TBD Açıklaması Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'nun Güncellenmesinde STK'lerle İş Birliği Yapılmalı
Türkiye Bilişim Derneği (TBD), Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'nun güncellenmesi kapsamında yapılacak çalışmalarda ve düzenlemelerde STK'lerle iş birliği yapılması gerektiğini belirtti.
Dernekten yapılan açıklamada, WhatsApp'ın koşulları ve gizlilik politikasında 4 Ocak'ta yapılan değişiklikle anlık ileti uygulamalarının teknik ve hukuki açıdan mahremiyete yaklaşımlarının analiz edilmesi gerekliliğinin doğduğu ifade edildi.
WhatsApp ve diğer benzer uygulamalar birlikte ele alınarak, devlet, birey ve STK'lerin görev ve sorumluluklarının geniş perspektifte ve yeni teknolojik gelişmeler çerçevesinde tartışılması gerektiği belirtilen açıklamada, teknolojideki gelişmelerin çok büyük miktarlarda ve çeşitli formatlardaki verinin toplanıp analiz edilmesine, işlenerek ve yorumlanarak yeni anlamlı bilgilere dönüştürülmesine olanak sağlamasıyla verinin hayatı ne ölçüde etkileyebileceğinin daha iyi anlaşıldığı bildirildi.
Sosyal medya platformları veya anlık ileti uygulamalarının, tüketici alışkanlık ve tercihleri ile değişen kullanıcı eğilimleri hakkında bilgiler sağlayan en önemli veri kaynakları durumuna geldiklerine işaret edilen açıklamada, özel ve kıymetli olan kişisel verilerin analiziyle veriye dayalı ticari veya toplumsal yönlendirme yapılabildiği belirtildi.
Açıklamada, WhatsApp'ın yeni sözleşmesini onaylamayan kullanıcıların 8 Şubat'tan sonra uygulamayı kullanamayacakları anımsatılarak, Avrupa Birliği ülkelerinin buna dahil edilmemesine karşın aralarında Türkiye'nin de bulunduğu diğer ülkelerinin zorunlu tutulduğu kaydedildi.
- "Cep telefonları ve uygulamalar, bir açık kapı olarak dikkate alınmalı"
WhatsApp tarafından dayatılan sözleşme değişikliği sonrasında kişilerin aceleyle ve hiçbir araştırma yapmaksızın başka uygulamalara yöneldiklerine işaret edilen açıklamada, "Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'nun güncellenmesi kapsamında yapılacak çalışmalarda ve düzenlemelerde STK'lerle iş birliği yapılmalıdır." değerlendirmesinde bulunuldu.
Açıklamada, kişisel verilerin korunmasıyla başlayan mahremiyetin yalnızca bir sosyal medya ortamı sorunu olarak değerlendirilmeyip, ulusal çıkarları gözetecek biçimde teknik, ekonomik, politik ve kültürel açıdan ele alınması gerektiği vurgulanarak şunlar kaydedildi:
"Akıllı cep telefonları ve sosyal medya platformlarını kullanan tüm kullanıcıların, kişisel verilerinin toplanma, kullanma ve işlenmesi gibi birçok durumun farkında olması gerekmektedir. Cep telefonları ve uygulamalar, her zaman bir açık kapı olarak dikkate alınmalı, ticari sır, kişisel hassas veriler, suistimal yaratabilecek bilgiler hiçbir zaman paylaşılmamalıdır. Bu farkındalığa sahip olmak ve çevremizi her zaman bilgilendirmek her bilinçli bilişimcinin temel görevi olmalıdır."
Kaynak: AA
WhatsApp ve diğer benzer uygulamalar birlikte ele alınarak, devlet, birey ve STK'lerin görev ve sorumluluklarının geniş perspektifte ve yeni teknolojik gelişmeler çerçevesinde tartışılması gerektiği belirtilen açıklamada, teknolojideki gelişmelerin çok büyük miktarlarda ve çeşitli formatlardaki verinin toplanıp analiz edilmesine, işlenerek ve yorumlanarak yeni anlamlı bilgilere dönüştürülmesine olanak sağlamasıyla verinin hayatı ne ölçüde etkileyebileceğinin daha iyi anlaşıldığı bildirildi.
Sosyal medya platformları veya anlık ileti uygulamalarının, tüketici alışkanlık ve tercihleri ile değişen kullanıcı eğilimleri hakkında bilgiler sağlayan en önemli veri kaynakları durumuna geldiklerine işaret edilen açıklamada, özel ve kıymetli olan kişisel verilerin analiziyle veriye dayalı ticari veya toplumsal yönlendirme yapılabildiği belirtildi.
Açıklamada, WhatsApp'ın yeni sözleşmesini onaylamayan kullanıcıların 8 Şubat'tan sonra uygulamayı kullanamayacakları anımsatılarak, Avrupa Birliği ülkelerinin buna dahil edilmemesine karşın aralarında Türkiye'nin de bulunduğu diğer ülkelerinin zorunlu tutulduğu kaydedildi.
- "Cep telefonları ve uygulamalar, bir açık kapı olarak dikkate alınmalı"
WhatsApp tarafından dayatılan sözleşme değişikliği sonrasında kişilerin aceleyle ve hiçbir araştırma yapmaksızın başka uygulamalara yöneldiklerine işaret edilen açıklamada, "Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'nun güncellenmesi kapsamında yapılacak çalışmalarda ve düzenlemelerde STK'lerle iş birliği yapılmalıdır." değerlendirmesinde bulunuldu.
Açıklamada, kişisel verilerin korunmasıyla başlayan mahremiyetin yalnızca bir sosyal medya ortamı sorunu olarak değerlendirilmeyip, ulusal çıkarları gözetecek biçimde teknik, ekonomik, politik ve kültürel açıdan ele alınması gerektiği vurgulanarak şunlar kaydedildi:
"Akıllı cep telefonları ve sosyal medya platformlarını kullanan tüm kullanıcıların, kişisel verilerinin toplanma, kullanma ve işlenmesi gibi birçok durumun farkında olması gerekmektedir. Cep telefonları ve uygulamalar, her zaman bir açık kapı olarak dikkate alınmalı, ticari sır, kişisel hassas veriler, suistimal yaratabilecek bilgiler hiçbir zaman paylaşılmamalıdır. Bu farkındalığa sahip olmak ve çevremizi her zaman bilgilendirmek her bilinçli bilişimcinin temel görevi olmalıdır."