Aile, Çalisma Ve Sosyal Hizmetler Bakanliginda Kadro Ihdas Ve Iptaline Iliskin Kararnamenin Iptali Istemi Reddedildi
Anayasa Mahkemesi, Aile, Çalisma ve Sosyal Hizmetler Bakanliginda kamu hizmetlerinin gerektirdigi asli ve sürekli görevleri ifa eden yöneticilerle personele iliskin kadrolarin ihdas ve iptaline iliskin cumhurbaskanligi kararnamesinin bazi hükümlerinin iptali istemini reddetti.
Resmi Gazete'de yer alan karara göre, CHP'li milletvekilleri, 25 Kasim 2019 tarihli ve 53 numarali Cumhurbaskanligi Teskilati Hakkinda Cumhurbaskanligi Kararnamesinde Degisiklik Yapilmasina Dair Cumhurbaskanligi Kararnamesi'nde yer alan bazi hükümlerin, Anayasa'ya aykiri oldugunu ileri sürerek iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine basvurdu.
Dava dilekçesinde, söz konusu kararnamede Aile, Çalisma ve Sosyal Hizmetler Bakanliginda kamu hizmetlerinin gerektirdigi asli ve sürekli görevleri ifa eden yöneticilerle personele iliskin kadrolarin ihdas ve iptaline iliskin hükümlerin kanunla düzenlenmesi gerektigi belirtildi.
Bakanlikta daire baskani olarak görev yapan personelin görevden alinmasinin ve baska bir kadroya atanmasinin anilan personelin özlük haklarini dogrudan etkiledigi anlatilan basvuruda, kanunla düzenlenmesi gereken bir konuda cumhurbaskanligi karari çikarilarak cumhurbaskanligi karari çikarma yetkisinin anayasal çerçeve disinda kullanildigi, yürütme organina genel, sinirsiz, esaslari ve çerçevesi belirsiz bir düzenleme yetkisinin tanindigi ifade edildi.
Basvuruda, bu durumun yasama yetkisinin devredilemezligi, Anayasa'nin baglayiciligi ve üstünlügü ile kuvvetler ayriligi ilkeleriyle bagdasmadigi ileri sürüldü.
Basvuruyu degerlendiren Anayasa Mahkemesi, iptali istenen hükümlerin Anayasa'ya aykiri olmadigina ve iptal isteminin reddine hükmetti.
Yüksek Mahkemenin gerekçesinde, Anayasa'da yapilan degisiklikle yeni bir hükümet sistemine geçildigi, cumhurbaskaninin görev ve yetkilerinin de yeniden düzenlendigi ifade edildi.
Anayasa degisikligi ile Bakanlar Kurulunun kaldirildigina, yürütme yetkisi ve görevinin cumhurbaskanina verildigine isaret edilen kararda, yeni hükümet sisteminin en önemli özelliklerinden birinin cumhurbaskanina, cumhurbaskanligi kararnamesi adiyla düzenleme yetkisi taninmasi oldugu aktarildi.
Cumhurbaskanligi kararnamesi yetkisinin sinirsiz olmadigina ve bu yetkinin denetlenecegine iliskin Anayasa'da hükümler bulunduguna isaret edilen kararda, "Anayasa, bir konunun kanunla düzenlenecegini öngörmüsse bu konuda cumhurbaskanligi kararnamesi çikarilamaz. Bununla birlikte Anayasa'da cumhurbaskanligi kararnamesi düzenlenecegi özel olarak belirtilen konularda cumhurbaskanligi kararnamesiyle düzenleme yapilmasi mümkündür." ifadesi kullanildi.
Anayasa'nin 106'nci maddesine atif yapilan kararda, söz konusu maddesinin 11'inci fikrasinda, "Bakanliklarin kurulmasi, kaldirilmasi, görevleri ve yetkileri, teskilat yapisi ile merkez ve tasra teskilatlarinin kurulmasi cumhurbaskanligi kararnamesiyle düzenlenir." ifadesinin yer aldigi hatirlatildi.
