YÖK'te 'Devlet Yüksekögretim Kurumlarinda Tip Ve Saglik Egitimi Baglaminda Üniversite Hastaneleri Çalistayi' Düzenlendi
Yüksekögretim Kurulu (YÖK) tarafindan, devlet yüksekögretim kurumlarindaki tip ve saglik egitimine iliskin konularin masaya yatirilacagi, “Devlet Yüksekögretim Kurumlarinda Tip ve Saglik Egitimi Baglaminda Üniversite Hastaneleri Çalistayi” gerçeklestirildi.
Yüksekögretim Kurulu Baskanligi’nda, Baskan Erol Özvar’in baskanliginda düzenlenen çalistaya, YÖK üyeleri, bünyesinde tip fakültesi bulunan devlet üniversitelerinin rektörleri, dekanlar ve ilgili akademisyenler katildi.
Çalistayin açilis konusmasini gerçeklestiren YÖK Baskani Erol Özvar, “Bugün itibariyle yüksekögretim kurumlarimizda aktif olarak tip egitim ve ögretimin sürdürüldügü devlet tip fakültelerinin sayisi 91’dir. Devlete ait tip fakültelerinde 92 bin 159 ögrencimiz, vakif üniversitelerine bagli tip fakültelerinde ise 18 bin 152 ögrencimiz hekim olmak için ögrenim görmektedir. Türkiye’de 110 bin 331 ögrenci tip fakültelerinde okumaktadir. Tip ögrencilerimizi devlete ait tip fakültelerimizde yaklasik 14 bin ögretim üyesi yetistirmektedir. 6 yillik tip egitiminin son 3 yili ile tipta uzmanlik programlarinin tamami üniversitelerimizin kendilerine ait olan veya Saglik Bakanligina ait olup birlikte kullanim protokolleri yapilarak üniversite hastanesi hüviyeti kazanan saglik uygulama ve arastirma
merkezlerinde sürdürülmektedir” ifadelerini kullandi.
“Üniversite hastanelerinin egitim ve ögretim faaliyetlerini de etkileyecek düzeyde önemli meseleleri var”
Saglik hizmetindeki karar süreçlerinin hizmetin dogasi geregi aciliyet ve hizli çözüm üretilmesi zorunlu bir alan olduguna dikkat çeken YÖK Baskani Özvar, “Üniversite hastanelerinin egitim ve ögretim faaliyetlerini de etkileyecek düzeyde önemli meseleleri vardir. Kendisine ait hastanesi bulunan üniversitelerimizde digerlerinin yani sira hastane isletmelerinin mali sürdürülebilirligine iliskin hususlar en önemli meselelerin basinda gelmektedir. Bu konuda YÖK ve üniversitelerimizin israrli takipleriyle yapilan bazi iyilestirmeler henüz arzu edilen düzeye ulasabilmis degildir. Müteaddit defalar yapilan ‘Ekonomi Koordinasyon Kurulu’ toplantilarinda mutabik kalinan hususlarin sadece cüzi bir kismi hayata geçebilmis olup sorunlarin hallinde yeterli olmamistir” seklinde konustu.
“Saglik Bakanligi’ndan, birlikte kullanim protokolü imzalamis üniversitelerimize eskisi gibi bilimsel ve inovatif arastirmalara harcadiklari döner sermaye paylarinin ödenmesi için gerekli kolayligin saglanmasi beklenmektedir”
Üniversitelerin, Saglik Bakanligi ile birlikte saglik hizmetleri sunduklari afiliye hastanelerinin de kendisine mahsus meseleleri olduguna dikkat çeken YÖK Baskani Özvar, sunlari kaydetti:
“Bu hastanelerimizde ‘Saglik Bakanligina Ait Kurum ve Kuruluslar Ile Devlet Üniversitelerinin Ilgili Birimlerinin Birlikte Kullanim ve Isbirligi Usul ve Esaslari Hakkinda Yönetmelik’ kapsaminda yapilan afiliasyon protokolü ve buna bagli olarak üniversitelerimizin ögretim üyelerinden imzalanmasi istenen sözlesme metninden kaynaklanan muhtelif meseleler dikkat çekmektedir. Bu yönetmelikte yer alan üniversitelere ödenen BAP paylarinin kesilmesine iliskin karar bazi üniversitelerimiz tarafindan yargiya tasinmis ve dava üniversitelerimiz lehine sonuçlanmistir. Geregi için Saglik Bakanligi’na yazilmis durumda olup bu yargi kararina binaen Saglik Bakanligi’ndan birlikte kullanim protokolü imzalamis üniversitelerimize eskisi gibi bilimsel ve inovatif arastirmalara harcadiklari döner sermaye paylarinin ödenmesi için gerekli kolayligin saglanmasi beklenmektedir.”
