Tip Ve Saglik Egitimi Baglaminda Üniversite Hastaneleri Çalistayi
Yüksekögretim Kurulu Baskani Prof. Dr. Erol Özvar: 'Bu toplantida ortaya konacak düsüncelerin, elestirilerin ve yapici tekliflerin aramizda olusturulacak bir çalisma grubu ile bütün görüslerin yansitilacagi bir metnin de ortaya çikmasini arzu ediyorum' ' YÖK Baskani olarak hazirlanacak metnin bütün kamuoyu ve hükümetimiz ile paylasilmasi hususunda da gerekli çalismalari yapacagimizi bilmenizi isterim'
Yüksekögretim Kurulu (YÖK) Baskani Prof. Dr. Erol Özvar, "Devlet Yüksekögretim Kurumlarinda Tip ve Saglik Egitimi Baglaminda Üniversite Hastaneleri Çalistayi" sonrasinda tüm görüslerin yansitilacagi bir metin hazirlanmasini istedigini belirterek, bu metnin kamuoyu ve hükümetle paylasilacagini bildirdi.
Yüksekögretim Kurulu (YÖK) tarafindan, devlet yüksekögretim kurumlarindaki tip ve saglik egitimine iliskin konularin masaya yatirilacagi "Devlet Yüksekögretim Kurumlarinda Tip ve Saglik Egitimi Baglaminda Üniversite Hastaneleri Çalistayi" düzenlendi.
Baskan Erol Özvar'in baskanliginda YÖK'te yapilan çalistaya, YÖK Üyeleri, bünyesinde tip fakültesi bulunan devlet üniversitelerinin rektörleri, dekanlar ve ilgili akademisyenler katildi.
YÖK Baskani Erol Özvar, çalistayin açilisinda yaptigi konusmada, bugün itibariyla yüksekögretim kurumlarinda aktif olarak tip egitim ve ögretimin sürdürüldügü devlet tip fakültelerinin sayisinin 91 oldugunu söyledi.
Devlete ait tip fakültelerinde 92 bin 159, vakif üniversitelerine bagli tip fakültelerinde ise 18 bin 152 ögrencinin hekim olmak için ögrenim gördügünü belirten Özvar, Türkiye'de 110 bin 331 ögrencinin tip fakültelerinde okudugunu bildirdi.
Özvar, "Alti yillik tip egitiminin son 3 yili ile tipta uzmanlik programlarinin tamami üniversitelerimizin kendilerine ait olan veya Saglik Bakanligina ait olup birlikte kullanim protokolleri yapilarak 'üniversite hastanesi' hüviyeti kazanan saglik uygulama ve arastirma merkezlerinde sürdürülmektedir." dedi.
Üniversitelerin yaklasik yarisinin kendisine ait hastanesi bulunurken, diger üniversitelerin afiliye hastanelerde egitim ve ögretim hizmetlerini sürdürdügünü animsatan Özvar, sözlerine söyle devam etti:
"Toplumsal ve ekonomik gelismenin en temel ögelerinden biri saglik hizmetlerinin yaygin, erisilebilir ve etkin sunumunu gerçeklestirebilmektir. Türkiye Cumhuriyeti devleti ve hükümeti, son yillarda dünya ölçeginde örnek kabul edilen yaygin bir saglik hizmetini aziz milletimize etkin bir sekilde ulastirmayi basarmistir. Zengin fakir, yasli genç demeden bütün toplum kesimlerinin bu saglik hizmetlerine ulasabilir olmasi bu basarinin bir baska göstergesidir.
