Diyalize Giren Hastalarin Yüzde 40'I Seker Hastasi

Ahmet Ermis Diyaliz Merkezi Bashekimi Bilal Görçin: '3040 yil önce diyalize giren 100 hastadan 510'u sekere bagli böbrek yetmezligiydi. Günümüzde dünyada ve ülkemizde diyalize giren hastalarin ortalama yüzde 40'i seker hastaligi nedeniyle böbrekleri bozulan ve bu nedenle haftanin 3 günü diyalize girmek zorunda kalan hastalar' 'Hastalarin yaptigi en büyük hata 'Seker ilaci kullaniyorum, bunlar benim böbregimi bozar, kalbimi bozar.' diye düsünmeleri. Ilaçlari kullanmazsaniz seker geri dönüsümsüz hasarlar yapar ve sonuçta ciddi hastaliklara yol açar' Türk Böbrek Vakfi Diyetisyeni Efe Aydin: 'Seker hastaligindan dolayi böbreklerini kaybetmis diyaliz hastalarimiz hem böbreklerinin artik çalismamasi nedeniyle buna göre bir beslenme programina sahipler hem sekerlerini kontrol etmek zorundalar. Bu gerçekten çok zor' Böbrek yetmezligi hastasi Ilyas Fazil Senol: 'Haftada 3 gün 4 saat diyalize giriyorum, yasamimi diyalizle sürdürüyorum. Herkese tavsiyem, yemelerine dikkat etmeleri. Çalisiyorsun, tam bir seyler elde ediyorsun ama bu hastaliga yakalandiginda hiçbir yere gidemiyorsun'

ANDAÇ HONGUR ERPEHLIVAN - Türk Böbrek Vakfi (TBV) Ahmet Ermis Diyaliz Merkezi Bashekimi Dr. Bilal Görçin, 30-40 yil önce diyalize giren 100 hastadan 5-10'unun sekere bagli böbrek yetmezligi hastasi oldugunu belirterek, "Günümüzde dünyada ve ülkemizde diyalize giren hastalarin ortalama yüzde 40'i seker hastaligi nedeniyle böbrekleri bozulan ve bu nedenle haftanin 3 günü diyalize girmek zorunda kalan hastalar." dedi.

Bilal Görçin, AA muhabirinin sorularini yanitlarken, seker hastaliginin tedavisindeki ana amaci, "ilaç veya insülinle hastanin sekerini düsürürken organlari korumak" seklinde tanimlarken, seker hastaliginin göz, kalp, beyin, böbrek, damarlar ve sinirleri ilerleyici ve geri dönüsümsüz harap eden bir hastalik oldugunu dile getirdi.

Seker orani düsük oldugunda organlarin korundugunu belirten Görçin, seker hastaliginin organlari 15-20 yil içerisinde bozdugunu, hastaligin beraberinde yüksek tansiyonun, gut, kilo, kolesterol yüksekligi gibi diger risk faktörlerinin yani sira sigara kullanimi da varsa sekerin organ harabiyetinin daha hizli ve daha erken oldugunu anlatti.

Görçin, insan vücudundaki kanin yüzde 22'sinin dogrudan böbreklere gittigini kaydederek, su bilgileri verdi:

"Yüksek seker içeren kan böbreklere geldigi zaman böbreklerin damarlarini bozuyor ve böbreklerin süzme fonksiyonlarini etkileyerek hastalari diyalize götürüyor. 30-40 yil önce diyalize giren 100 hastadan 5-10'u sekere bagli böbrek yetmezligiydi. Günümüzde dünyada ve ülkemizde diyalize giren hastalarin ortalama yüzde 40'i seker hastaligi nedeniyle böbrekleri bozulan ve bu nedenle haftanin 3 günü diyalize girmek zorunda kalan hastalar. 30-40 yil önce seker hastalari diyalizi görecek kadar yasamiyordu çünkü hastalarin böbreklerini tamamen yok edip diyalize sebep oluyordu. Birinci sebep, hekime ulasmada zorluk, ilaca ulasmada zorluk nedeniyle daha erken vefat etmeleriydi. Ikinci sebep de seker hastaligi oraninin artmasi. Özellikle beslenme sekli, daha organik olmayan beslenme, sedanter (hareketsiz) hayat ve kilo, toplumdaki seker hastaligi oranini yükseltti. Yasam sekli, ilaçlar, beslenme sekilleri seker sikligini çok ciddi bir sekilde artiriyor ve bu hastalar da uzun süre yasadigi için diyalize girenler, böbrek nakli olanlar, kalp krizi geçirenler, felç olanlar, gözlerini kaybedenler oluyor."

