'Kovid-19 Sonrası Dönemde Yeni Dünya Açıklaması Türkiye Ve Japonya'dan Bakış' Paneli Düzenlendi
Japonya'nın Ankara Büyükelçisi Kazuhiro Suzuki: 'Hem Türklerin Japonya algısı hem de Japonların Türkiye algısı olağanüstü. Bu olumlu arka plana dayanarak iş birliğimiz altyapı inşası, afet önleme, akademik ve kültürel alanlar gibi çeşitli alanlarda gelişti' Dışişleri Bakanlığı Yeniden Asya Koordinatörü Büyükelçi K. Nilvana Darama: 'Yeniden Asya açılımı kapsamında ikili ilişkilerimizi, özellikle ekonomik alanda geliştirmek için önemli bir potansiyel olduğunu düşünüyoruz' Japonya Dışişleri Bakanlığı Genel Müdür Yardımcısı Kansuke Nagaoka: 'Doğal kaynakların arzının düzgün şekilde sağlanmasına ek olarak sadece bölgenin istikrarını değil güvenli deniz yolu ulaşımını da temin etmeliyiz'
Japonya'nın Ankara Büyükelçisi Kazuhiro Suzuki, Türkiye-Japonya ilişkilerinin ve iki ülke halkının birbirine yönelik algısının çok iyi olduğunu belirterek, "Bu olumlu arka plana dayanarak iş birliğimiz altyapı inşası, afet önleme, akademik ve kültürel alanlar gibi çeşitli alanlarda gelişti." dedi.
Ankara Üniversitesi Asya-Pasifik Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezince (APAM) "Kovid-19 Sonrası Dönemde Yeni Dünya: Türkiye ve Japonya'dan Bakış" konulu çevrim içi panel, APAM Müdürü Prof. Dr. Merthan Dündar'ın moderatörlüğünde düzenlendi.
Burada konuşan Japonya'nın Ankara Büyükelçisi Suzuki, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınına karşı tedbir almanın yanı sıra bundan ciddi şekilde zarar görmüş ülkelere ve çatışma bölgelerindeki insanlara yönelik ekonomik ve sosyal alanlarda da uluslararası dayanışmanın önemli olduğunun altını çizdi.
İkili ve bölgesel iş birliğini de değerlendiren Suzuki, "Japonya-Türkiye ilişkileri temelde çok iyi. Hem Türklerin Japonya algısı hem de Japonların Türkiye algısı olağanüstü. Bu olumlu arka plana dayanarak iş birliğimiz altyapı inşası, afet önleme, akademik ve kültürel alanlar gibi çeşitli alanlarda gelişti." ifadesini kullandı.
Suzuki, Japonya Türkiye Ekonomik Ortaklık Anlaşması için yürütülen ticaret müzakereleriyle, Türkiye Japonya Bilim ve Teknoloji Üniversitesinin kurulması için yürütülen çalışmalar tamamlandığında, yatırım ve bilimsel iş birliğini ilerletmek için iki ülkenin önünde büyük fırsatlar olacağını dile getirdi.
Bölgesel girişimlerin koordine edilmesinin de iş birliğinin önemli bir ayağı olduğuna işaret eden Suzuki, Türkiye'nin Avrupa, Asya ve Afrika'nın stratejik bir dayanak noktası olduğuna, Japonya'nın da Uzak Doğu, Güneydoğu Asya, Okyanusya ve Pasifik gibi bölgelerle tarihsel ve coğrafi olarak güçlü bağları bulunduğuna dikkati çekti.
Suzuki, Türkiye'nin "Yeniden Asya" girişimine odaklanmanın karşılıklı kavramları tamamladığını belirterek, "Türkiye ve Japonya, Avrupa kıtasının sırasıyla batı ve doğu ucunda yer almaktadır." dedi.
- "Sınamalarla birlikte mücadele etmeliyiz"
Dışişleri Bakanlığı Yeniden Asya Koordinatörü Büyükelçi K. Nilvana Darama, "Yeniden Asya" girişiminin Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu tarafından 2019'da başlatıldığını anımsattı.