Son yillarda büyük sehirlerde gözlemlenen nüfus yogunlugu, yasli nüfusun artmasi, saglik hizmetlerine erisimin kolaylasmasi, hizli gelisen saglik teknolojileri gibi nedenler, bir yandan saglik harcamalarinin artmasina diger yandan da saglik hizmetlerinin finansman yapisina hem kamu kesiminde hem de özel kesimde konuya iliskin tartismalarin yasanmasina yol açmaktadir. Saglik hizmetleri harcamalarinda meydana gelen genislemenin yani sira saglik hizmetlerine ayrilan mali kaynaklarin sinirli bir çerçevede kalmasi saglik hizmetleri sunan kurumlarin maliyet yapilarini kontrol altina alma ve kaynaklarin daha etkin kullanilacagi verimli finansal yöntemleri ortaya koyma gereksinimini gündeme tasimaktadir."
YÖK Baskani Özvar, üçüncü basamak saglik hizmetlerinin, yüksek bilimsel ölçütler içinde egitim ve arastirmayi önceleyen üniversite saglik uygulama ve arastirma merkezlerinde yürütüldügünü belirtti. Erol Özvar, "Nitelikli saglik elemanlarinin yetistigi ve görev yaptigi bu mekanlara basvuran hastalarin çogu zaman özellikli tedavi süreçlerine ihtiyaç duymalari, bu merkezlerde hizmetlerin gerektirdigi teknik kapasitesi yüksek cihazlarin gittikçe artan kullanimini zorlamaktadir." diye konustu.
Özvar, kaynak arayisinin önemli sebeplerinden birinin de bu özellikli tedaviler için gerekli teçhizati temin etmek ve bunlarin çalistirilmasi için gerekli bakim ve sarf malzemelerinin sürekli akisini saglamak mecburiyeti oldugunu belirtti.
YÖK Baskani Özvar, üniversite hastaneleri arasinda da yatak sayilari, bulundugu cografi bölge, hasta ve hastalik farkliliklari, çalisan sayilari, ögrenci sayilari, mevcut ekonomik durumlari, hastanede yapilan özellikli isler gibi birçok kalemde farkliliklar bulundugunu anlatti.
Saglik hizmeti karar süreçlerinin, aciliyet ve hizli çözüm üretilmesi zorunlu bir alan oldugunun altini çizen Özvar, "Üst düzey saglik hizmet sunumunun yani sira üniversite hastanelerinde çalisan ögretim üyelerinin asli görev ve sorumluluk alani, derin ihtisaslasma sonucu ciddi bir tibbi bilimsel birikim, özel zaman ve enerji gerektiren egitim ve ögretim ve arastirma faaliyetlerinin bulunmasidir." diye konustu.
Üniversite hastanelerinin egitim ve ögretim faaliyetlerini de etkileyecek düzeyde önemli meseleleri bulunduguna dikkati çeken Özvar, müsterek problemlerin yani sira afiliye olup olmamalarina göre sorunlarin farklilik gösterdigini kaydetti. Baskan Özvar, söyle devam etti:
"Kendisine ait hastanesi bulunan üniversitelerimizde digerlerinin yani sira hastane isletmelerinin mali sürdürülebilirligine iliskin hususlar en önemli meselelerin basinda gelmektedir. Bu konuda YÖK ve üniversitelerimizin israrli takipleriyle yapilan bazi iyilestirmeler henüz arzu edilen düzeye ulasabilmis degildir. Müteaddit defa yapilan 'Ekonomi Koordinasyon Kurulu' toplantilarinda mutabik kalinan hususlarin sadece cüzi bir kismi hayata geçebilmis olup sorunlarin hallinde yeterli olmamistir.
