Prof. Dr. Orman Açiklamasi 'Toprak, Gidanin Sigortasidir'

“Toprak Kirliligi” söylesisinde konusan Akdeniz Üniversitesi ögretim üyesi Prof. Dr. Sule Orman, “Toprak gidanin sigortasidir, pandemi döneminde bunun önemini ciddi oranda idrak ettik” dedi.

Prof. Dr. Orman Açiklamasi 'Toprak, Gidanin Sigortasidir'
Ondokuz Mayis Üniversitesi (OMÜ) Çevre Sorunlari Arastirma ve Uygulama Merkezi (ÇEVSAM), farkli konu ve konuklarla söylesilerine devam ediyor. ÇEVSAM Müdürü ve ayni zamanda Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisligi Bölümü ögretim üyesi Prof. Dr. Yüksel Ardali’nin moderatörlügünde gerçeklesen her söyleside yeni bir bakis açisi kazandirilirken çevre sorunlari da tüm yönleri ile degerlendiriliyor. Bu amaç çerçevesinde devam eden söylesilere bu kez Akdeniz Üniversitesi Çevre Sorunlari Arastirma ve Uygulama Merkez Müdürü ve Ziraat Fakültesi Toprak ve Bitki Besleme Bölümü ögretim üyesi Prof. Dr. Sule Orman konuk oldu.

"Toprak Kirliligi” eksenindeki söylesi, OMÜ YouTube kanali üzerinden çevrim içi (on-line) yayimlandi.

Ardali: “Bu sorunu gündeme getirmek, çevre bilinci tasiyan kimselerin görevi ve ödevi olmali”

Programin açilisinda konusan Prof. Dr. Yüksel Ardali, topragin önemi üzerinde durarak “Toprak anadir, toprak berekettir, toprak üretir. Dolayisiyla üretkenlik, sürdürülebilirlik demektir. Buna ragmen maalesef toprak kirliligi ve onu korumanin arka plana atildigini gözlemliyoruz ki bu sorunu gündeme getirmek, çevre bilinci tasiyan kimselerin görevi ve ödevi olmali. Her seyden önce ülkemiz topraklari ile ilgili en büyük ve en önemli sorunlarin basinda erozyon gelmekte. Her yil milyonlarca ton verimli toprak, tasinarak elden çikiyor. Ekonomik gerekçeler ve yüksek gelir elde etme istegi sonucu tarim arazileri, amaçlari disinda kullanilarak ne yazik ki yok oluyor” diye konustu.



“Toprak kirliligi hakkinda yapilan arastirmalar yetersiz”

Türkiye’deki toprak kirliligi ve kayiplarinin sebeplerine odaklanan Prof. Dr. Ardali, bu sorunlara iliskin “Ülkemizde her seyden önce, çok yaygin ve siddetli derecede erozyon devam ediyor. Tarimsal arazilerin amaç disi kullanimi sonucu bu bölgelerde kurulan sanayi tesisleri ve yerlesim alanlarindan çikan kirleticiler, özellikle yakin çevredeki tarim arazileri için önemli bir kirlilik riski olusturmakta. Bununla birlikte dogal yapilarinda saglik açisindan zararli maddeler içeren topraklarin sinirlari belirlenmis ve envanterleri çikarilmis degil. Dahasi, toprak kirliliginin önemi, boyutlari, çevre ve saglik üzerindeki etkileri gibi konularda yapilmis arastirmalar, hava ve su kirliligi gibi diger çevre sorunlarina dair genis çapli arastirmalara göre yetersiz boyutta. Bürokratik asamada ise toprak kirliliginin önlenmesi, kontrolü, izlenilmesi ve degerlendirilmesine yönelik yönetmeligin henüz yayimlanamamis olmasi ve kurumlar arasi koordinasyon eksikligi öncelikli sorunlar olarak sayilabilir” seklinde konustu.



“Müsilaj sadece Marmara’yi degil, Karadeniz basta olmak üzere birçok su kaynagini etkiliyor”

Konusmasinda dünyada gidaya ulasamayan birçok ülke bulundugunu hatirlatan ÇEVSAM Müdürü Prof. Dr. Ardali ‘Türkiye henüz bu noktada degil’ bakisi ve yaklasiminin israfa yol açtigini belirtti.

Prof. Dr. Ardali ayrica, günümüzdeki müsilaj (deniz salyasi) probleminin nedenlerinden bahsederek bu tablonun sadece Marmara’yi degil, Karadeniz basta olmak üzere birçok su kaynagini etkiledigine de dikkat çekti.

