Anayasa Mahkemesi, Bildirdigi Kisiden Baskasiyla Telefon Görüsü Yapan Tutuklunun Ihlal Basvurusunu Reddetti
Anayasa Mahkemesi, Izmir'deki ceza infaz kurumunda bulunan tutuklunun telefon görüsünde, bildirdigi kisiden baskasi ile görüsme yapmasi üzerine görüsün yasaklanmasina iliskin yaptigi hak ihlali basvurusunu reddetti.
Resmi Gazete'de yayimlanan karara göre, silahli terör örgütüne üye olmak suçundan Izmir Ceza ve Infaz Kurumu'nda bulunan bir tutuklunun, babasina ait oldugunu bildirdigi telefonla görüsmesinde baskalari ile görüstügü tespit edildi. Bunun üzerine cezaevi yönetimi, tutuklunun bildirdigi numara ile görüsüne yasak getirdi.
Tutuklu ise babasi ile telefon görüsmesi yaptigi sirada hoparlör açikken ablasi ile görüstügünü ileri sürdü ve karara itiraz etti.
Itirazinin reddedilmesi üzerine tutuklu, telefonla görüsme yasagi getirilerek haberlesme hürriyetinin ihlal edildigini öne sürerek Anayasa Mahkemesi'ne basvurdu.
Basvuruyu görüsen Yüksek Mahkeme, Anayasa'nin 22'nci maddesi geregi haberlesme hürriyetinin ihlal edilmedigine hükmetti.
Kararda, basvurucunun, belirlenen telefon numarasi ile görüsme yapmasina yasak getirilmesinde yapilan müdahalenin kamu düzeninin korunmasi ve suç islenmesinin önlenmesi amaçlari kapsaminda ceza infaz kurumunda düzenin ve güvenligin saglanmasi amaci tasidigi ifade edildi. Ayrica kararda, tutuklunun belirlenen telefon numarasi ile görüsme hakkinin sinirlandirilmasi seklindeki uygulamanin mesru amaç tasima kosulunu karsiladigi belirtildi.
Hükümlü veya tutuklularin temel hak ve hürriyetlerinden bahsedilen kararda, ceza infaz kurumunda tutulmanin kaçinilmaz sonucu olarak suçun önlenmesi ve disiplinin temini gibi ceza infaz kurumunda güvenligin saglanmasina yönelik kabul edilebilir makul gerekliliklerin olmasi durumunda, sahip olduklari haklarin sinirlanabilecegi aktarildi.
Basvurucunun telefonla görüsmesine izin verilmemesinin tek basina haberlesme hürriyetinin ihlali olarak degerlendirilemeyecegi vurgulanan kararda, hükümlülerin ve tutuklularin telefon ile görüsmesinin bir hak olarak tanimlandigi, kimlerle telefon görüsmesi saglayabileceginin, görüsme sartlarinin ve usulünün idarenin takdir yetkisi kapsaminda düzenlenmesinin kural olarak benimsendigi bildirildi.
Tutuklunun görüsmek istedigi kisilerle yüz yüze ve mektupla iletisim saglama imkaninin da bulundugu aktarilan kararda, telefon görüsme listesinde belirttigi diger numaralara da yasak getirildigine iliskin bir kararin bulunmadigi belirtildi.
Kararda, "Yukaridaki açiklamalarla birlikte degerlendirildiginde basvurucunun mevzuatta belirtilen esaslara aykiri sekilde telefonla haberlesme hakkini kullandiginin tespiti karsisinda haberlesme hürriyetine yapilan müdahalenin demokratik toplum gereklerine uygun ve ölçülü oldugu, haberlesme hürriyetine yönelik bir ihlalin olmadigi anlasilmistir." ifadelerine yer verildi.
Kaynak: AA
Tutuklu ise babasi ile telefon görüsmesi yaptigi sirada hoparlör açikken ablasi ile görüstügünü ileri sürdü ve karara itiraz etti.
Itirazinin reddedilmesi üzerine tutuklu, telefonla görüsme yasagi getirilerek haberlesme hürriyetinin ihlal edildigini öne sürerek Anayasa Mahkemesi'ne basvurdu.
Basvuruyu görüsen Yüksek Mahkeme, Anayasa'nin 22'nci maddesi geregi haberlesme hürriyetinin ihlal edilmedigine hükmetti.
Kararda, basvurucunun, belirlenen telefon numarasi ile görüsme yapmasina yasak getirilmesinde yapilan müdahalenin kamu düzeninin korunmasi ve suç islenmesinin önlenmesi amaçlari kapsaminda ceza infaz kurumunda düzenin ve güvenligin saglanmasi amaci tasidigi ifade edildi. Ayrica kararda, tutuklunun belirlenen telefon numarasi ile görüsme hakkinin sinirlandirilmasi seklindeki uygulamanin mesru amaç tasima kosulunu karsiladigi belirtildi.
Hükümlü veya tutuklularin temel hak ve hürriyetlerinden bahsedilen kararda, ceza infaz kurumunda tutulmanin kaçinilmaz sonucu olarak suçun önlenmesi ve disiplinin temini gibi ceza infaz kurumunda güvenligin saglanmasina yönelik kabul edilebilir makul gerekliliklerin olmasi durumunda, sahip olduklari haklarin sinirlanabilecegi aktarildi.
Basvurucunun telefonla görüsmesine izin verilmemesinin tek basina haberlesme hürriyetinin ihlali olarak degerlendirilemeyecegi vurgulanan kararda, hükümlülerin ve tutuklularin telefon ile görüsmesinin bir hak olarak tanimlandigi, kimlerle telefon görüsmesi saglayabileceginin, görüsme sartlarinin ve usulünün idarenin takdir yetkisi kapsaminda düzenlenmesinin kural olarak benimsendigi bildirildi.
Tutuklunun görüsmek istedigi kisilerle yüz yüze ve mektupla iletisim saglama imkaninin da bulundugu aktarilan kararda, telefon görüsme listesinde belirttigi diger numaralara da yasak getirildigine iliskin bir kararin bulunmadigi belirtildi.
Kararda, "Yukaridaki açiklamalarla birlikte degerlendirildiginde basvurucunun mevzuatta belirtilen esaslara aykiri sekilde telefonla haberlesme hakkini kullandiginin tespiti karsisinda haberlesme hürriyetine yapilan müdahalenin demokratik toplum gereklerine uygun ve ölçülü oldugu, haberlesme hürriyetine yönelik bir ihlalin olmadigi anlasilmistir." ifadelerine yer verildi.