Yeniden Asya girişimiyle Türkiye'nin Asya ülkeleriyle ilişkilerine "taze bir bakış" sunmanın hedeflendiğini vurgulayan Darama, Türkiye'nin ortak çıkar ve hedefler doğrultusunda Asya'yla ikili ve bölgesel ilişkilerini geliştirmeyi amaçladığını kaydetti.
Türkiye ile Japonya arasındaki köklü ilişkilere ve iki ülkenin stratejik ortaklığına dikkati çeken Darama, "Yeniden Asya açılımı kapsamında ikili ilişkilerimizi, özellikle ekonomik alanda geliştirmek için önemli bir potansiyel olduğunu düşünüyoruz." diye konuştu.
Darama, Türkiye ve Japonya arasında Teknik İş Birliği Anlaşması'nın tamamlandığını, Ekonomik Ortaklık Anlaşması’nın da iki tarafa fayda sağlayacağını aktardı.
Asya’nın yükselişinin yüzyılın tanımlayıcı özelliklerinden biri olduğunu belirten Darama, bu değişim sürecinde Asya ve Avrupa arasında geçit sağlayan Türkiye’nin etkili bir aktör olacağını söyledi.
Kovid-19'un tarih boyunca boy gösteren en karmaşık sınamalardan biri olduğuna dikkati çeken Darama, virüsün ciddi ekonomik etkileri de bulunduğunu kaydetti. Bu çerçevede krizlerin aynı zamanda fırsatları da beraberinde getirebileceğini ifade eden Darama, "Sınamalarla birlikte mücadele etmeliyiz ve fırsatları birlikte keşfetmeliyiz." dedi.
Darama, Türkiye'nin hızlı büyüyen ekonomisi, coğrafi konumu, genç ve dinamik nüfusuyla bir ekonomik güç merkezine dönüştüğünü, yatırımcılar ve işletmeciler için önemli fırsatlar sunduğunu belirtti.
- "Sadece bölgenin istikrarını değil güvenli deniz yolu ulaşımını da temin etmeliyiz"
Japonya Dışişleri Bakanlığı Genel Müdür Yardımcısı Kansuke Nagaoka ise "Japonya'nın Orta Doğu Sorununa Bakışı" başlıklı sunumunda, Filistin meselesi, Irak ve İran konularının yanı sıra Türkiye'nin bölge sorunlarına sunabileceği katkıları değerlendirdi.
Japonya Dışişleri Bakanlığının temel rollerinden birinin, diğer ülkelerle olduğu gibi Orta Doğu bölgesinde de siyasi ve ekonomik ilişkileri derinleştirmek olduğunu vurgulayan Nagaoka, buna ek olarak bölgenin istikrarına katkı sunmayı amaçladıklarını dile getirdi.
Nagaoka, Japonya'nın petrolde yüzde 90 ve doğal gazda yüzde 20 oranında bu bölgeye bağımlı olduğuna dikkati çekerek, "Doğal kaynakların arzının düzgün şekilde sağlanmasına ek olarak sadece bölgenin istikrarını değil güvenli deniz yolu ulaşımını da temin etmeliyiz." değerlendirmesinde bulundu.
- Panelde ekonomi ve endüstriyel kalkınma konuları da ele alındı
Boğaziçi Üniversitesi Asya Çalışmaları Merkezi Uzmanı Dr. Altay Atlı da "Türkiye'nin Asya-Pasifik ile Ekonomik İlişkisini Salgın Sonrası Dönem için Yeniden Düşünmek" başlıklı konuşmasında, ekonomik ilişkilere dair son durumu anlatarak, artık ticaret açığının nasıl kapatılacağından ziyade dengenin nasıl bulunacağına odaklanıldığını belirtti.
Atlı, salgın sürecinde ülkelerin özellikle sağlık hizmetleri, gıda ve enerji gibi hayati alanlarda kendi kendilerine yetmesinin yanı sıra ülkelerin ortaklarını çeşitlendirmesinin de ne kadar önemli olduğunun görüldüğünü vurguladı.
Ulusal Lisans Üstü Politika Çalışmaları Enstitüsü Prof. Dr. Takenaka Harukata ise "Özgür ve açık Hint-Pasifiği Vizyonu" hakkında bir sunum yaptı.
