Eğitim Bir Sen Malatya 1 Nolu Şube Başkanı Söylemez Açıklaması 'Kadının Saygınlığı Kadına Saygıyla Başlar'
Memur Sen Malatya Temsilcisi ve Eğitim Bir Sen Malatya 1 Nolu Şube Başkanı Hüseyin Söylemez, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle yaptığı yazılı açıklamada kadının saygınlığının kadına saygıyla başladığını bildirdi.
Memur Sen Malatya Temsilcisi ve Eğitim Bir Sen Malatya 1 Nolu Şube Başkanı Hüseyin Söylemez, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle yazılı açıklama yaptı. Hüseyin Söylemez açıklamasında, “Dünyayı imar, toplumu ihya, kültürü ıslah eden, şefkat ve fedakarlıkları ile nesilleri eğiten, alın teri döküp üreten ilk öğretmenimiz annemiz, dayanıştığımız kardeşimiz, ailemizin direği, toplumun temeli olan kadınlarımızın Dünya Kadınlar Günü’nü tebrik ediyoruz. Kadın, hayat gerçeğinin temeli, toplumsal hayatın kurucu aktörü, çalışma hayatımızın ana karakteri, her faaliyetimizin paydaşı, varlığımızın manevi derinliği, kültürümüzün taşıyıcı sütunu, öğütleriyle davranışlarımızın en belirleyici unsurudur. Kültürümüzün nesillere aktarılması, geleneklerimizin öğretilmesi, hayatın hikmetli yanlarının ana öğüdüyle yaşatılması, kadınlarımızın etkin gücünün en büyük göstergesidir. Tarihimizde kadınlarımız savaş dönemlerinde kahramanlaşarak nam salmış, kurdukları örgütlerle sivil hayata büyük değerler katmış, siyasette aldıkları görevlerle öncü olmuş, ticaretteki başarılarıyla model ortaya koymuş, sanatta çığır açmış, hayatın her alanında büyük icraata imza atmış, atmaya da devam ediyorlar” ifadelerine yer verdi.
Modern hayatın Hakk’a ve ahlaka sığmayan dayatmalarının, sanayileşmeyle başlayan kapitalizmin sömürü çarklarının, sapkın bazı yönelişlerin her geçen gün değerleri dejenere etmesinin en büyük bedelini kadınların ödediğine dikkat çeken Söylemez, “Kapitalizmin istismarıyla bir pazarlama nesnesine dönüştürülmeye çalışılan kadın kimliğinin ‘özgürlük’, ‘bağımsızlık’ gibi kavramlarla bezenerek yutturulmaya çalışılmasına karşı hepimiz teyakkuza geçmeli, örgütlü gücümüzle mücadele etmeliyiz. Kadını ve erkeği yaradılışın fıtri doğasını inkara kışkırtan şeytani ideolojiler, insanlığı ifsada ve helake sürüklemektedir. İnsanlığı yok etmeye odaklanmış sapkınlık, kadına da erkeğe de saygılı değildir. Gelinen aşamada cinsiyetsizleştirmeye varan tezviratın kadın erkek eşitliği veya özgürlüğü söyleminin hiçbir inandırıcılığı, hatta kadınlar için, kadınlar günü için söyleyecek bir sözü kalmamıştır. İnancının gereğini yerine getirmeye çalışan kadınların varlığı görmezden gelinmiştir. Onlar bir hak talep edemez, hatta sırf farklı tercihlerinden dolayı hakları gasp edilebilir görülmüştür. 28 Şubat’ta kılık ve kıyafetinden dolayı binlerce çalışan kadına, kız öğrencilere yapılan zulümlere sessiz ve tepkisiz kalınmasının sebebi budur. Yine dünyanın birçok yerinde terör ve savaş mağduru olan, vatanından sürülen, göçmen duruma düşen, öldürülen, tutuklanan veya zindanlarda taciz ve tecavüze, soykırıma uğrayan kadınların, bu çarpık zihniyet tarafından çağdaş yaşama biçimine uymadıkları gerekçesiyle hakları hatta varlıkları yok sayılmıştır. Denedikleri bin bir oyun ve saldırılarla bir türlü dize getiremedikleri milletimizin kişilik ve kültürü, kadının kimliği üzerinden yapılan operasyonlarla bozulmak istenmektedir. Çünkü kadın, dünden bugüne, bugünden yarına duygu, bilgi, beceri, ahlak, maneviyat akışının canlı değeridir. Aileyi, toplumu yozlaştırmak suretiyle bizi bozguna uğratmak isteyenler, bu değeri aşındırmaya çalışmaktadır” dedi.