Prof. Dr. Sule Orman: “Toprak gidanin sigortasidir, pandemi döneminde bunun önemini ciddi oranda idrak ettik”

“Toprak nedir ve neden önemlidir?” sorusuna yanit vererek sunumuna baslayan Akdeniz Üniversitesi ögretim üyesi Prof. Dr. Sule Orman da topragin yasam döngüsündeki önemi ve konumunu su sözlerle dile getirdi: “Toprak, çevrenin ayrilmaz unsurlarindan biri olmakla birlikte içerisinde ve üzerinde genis bir canlilar âlemi bulunduran ve bitkilere hayat veren diri bir varlik. Bünyesinde gözle görebilecegimiz ya da göremeyecegimiz milyarlarca canliyi barindiriyor. Toprakla ilgili konularin geri planda kalmasinin sebeplerinden biri topragin, kirliligi uzun süre tutabiliyor olmasidir. Toprak kaynaklarinin sinirsiz olmadigi zannina kapilmak, yani sira da toprak kirliliginin su ve hava gibi ortamlardaki kirlilikten daha geç zamanda kendini göstermesi, bu büyük sorunu görmemizi geciktirdi. Toprak gidanin sigortasidir, öyle ki pandemi döneminde bunun önemini ciddi oranda idrak ettik.”

“Yasadigimiz müsilaj problemi, çevresel bilinci ve tavri üst seviyede tutmamiz gerektigini gösteriyor”

“Gelecek nesillere sürdürülebilir bir dünya birakmaliyiz” diyen Prof. Dr. Orman, son günlerde Marmara Denizi’nde bas gösteren müsilaja(deniz salyasi) deginerek, “Hava, su ve topragin önemini göz ardi etmeden çalismalarimizi yürütmeliyiz. Atik su aritma tesislerinin geçmisinin çok uzun olmamasi ve atik sularin alici ortama dogrudan desarji; suyu, sucul yasami ve yeralti sularini etkileyecek çesitli tehditler yaratiyor. Gündemimizdeki müsilaj problemi bunun en büyük göstergesi olmakla birlikte çevresel bilinci ve tavri üst seviyede tutmamiz gerektigini gösteriyor” sözlerine yer verdi.

Pestisit kullanimi reçetelendirilebilir mi?

Programda Prof. Dr. Yüksel Ardali’nin; pestisit (zararlilarla mücadelede kullanilan kimyasal ilaçlar) kullaniminin, insanlarin ilaç kullanimi gibi reçetelendirilebilirliginin mümkün olup olmadigi sorusu üzerine konuk akademisyen Prof. Dr. Orman su degerlendirmede bulundu: “Tarimsal üretimde 2 tane girdi söz konusu. Bunlardan birisi gübre, digeri ise pestisitlerdir. Pestisitler bitkiyi beslemek amaciyla kullanilir. Analize dayanmadan ve reçetelendirilmeden kontrolsüzce pestisit kullanimi, topragi zehirlemekle kalmayip besin yoluyla insanlara ulasarak ciddi tehlikeleri beraberinde getirir. Toprakta yetistirilen bitkiler çesitli zararlilara karsi karbon, hidrojen ve klor içeren ilaçlarla ilaçlaniyor. Bu ilaçlar toprakta bozulmadan kaldiklari için toprak kirliligine neden olmakta. Bundan ötürü bu maddeler, yagmur sulariyla su kaynaklarina tasinir ve dolayisiyla bu alanlarin da kirlenmesine yol açar. Gübreleme, topragi tanimadan yapilirsa verimi arttirmaz, tam tersi verimi düsürür ve böylece toprak kirlenmis olur. Fazla verilen gübre ve pestisitler, bitkilerin hastalanmasina zemin hazirlar. Toprak deyince aklimiza ilk olarak tarim geliyor. Topragin kirlenmesinin yayginlasmasinda, tarimda daha da çok kullanilan suni gübre ve pestisitin yani sira, endüstriyel gelisimin de rolü var. Ülkemizde gelistirilen toprak koruma projeleri ile dogru atik yönetiminin uygulanmasi, kirliligi azaltacak önlemler arasinda.”

Söylesi sonunda ise ÇEVSAM Müdürü Prof. Dr. Yüksel Ardali konuk akademisyen Prof. Dr. Sule Orman’a programa katilimi ve katkisi için tesekkürlerini sundu.
Kaynak: İHA