Içisleri Bakani Soylu'dan IBB'de Baslatilan Teftise Iliskin Degerlendirme Açiklamasi
'Bizim kimsenin belediyesiyle isimiz yok, bizim terörle mücadeleyle isimiz var, biz bunu yapmak zorundayiz. Bunun için de Türkiye'yi alarmda tutmak zorundayiz' 'Yarin öbür gün çocuklarin basina bir sey gelirse, yarin öbür gün suyun basina bir sey gelirse, yarin öbür gün IGDAS'in, dogal gazin basina bir sey gelirse biz ne yapabiliriz, milletimize nasil hesap verebiliriz?'
Içisleri Bakani Süleyman Soylu, Istanbul Büyüksehir Belediyesinde (IBB) baslatilan teftise iliskin, "Bizim kimsenin belediyesiyle isimiz yok, bizim terörle mücadeleyle isimiz var, biz bunu yapmak zorundayiz. Bunun için de Türkiye'yi alarmda tutmak zorundayiz." dedi.
Bakan Soylu, AFAD Konferans Salonu'nda düzenlenen "Afet Risk Azaltma Plani Çalistayi"nin ardindan gazetecilerin sorularini yanitladi.
Bir gazetecinin, IBB'de baslatilan teftis ve konuya iliskin yapilan açiklamalari hatirlatmasi üzerine Bakan Soylu, Türkiye'nin terörle ilgili önemli sinamalardan geçtigini ve büyük bedeller ödedigini söyledi.
Ülke ve millet olarak tüm tedbirleri alma zorunlulugu bulundugunu belirten Soylu, "Türkiye'de 15 Temmuz oldu, sadece Içisleri Bakanligindan 50 bin kisi ihraç edildi. Niçin, neden? Terör örgütleriyle irtibati ve iltisaki oldugu için, yani bunlarin kamuda çalismasi, devlette çalismasi sakincali oldugu ve bunlar bize büyük bir maliyet yükleyecegi için. Bunlarin içinde FETÖ var, PKK var, KCK var, DHKP-C var, MLKP var, MKP var ve bütün örgütler var. Peki biz bunu niçin yapiyoruz? Dagdaki teröristlerle mücadele ediyoruz, sehirlerdeki terörizmle mücadele etmeyecek miyiz, teröristle mücadele etmeyecek miyiz?" diye konustu.
Bakan Soylu, "Su soruyu tüm Türkiye'ye sormak istiyorum." ifadesini kullanarak, "Fehriye Erdal kimdi ve çok yüksek korunakli Sabanci Center'a nasil girmisti ve sonucunda ne yapti? Peki Muhammed Fatih Safitürk kamunun içerisinde görev alanlarin is birligiyle katledilmemis miydi? Peki Sirnak'taki adliyelerde adliyenin altina bomba koyanlar orada çalisanlar degil miydi? En son Cihan Güven katledildi Cizre'de, peki nasil katledildi ve kim katletti. PKK ve KCK'nin YPS olarak nitelendirdigi, HDP'ninde kendi gençlik kollari mensubu olarak nitelendirdigi, PKK ve KCK'nin talimat vererek, yani siyaset içerisinde mesru bir kilifa büründürerek sagladigi bir kaplama ile birlikte katlettiler." degerlendirmesinde bulundu.
Devlette çalisan, terör irtibati ve iltisakini tespit ettikleri kisiler için kendilerini suçlu hissetmediklerini belirten Soylu, sunlari söyledi:
"Hayir, tam tersine, burayi temizlemeye, yarin öbür gün basimiza gelebilecek bir felaketi engellemek için, terörle devletin, terör irtibatiyla devletin bir arada olmayacagini ortaya koyabilmek için bunu gerçeklestiriyoruz. Yarin, öbür gün yapilacak bir eylem bu kisiler üzerinden gerçeklestirilirse, bu sefer bize kalkip sunu sormazlar mi, 'Arkadas siz ne is yapiyorsunuz, sizin göreviniz nedir, siz hangi sorumlulugun içerisindesiniz ki bunlara evet veya hayir demediniz? Beni bagislayin ama sosyal medya çigirtkanligiyla biz terörle mücadele etmiyoruz, biz laf cambazligiyla da bununla mücadele ediyor degiliz."
