Müsilajla Mücadelede 'Midyeler Biyofiltre Olarak Kullanilabilir' Önerisi

Kastamonu Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Ögretim Üyesi Doç. Dr. Soner Bilen: 'Müsilaji üreten fitoplankton. Bazi kiymetli hocalarimiz, 'fitoplanktonlari hamsiler tüketiyordu, asiri avcilikla onlar da azaldi' diye açiklamalarda bulundu ama bunun farkli yöntemleri de var. Marmara Denizi sadece onlari yiyen hamsilerden olusmuyor. Atik alanlarda yapilacak olan midye yetistiriciligi ile fitoplanktonlarin yogunlugu yüzde 40 ila 70 azaltilabilir. Midyeleri biyofiltre olarak kullanabiliriz'

ÖZGÜR ALANTOR - Kastamonu Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Ögretim Üyesi Doç. Dr. Soner Bilen, müsilaji (deniz salyasi) fitoplanktonlarin ürettigini belirterek, "Atik alanlarda yapilacak olan midye yetistiriciligi ile fitoplanktonlarin yogunlugu yüzde 40 ila 70 azaltilabilir. Midyeleri biyofiltre olarak kullanabiliriz." dedi.

Bilen, AA muhabirine, son zamanlarda Marmara Denizi'nde etkili olan deniz salyasi ile mücadelenin önemli oldugunu söyledi.

Bu konuda çok sayida akademisyenin degerli bilgiler verdigine isaret eden Bilen, "Deniz suyu sicakliginin mevsim normallerinin 2,5 derece üzerine çikmasi, tarimsal, evsel ve fabrika atiklari gibi atiklarin denize karismasi, rüzgarin normal seviyenin altinda olmasi ve fitoplankton yogunlugunun ciddi sekilde artmasi sonucu bütün parametreler bir araya gelerek bu müsilajin yogunlasmasina neden oldu." dedi.

- "Midyeleri biyofiltre olarak kullanabiliriz"

Müsilaj üretiminde ana etmenin fitoplankton oldugunun altini çizen Bilen, sunlari kaydetti:

"Müsilaj dedigimiz hadise fitoplanktonlarin ürettigi sivi. Çesitli maddelerden olusuyor. Ana etmen fitoplanktonlar. Iklim sartlarini kontrol etme sansimiz yok, suyu sogutamayiz. Fitoplankton yogunlugunu kontrol edebilirseniz, müsilaj olusumunu net bir sekilde azaltabilir veya tamamen ortadan kaldirabilirsiniz. Müsilaji üreten fitoplankton. Bazi kiymetli hocalarimiz, 'fitoplanktonlari hamsiler tüketiyordu, asiri avcilikla onlar da azaldi' diye açiklamalarda bulundu ama bunun farkli yöntemleri de var. Marmara Denizi sadece onlari yiyen hamsilerden olusmuyor. Atik alanlarda yapilacak olan midye yetistiriciligi ile fitoplanktonlarin yogunlugu yüzde 40 ila 70 azaltilabilir. Midyeleri biyofiltre olarak kullanabiliriz. Çok ekonomik, enerji gerektirmeyen bir biyofiltre olusturarak sadece müsilaj olusumunu engelleyebiliriz. Bu midye çiftlikleri sayesinde bir yandan da güncel sorunlarimizdan olan mikro plastik tutulumunu ve agir metal gibi zararli etmenlerin sudan uzaklastirilmasini saglayabiliriz."

Sabun ve deterjanlarin fitoplanktonlara besin oldugunu ifade eden Doç. Dr. Bilen, "Kovid sürecinde insanlar daha çok deterjan ve sabun kullaniyor. Bu da yeterli aritim yapilmadan suyun içine dogrudan karistiginda fitoplanktonlarin besinini olusturuyor. Bunu gübre gibi düsünün. Fitoplanktonlar daha fazla besine ulasmis oluyor ve daha fazla müsilaj üretiyor." diye konustu.

Biyolojik yöntemlerle fitoplanktonlarin üstesinden gelinebilecegini belirten Bilen, söyle devam etti:

"Fitoplankton bizim ana problemimiz. Bunun üstesinden gelebilmek için onunla beslenen ve dogaya kirlilik birakmayan, dengeyi bozmayacak canlilara ihtiyacimiz var. Bizim buradaki görüsümüz uygun tekniklerle kirlilik alanlarina, desarjlarin yapildigi bölgelere midye çiftlikleri kurmak. Midyeleri biyofiltre olarak kullanmamiz gerekiyor."

Midyelerin bulunduklari bölgelerde fitoplankton yogunlugunu azalttigini anlatan Bilen, "Bu da fitoplanktonlarin müsilaj üretmesinin önüne geçiyor. Bunu yaparsak normal filtrasyon maliyetlerini de çok asagiya çekmis oluruz." dedi.

Midyelerin önemli deniz canlilari oldugunu vurgulayan Doç. Dr. Bilen, "Kimse midye ile ilgili kötü düsünmesin, midyeler mucizevi canlilar. Güçlü bir bagisiklik sistemi var. Temiz bir alandan çikan midyeleri hiç düsünmeden yiyebilirsiniz ama kirli bölgelerden çikan midyeleri tavsiye etmiyoruz." uyarisinda bulundu.

Bilen, müsilajla mücadele için kullanilacak midyelerin yenilmemesi gerektigini de sözlerine ekledi.
Kaynak: AA