Üniversitelerimizin, Saglik Bakanligi ile birlikte saglik hizmetleri sunduklari afiliye hastanelerinin de kendisine mahsus meseleleri vardir. Bu hastanelerimizde 'Saglik Bakanligina Ait Kurum ve Kuruluslar Ile Devlet Üniversitelerinin Ilgili Birimlerinin Birlikte Kullanim ve Isbirligi Usul ve Esaslari Hakkinda Yönetmelik' kapsaminda yapilan afiliasyon protokolü ve buna bagli olarak üniversitelerimizin ögretim üyelerinden imzalanmasi istenen sözlesme metninden kaynaklanan muhtelif meseleler dikkat çekmektedir. Bu yönetmelikte yer alan üniversitelere ödenen BAP paylarinin kesilmesine iliskin karar bazi üniversitelerimiz tarafindan yargiya tasinmis ve dava üniversitelerimiz lehine sonuçlanmistir. Keyfiyet, geregi için Saglik Bakanligina yazilmis durumda olup bu yargi kararina binaen Saglik Bakanligindan birlikte kullanim protokolü imzalamis üniversitelerimize eskisi gibi bilimsel ve inovatif arastirmalara harcadiklari döner sermaye paylarinin ödenmesi için gerekli kolayligin saglanmasi beklenmektedir."
YÖK Baskani Erol Özvar, üniversite hastanelerinin karsi karsiya kaldigi meseleleri, sadece finansal yönetim tartismalari etrafinda düsünmek yerine bütüncül bir yaklasim içinde ele almanin daha dogru bir yöntem olacagini dile getirdi.
Özvar, "Hastane isletme usul ve esaslari dahil olmak üzere, ilaç ve cihaz satin alimina dair ihale usulü, KDV ödemeleri, hastanelerin bütçeleme usulleri, saglik personelinin özlük haklari, mesai disi saglik hizmetleri, internlük, uzmanlik, hekimlerin saglik hizmeti ve akademik performansinin ölçümleri gibi idari, mali ve akademik konulari, sistematik bir sekilde ele almaliyiz ve sürdürülebilir ve daha yüksek standartlarda saglik hizmetleri, kaliteli tip ögretimi ve tibbi akademik üretkenlik gibi basliklar altinda bu meselelere çözüm aramaliyiz diye düsünüyorum." dedi.
- "Kampüs yasaminin her türlü olanagi degerlendirilmeli"
Özvar, bugünkü toplantinin ana odagini, tip fakültelerinin hizmet verdigi hastaneler olustursa da tip fakültelerinin egitim ve ögretim konularina da bir ölçüde dokunmak istedigini söyledi.
Yüksekögretim kurumlarinin, sadece ders alinan ve ders anlatilan ya da hizmet sunulan mekanlar olmadigina isaret eden Özvar, "Uygulamali egitimlerin en yogun olarak kullanildigi birimlerden olan tip fakültelerinde yüz yüze egitim sürelerinin azalmasina bagli olarak Kovid-19 küresel salgini döneminde de kampüs ortamina, akran iliskilerine, sosyal ve kültürel faaliyetlerin eksikliginin olumsuz yönlerine hepimiz sahit olduk." dedi.
Baskan Özvar, yüksekögretimin, gençlere arastirma ve gelistirme faaliyetleri ile gönüllülük faaliyetleri dahil sosyal ve kültürel faaliyetler ile spor faaliyetleri açisindan da imkan saglamasi gerektigini ifade etti.
Kampüs yasaminin her türlü olanaginin degerlendirilmesi gerektigini dile getiren Özvar, "Nitelikli lisansüstü ögrencilerin de farkli alanlarda kazanimlari için uygun ortamlar olusturulmali, akranlariyla çalismalari, kulüp faaliyetleri, sanat ve spor aktiviteleri, akademik ve idari personelle birlikte kampüs hayati önemsenmelidir." ifadelerini kullandi.