Süleyman Soylu, Türkiye'nin her tarafinda huzur ve güven bulundugunu, bunu saglamaya çalistiklarini belirtti.
Istanbul'da DIAYDER diye bir dernek oldugunu ifade eden Soylu, "DIAYDER denilen dernek tamamen örgüt elebasi Apo tarafindan talimatla kurdurulmus, bizatihi kendi talimatiyla beraber, dini istismar etmek üzere niteliklendirilmis bir dernek. Biz bununla ilgili çalisma yaparken bir seye daha ulastik, buradan referansla Istanbul Büyüksehir Belediyesine insanlarin girdigini ve burada da çalistiklarini tespit ettik ve gördük." dedi.
- "Tehdidi öngörerek tedbir almayalim mi?"
Konuyu biraz daha genislettiklerini ve çesitli ihbarlarin da gelmeye basladigini dile getiren Bakan Soylu, söyle devam etti:
"Daha önce PKK ve KCK ile iltisakli, hapse girmis, özellikle dagda bulunmus, bunun yani sira yine baska terör örgütlerinden polisimizin öldürülmesi eylemlerine katilmis, katki vermis ve yargi tarafindan da bu tescil edilmis, yine tüm bunlarin yani sira FETÖ'den ihraç ettigimiz, Türk Silahli Kuvvetlerinden ihraç edilen, ByLock kullanicisi birçok kisinin yogunlastirilmis olarak buraya, Istanbul Büyüksehir Belediyesine ise alindigi... Hangi saikle ve nasil aliniyor? Kamuda devlet memuru ve sözlesmeli olarak ise alinabilir ama belediye de bir kamu tesekkülüdür, belediyelerde de bunun yani sira bir sey daha yapilabilir, onlarin belediye iktisadi tesekkülleri üzerinden de isçi statüsüyle beraber ise alinabilir.
Burada bir önemli adim daha var, buradaki ise alinanlar sadece is derken mahalleleri süpürmüyorlar, temizlemiyorlar. Burada alinanlarin bir bölümü kamunun çok kritik yerlerinde de yani ilgili belediyelerin çok kritik yerlerinde çalisabilme kabiliyetine sahip. Simdi biz bunlari izlemeyelim mi, takip etmeyelim mi, biz bunlardan gelebilecek herhangi bir tehdidi öngörerek tedbir almayalim mi? Elbette ki tedbir almaliyiz. Bizim kimsenin belediyesiyle isimiz yok, bizim terörle mücadeleyle isimiz var, biz bunu yapmak zorundayiz. Bunun için de Türkiye'yi alarmda tutmak zorundayiz."
Süleyman Soylu, Türkiye'nin etrafindaki cografyanin hangi halde oldugunu herkesin bildigini belirterek, "Çok stratejik bir noktada, çok stratejik bir konumda sizin herhangi bir güvenlik sorusturmasi yapmadan, herhangi bir arastirma yapmadan aldiginiz, geçmiste PKK ve KCK'dan hatta su anda diyorlar ya 'Hiç tutuklu var mi, niye tutuklamiyorsunuz?' Evet, yapilan sorusturma, tutuklama merci ben degilim ki bagimsiz yargidir." diye konustu.
Anayasa ve kanunlarin verdigi bir yetkiye dayanarak böyle bir ihbari ve sikayeti arastirmak ve sorusturmakla mükellef olduklarini dile getiren Soylu, "DIAYDER sorusturmasinda, Istanbul Büyüksehir Belediyesine gassal olarak, sözde imam olarak alinan bizatihi PKK, KCK terör örgütü tarafindan, hatta maaslarinin bir bölümünün, -bütün iddianamede agir ceza mahkemesine sevk edildi hepsi söz konusu- terör örgütüne nakledildigi konusunda anlayislarin oldugu ve bu konuda bir organizasyon içerisinde bulunanlarin bir kismi tutuklandi. Bunlar belediyede çalisiyor, daha yeni." dedi.
