Salgın Sürecinde Harcadıkları Enerji Azalan Çocuklarda Duygusal Aşırı Yeme Eğilimi Obeziteye Yol Açabiliyor
Eskişehir Şehir Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Melek Yücel, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sürecinde çocukların duygusal aşırı yeme eğilimi göstermeye yatkınlığıyla obezite bakımından risk oluşturduğunu söyledi.
Yücel, AA muhabirine, salgın döneminde evlerinde daha çok zaman geçiren, televizyon, internet kullanımı artış gösteren çocukların harcadıkları enerjinin azaldığını dile getirdi.
Çocukların bu süreçte beslenme alışkanlıklarının değişmesi sonucu kalori alımının arttığına dikkati çeken Yücel, şöyle devam etti:
"Evde ekran karşısında uzun saatler geçiren çocukların beslenme alışkanlıkları da değişti. Özellikle hazır gıda, abur cubur tüketimi arttı. Anlık haz alımını sağlayan, enerji ve şeker içeriği yüksek, besleyici değeri düşük ürünlerin, fast food tarzı gıdaların tüketiminde de artış olduğu bilinmektedir. Kovid-19 salgını döneminde stres, korku ve endişe içindeki çocukların duygusal aşırı yeme eğilimi göstermeye yatkınlığı obezite açısından risk faktörü oluşturuyor. Salgında uyku düzeninde bozulma, çocukları kilo alımına yatkın hale getirmektedir. Bu dönemde toplam uyku süresinde artış olan çocuklar, obezite açısından riskli bir grup olarak değerlendirilmektedir."
Yücel, obezitenin önlenmesi için bireylerin evde kaldıkları dönemde aktivite düzeyini artırmak amacıyla Dünya Sağlık Örgütünün düzenlediği ev içi egzersiz önerilerinin çocuklarla yapılmasını önerdi.
Ebeveynlere çocukları için sağlıklı beslenme konusunda tavsiyelerde bulunan Yücel, "Paketli hazır ürünlerin ve şekerli içeceklerin tüketimine izin verilmemelidir. Hamburger, pizza gibi yüksek kalorili hazır gıdalar sipariş edilmemeli, evde tencere yemeklerinin tüketilmesine özel önem verilmelidir. Yeterli su tüketilmelidir." dedi.
Dr. Melek Yücel, çocukluk çağı obezitesinin, karaciğer yağlanması, erken puberte, uyku apnesi, tip 2 diyabet, astım, kardiyovasküler hastalıklar, yüksek kolesterol, safra taşı, glikoz intoleransı ve insülin direnci, denge bozukluğu ve ortopedik sorunlara yol açabileceğini vurguladı.
Obezitenin, psiko-sosyal ve duygusal olarak etkilenim, benlik saygısında azalma, akademik performans ve yaşam kalitesinde düşme gibi durumlara da neden olabileceğini anlatan Yücel, "Çocukluk çağı obezitesi, erişkinlik döneminde obezite açısından bir risk faktörü olmakla birlikte kronik hastalıklara da zemin hazırlamaktadır. Bu olumsuz sonuçlar düşünüldüğünde çocukluk döneminde obezite ile mücadelenin çok önemli olduğu görülmektedir." diye konuştu.
Kaynak: AA
Çocukların bu süreçte beslenme alışkanlıklarının değişmesi sonucu kalori alımının arttığına dikkati çeken Yücel, şöyle devam etti:
"Evde ekran karşısında uzun saatler geçiren çocukların beslenme alışkanlıkları da değişti. Özellikle hazır gıda, abur cubur tüketimi arttı. Anlık haz alımını sağlayan, enerji ve şeker içeriği yüksek, besleyici değeri düşük ürünlerin, fast food tarzı gıdaların tüketiminde de artış olduğu bilinmektedir. Kovid-19 salgını döneminde stres, korku ve endişe içindeki çocukların duygusal aşırı yeme eğilimi göstermeye yatkınlığı obezite açısından risk faktörü oluşturuyor. Salgında uyku düzeninde bozulma, çocukları kilo alımına yatkın hale getirmektedir. Bu dönemde toplam uyku süresinde artış olan çocuklar, obezite açısından riskli bir grup olarak değerlendirilmektedir."
Yücel, obezitenin önlenmesi için bireylerin evde kaldıkları dönemde aktivite düzeyini artırmak amacıyla Dünya Sağlık Örgütünün düzenlediği ev içi egzersiz önerilerinin çocuklarla yapılmasını önerdi.
Ebeveynlere çocukları için sağlıklı beslenme konusunda tavsiyelerde bulunan Yücel, "Paketli hazır ürünlerin ve şekerli içeceklerin tüketimine izin verilmemelidir. Hamburger, pizza gibi yüksek kalorili hazır gıdalar sipariş edilmemeli, evde tencere yemeklerinin tüketilmesine özel önem verilmelidir. Yeterli su tüketilmelidir." dedi.
Dr. Melek Yücel, çocukluk çağı obezitesinin, karaciğer yağlanması, erken puberte, uyku apnesi, tip 2 diyabet, astım, kardiyovasküler hastalıklar, yüksek kolesterol, safra taşı, glikoz intoleransı ve insülin direnci, denge bozukluğu ve ortopedik sorunlara yol açabileceğini vurguladı.
Obezitenin, psiko-sosyal ve duygusal olarak etkilenim, benlik saygısında azalma, akademik performans ve yaşam kalitesinde düşme gibi durumlara da neden olabileceğini anlatan Yücel, "Çocukluk çağı obezitesi, erişkinlik döneminde obezite açısından bir risk faktörü olmakla birlikte kronik hastalıklara da zemin hazırlamaktadır. Bu olumsuz sonuçlar düşünüldüğünde çocukluk döneminde obezite ile mücadelenin çok önemli olduğu görülmektedir." diye konuştu.