigini söyleyen Huda Mukbil, "CSIS, Alexandre Bissonette'in geldigini görmeliydi. Çevrim içiydi. Asiri sag örgütlerle tartismalara katkida bulunuyordu." ifadelerini kullandi.
Mukbil, 2002 yilinda CSIS'in terörle mücadele bölümünde çalismaya basladigina isaret ederek, "Bildigim kadariyla, CSIS'in ilk basörtülü, siyah ve Arap istihbarat subayi benim. Baslangiçta, Ottawa karargahinda iyi karsilandim ama iki yil sonra her sey degisti.’’ degerlendirmesinde bulundu.
2004'te Kanada'daki terör tehdidi kaynaginin El Kaide'den ikinci ve üçüncü nesil Kanadali Müslümanlara kaydigini anlatan Mukbil, kendisinin de bu noktadan sonra "içeriden bir tehdit" olarak muamele gördügünü ifade etti.
"Kendimi CSIS'te hedef alinmis gibi hissettim." diyen Mukbil, "Tüm organizasyonun bana karsi döndügünü ve yalniz oldugumu hissettim." seklinde konustu.
Mukbil, Londra'da 2005'te meydana gelen ve 56 kisinin ölümüne neden olan bombali saldirilarla ilgili, Ingiliz istihbarat ve güvenlik teskilati MI5'e yardim etmek için Ingiltere’ye gittigini, olayin ipuçlarinin elde edilmesine yardimci oldugunu aktardi.
Kendisi gibi teskilatta ayrimciliga ugrayan 5 kisi ile CSIS’e karsi dava açtiklarini kaydeden Huda Mukbil, üstleri tarafindan inanci hakkinda sorguya çekildigini, sorgulayicilarin kendisine neden basörtüsü takmaya karar verdigini, ne siklikla dua ettigini ve Afganistan'daki Kanada birlikleri, intihar bombalari ve taninmis Islami liderler hakkindaki görüslerini sordugunu dile getirdi.