Bakan Soylu, "Aziz milletimize sunu sormak isterim, siz terör örgütüyle iltisaki, irtibati, ByLockcu oldugu için Türk Silahli Kuvvetlerinden FETÖ'cü oldugu için ihraç edilen, jandarmadan, polisten FETÖ'cü oldugu için ihraç edilen bir kisiyi kendi sirketinize alir misiniz? Kendi evinizin önünde güvenlik görevlisi olarak olmasini temin eder, saglar misiniz, buna riza gösterir misiniz? Bunun siyasi bir tarafi yok, bunun bir güvenlik tarafi var. Her meseleyi kendine ait bir siyasal kaldiraç olarak kullanip kendini muhafaza etmek için 'Beni söyle sikistiriyorlar', bin tane is yapiyorsun, ben hangi meselende, kimin hangi meselesiyle ugrasiyorum." diye konustu.
Vatandasin vergisini verdigini ve devletten de kendisini tehdit ve tehlikelere karsi muhafaza etmesini istedigini söyleyen Soylu, kendilerinin de buna karsi milleti korumak ve muhafaza etmek zorunda oldugunu vurguladi.
Bakan Süleyman Soylu, sunlari kaydetti:
"Siz bir personelin alim kriterlerini bu ülkenin stratejik olarak, temel olarak bir güvenlik esasina dayandirmaz, iltisaki ve irtibati olan adamlari, FETÖ'den ihraç edilmisleri, bir polisin sehadetine karismis olanlari, Apo'nun Imrali'dan serbest birakilmasi için defalarca eyleme katilmis olanlari, PKK ile ilgili yazilama yapanlari ve nihayetinde sözde kendisini din görevlisi olarak tanimlayip, bu konuda dini istismar ederek, PKK ve KCK tarafina evirmeye çalisanlari bir kurumun içerisine alirsaniz bu normal mi? Hangi biriniz is arkadasi olarak böyle birisiyle yürümek istersiniz?"
Bir gazetecinin, çalisanlarin adli sicil kayitlarina iliskin sorusu üzerine, "Tutuklanmis olani söylüyorum. Netice itibariyla bizim güvenlik sorusturmalari ve arsiv arastirmalari kanunumuz çok açik ve nettir, orada kurumlarin yetkileri, yetkinlikleri de bellidir." diye konustu.
Benzer bir durumun ortaya çikmasi halinde yapilacak ilk seyin ilgili valilige müracaat etmek oldugunu vurgulayan Soylu, "Devletin muhatapligi burada büyüksehir belediyesindeki kamu yöneticileridir, örnegin genel sekreterdir. Gider der ki 'Bizim böyle bir derdimiz, sikintimiz var, biz bu kadar insan ise alacagiz, acaba suna bakabilir misiniz?' Denmis mi? Hayir, bunlarin hiçbirisi saglanmamis." dedi.
Soylu, alimlarin, ISKI, IGDAS, park gibi yerlere oldugunu belirterek, "Bunlarin hepsi bizim açimizdan önemlidir ve biz devlet olarak bunu takip etmekle mükellefiz, sorumluyuz. Yarin öbür gün o çocuklarin basina bir sey gelirse, yarin öbür gün suyun basina bir sey gelirse, yarin öbür gün IGDAS'in, dogal gazin basina bir sey gelirse biz ne yapabiliriz, milletimize nasil hesap verebiliriz?" diye konustu.