YÖK Baskani Erol Özvar, bütün fiziki alanlarin, kütüphane alanlarinin yüksekögretim kültürünün gelismesine katki saglamasi gerektigini belirterek, sunlari kaydetti:
"Ögretim üyelerinin kampüste bulunmasi, ders disi ögretim üyesi-ögrenci iletisimini ortaya koyabilecek alanlar olusturulmasi, üniversite ortamlarimizin zenginlestirilmesi için çesitli vizyoner hedefler konmalidir. Özellikle her türlü bagimlilikla mücadele açisindan da ögretim üyelerimize ve üniversite yönetimlerine büyük görevler düsmektedir. Devlet üniversitelerimizin kendilerine ait olsun ya da olmasin hastanelerinde mevcut durum, iyi uygulama örnekleri, sorunlar ve çözüm önerilerini dinleyecegimiz çalistayin verimli geçmesini temenni ediyor, basarilar diliyorum. Bu toplantida ortaya konacak düsüncelerin, elestirilerin ve yapici tekliflerin aramizda olusturulacak bir çalisma grubu ile bütün görüslerin yansitilacagi bir metnin de ortaya çikmasini arzu ediyorum. Bu metnin bilahare YÖK tarafindan tekrardan degerlendirilerek, ilgili kurum ve kuruluslara, YÖK ve üniversitelerimizin görüsleri ve teklifleri olarak sunulmasini arzu ediyorum. YÖK Baskani olarak hazirlanacak metnin bütün kamuoyu ve hükümetimiz ile paylasilmasi hususunda da gerekli çalismalari yapacagimizi bilmenizi isterim."
- Iki ayri panel gerçeklestirildi
YÖK Baskani Özvar'in konusmasinin ardindan çalistayin ögleden önceki oturumuna geçildi. Oturumda, Kütahya Saglik Bilimleri Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Vural Kavuncu'nun yöneticiliginde "Üniversiteye Ait Saglik Uygulama ve Arastirma Merkezi (Üniversite Hastanesi) Bulunmayan ve Saglik Bakanligina Bagli Hastanelerle Afiliasyonu Bulunan Devlet Üniversitelerinde Yasanan Sorunlar ve Çözüm Önerileri" konulu ilk panel yapildi.
Çalistayin ögleden sonraki ikinci oturumunda ise Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Ünüvar yöneticiliginde "Üniversiteye Ait Saglik Uygulama ve Arastirma Merkezi (Üniversite Hastanesi) Bulunan Devlet Üniversitelerinde Yasanan Sorunlar ve Çözüm Önerileri" konulu ikinci panel düzenlendi.
- Çalistayda alinan kararlarin, eylem plani haline gelmesi hedefleniyor
Her iki panelde de farkli üniversitelerden rektörler konusmaci olarak yer alarak, konuya iliskin mevcut durumlarina dair bilgiler verdi. Çalistayda alinan kararlarin, ilgili kurum ve kuruluslar ile paylasilarak birer eylem plani haline getirilmesi hedefleniyor.
Kaynak: AA
Yüksekögretim Kurulu (YÖK) tarafindan, devlet yüksekögretim kurumlarindaki tip ve saglik egitimine iliskin konularin masaya yatirilacagi "Devlet Yüksekögretim Kurumlarinda Tip ve Saglik Egitimi Baglaminda Üniversite Hastaneleri Çalistayi" düzenlendi.
Baskan Erol Özvar'in baskanliginda YÖK'te yapilan çalistaya, YÖK Üyeleri, bünyesinde tip fakültesi bulunan devlet üniversitelerinin rektörleri, dekanlar ve ilgili akademisyenler katildi.
YÖK Baskani Erol Özvar, çalistayin açilisinda yaptigi konusmada, bugün itibariyla yüksekögretim kurumlarinda aktif olarak tip egitim ve ögretimin sürdürüldügü devlet tip fakültelerinin sayisinin 91 oldugunu söyledi.
Devlete ait tip fakültelerinde 92 bin 159, vakif üniversitelerine bagli tip fakültelerinde ise 18 bin 152 ögrencinin hekim olmak için ögrenim gördügünü belirten Özvar, Türkiye'de 110 bin 331 ögrencinin tip fakültelerinde okudugunu bildirdi.