Söz konusu vizyonun 2016'da dönemin Japonya Başbakanı Abe Şinzo tarafından ortaya atıldığını belirten Harukata, vizyonun temel amacının bölge ülkeleri arasında iş birliğini artırmak olduğunu kaydetti.
Harukata, bu çerçevede temel hedeflerin ortak değerlerin teşviki, ekonomik ve güvenlik alanında iş birliği olduğunu söyledi.
Yamaguchi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. K. Ali Akkemik, "Endüstriyel Devrim 4.0 Çağında Endüstriyel Kalkınma ve Endüstriyel Politikalar" konulu bir sunumunda, "Endüstri 4.0'ın aslında yaptığı şey yaşamlarımızı değil, aynı zamanda üretim ve hizmetlerin de nasıl ortaya çıktığını değiştirmesidir." ifadesini kullandı.
Kaynak: AA
Ankara Üniversitesi Asya-Pasifik Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezince (APAM) "Kovid-19 Sonrası Dönemde Yeni Dünya: Türkiye ve Japonya'dan Bakış" konulu çevrim içi panel, APAM Müdürü Prof. Dr. Merthan Dündar'ın moderatörlüğünde düzenlendi.
Burada konuşan Japonya'nın Ankara Büyükelçisi Suzuki, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınına karşı tedbir almanın yanı sıra bundan ciddi şekilde zarar görmüş ülkelere ve çatışma bölgelerindeki insanlara yönelik ekonomik ve sosyal alanlarda da uluslararası dayanışmanın önemli olduğunun altını çizdi.
İkili ve bölgesel iş birliğini de değerlendiren Suzuki, "Japonya-Türkiye ilişkileri temelde çok iyi. Hem Türklerin Japonya algısı hem de Japonların Türkiye algısı olağanüstü. Bu olumlu arka plana dayanarak iş birliğimiz altyapı inşası, afet önleme, akademik ve kültürel alanlar gibi çeşitli alanlarda gelişti." ifadesini kullandı.
Suzuki, Japonya Türkiye Ekonomik Ortaklık Anlaşması için yürütülen ticaret müzakereleriyle, Türkiye Japonya Bilim ve Teknoloji Üniversitesinin kurulması için yürütülen çalışmalar tamamlandığında, yatırım ve bilimsel iş birliğini ilerletmek için iki ülkenin önünde büyük fırsatlar olacağını dile getirdi.
Bölgesel girişimlerin koordine edilmesinin de iş birliğinin önemli bir ayağı olduğuna işaret eden Suzuki, Türkiye'nin Avrupa, Asya ve Afrika'nın stratejik bir dayanak noktası olduğuna, Japonya'nın da Uzak Doğu, Güneydoğu Asya, Okyanusya ve Pasifik gibi bölgelerle tarihsel ve coğrafi olarak güçlü bağları bulunduğuna dikkati çekti.
Suzuki, Türkiye'nin "Yeniden Asya" girişimine odaklanmanın karşılıklı kavramları tamamladığını belirterek, "Türkiye ve Japonya, Avrupa kıtasının sırasıyla batı ve doğu ucunda yer almaktadır." dedi.
- "Sınamalarla birlikte mücadele etmeliyiz"
Dışişleri Bakanlığı Yeniden Asya Koordinatörü Büyükelçi K. Nilvana Darama, "Yeniden Asya" girişiminin Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu tarafından 2019'da başlatıldığını anımsattı.
Yeniden Asya girişimiyle Türkiye'nin Asya ülkeleriyle ilişkilerine "taze bir bakış" sunmanın hedeflendiğini vurgulayan Darama, Türkiye'nin ortak çıkar ve hedefler doğrultusunda Asya'yla ikili ve bölgesel ilişkilerini geliştirmeyi amaçladığını kaydetti.
Türkiye ile Japonya arasındaki köklü ilişkilere ve iki ülkenin stratejik ortaklığına dikkati çeken Darama, "Yeniden Asya açılımı kapsamında ikili ilişkilerimizi, özellikle ekonomik alanda geliştirmek için önemli bir potansiyel olduğunu düşünüyoruz." diye konuştu.
Darama, Türkiye ve Japonya arasında Teknik İş Birliği Anlaşması'nın tamamlandığını, Ekonomik Ortaklık Anlaşması’nın da iki tarafa fayda sağlayacağını aktardı.