- "Sorumsuzluk örnegi"
DIAYDER sorusturmasinda tutuklularin bulundugunu, iddianamelerin hazirlandigini söyleyen Soylu, "Bu konuda, 'Elimizdeki bütün bilgileri, verileri size verelim, bize yardimci olur musunuz?' demek varken, bunu bir siyasal mesele haline getirmek, 'Benim üzerine söyle geliyorlar, böyle geliyorlar.' diye nitelendirmek, en azindan bana göre bir sorumsuzluk örnegidir." dedi.
Bu tür uygulamalari bütün kurumlara yaptiklarini belirten Soylu, "Bizim derdimiz burada terörle mücadele etmektir ve terörle mücadele etmek zorundayiz." ifadelerini kullandi.
Isimlerin belediyeye bildirilip bildirilmedigine iliskin soruya karsilik Bakan Soylu, "Bu teftisin açilmasinin sebebi de budur. Son dönemlerde çesitli sayilar söyleniyor. Elbette ki biz belediyenin Bakanlik olarak kaç kisi aldigini takip edenlerden degiliz, öyle bir sorumlulugumuz da yok. Bizim buradaki perspektifimiz, halkimiza zarar verebilecegini düsündügümüz bir terör perspektifi. Biz bu perspektife bakariz." dedi.
Soylu, sadece dün farkli kurumlarla ilgili 550'nin üzerinde teftis karari imzaladigini belirterek, sunlari kaydetti:
"Imzaladigimiz kararda su var, gidecekler bu yeni alinan kisilerin elbette ki süreçlerine bakacaklar, herhangi bir suçu, suçlulugu olmayan kisi veya herhangi bir iltisaki olmayan kisiyle ilgili bizim bir sorumlulugumuz yok veya o insanlarin da bir sorumlulugu yok. Bunu çarpitip 'Su kadar insan çalisiyor, hepsini töhmet altinda birakiyorsunuz.', yani biz Içisleri Bakanligindan 50 bin kisiyi ihraç ettik, Içisleri Bakanliginin bütün çalisanlarini mi töhmet altinda birakmis olduk yani, böyle mi oldu, böyle mi oluyor? Burada ilkel siyasi birtakim yaklasimlarla meselelerin üstünün kapatilmamasi, tam anlamiyla huzurun ve güvenin temin edilmesi için her birimizin sorumluluk içerisinde çalismasi gerekir. Biz bunun gayreti içerisindeyiz ve terörle mücadelemiz basindan itibaren hakikaten basarili bir sekilde devam etmektedir. Milletimizin, sehit ailelerimizin, gazilerimizin ve gazi ailelerinin fedakarliklari var, biz bu fedakarliklari akim birakamayiz."
Kaynak: AA
Bakan Soylu, AFAD Konferans Salonu'nda düzenlenen "Afet Risk Azaltma Plani Çalistayi"nin ardindan gazetecilerin sorularini yanitladi.
Bir gazetecinin, IBB'de baslatilan teftis ve konuya iliskin yapilan açiklamalari hatirlatmasi üzerine Bakan Soylu, Türkiye'nin terörle ilgili önemli sinamalardan geçtigini ve büyük bedeller ödedigini söyledi.
Ülke ve millet olarak tüm tedbirleri alma zorunlulugu bulundugunu belirten Soylu, "Türkiye'de 15 Temmuz oldu, sadece Içisleri Bakanligindan 50 bin kisi ihraç edildi. Niçin, neden? Terör örgütleriyle irtibati ve iltisaki oldugu için, yani bunlarin kamuda çalismasi, devlette çalismasi sakincali oldugu ve bunlar bize büyük bir maliyet yükleyecegi için. Bunlarin içinde FETÖ var, PKK var, KCK var, DHKP-C var, MLKP var, MKP var ve bütün örgütler var. Peki biz bunu niçin yapiyoruz? Dagdaki teröristlerle mücadele ediyoruz, sehirlerdeki terörizmle mücadele etmeyecek miyiz, teröristle mücadele etmeyecek miyiz?" diye konustu.