Özvar, "Alti yillik tip egitiminin son 3 yili ile tipta uzmanlik programlarinin tamami üniversitelerimizin kendilerine ait olan veya Saglik Bakanligina ait olup birlikte kullanim protokolleri yapilarak 'üniversite hastanesi' hüviyeti kazanan saglik uygulama ve arastirma merkezlerinde sürdürülmektedir." dedi.
Üniversitelerin yaklasik yarisinin kendisine ait hastanesi bulunurken, diger üniversitelerin afiliye hastanelerde egitim ve ögretim hizmetlerini sürdürdügünü animsatan Özvar, sözlerine söyle devam etti:
"Toplumsal ve ekonomik gelismenin en temel ögelerinden biri saglik hizmetlerinin yaygin, erisilebilir ve etkin sunumunu gerçeklestirebilmektir. Türkiye Cumhuriyeti devleti ve hükümeti, son yillarda dünya ölçeginde örnek kabul edilen yaygin bir saglik hizmetini aziz milletimize etkin bir sekilde ulastirmayi basarmistir. Zengin fakir, yasli genç demeden bütün toplum kesimlerinin bu saglik hizmetlerine ulasabilir olmasi bu basarinin bir baska göstergesidir.
Son yillarda büyük sehirlerde gözlemlenen nüfus yogunlugu, yasli nüfusun artmasi, saglik hizmetlerine erisimin kolaylasmasi, hizli gelisen saglik teknolojileri gibi nedenler, bir yandan saglik harcamalarinin artmasina diger yandan da saglik hizmetlerinin finansman yapisina hem kamu kesiminde hem de özel kesimde konuya iliskin tartismalarin yasanmasina yol açmaktadir. Saglik hizmetleri harcamalarinda meydana gelen genislemenin yani sira saglik hizmetlerine ayrilan mali kaynaklarin sinirli bir çerçevede kalmasi saglik hizmetleri sunan kurumlarin maliyet yapilarini kontrol altina alma ve kaynaklarin daha etkin kullanilacagi verimli finansal yöntemleri ortaya koyma gereksinimini gündeme tasimaktadir."
YÖK Baskani Özvar, üçüncü basamak saglik hizmetlerinin, yüksek bilimsel ölçütler içinde egitim ve arastirmayi önceleyen üniversite saglik uygulama ve arastirma merkezlerinde yürütüldügünü belirtti. Erol Özvar, "Nitelikli saglik elemanlarinin yetistigi ve görev yaptigi bu mekanlara basvuran hastalarin çogu zaman özellikli tedavi süreçlerine ihtiyaç duymalari, bu merkezlerde hizmetlerin gerektirdigi teknik kapasitesi yüksek cihazlarin gittikçe artan kullanimini zorlamaktadir." diye konustu.
Özvar, kaynak arayisinin önemli sebeplerinden birinin de bu özellikli tedaviler için gerekli teçhizati temin etmek ve bunlarin çalistirilmasi için gerekli bakim ve sarf malzemelerinin sürekli akisini saglamak mecburiyeti oldugunu belirtti.
YÖK Baskani Özvar, üniversite hastaneleri arasinda da yatak sayilari, bulundugu cografi bölge, hasta ve hastalik farkliliklari, çalisan sayilari, ögrenci sayilari, mevcut ekonomik durumlari, hastanede yapilan özellikli isler gibi birçok kalemde farkliliklar bulundugunu anlatti.
Saglik hizmeti karar süreçlerinin, aciliyet ve hizli çözüm üretilmesi zorunlu bir alan oldugunun altini çizen Özvar, "Üst düzey saglik hizmet sunumunun yani sira üniversite hastanelerinde çalisan ögretim üyelerinin asli görev ve sorumluluk alani, derin ihtisaslasma sonucu ciddi bir tibbi bilimsel birikim, özel zaman ve enerji gerektiren egitim ve ögretim ve arastirma faaliyetlerinin bulunmasidir." diye konustu.