Ailede seker hastaligi varsa veya risk faktörlerini tasiniyorsa mutlaka yasam seklini degistirmek gerektigine isaret eden Görçin, önerilerini söyle siraladi:

"Mutlaka hareket etmek lazim. Ne kadar hareket ederseniz, kaslar sekere harcar, depo edilmez. Haftada en az 1,5-2 saat bunu 3-4'e bölerek hareket etmek gerekiyor. Beslenmede de dogal gidalar tercih edilmeli. Hazir, buzdolabinda saklanan, mikrodalgada isitilan gidalardan ziyade dogal beslenmeli, sebzeye agirlik verilmeli ve tuzdan uzak durulmali."

Görçin, seker hastalarinin mutlaka hekim kontrolünü sürdürmeleri ve ilaçlarini kullanmalari gerektigini belirterek, "Hastalarin yaptigi en büyük hata 'Seker ilaci kullaniyorum, bunlar benim böbregimi bozar, kalbimi bozar.' diye düsünmeleri. Ilaçlari kullanmazsaniz seker geri dönüsümsüz hasarlar yapar ve sonuçta ciddi hastaliklara yol açar." diye konustu.

- "Seker hastaligi kronik böbrek yetmezligine sebep olabiliyor"

Türk Böbrek Vakfi Diyetisyeni Gökçen Efe Aydin da seker hastaliginin böbrekleri olumsuz etkileyerek böbrek hastaligina, kronik böbrek yetmezligine sebep olabildigini dile getirerek, "Seker hastaligindan dolayi böbreklerini kaybetmis diyaliz hastalarimiz hem böbreklerinin artik çalismamasi nedeniyle buna göre bir beslenme programina sahipler hem sekerlerini kontrol etmek zorundalar. Bu gerçekten çok zor." dedi.

Saglikli beslenme ve seker tüketimine dikkat etmek gerektigine isaret eden Aydin, "Mutlaka disaridan yedigimiz yiyeceklerin içindeki seker miktarina bakmak ve sekerin türüne de çok dikkat etmek gerekiyor. Nisasta bazli seker veya tatlandirici kullanilmis olabilir, bunlarin hepsi seker hastaligina davetiye çikariyor." diye konustu.

Aydin, günlük enerji miktarinin en fazla yüzde 10'unun sekerden alinabilecegini kaydederek, sunlari söyledi:

"Bu, saglikli seker yani meyve sekeri olursa çok daha iyi olur. Günde 3 porsiyon kadar meyve yersek tüketebilecegimiz seker miktarini almis oluruz. Dikkat etmemiz gereken, dogru miktar ve dogru siklik. Çünkü 3 porsiyon meyveyi bir anda yersek de dogru siklikta ve dogru miktarda tüketmemis oluruz. Sabah, ögle, aksam ara ögünlere bölecek sekilde yemek çok daha saglikli."

- "Bu hastaliga yakalandiginda hiçbir yere gidemiyorsun"

Böbrek yetmezligi hastasi 74 yasindaki Ilyas Fazil Senol da 20 yildir seker hastasi oldugunu ve son 3,5 yildir diyalize bagli yasadigini kaydetti.

Haftada 3 gün 4 saat diyalize girdigini anlatan Senol, "Yasamimi diyalizle sürdürüyorum. Diyalizden sonra yorgunluk çekiyorum. Herkese tavsiyem, yemelerine dikkat etmeleri, kilo almasin, seker zehir. Çalisiyorsun, tam bir seyler elde ediyorsun ama bu hastaliga yakalandiginda hiçbir yere gidemiyorsun." dedi.

Kaynak: AA