Bakan Soylu, "Su soruyu tüm Türkiye'ye sormak istiyorum." ifadesini kullanarak, "Fehriye Erdal kimdi ve çok yüksek korunakli Sabanci Center'a nasil girmisti ve sonucunda ne yapti? Peki Muhammed Fatih Safitürk kamunun içerisinde görev alanlarin is birligiyle katledilmemis miydi? Peki Sirnak'taki adliyelerde adliyenin altina bomba koyanlar orada çalisanlar degil miydi? En son Cihan Güven katledildi Cizre'de, peki nasil katledildi ve kim katletti. PKK ve KCK'nin YPS olarak nitelendirdigi, HDP'ninde kendi gençlik kollari mensubu olarak nitelendirdigi, PKK ve KCK'nin talimat vererek, yani siyaset içerisinde mesru bir kilifa büründürerek sagladigi bir kaplama ile birlikte katlettiler." degerlendirmesinde bulundu.
Devlette çalisan, terör irtibati ve iltisakini tespit ettikleri kisiler için kendilerini suçlu hissetmediklerini belirten Soylu, sunlari söyledi:
"Hayir, tam tersine, burayi temizlemeye, yarin öbür gün basimiza gelebilecek bir felaketi engellemek için, terörle devletin, terör irtibatiyla devletin bir arada olmayacagini ortaya koyabilmek için bunu gerçeklestiriyoruz. Yarin, öbür gün yapilacak bir eylem bu kisiler üzerinden gerçeklestirilirse, bu sefer bize kalkip sunu sormazlar mi, 'Arkadas siz ne is yapiyorsunuz, sizin göreviniz nedir, siz hangi sorumlulugun içerisindesiniz ki bunlara evet veya hayir demediniz? Beni bagislayin ama sosyal medya çigirtkanligiyla biz terörle mücadele etmiyoruz, biz laf cambazligiyla da bununla mücadele ediyor degiliz."
Süleyman Soylu, Türkiye'nin her tarafinda huzur ve güven bulundugunu, bunu saglamaya çalistiklarini belirtti.
Istanbul'da DIAYDER diye bir dernek oldugunu ifade eden Soylu, "DIAYDER denilen dernek tamamen örgüt elebasi Apo tarafindan talimatla kurdurulmus, bizatihi kendi talimatiyla beraber, dini istismar etmek üzere niteliklendirilmis bir dernek. Biz bununla ilgili çalisma yaparken bir seye daha ulastik, buradan referansla Istanbul Büyüksehir Belediyesine insanlarin girdigini ve burada da çalistiklarini tespit ettik ve gördük." dedi.
- "Tehdidi öngörerek tedbir almayalim mi?"
Konuyu biraz daha genislettiklerini ve çesitli ihbarlarin da gelmeye basladigini dile getiren Bakan Soylu, söyle devam etti:
"Daha önce PKK ve KCK ile iltisakli, hapse girmis, özellikle dagda bulunmus, bunun yani sira yine baska terör örgütlerinden polisimizin öldürülmesi eylemlerine katilmis, katki vermis ve yargi tarafindan da bu tescil edilmis, yine tüm bunlarin yani sira FETÖ'den ihraç ettigimiz, Türk Silahli Kuvvetlerinden ihraç edilen, ByLock kullanicisi birçok kisinin yogunlastirilmis olarak buraya, Istanbul Büyüksehir Belediyesine ise alindigi... Hangi saikle ve nasil aliniyor? Kamuda devlet memuru ve sözlesmeli olarak ise alinabilir ama belediye de bir kamu tesekkülüdür, belediyelerde de bunun yani sira bir sey daha yapilabilir, onlarin belediye iktisadi tesekkülleri üzerinden de isçi statüsüyle beraber ise alinabilir.