Üniversite hastanelerinin egitim ve ögretim faaliyetlerini de etkileyecek düzeyde önemli meseleleri bulunduguna dikkati çeken Özvar, müsterek problemlerin yani sira afiliye olup olmamalarina göre sorunlarin farklilik gösterdigini kaydetti. Baskan Özvar, söyle devam etti:
"Kendisine ait hastanesi bulunan üniversitelerimizde digerlerinin yani sira hastane isletmelerinin mali sürdürülebilirligine iliskin hususlar en önemli meselelerin basinda gelmektedir. Bu konuda YÖK ve üniversitelerimizin israrli takipleriyle yapilan bazi iyilestirmeler henüz arzu edilen düzeye ulasabilmis degildir. Müteaddit defa yapilan 'Ekonomi Koordinasyon Kurulu' toplantilarinda mutabik kalinan hususlarin sadece cüzi bir kismi hayata geçebilmis olup sorunlarin hallinde yeterli olmamistir.
Üniversitelerimizin, Saglik Bakanligi ile birlikte saglik hizmetleri sunduklari afiliye hastanelerinin de kendisine mahsus meseleleri vardir. Bu hastanelerimizde 'Saglik Bakanligina Ait Kurum ve Kuruluslar Ile Devlet Üniversitelerinin Ilgili Birimlerinin Birlikte Kullanim ve Isbirligi Usul ve Esaslari Hakkinda Yönetmelik' kapsaminda yapilan afiliasyon protokolü ve buna bagli olarak üniversitelerimizin ögretim üyelerinden imzalanmasi istenen sözlesme metninden kaynaklanan muhtelif meseleler dikkat çekmektedir. Bu yönetmelikte yer alan üniversitelere ödenen BAP paylarinin kesilmesine iliskin karar bazi üniversitelerimiz tarafindan yargiya tasinmis ve dava üniversitelerimiz lehine sonuçlanmistir. Keyfiyet, geregi için Saglik Bakanligina yazilmis durumda olup bu yargi kararina binaen Saglik Bakanligindan birlikte kullanim protokolü imzalamis üniversitelerimize eskisi gibi bilimsel ve inovatif arastirmalara harcadiklari döner sermaye paylarinin ödenmesi için gerekli kolayligin saglanmasi beklenmektedir."
YÖK Baskani Erol Özvar, üniversite hastanelerinin karsi karsiya kaldigi meseleleri, sadece finansal yönetim tartismalari etrafinda düsünmek yerine bütüncül bir yaklasim içinde ele almanin daha dogru bir yöntem olacagini dile getirdi.
Özvar, "Hastane isletme usul ve esaslari dahil olmak üzere, ilaç ve cihaz satin alimina dair ihale usulü, KDV ödemeleri, hastanelerin bütçeleme usulleri, saglik personelinin özlük haklari, mesai disi saglik hizmetleri, internlük, uzmanlik, hekimlerin saglik hizmeti ve akademik performansinin ölçümleri gibi idari, mali ve akademik konulari, sistematik bir sekilde ele almaliyiz ve sürdürülebilir ve daha yüksek standartlarda saglik hizmetleri, kaliteli tip ögretimi ve tibbi akademik üretkenlik gibi basliklar altinda bu meselelere çözüm aramaliyiz diye düsünüyorum." dedi.
- "Kampüs yasaminin her türlü olanagi degerlendirilmeli"
Özvar, bugünkü toplantinin ana odagini, tip fakültelerinin hizmet verdigi hastaneler olustursa da tip fakültelerinin egitim ve ögretim konularina da bir ölçüde dokunmak istedigini söyledi.
Yüksekögretim kurumlarinin, sadece ders alinan ve ders anlatilan ya da hizmet sunulan mekanlar olmadigina isaret eden Özvar, "Uygulamali egitimlerin en yogun olarak kullanildigi birimlerden olan tip fakültelerinde yüz yüze egitim sürelerinin azalmasina bagli olarak Kovid-19 küresel salgini döneminde de kampüs ortamina, akran iliskilerine, sosyal ve kültürel faaliyetlerin eksikliginin olumsuz yönlerine hepimiz sahit olduk." dedi.