“Sürdürülebilir ve daha yüksek standartlarda saglik hizmetleri, kaliteli tip ögretimi ve tibbi akademik üretkenlik gibi basliklar altinda bu meselelere çözüm aramaliyiz diye düsünüyorum”
Üniversite hastanelerindeki problemlerin çözümü için birlikte hareket etmeleri gerektigine dikkat çeken Baskan Özvar, “Aradaki farkliliklara ragmen kendi hastanesini isleten olsun, Saglik bakanligi ile afiliyasyon içinde olsun üniversite hastanelerimizin karsi karsiya kaldigi meseleleri sadece finansal yönetim tartismalari etrafinda düsünmek yerine bütüncül bir yaklasim içinde ele almak daha dogru bir yöntem olacaktir. Hastane isletme usul ve esaslari dahil olmak üzere, ilaç ve cihaz satin alimina dair ihale usulü, KDV ödemeleri, hastanelerin bütçeleme usulleri, saglik personelinin özlük haklari, mesai disi saglik hizmetleri, internlik, uzmanlik, hekimlerin saglik hizmeti ve akademik performansinin ölçümleri gibi idari, mali ve akademik konulari sistematik bir sekilde ele almaliyiz. Sürdürülebilir ve daha yüksek standartlarda saglik hizmetleri, kaliteli tip ögretimi ve tibbi akademik üretkenlik gibi basliklar altinda bu meselelere çözüm aramaliyiz diye düsünüyorum” diye konustu.
“Özellikle her türlü bagimlilikla mücadele açisindan da ögretim üyelerimize ve üniversite yönetimlerine büyük görevler düsmektedir”
YÖK Baskani Erol Özvar ayrica, üniversitelerin geneli itibariyle sadece ders anlatilan mekanlar olmadiginin altini çizerek sunlari söyledi:
“Yüksekögretim kurumlari, sadece ders alinan ve ders anlatilan ya da hizmet sunulan mekanlar degildir. Uygulamali egitimlerin en yogun olarak kullanildigi birimlerden olan tip fakültelerinde yüz yüze egitim sürelerinin azalmasina bagli olarak Covid-19 küresel salgini döneminde de kampüs ortamina, akran iliskilerine, sosyal ve kültürel faaliyetlerin eksikliginin olumsuz yönlerine hepimiz birlikte sahit olduk. Yüksekögretim, gençlerimize arastirma ve gelistirme faaliyetleri ile gönüllülük faaliyetleri dahil sosyal ve kültürel faaliyetler ile spor faaliyetleri açisindan da imkan saglamalidir. Kampüs yasaminin her türlü olanagi degerlendirilmelidir. Nitelikli lisansüstü ögrencilerin de farkli alanlarda kazanimlari için uygun ortamlar olusturulmali, akranlariyla çalismalari, kulüp faaliyetleri, sanat ve spor aktiviteleri, akademik ve idari personelle birlikte kampüs hayati önemsenmelidir. Bütün fiziki alanlar, kütüphane alanlari yüksekögretim kültürünün gelismesine olanak saglayici olmalidir. Ögretim üyelerinin kampüste bulunmasi, ders disi ögretim üyesi- ögrenci iletisimini ortaya koyabilecek alanlar olusturulmasi, üniversite ortamlarimizin zenginlestirilmesi için çesitli vizyoner hedefler konmalidir. Özellikle her türlü bagimlilikla mücadele açisindan da ögretim üyelerimize ve üniversite yönetimlerine büyük görevler düsmektedir.”