Asya’nın yükselişinin yüzyılın tanımlayıcı özelliklerinden biri olduğunu belirten Darama, bu değişim sürecinde Asya ve Avrupa arasında geçit sağlayan Türkiye’nin etkili bir aktör olacağını söyledi.
Kovid-19'un tarih boyunca boy gösteren en karmaşık sınamalardan biri olduğuna dikkati çeken Darama, virüsün ciddi ekonomik etkileri de bulunduğunu kaydetti. Bu çerçevede krizlerin aynı zamanda fırsatları da beraberinde getirebileceğini ifade eden Darama, "Sınamalarla birlikte mücadele etmeliyiz ve fırsatları birlikte keşfetmeliyiz." dedi.
Darama, Türkiye'nin hızlı büyüyen ekonomisi, coğrafi konumu, genç ve dinamik nüfusuyla bir ekonomik güç merkezine dönüştüğünü, yatırımcılar ve işletmeciler için önemli fırsatlar sunduğunu belirtti.
- "Sadece bölgenin istikrarını değil güvenli deniz yolu ulaşımını da temin etmeliyiz"
Japonya Dışişleri Bakanlığı Genel Müdür Yardımcısı Kansuke Nagaoka ise "Japonya'nın Orta Doğu Sorununa Bakışı" başlıklı sunumunda, Filistin meselesi, Irak ve İran konularının yanı sıra Türkiye'nin bölge sorunlarına sunabileceği katkıları değerlendirdi.
Japonya Dışişleri Bakanlığının temel rollerinden birinin, diğer ülkelerle olduğu gibi Orta Doğu bölgesinde de siyasi ve ekonomik ilişkileri derinleştirmek olduğunu vurgulayan Nagaoka, buna ek olarak bölgenin istikrarına katkı sunmayı amaçladıklarını dile getirdi.
Nagaoka, Japonya'nın petrolde yüzde 90 ve doğal gazda yüzde 20 oranında bu bölgeye bağımlı olduğuna dikkati çekerek, "Doğal kaynakların arzının düzgün şekilde sağlanmasına ek olarak sadece bölgenin istikrarını değil güvenli deniz yolu ulaşımını da temin etmeliyiz." değerlendirmesinde bulundu.
- Panelde ekonomi ve endüstriyel kalkınma konuları da ele alındı
Boğaziçi Üniversitesi Asya Çalışmaları Merkezi Uzmanı Dr. Altay Atlı da "Türkiye'nin Asya-Pasifik ile Ekonomik İlişkisini Salgın Sonrası Dönem için Yeniden Düşünmek" başlıklı konuşmasında, ekonomik ilişkilere dair son durumu anlatarak, artık ticaret açığının nasıl kapatılacağından ziyade dengenin nasıl bulunacağına odaklanıldığını belirtti.
Atlı, salgın sürecinde ülkelerin özellikle sağlık hizmetleri, gıda ve enerji gibi hayati alanlarda kendi kendilerine yetmesinin yanı sıra ülkelerin ortaklarını çeşitlendirmesinin de ne kadar önemli olduğunun görüldüğünü vurguladı.
Ulusal Lisans Üstü Politika Çalışmaları Enstitüsü Prof. Dr. Takenaka Harukata ise "Özgür ve açık Hint-Pasifiği Vizyonu" hakkında bir sunum yaptı.
Söz konusu vizyonun 2016'da dönemin Japonya Başbakanı Abe Şinzo tarafından ortaya atıldığını belirten Harukata, vizyonun temel amacının bölge ülkeleri arasında iş birliğini artırmak olduğunu kaydetti.
Harukata, bu çerçevede temel hedeflerin ortak değerlerin teşviki, ekonomik ve güvenlik alanında iş birliği olduğunu söyledi.
Yamaguchi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. K. Ali Akkemik, "Endüstriyel Devrim 4.0 Çağında Endüstriyel Kalkınma ve Endüstriyel Politikalar" konulu bir sunumunda, "Endüstri 4.0'ın aslında yaptığı şey yaşamlarımızı değil, aynı zamanda üretim ve hizmetlerin de nasıl ortaya çıktığını değiştirmesidir." ifadesini kullandı.