Baskan Özvar, yüksekögretimin, gençlere arastirma ve gelistirme faaliyetleri ile gönüllülük faaliyetleri dahil sosyal ve kültürel faaliyetler ile spor faaliyetleri açisindan da imkan saglamasi gerektigini ifade etti.
Kampüs yasaminin her türlü olanaginin degerlendirilmesi gerektigini dile getiren Özvar, "Nitelikli lisansüstü ögrencilerin de farkli alanlarda kazanimlari için uygun ortamlar olusturulmali, akranlariyla çalismalari, kulüp faaliyetleri, sanat ve spor aktiviteleri, akademik ve idari personelle birlikte kampüs hayati önemsenmelidir." ifadelerini kullandi.
YÖK Baskani Erol Özvar, bütün fiziki alanlarin, kütüphane alanlarinin yüksekögretim kültürünün gelismesine katki saglamasi gerektigini belirterek, sunlari kaydetti:
"Ögretim üyelerinin kampüste bulunmasi, ders disi ögretim üyesi-ögrenci iletisimini ortaya koyabilecek alanlar olusturulmasi, üniversite ortamlarimizin zenginlestirilmesi için çesitli vizyoner hedefler konmalidir. Özellikle her türlü bagimlilikla mücadele açisindan da ögretim üyelerimize ve üniversite yönetimlerine büyük görevler düsmektedir. Devlet üniversitelerimizin kendilerine ait olsun ya da olmasin hastanelerinde mevcut durum, iyi uygulama örnekleri, sorunlar ve çözüm önerilerini dinleyecegimiz çalistayin verimli geçmesini temenni ediyor, basarilar diliyorum. Bu toplantida ortaya konacak düsüncelerin, elestirilerin ve yapici tekliflerin aramizda olusturulacak bir çalisma grubu ile bütün görüslerin yansitilacagi bir metnin de ortaya çikmasini arzu ediyorum. Bu metnin bilahare YÖK tarafindan tekrardan degerlendirilerek, ilgili kurum ve kuruluslara, YÖK ve üniversitelerimizin görüsleri ve teklifleri olarak sunulmasini arzu ediyorum. YÖK Baskani olarak hazirlanacak metnin bütün kamuoyu ve hükümetimiz ile paylasilmasi hususunda da gerekli çalismalari yapacagimizi bilmenizi isterim."
- Iki ayri panel gerçeklestirildi
YÖK Baskani Özvar'in konusmasinin ardindan çalistayin ögleden önceki oturumuna geçildi. Oturumda, Kütahya Saglik Bilimleri Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Vural Kavuncu'nun yöneticiliginde "Üniversiteye Ait Saglik Uygulama ve Arastirma Merkezi (Üniversite Hastanesi) Bulunmayan ve Saglik Bakanligina Bagli Hastanelerle Afiliasyonu Bulunan Devlet Üniversitelerinde Yasanan Sorunlar ve Çözüm Önerileri" konulu ilk panel yapildi.
Çalistayin ögleden sonraki ikinci oturumunda ise Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Ünüvar yöneticiliginde "Üniversiteye Ait Saglik Uygulama ve Arastirma Merkezi (Üniversite Hastanesi) Bulunan Devlet Üniversitelerinde Yasanan Sorunlar ve Çözüm Önerileri" konulu ikinci panel düzenlendi.
- Çalistayda alinan kararlarin, eylem plani haline gelmesi hedefleniyor
Her iki panelde de farkli üniversitelerden rektörler konusmaci olarak yer alarak, konuya iliskin mevcut durumlarina dair bilgiler verdi. Çalistayda alinan kararlarin, ilgili kurum ve kuruluslar ile paylasilarak birer eylem plani haline getirilmesi hedefleniyor.