“YÖK Baskani olarak hazirlanacak metnin bütün kamuoyu ve hükümetimiz ile paylasilmasi hususunda da gerekli çalismalari yapacagimizi bilmenizi isterim”
Düzenlenen çalistay sonucunda alinan kararlarin bir metin olarak ilgili kurum ve kuruluslara da iletilecegini vurgulayan YÖK Baskani Özvar, “Devlet üniversitelerimizin kendilerine ait olsun ya da olmasin hastanelerinde, mevcut durum, iyi uygulama örnekleri, sorunlar ve çözüm örneklerini dinleyecegimiz bu çalistayimizin verimli geçmesini temenni ediyorum. Bu toplantida ortaya konacak düsüncelerin, elestirilerin ve yapici tekliflerin aramizda olusturulacak bir çalisma grubu ile bütün görüslerin yansitilacagi bir metnin de ortaya çikmasini arzu ediyorum. Bu metnin bilahare YÖK tarafindan tekrardan degerlendirilerek ilgili kurum ve kuruluslara; YÖK ve üniversitelerimizin görüsleri ve teklifleri olarak sunulmasini arz ediyorum. YÖK Baskani olarak hazirlanacak metnin bütün kamuoyu ve hükümetimiz ile paylasilmasi hususunda da gerekli çalismalari yapacagimizi bilmenizi isterim” açiklamasinda bulundu.
Iki ayri panel gerçeklestirildi
YÖK Baskani Özvar’in konusmasinin ardindan çalistayin ögleden önceki oturumuna geçilerek, “Üniversiteye Ait Saglik Uygulama ve Arastirma Merkezi (Üniversite Hastanesi) Bulunmayan ve Saglik Bakanligina Bagli Hastanelerle Afiliasyonu Bulunan Devlet Üniversitelerinde Yasanan Sorunlar ve Çözüm Önerileri” konulu ilk panel gerçeklestirildi.
Çalistayin ögleden sonraki ikinci oturumunda ise “Üniversiteye Ait Saglik Uygulama ve Arastirma Merkezi (Üniversite Hastanesi) Bulunan Devlet Üniversitelerinde Yasanan Sorunlar ve Çözüm Önerileri” konulu ikinci panel düzenlendi.
Panellerde rektörler konusmaci olarak yer aldi
Her iki panelde de farkli üniversitelerden rektörler konusmaci olarak yer alarak, konuya iliskin mevcut durumlarina dair bilgiler verdiler.
Çalistayda alinan kararlarin, ilgili kurum ve kuruluslar ile paylasilarak birer eylem plani haline gelmesi hedefleniyor.
Kaynak: İHA
Çalistayin açilis konusmasini gerçeklestiren YÖK Baskani Erol Özvar, “Bugün itibariyle yüksekögretim kurumlarimizda aktif olarak tip egitim ve ögretimin sürdürüldügü devlet tip fakültelerinin sayisi 91’dir. Devlete ait tip fakültelerinde 92 bin 159 ögrencimiz, vakif üniversitelerine bagli tip fakültelerinde ise 18 bin 152 ögrencimiz hekim olmak için ögrenim görmektedir. Türkiye’de 110 bin 331 ögrenci tip fakültelerinde okumaktadir. Tip ögrencilerimizi devlete ait tip fakültelerimizde yaklasik 14 bin ögretim üyesi yetistirmektedir. 6 yillik tip egitiminin son 3 yili ile tipta uzmanlik programlarinin tamami üniversitelerimizin kendilerine ait olan veya Saglik Bakanligina ait olup birlikte kullanim protokolleri yapilarak üniversite hastanesi hüviyeti kazanan saglik uygulama ve arastirma
merkezlerinde sürdürülmektedir” ifadelerini kullandi.
