Edirne'de '200. Yilinda Mora Isyani Ve Yunanistan'in Bagimsizligi' Konferansi Düzenlendi

Trakya Üniversitesinde “200. Yilinda Mora Isyani ve Yunanistan’in Bagimsizligi” konulu çevrim içi konferans gerçeklestirildi.

Edirne'de '200. Yilinda Mora Isyani Ve Yunanistan'in Bagimsizligi' Konferansi Düzenlendi
Mora isyani ve Yunanistan’in bagimsizlik süreci, Gazi Üniversitesi Egitim Fakültesi Tarih Egitimi Ana Bilim Dali Ögretim Üyesi Prof. Dr. Necdet Hayta’nin konusmaci oldugu “200. Yilinda Mora Isyani ve Yunanistan’in Bagimsizligi” konferansinda ele alindi.

Trakya Üniversitesi Balkan Arastirma Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Ahmet Kelaga Ahmet’in açilis konusmasiyla baslayan konferansta Prof. Dr. Necdet Hayta, Mora’nin Osmanli’nin elinden çikmasi ve Balkanlar’da bagimsiz bir Yunan devletinin kurulmasi sürecinde yasananlari anlatti.

Yunan isyaninin baslamasinda 1814 yilinda kurulan Filiki Eterya Cemiyeti’nin önemli bir rol oynadigini ifade eden Prof. Dr. Necdet Hayta, cemiyetin asil amacinin Rumlari Osmanli Imparatorlugu yönetimine karsi ayaklandirmak ve diger Balkanli Hristiyan topluluklari da bu isyana tesvik etmek oldugunu söyledi.

Filiki Eterya’nin her kesimden üye topladigi bilgisini aktaran Prof. Dr. Necdet Hayta “Milletvekilleri, tüccarlar ve üst rütbeli askerler, Yunan davasina gönüllü hizmet etmistir. Her milletten, yastan birçok insan ve çogunlukla genç kusaktan üniversite ögrencileri, hiçbir zorluk ve engel gözetmeksizin Yunanistan’a giderek Osmanli Devleti’ne karsi verilmis bu silahli mücadelede etkin rol üstlenmistir” seklinde konustu.

Yunan isyanina Avrupa’nin çesitli yerlerinden pek çok gönüllünün Yunan medeniyeti hayranligi için de katildigini vurgulayan Prof. Dr. Necdet Hayta, “Elbette bunu sadece Yunan medeniyeti hayranligi olarak romantik bir yaklasimla okumak oldukça eksik kalacaktir. 1699 Karlofça Antlasmasi ile gerileme dönemine giren ve Avrupa’da ‘hasta adam’ olarak nitelendirilen Osmanli Devleti’ne sinir olan bagimsiz bir Yunanistan, Avrupali siyasetçiler için ileride faydaya dönüsebilecek bir firsat olarak da düsünülmüstür. Ingiltere’nin dis politikasi geregi yakinda kurulmasi muhtemel bir Yunan devletinde mutlak söz sahibi olmak istemesi ve bu yolla da Akdeniz’i kontrolü altinda tutma hayali basli basina bir gerçekliktir. Ancak bunu görünüste tarafsiz davranarak el altindan sivil toplum faaliyetleri görüntüsü altinda yapmayi planlamistir” dedi.

Isyanin ilk olarak Eflak-Bogdan’da baslatildigini vurgulayan Prof. Dr. Necdet Hayta, “Ilk hareket 1821 yili Mart ayinda Eflak-Bogdan’da baslatildi. Aleksandr Ipsilanti, Sirplari da yanina çekebilecegini düsünmüstü. Bu yüzden askerleriyle Bogdan’a girdi. Ancak isyan basarisizlikla sonuçlandi ve Ipsilanti kaçmak zorunda kaldi. Isyanin nisan ayinda baslamasi planlanmisti ancak Argos kasabasinda pazarda gezen iki sarhosun açtigi ates zaten isyana hazirlanmakta olan Rumlari harekete geçirmis ve isyan 17 Mart 1821’de meydana çikmistir. Bu hareketlenme kisa sürede tüm Mora ve adalara yayildi. Mora Isyani basladigi tarihlerde bilindigi gibi Osmanli Devleti Yanya’da Tepedelenli Ali Pasa isyani ile ugrasmaktaydi.” diyerek isyanin baslangiç süresini anlatti.

Isyanin bastirilamama nedenlerine de deginen Prof. Dr. Necdet Hayta “1821’de baslayan isyan yaklasik 10 yil devam etti. Dönemin Avrupali büyük devletleri olan Ingiltere, Fransa ve Rusya isyanci Yunanlilarin lehine diplomatik ve askeri müdahalelerde bulundu. Bu da Osmanli’nin isyani bastirmasini imkânsiz hale getirdi. Yani bagimsizlik Yunanistan’a Avrupa’nin sundugu bir hediyesidir” ifadelerini kullandi.

Konferans, soru cevap bölümünün ardindan sona erdi.
Kaynak: İHA