Bu baglamda Anayasa'nin cumhurbaskanligi kararnamesi tarafindan düzenlenecegini özel olarak öngördügü bakanliklarin kurulmasi, kaldirilmasi, görevleri ve yetkileri, teskilat yapisi ile merkez ve tasra teskilatlarinin kurulmasi ile düzenlenmesi kapsaminda, bu konularla sinirli olmak üzere Anayasa'nin 106'nci maddesinin anilan hükmünde belirtilen hususlarda cumhurbaskanligi kararnamesi ile düzenleme yapilabilecegi anlatildi.
Kaynak: AA
Dava dilekçesinde, söz konusu kararnamede Aile, Çalisma ve Sosyal Hizmetler Bakanliginda kamu hizmetlerinin gerektirdigi asli ve sürekli görevleri ifa eden yöneticilerle personele iliskin kadrolarin ihdas ve iptaline iliskin hükümlerin kanunla düzenlenmesi gerektigi belirtildi.
Bakanlikta daire baskani olarak görev yapan personelin görevden alinmasinin ve baska bir kadroya atanmasinin anilan personelin özlük haklarini dogrudan etkiledigi anlatilan basvuruda, kanunla düzenlenmesi gereken bir konuda cumhurbaskanligi karari çikarilarak cumhurbaskanligi karari çikarma yetkisinin anayasal çerçeve disinda kullanildigi, yürütme organina genel, sinirsiz, esaslari ve çerçevesi belirsiz bir düzenleme yetkisinin tanindigi ifade edildi.
Basvuruda, bu durumun yasama yetkisinin devredilemezligi, Anayasa'nin baglayiciligi ve üstünlügü ile kuvvetler ayriligi ilkeleriyle bagdasmadigi ileri sürüldü.
Basvuruyu degerlendiren Anayasa Mahkemesi, iptali istenen hükümlerin Anayasa'ya aykiri olmadigina ve iptal isteminin reddine hükmetti.
Yüksek Mahkemenin gerekçesinde, Anayasa'da yapilan degisiklikle yeni bir hükümet sistemine geçildigi, cumhurbaskaninin görev ve yetkilerinin de yeniden düzenlendigi ifade edildi.
Anayasa degisikligi ile Bakanlar Kurulunun kaldirildigina, yürütme yetkisi ve görevinin cumhurbaskanina verildigine isaret edilen kararda, yeni hükümet sisteminin en önemli özelliklerinden birinin cumhurbaskanina, cumhurbaskanligi kararnamesi adiyla düzenleme yetkisi taninmasi oldugu aktarildi.
Cumhurbaskanligi kararnamesi yetkisinin sinirsiz olmadigina ve bu yetkinin denetlenecegine iliskin Anayasa'da hükümler bulunduguna isaret edilen kararda, "Anayasa, bir konunun kanunla düzenlenecegini öngörmüsse bu konuda cumhurbaskanligi kararnamesi çikarilamaz. Bununla birlikte Anayasa'da cumhurbaskanligi kararnamesi düzenlenecegi özel olarak belirtilen konularda cumhurbaskanligi kararnamesiyle düzenleme yapilmasi mümkündür." ifadesi kullanildi.
Anayasa'nin 106'nci maddesine atif yapilan kararda, söz konusu maddesinin 11'inci fikrasinda, "Bakanliklarin kurulmasi, kaldirilmasi, görevleri ve yetkileri, teskilat yapisi ile merkez ve tasra teskilatlarinin kurulmasi cumhurbaskanligi kararnamesiyle düzenlenir." ifadesinin yer aldigi hatirlatildi.
Bu baglamda Anayasa'nin cumhurbaskanligi kararnamesi tarafindan düzenlenecegini özel olarak öngördügü bakanliklarin kurulmasi, kaldirilmasi, görevleri ve yetkileri, teskilat yapisi ile merkez ve tasra teskilatlarinin kurulmasi ile düzenlenmesi kapsaminda, bu konularla sinirli olmak üzere Anayasa'nin 106'nci maddesinin anilan hükmünde belirtilen hususlarda cumhurbaskanligi kararnamesi ile düzenleme yapilabilecegi anlatildi.