“Üniversite hastanelerinin egitim ve ögretim faaliyetlerini de etkileyecek düzeyde önemli meseleleri var”
Saglik hizmetindeki karar süreçlerinin hizmetin dogasi geregi aciliyet ve hizli çözüm üretilmesi zorunlu bir alan olduguna dikkat çeken YÖK Baskani Özvar, “Üniversite hastanelerinin egitim ve ögretim faaliyetlerini de etkileyecek düzeyde önemli meseleleri vardir. Kendisine ait hastanesi bulunan üniversitelerimizde digerlerinin yani sira hastane isletmelerinin mali sürdürülebilirligine iliskin hususlar en önemli meselelerin basinda gelmektedir. Bu konuda YÖK ve üniversitelerimizin israrli takipleriyle yapilan bazi iyilestirmeler henüz arzu edilen düzeye ulasabilmis degildir. Müteaddit defalar yapilan ‘Ekonomi Koordinasyon Kurulu’ toplantilarinda mutabik kalinan hususlarin sadece cüzi bir kismi hayata geçebilmis olup sorunlarin hallinde yeterli olmamistir” seklinde konustu.
“Saglik Bakanligi’ndan, birlikte kullanim protokolü imzalamis üniversitelerimize eskisi gibi bilimsel ve inovatif arastirmalara harcadiklari döner sermaye paylarinin ödenmesi için gerekli kolayligin saglanmasi beklenmektedir”
Üniversitelerin, Saglik Bakanligi ile birlikte saglik hizmetleri sunduklari afiliye hastanelerinin de kendisine mahsus meseleleri olduguna dikkat çeken YÖK Baskani Özvar, sunlari kaydetti:
“Bu hastanelerimizde ‘Saglik Bakanligina Ait Kurum ve Kuruluslar Ile Devlet Üniversitelerinin Ilgili Birimlerinin Birlikte Kullanim ve Isbirligi Usul ve Esaslari Hakkinda Yönetmelik’ kapsaminda yapilan afiliasyon protokolü ve buna bagli olarak üniversitelerimizin ögretim üyelerinden imzalanmasi istenen sözlesme metninden kaynaklanan muhtelif meseleler dikkat çekmektedir. Bu yönetmelikte yer alan üniversitelere ödenen BAP paylarinin kesilmesine iliskin karar bazi üniversitelerimiz tarafindan yargiya tasinmis ve dava üniversitelerimiz lehine sonuçlanmistir. Geregi için Saglik Bakanligi’na yazilmis durumda olup bu yargi kararina binaen Saglik Bakanligi’ndan birlikte kullanim protokolü imzalamis üniversitelerimize eskisi gibi bilimsel ve inovatif arastirmalara harcadiklari döner sermaye paylarinin ödenmesi için gerekli kolayligin saglanmasi beklenmektedir.”
“Sürdürülebilir ve daha yüksek standartlarda saglik hizmetleri, kaliteli tip ögretimi ve tibbi akademik üretkenlik gibi basliklar altinda bu meselelere çözüm aramaliyiz diye düsünüyorum”
Üniversite hastanelerindeki problemlerin çözümü için birlikte hareket etmeleri gerektigine dikkat çeken Baskan Özvar, “Aradaki farkliliklara ragmen kendi hastanesini isleten olsun, Saglik bakanligi ile afiliyasyon içinde olsun üniversite hastanelerimizin karsi karsiya kaldigi meseleleri sadece finansal yönetim tartismalari etrafinda düsünmek yerine bütüncül bir yaklasim içinde ele almak daha dogru bir yöntem olacaktir. Hastane isletme usul ve esaslari dahil olmak üzere, ilaç ve cihaz satin alimina dair ihale usulü, KDV ödemeleri, hastanelerin bütçeleme usulleri, saglik personelinin özlük haklari, mesai disi saglik hizmetleri, internlik, uzmanlik, hekimlerin saglik hizmeti ve akademik performansinin ölçümleri gibi idari, mali ve akademik konulari sistematik bir sekilde ele almaliyiz. Sürdürülebilir ve daha yüksek standartlarda saglik hizmetleri, kaliteli tip ögretimi ve tibbi akademik üretkenlik gibi basliklar altinda bu meselelere çözüm aramaliyiz diye düsünüyorum” diye konustu.
