Anemas Zindanları'ndaki Bizans Kalıntıları Böyle Görüntülendi
Anemas Zindanları’ndaki Bizans Dönemi’ne ait kalıntılar görüntülendi. Zindanlarda çalışma da yapmış olan Doç. Dr. Hasan Ferudun Özgümüş de kalıntılar hakkında bilgi verdi.
Bir dönem Cüneyt Arkın filmlerine konu olan Anemas Zindanları, Bizans döneminin en büyük saraylarından biri olan Blakhernai Sarayı’nın parçalarından ve 14 hücre odasından ve bu odaların altındaki iki katlı bodrumdan oluşuyor. Yer altı tünelleri, labirentvari sarnıçları ile Anemas Zindanları’nın Bizans döneminden İstanbul’da kalan tek yer altı zindanları olduğu belirtiliyor. Zindanlardaki Bizans Dönemi’ne ait kalıntılar görüntülenirken, zindanlarda çalışma da yapmış olan Doç. Dr. Hasan Ferudun Özgümüş, kalıntılar hakkında bilgi verdi.
“BURASI BİZİM ZANNETTİĞİMİZ GİBİ BİR DEVLET HAPİSHANESİ DEĞİLDİ”
Anemas Zindanları hakkında bilgi veren İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji ve Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hasan Ferudun Özgümüş, “Girit’te savaşta ele geçirilen Müslüman komutan, hristiyanlığa dönüyor. Adını da Mikhael Anemas olarak değiştiriyor. Bizans ordusunda da önemli bir komutan oluyor. Buradaki kulenin mahzeninde hapis ediliyor, ama burası Bizans krali saray yapısıdır. Daha sonraki dönemlerde krali ailelerden insanlarda burada hapis edildi ama bunların sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Burası bizim zannettiğimiz gibi bir devlet hapishanesi değildi. Üst rütbeli insanların kapatıldığı yerdi. Böylece adı yanlışlıkla Anemas Zindanları’na dönmüş” şeklinde konuştu.
“BİZ BURADA ÇOK BÜYÜK BİR SARNIÇ ORTAYA ÇIKARDIK”
Bizans dönemine ait kalıntıları anlatan Özgümüş, “İçinde bulunduğumuz kulenin ve yanındaki Anemas Kulesi’nin topraktan yüksekliği 23 metreden fazla ve duvar kalınlıkları da 5-6 metre, burası inanılmaz derecede sağlam bir yapıdır. Biz burada çok büyük bir sarnıç ortaya çıkardık. Saraya ait bazı kalıntılar bulduk. O sarnıç herhalde burada var olan çok büyük bir kilise vardı. Meryem Kilisesi bir ihtimal onun alt yapıları olabilir. Ama o kazı ile ortaya çıktı. Bir küçük şapel bulduk. Orta Bizans hipokaustu bulduk. İstanbul’da hiç yoktu Bizans hipokausttu biz bir tane bulduk. Fakat sonradan anladık ki Bizans malzemesi ile yapılmış bir Türk hipokaustu. Çünkü malzeme Bizans yapısı gibi duruyor ama kullananlar Osmanlılar. Onlardan birkaç tane daha bulduk biz burada. Bunlar bizim bulduğumuz şeyler ve bir takım odalar ile Bizans dönemine ait çok güzel kabartma levhalar ve mimari süsleme bulduk” diye konuştu.
(Sümeyye İnal - Emre Baba/İHA)