Burada bir önemli adim daha var, buradaki ise alinanlar sadece is derken mahalleleri süpürmüyorlar, temizlemiyorlar. Burada alinanlarin bir bölümü kamunun çok kritik yerlerinde de yani ilgili belediyelerin çok kritik yerlerinde çalisabilme kabiliyetine sahip. Simdi biz bunlari izlemeyelim mi, takip etmeyelim mi, biz bunlardan gelebilecek herhangi bir tehdidi öngörerek tedbir almayalim mi? Elbette ki tedbir almaliyiz. Bizim kimsenin belediyesiyle isimiz yok, bizim terörle mücadeleyle isimiz var, biz bunu yapmak zorundayiz. Bunun için de Türkiye'yi alarmda tutmak zorundayiz."
Süleyman Soylu, Türkiye'nin etrafindaki cografyanin hangi halde oldugunu herkesin bildigini belirterek, "Çok stratejik bir noktada, çok stratejik bir konumda sizin herhangi bir güvenlik sorusturmasi yapmadan, herhangi bir arastirma yapmadan aldiginiz, geçmiste PKK ve KCK'dan hatta su anda diyorlar ya 'Hiç tutuklu var mi, niye tutuklamiyorsunuz?' Evet, yapilan sorusturma, tutuklama merci ben degilim ki bagimsiz yargidir." diye konustu.
Anayasa ve kanunlarin verdigi bir yetkiye dayanarak böyle bir ihbari ve sikayeti arastirmak ve sorusturmakla mükellef olduklarini dile getiren Soylu, "DIAYDER sorusturmasinda, Istanbul Büyüksehir Belediyesine gassal olarak, sözde imam olarak alinan bizatihi PKK, KCK terör örgütü tarafindan, hatta maaslarinin bir bölümünün, -bütün iddianamede agir ceza mahkemesine sevk edildi hepsi söz konusu- terör örgütüne nakledildigi konusunda anlayislarin oldugu ve bu konuda bir organizasyon içerisinde bulunanlarin bir kismi tutuklandi. Bunlar belediyede çalisiyor, daha yeni." dedi.
Bakan Soylu, "Aziz milletimize sunu sormak isterim, siz terör örgütüyle iltisaki, irtibati, ByLockcu oldugu için Türk Silahli Kuvvetlerinden FETÖ'cü oldugu için ihraç edilen, jandarmadan, polisten FETÖ'cü oldugu için ihraç edilen bir kisiyi kendi sirketinize alir misiniz? Kendi evinizin önünde güvenlik görevlisi olarak olmasini temin eder, saglar misiniz, buna riza gösterir misiniz? Bunun siyasi bir tarafi yok, bunun bir güvenlik tarafi var. Her meseleyi kendine ait bir siyasal kaldiraç olarak kullanip kendini muhafaza etmek için 'Beni söyle sikistiriyorlar', bin tane is yapiyorsun, ben hangi meselende, kimin hangi meselesiyle ugrasiyorum." diye konustu.
Vatandasin vergisini verdigini ve devletten de kendisini tehdit ve tehlikelere karsi muhafaza etmesini istedigini söyleyen Soylu, kendilerinin de buna karsi milleti korumak ve muhafaza etmek zorunda oldugunu vurguladi.
Bakan Süleyman Soylu, sunlari kaydetti:
"Siz bir personelin alim kriterlerini bu ülkenin stratejik olarak, temel olarak bir güvenlik esasina dayandirmaz, iltisaki ve irtibati olan adamlari, FETÖ'den ihraç edilmisleri, bir polisin sehadetine karismis olanlari, Apo'nun Imrali'dan serbest birakilmasi için defalarca eyleme katilmis olanlari, PKK ile ilgili yazilama yapanlari ve nihayetinde sözde kendisini din görevlisi olarak tanimlayip, bu konuda dini istismar ederek, PKK ve KCK tarafina evirmeye çalisanlari bir kurumun içerisine alirsaniz bu normal mi? Hangi biriniz is arkadasi olarak böyle birisiyle yürümek istersiniz?"
Bir gazetecinin, çalisanlarin adli sicil kayitlarina iliskin sorusu üzerine, "Tutuklanmis olani söylüyorum. Netice itibariyla bizim güvenlik sorusturmalari ve arsiv arastirmalari kanunumuz çok açik ve nettir, orada kurumlarin yetkileri, yetkinlikleri de bellidir." diye konustu.
