Seyh Cerrah Mahallesi'nde Yasananlari Dünyaya Duyuran Filistinli Muna El-Kurd Açiklamasi 'Israil Bizi Susturmak Istiyor'

'Mahalle sakinleri bile Seyh Cerrah'a kimlik kontrolüyle girebiliyor. Hiçbir aktivistin veya destek amaciyla gelen kimsenin girisine izin verilmiyor. Buna karsin Yahudi yerlesimciler silahlariyla çok rahat ve kolay bir sekilde mahalleye girebiliyor' 'Tüm bu kapatmalar, gözaltilar ve saire sadece Muhammed için degil, mahallenin diger sakinleri için de geçerlidir. Hepsi bize gözdagi vermek ve bizi korkutmak için yapiliyor. Bize ‘susun, daha fazla konusmayin, Filistin’in gerçek hikayesinin dünyaya ulastirilmasini istemiyoruz.’ demek istiyorlar'

KUDÜS – ESAT FIRAT – ?Israil makamlarinin isgal altindaki Dogu Kudüs'te bulunan Seyh Cerrah Mahallesi sakinlerine yönelik tehcir tehdidini dünyaya duyurmakta önemli rol oynayan 23 yasindaki Filistinli aktivist Muna el-Kurd, Tel Aviv yönetiminin kendilerine baski yaparak Seyh Cerrah’in sesini susturmaya çalistigini belirtti.

Son dönemde evlerinden tahliye edilme tehdidiyle karsi karsiya kalan Seyh Cerrah Mahallesi'nde yasayanlarin hikayesi, milyonlarca Filistinli için zorunlu göç, yagma ve katliamlarin simgesi olan 1948'deki Nekbe'ye (Büyük Felaket) kadar uzaniyor.

Israil'in Filistin topraklarinda bagimsizligini ilan ettigi tarihte evsiz kalan 28 mülteci aile 1956'da Ürdün araciligiyla Seyh Cerrah Mahallesi'nde iskân ettirildi.

Seyh Cerrah sakinleri, onlarca yil sonra bugün evlerinden tehcir edilerek ikinci kez mülteci durumuna düsmek istemiyor.

Instagram’da 1,5 milyon takipçisi bulunan Filistinli aktivist Kurd, yaptigi paylasimlarla Seyh Cerrah Mahallesi'nde yasanan hukuksuzluklari ve Israil polisinin saldirilarini tüm dünyaya duyurmaya çalisiyor.

Muna ve ikiz kardesi Muhammed el-Kurd’un da aralarinda bulundugu Filistinli aktivistler Seyh Cerrah'ta yasananlara dikkati çekmek için Twitter'da #SaveSheikhJarrah etiketiyle bir kampanya baslatmis ve bu etiket kisa sürede dünya gündemine girmisti.

Israil polisleri, 6 Haziran sabahi Seyh Cerrah Mahallesi'ndeki evlerine baskin düzenleyerek Muna ile kardesi Muhammed’i gözaltina almis, uzun bir sorgu sonrasi aksam saatlerinde serbest birakmisti.

Muna, Seyh Cerrah Mahallesi'ndeki evinde konuk ettigi AA ekibine gözalti ve sorgu sürecini anlatti.

- Gözaltina alindigi gün neler yasandi?

Muna el-Kurd, pazar sabahi baskin düzenleyen 7 kisilik Israil polis ekibinin, kardesi Muhammed’i bulmak amaciyla evin altini üstüne getirerek arama yaptigini söyledi.

Filistinli aktivist, "Bana ‘Muna sen misin’ diye sordular ve benim ifadeye çagrildigimi söylediler. Sabah saatleriydi. Lavaboya girmeme, elimi, yüzümü dahi yikamama izin vermediler. Bu tamamen hukuka aykiri. Üstelik yalniz basima odama girip kiyafetlerimi degistirmeme bile izin vermediler. Yanima kadin bir polisi gönderdiler. Mahremiyetimi ihlal ettiler." dedi.

Kelepçelenerek evden çikarildigini ve Dogu Kudüs’ün Selahaddin Caddesi'nde bulunan Israil polis merkezine götürüldügünü aktaran Kurd, “Sorgu öncesi en az iki saat beni beklettiler. Tabii ne kadar zaman geçtigini bilmiyorum, belki de iki saatten daha fazla, çünkü ne telefonum vardi ne saatim. Ama çok uzun bir süre beklettiler." diye konustu.

Sorgu sirasinda Israilli memurlarin kendisini tehdit ettigini vurgulayan Kurd, sunlari anlatti:

"Sorgu odasina biri girdi ve bana ‘Sen bana köpek mi diyorsun?’ dedi. Ben de ona 'Seni hayatimda ilk defa görüyorum' dedim. Bana 'Her hâlükârda her köpegin günü gelir' dedi. Ben de 'Bana sövemezsin, hangi gerekçeyle bana sövüyorsun' dedim. O da 'Bunu sövgü olarak kabul ediyorsan öyledir. Memnun musun yaptiklarindan, iste kelepçelisin ve elimizdesin' diyerek tehditler savurdu. Gerçekten çok provokatif ve tehditkâr bir üslup kullandi bana karsi."

Uzun bir sorgudan geçirildigini aktaran Kurd, “güvenligi” tehdit etmekle suçlandigini kaydetti.