“Özellikle her türlü bagimlilikla mücadele açisindan da ögretim üyelerimize ve üniversite yönetimlerine büyük görevler düsmektedir”
YÖK Baskani Erol Özvar ayrica, üniversitelerin geneli itibariyle sadece ders anlatilan mekanlar olmadiginin altini çizerek sunlari söyledi:
“Yüksekögretim kurumlari, sadece ders alinan ve ders anlatilan ya da hizmet sunulan mekanlar degildir. Uygulamali egitimlerin en yogun olarak kullanildigi birimlerden olan tip fakültelerinde yüz yüze egitim sürelerinin azalmasina bagli olarak Covid-19 küresel salgini döneminde de kampüs ortamina, akran iliskilerine, sosyal ve kültürel faaliyetlerin eksikliginin olumsuz yönlerine hepimiz birlikte sahit olduk. Yüksekögretim, gençlerimize arastirma ve gelistirme faaliyetleri ile gönüllülük faaliyetleri dahil sosyal ve kültürel faaliyetler ile spor faaliyetleri açisindan da imkan saglamalidir. Kampüs yasaminin her türlü olanagi degerlendirilmelidir. Nitelikli lisansüstü ögrencilerin de farkli alanlarda kazanimlari için uygun ortamlar olusturulmali, akranlariyla çalismalari, kulüp faaliyetleri, sanat ve spor aktiviteleri, akademik ve idari personelle birlikte kampüs hayati önemsenmelidir. Bütün fiziki alanlar, kütüphane alanlari yüksekögretim kültürünün gelismesine olanak saglayici olmalidir. Ögretim üyelerinin kampüste bulunmasi, ders disi ögretim üyesi- ögrenci iletisimini ortaya koyabilecek alanlar olusturulmasi, üniversite ortamlarimizin zenginlestirilmesi için çesitli vizyoner hedefler konmalidir. Özellikle her türlü bagimlilikla mücadele açisindan da ögretim üyelerimize ve üniversite yönetimlerine büyük görevler düsmektedir.”
“YÖK Baskani olarak hazirlanacak metnin bütün kamuoyu ve hükümetimiz ile paylasilmasi hususunda da gerekli çalismalari yapacagimizi bilmenizi isterim”
Düzenlenen çalistay sonucunda alinan kararlarin bir metin olarak ilgili kurum ve kuruluslara da iletilecegini vurgulayan YÖK Baskani Özvar, “Devlet üniversitelerimizin kendilerine ait olsun ya da olmasin hastanelerinde, mevcut durum, iyi uygulama örnekleri, sorunlar ve çözüm örneklerini dinleyecegimiz bu çalistayimizin verimli geçmesini temenni ediyorum. Bu toplantida ortaya konacak düsüncelerin, elestirilerin ve yapici tekliflerin aramizda olusturulacak bir çalisma grubu ile bütün görüslerin yansitilacagi bir metnin de ortaya çikmasini arzu ediyorum. Bu metnin bilahare YÖK tarafindan tekrardan degerlendirilerek ilgili kurum ve kuruluslara; YÖK ve üniversitelerimizin görüsleri ve teklifleri olarak sunulmasini arz ediyorum. YÖK Baskani olarak hazirlanacak metnin bütün kamuoyu ve hükümetimiz ile paylasilmasi hususunda da gerekli çalismalari yapacagimizi bilmenizi isterim” açiklamasinda bulundu.
Iki ayri panel gerçeklestirildi
YÖK Baskani Özvar’in konusmasinin ardindan çalistayin ögleden önceki oturumuna geçilerek, “Üniversiteye Ait Saglik Uygulama ve Arastirma Merkezi (Üniversite Hastanesi) Bulunmayan ve Saglik Bakanligina Bagli Hastanelerle Afiliasyonu Bulunan Devlet Üniversitelerinde Yasanan Sorunlar ve Çözüm Önerileri” konulu ilk panel gerçeklestirildi.
Çalistayin ögleden sonraki ikinci oturumunda ise “Üniversiteye Ait Saglik Uygulama ve Arastirma Merkezi (Üniversite Hastanesi) Bulunan Devlet Üniversitelerinde Yasanan Sorunlar ve Çözüm Önerileri” konulu ikinci panel düzenlendi.
Panellerde rektörler konusmaci olarak yer aldi
Her iki panelde de farkli üniversitelerden rektörler konusmaci olarak yer alarak, konuya iliskin mevcut durumlarina dair bilgiler verdiler.
Çalistayda alinan kararlarin, ilgili kurum ve kuruluslar ile paylasilarak birer eylem plani haline gelmesi hedefleniyor.