Benzer bir durumun ortaya çikmasi halinde yapilacak ilk seyin ilgili valilige müracaat etmek oldugunu vurgulayan Soylu, "Devletin muhatapligi burada büyüksehir belediyesindeki kamu yöneticileridir, örnegin genel sekreterdir. Gider der ki 'Bizim böyle bir derdimiz, sikintimiz var, biz bu kadar insan ise alacagiz, acaba suna bakabilir misiniz?' Denmis mi? Hayir, bunlarin hiçbirisi saglanmamis." dedi.
Soylu, alimlarin, ISKI, IGDAS, park gibi yerlere oldugunu belirterek, "Bunlarin hepsi bizim açimizdan önemlidir ve biz devlet olarak bunu takip etmekle mükellefiz, sorumluyuz. Yarin öbür gün o çocuklarin basina bir sey gelirse, yarin öbür gün suyun basina bir sey gelirse, yarin öbür gün IGDAS'in, dogal gazin basina bir sey gelirse biz ne yapabiliriz, milletimize nasil hesap verebiliriz?" diye konustu.
- "Sorumsuzluk örnegi"
DIAYDER sorusturmasinda tutuklularin bulundugunu, iddianamelerin hazirlandigini söyleyen Soylu, "Bu konuda, 'Elimizdeki bütün bilgileri, verileri size verelim, bize yardimci olur musunuz?' demek varken, bunu bir siyasal mesele haline getirmek, 'Benim üzerine söyle geliyorlar, böyle geliyorlar.' diye nitelendirmek, en azindan bana göre bir sorumsuzluk örnegidir." dedi.
Bu tür uygulamalari bütün kurumlara yaptiklarini belirten Soylu, "Bizim derdimiz burada terörle mücadele etmektir ve terörle mücadele etmek zorundayiz." ifadelerini kullandi.
Isimlerin belediyeye bildirilip bildirilmedigine iliskin soruya karsilik Bakan Soylu, "Bu teftisin açilmasinin sebebi de budur. Son dönemlerde çesitli sayilar söyleniyor. Elbette ki biz belediyenin Bakanlik olarak kaç kisi aldigini takip edenlerden degiliz, öyle bir sorumlulugumuz da yok. Bizim buradaki perspektifimiz, halkimiza zarar verebilecegini düsündügümüz bir terör perspektifi. Biz bu perspektife bakariz." dedi.
Soylu, sadece dün farkli kurumlarla ilgili 550'nin üzerinde teftis karari imzaladigini belirterek, sunlari kaydetti:
"Imzaladigimiz kararda su var, gidecekler bu yeni alinan kisilerin elbette ki süreçlerine bakacaklar, herhangi bir suçu, suçlulugu olmayan kisi veya herhangi bir iltisaki olmayan kisiyle ilgili bizim bir sorumlulugumuz yok veya o insanlarin da bir sorumlulugu yok. Bunu çarpitip 'Su kadar insan çalisiyor, hepsini töhmet altinda birakiyorsunuz.', yani biz Içisleri Bakanligindan 50 bin kisiyi ihraç ettik, Içisleri Bakanliginin bütün çalisanlarini mi töhmet altinda birakmis olduk yani, böyle mi oldu, böyle mi oluyor? Burada ilkel siyasi birtakim yaklasimlarla meselelerin üstünün kapatilmamasi, tam anlamiyla huzurun ve güvenin temin edilmesi için her birimizin sorumluluk içerisinde çalismasi gerekir. Biz bunun gayreti içerisindeyiz ve terörle mücadelemiz basindan itibaren hakikaten basarili bir sekilde devam etmektedir. Milletimizin, sehit ailelerimizin, gazilerimizin ve gazi ailelerinin fedakarliklari var, biz bu fedakarliklari akim birakamayiz."