Söylemez, “Sözde ‘kadın hakları’ söylemi dünyanın her yerinde kadim ahlaki düzenleri sarsmak, köklü toplum yapılarını yozlaştırmak için bir istismar malzemesi olarak kullanılabilmektedir. Bu kişilerin kültürden, ahlaktan, aileden, inançtan, millet ve milliyetten, medeniyet ve kültürden yana hiçbir kaygıları yoktur. Daha çok sorumsuz, savruk ve tüketicidirler. Değişen insan ve toplum anlayışından ekonomik mecburiyetlere kadar yaşanan yeni durumların, iş hayatından toplum düzenine kadar birçok düzenlemeyi kaçınılmaz kıldığı da bir gerçektir. Tam da bu noktada modernleşme sürecinde Batı’nın düştüğü trajik hataya düşmeden kendi tarih ve kültür birikimimizin ışığında ve çağımızın mecburiyet ve deneyimleriyle kadınların daha güçlü kılınması için ev, aile ve çalışma düzeni daha sağlam tanzim edilmelidir. Bunun için yeni hak, destek ve programlarla, kadın ve aile lehine yapılan düzenlemelerin alan ve içerikleri genişletilmelidir. Kadını mağdur etmeye dönük tüm ideolojik kurgulara rağmen içine doğduğumuz kültür ve anlam dünyasında ‘kadının saygınlığı, kadına saygıyla başlar’ anlayışı esastır. Eğitim-Bir-Sen olarak, insan ve medeniyet değerlerini muhafaza edip yüceltecek toplumun, ancak sağlam aile yapısı ve güçlü kadınla mümkün olacağına inanıyor, Dünya Kadınlar Günü’nün kadınlarımızın ve tüm dünya kadınlarının sorunlarının çözümü için yeni bir başlangıç ve imkan olmasını temenni ediyoruz” diyerek açıklamasını tamamladı.
Kaynak: İHA
Modern hayatın Hakk’a ve ahlaka sığmayan dayatmalarının, sanayileşmeyle başlayan kapitalizmin sömürü çarklarının, sapkın bazı yönelişlerin her geçen gün değerleri dejenere etmesinin en büyük bedelini kadınların ödediğine dikkat çeken Söylemez, “Kapitalizmin istismarıyla bir pazarlama nesnesine dönüştürülmeye çalışılan kadın kimliğinin ‘özgürlük’, ‘bağımsızlık’ gibi kavramlarla bezenerek yutturulmaya çalışılmasına karşı hepimiz teyakkuza geçmeli, örgütlü gücümüzle mücadele etmeliyiz. Kadını ve erkeği yaradılışın fıtri doğasını inkara kışkırtan şeytani ideolojiler, insanlığı ifsada ve helake sürüklemektedir. İnsanlığı yok etmeye odaklanmış sapkınlık, kadına da erkeğe de saygılı değildir. Gelinen aşamada cinsiyetsizleştirmeye varan tezviratın kadın erkek eşitliği veya özgürlüğü söyleminin hiçbir inandırıcılığı, hatta kadınlar için, kadınlar günü için söyleyecek bir sözü kalmamıştır. İnancının gereğini yerine getirmeye çalışan kadınların varlığı görmezden gelinmiştir. Onlar bir hak talep edemez, hatta sırf farklı tercihlerinden dolayı hakları gasp edilebilir görülmüştür. 28 Şubat’ta kılık ve kıyafetinden dolayı binlerce çalışan kadına, kız öğrencilere yapılan zulümlere sessiz ve tepkisiz kalınmasının sebebi budur. Yine dünyanın birçok yerinde terör ve savaş mağduru olan, vatanından sürülen, göçmen duruma düşen, öldürülen, tutuklanan veya zindanlarda taciz ve tecavüze, soykırıma uğrayan kadınların, bu çarpık zihniyet tarafından çağdaş yaşama biçimine uymadıkları gerekçesiyle hakları hatta varlıkları yok sayılmıştır. Denedikleri bin bir oyun ve saldırılarla bir türlü dize getiremedikleri milletimizin kişilik ve kültürü, kadının kimliği üzerinden yapılan operasyonlarla bozulmak istenmektedir. Çünkü kadın, dünden bugüne, bugünden yarına duygu, bilgi, beceri, ahlak, maneviyat akışının canlı değeridir. Aileyi, toplumu yozlaştırmak suretiyle bizi bozguna uğratmak isteyenler, bu değeri aşındırmaya çalışmaktadır” dedi.
Söylemez, “Sözde ‘kadın hakları’ söylemi dünyanın her yerinde kadim ahlaki düzenleri sarsmak, köklü toplum yapılarını yozlaştırmak için bir istismar malzemesi olarak kullanılabilmektedir. Bu kişilerin kültürden, ahlaktan, aileden, inançtan, millet ve milliyetten, medeniyet ve kültürden yana hiçbir kaygıları yoktur. Daha çok sorumsuz, savruk ve tüketicidirler. Değişen insan ve toplum anlayışından ekonomik mecburiyetlere kadar yaşanan yeni durumların, iş hayatından toplum düzenine kadar birçok düzenlemeyi kaçınılmaz kıldığı da bir gerçektir. Tam da bu noktada modernleşme sürecinde Batı’nın düştüğü trajik hataya düşmeden kendi tarih ve kültür birikimimizin ışığında ve çağımızın mecburiyet ve deneyimleriyle kadınların daha güçlü kılınması için ev, aile ve çalışma düzeni daha sağlam tanzim edilmelidir. Bunun için yeni hak, destek ve programlarla, kadın ve aile lehine yapılan düzenlemelerin alan ve içerikleri genişletilmelidir. Kadını mağdur etmeye dönük tüm ideolojik kurgulara rağmen içine doğduğumuz kültür ve anlam dünyasında ‘kadının saygınlığı, kadına saygıyla başlar’ anlayışı esastır. Eğitim-Bir-Sen olarak, insan ve medeniyet değerlerini muhafaza edip yüceltecek toplumun, ancak sağlam aile yapısı ve güçlü kadınla mümkün olacağına inanıyor, Dünya Kadınlar Günü’nün kadınlarımızın ve tüm dünya kadınlarının sorunlarının çözümü için yeni bir başlangıç ve imkan olmasını temenni ediyoruz” diyerek açıklamasını tamamladı.