Bu suçlamanin çok anlamsiz oldugunu belirten Filistinli genç, "Biz kimin güvenligini tehdit ediyoruz? Biz evlerimizin önünde ve içinde durup çikmayacagimizi, gelip evlerimizi çalmanizi istemedigimizi söylüyoruz. Bundan baska ne yapiyoruz biz?" dedi.

Kurd, gözalti günü birçok defa sorguya maruz kaldigini, ellerinin ve ayaklarinin kelepçelendigini ifade etti.

Polis merkezindeki sorgusunun ardindan baska bir kapidan çikarildigini aktaran Kurd, bu sirada merkezin önünde aralarinda babasi Nebil El-Kurd’un da bulundugu Filistinlilerin kendisiyle dayanisma gösterisine polisin ses bombali ve plastik mermili saldirisini gördügünü, ancak hiçbir sekilde babasiyla konusmasina izin verilmedigini söyledi.

Kurd, polislerin kendisini fanatik Yahudi gruplarin bulundugu Bati Kudüs’teki El-Meskubiyye (Russian Compound) gözalti merkezinin önüne biraktigini ve bu sirada korkuya kapildigini dile getirdi.

Filistinli aktivist, "Bati Kudüs’teydim ve oradan evime nasil gidecegimi bilmiyordum. Her tarafta fanatik Yahudiler vardi. Dogrusu biraz korktum. Tüm sorgu boyunca korkmamistim ancak burada korktum. Bir tuzaga düsürüldügümü düsündüm. Çünkü bu sekilde saliverilemezdim, hiç kimse orada oldugumu bilmiyordu. Avukatim bile bilmiyordu. Belki de bir fanatik Yahudi saldirisina maruz kalabilirdim. Bu durum da tamamen hukuka aykiriydi." ifadelerini kullandi.

- "Bu gözalti bize bir gözdagiydi"

Israil polisince gözaltina alinmasini bir yildirma olarak degerlendiren Kurd, "Bu gözalti bize bir gözdagiydi, bizi korkutma amaçliydi. Bize 'Dünyaya gerçegi yansitmanizi istemiyoruz' demek istiyorlar." dedi.

Kurd, Seyh Cerrah’a giris ve çikislarin bir aydir Israil polisince kapatildigina dikkati çekerek, "Mahalle sakinleri bile Seyh Cerrah'a kimlik kontrolüyle girebiliyor. Hiçbir aktivistin veya destek amaciyla gelen kimsenin girisine izin verilmiyor. Buna karsin Yahudi yerlesimciler silahlariyla çok rahat ve kolay bir sekilde mahalleye girebiliyor." diye konustu.

Israil makamlarinin Seyh Cerrah’i kapatmakla kendilerini susturmayi hedefledigini vurgulayan Kurd, "Israil, mahalleyi kapatarak bizi susturmak istiyor. Seyh Cerrah sakinleri, burada yasayan 500 kisi, susmayi reddediyor, yeni bir Nekbe yasamayi kabul etmiyor." dedi.

Seyh Cerran’taki Filistinlilerin Israil’in tehcir tehdidine karsi susmasi durumunda kendilerini sokakta bulacaklarinin altini çizen Kurd, sunlari söyledi:

"Tüm bu kapatmalar, gözaltilar vesaire sadece Muhammed için degil, mahallenin diger sakinleri için de geçerlidir. Hepsi bize gözdagi vermek ve bizi korkutmak için yapiliyor. Bize ‘Susun, daha fazla konusmayin, Filistin’in gerçek hikayesinin dünyaya ulastirilmasini istemiyoruz.’ demek istiyorlar."

?- Israil mahkemeleri Filistinli ailelerin itirazlarini reddetmisti

Seyh Cerrah Mahallesi'nde yillardir yerlerinden edilme tehlikesi yasayan 28 Filistinli ailenin korku ve endiseleri Israil makamlarinin baskilariyla yeni bir boyut kazandi.

Kudüs Sulh Mahkemesi, Yahudi yerlesimcilerin talebi üzerine 2019'da Seyh Cerrah Mahallesi'nde oturan 12 Filistinli ailenin, evlerini yerlesimciler lehine bosaltmalari yönünde karar vermisti. Karara göre, bu ailelerden 4'ünün Ocak 2021'de evlerini bosaltmalari gerekiyordu.

Ailelerin itirazi üzerine kararin temyiz edilerek yeniden mahkeme sürecinin baslamasi kararlastirilmis ancak Israil Merkezi Mahkemesi, subat ortalarinda bu 4 ailenin itirazini reddetmisti.

Israil Merkezi Mahkemesi, bu yilin basinda 7 ailenin, evlerini Yahudi yerlesimcilere birakmak üzere bosaltmasi karari vermisti.

Mahkeme son olarak 4 Mart'ta Seyh Cerrah Mahallesi'nde yasayan Filistinli ailelerin, karara yönelik itirazlarini geri çevirmisti. Yüksek Mahkeme, 2 Mayis'ta Seyh Cerrah'taki 4 aileye, Yahudi yerlesimcilerle "anlasmalari için" 6 Mayis'a kadar süre tanimisti.

Israil Yüksek Mahkemesi 9 Mayis'ta görülen durusmada nihai karari hazirana ertelemisti.
Kaynak: AA