Küçücük Dükkanında Yarım Asrı Geride Bırakan Esnaf 4 Çocuğuna Ve Eşine Üniversite Okuttu
Mardin’de yaklaşık 56 yıldır kadın terziliği yapan 67 yaşındaki Ekrem Ayanoğlu, 4 çocuğu ile birlikte eşinin de üniversitede okumasını sağladı. Yarım asrı geçen meslek yaşantısında 40’ı aşkın çırak yetiştiren Ayanoğlu, gelişen teknolojiye kafa tutarak işini yapmaya devam ediyor.
Mardin’in Artuklu ilçesinde yaşayan 67 yaşındaki Ekrem Ayanoğlu, tarihi Revaklı Çarşı’da 56 yıldır kadın kıyafeti dikiyor. Hazır giyimin terzilik mesleğini bitirme noktasına getirmiş olmasına rağmen hala sipariş alıp kıyafet diken Ayanoğlu, küçük dükkanında 40’ı aşkın çırak yetiştirip Türkiye’nin farklı illerine gönderdi. İşinden kazandığı gelirle 4 çocuğunun yanı sıra eşinin de üniversite okumasını sağlayan Ayanoğlu, teknolojiye kafa tutarak işini yapmaya devam ediyor.
"Çıraklar bizim çocuklarımız gibidir"
Meslekte 56’ncı yılına girdiğini kaydeden Ayanoğlu, "Küçük yaşlardan itibaren bu işe başladım. Meslekte yarım asrı geride bıraktık. Şimdiye kadar 40’ı aşkın çırak yetiştirdim. Onlar da Türkiye’nin farklı illerine giderek iş kurdular. Eskiden gece yarılarına kadar çalışıp siparişleri yetiştirmeye uğraşıyorduk. Haftada 200 elbise çıkardığımız günler de oluyordu. Bu işten kazandığım parayla 4 çocuğumu okuttum, 3’ü üniversiteyi bitirdi. 1’i lise, ayrıca eşimin de üniversite okumasına katkı sağladım. Eşim emekli bile oldu. Ben okumadım, onlar okusun istedim. Bayramlarda çok yoğun olurduk. Müşteriler geliyordu, yetiştiremiyorduk onlara. İstanbul’dan çıraklarım geliyor. Bazen iplik, düğme getiriyorlar bana. Usta nasılsın falan diyorlar. Yani unutmuyorlar bizi, telefonlaşıyoruz. Çıraklarımız bizi unutmadı. Tabii biz de ana baba gibi bakıyorduk onlara. Çırak bizim çocuğumuz gibidir. Küçükken geliyor, büyüyüp askere gidinceye kadar bizde kalıyordu. Mesleği öğreniyordu" dedi.
Kaynak: İHA
"Çıraklar bizim çocuklarımız gibidir"
Meslekte 56’ncı yılına girdiğini kaydeden Ayanoğlu, "Küçük yaşlardan itibaren bu işe başladım. Meslekte yarım asrı geride bıraktık. Şimdiye kadar 40’ı aşkın çırak yetiştirdim. Onlar da Türkiye’nin farklı illerine giderek iş kurdular. Eskiden gece yarılarına kadar çalışıp siparişleri yetiştirmeye uğraşıyorduk. Haftada 200 elbise çıkardığımız günler de oluyordu. Bu işten kazandığım parayla 4 çocuğumu okuttum, 3’ü üniversiteyi bitirdi. 1’i lise, ayrıca eşimin de üniversite okumasına katkı sağladım. Eşim emekli bile oldu. Ben okumadım, onlar okusun istedim. Bayramlarda çok yoğun olurduk. Müşteriler geliyordu, yetiştiremiyorduk onlara. İstanbul’dan çıraklarım geliyor. Bazen iplik, düğme getiriyorlar bana. Usta nasılsın falan diyorlar. Yani unutmuyorlar bizi, telefonlaşıyoruz. Çıraklarımız bizi unutmadı. Tabii biz de ana baba gibi bakıyorduk onlara. Çırak bizim çocuğumuz gibidir. Küçükken geliyor, büyüyüp askere gidinceye kadar bizde kalıyordu. Mesleği öğreniyordu" dedi.