Köyünde 'Ata Tohumları'ndan Ürün Yetiştiren Genç Ziraat Mühendisi Hayalini Gerçekleştirdi
Bolu'nun Mudurnu ilçesinde yaşayan Muhterem Özsoy Çilata, üniversiteden mezun olduktan sonra evlenerek yerleştiği köyündeki bahçesinde, okulda öğrendikleri ile geleneksel tarım metotlarını birleştirerek üretim yapıyor Muhterem Özsoy Çilata: 'Hiçbir yerden destek almıyorum. Bu bahçeyi eşimle oluşturduk ve bahçenin bakımını da birlikte yapıyoruz. Atalık tohumları burada yaşatmaya çalışıyorum'
İLHAMİ ÇETİN - Bolu'nun Mudurnu ilçesinde yaşayan ziraat mühendisi Muhterem Özsoy Çilata, üniversiteden mezun olduktan sonra evlenerek yerleştiği köyündeki bahçesinde, "ata tohumları"ndan ürün yetiştirerek hayalini gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşıyor.
Ankara Üniversitesi Ziraat Mühendisliği Bölümünden mezun olduktan sonra evlenerek köyüne yerleşen 30 yaşındaki Çilata, babadan kalma 8 dönümlük bahçede tarım yapmaya karar verdi.
Mudurnu'ya yaklaşık 3 kilometre uzaklıkta bulunan Kabaca Dibi mevkisindeki bahçeye ilk olarak bölgede yetiştirilmeyen bamya eken Çilata, beklentisinin üstünde verim aldı.
Bunun üzerine tarımsal faaliyetlerini geliştirmek için harekete geçen Çilata, çevresinden temin ettiği ata tohumlarını bahçesinde toprakla buluşturdu.
Bahçesinde, hiçbir şekilde kimyasal ürün kullanmayan Çilata, tüm sebze ve meyvelerini, tavuk ve sığır gübresi ile odun küllerini karıştırarak elde ettiği kompost gübreyle yetiştiriyor.
Okulda öğrendikleri ile geleneksel tarım metotlarını birleştiren Çilata, domates, nohut, fasulye, su kabağının yanı sıra kudret narı, kavun, karpuz, safran, lavanta, goji berry, Meksika karpuzu ve tatlı patates üretimi yapıyor.
- "Burada hayallerimi gerçekleştirdim"
Çilata, AA muhabirine yaptığı açıklamada köyüne ilk yerleştiğinde bölgede bamya üretiminin az olduğunu fark ederek bahçesinde sadece bu ürünü yetiştirdiğini ancak zaman geçtikçe ürün yelpazesini genişlettiğini söyledi.
Okulda öğrendiği bilgiler ile geleneksel tarım metotlarını birleştirdiğini ifade eden Çilata, "Hiçbir yerden destek almıyorum. Bu bahçeyi eşimle oluşturduk ve bahçenin bakımını da birlikte yapıyoruz. Atalık tohumları burada yaşatmaya çalışıyorum. Bahçemde ilaçsız ürünler yetiştiriyorum. Tavuk ve sığır gübresi ile odun külünü karıştırarak gübre elde edip kompost olarak damlama sulama yapıyorum. Bunlara peynir altı suyu da dahil olmak üzere benzeri besleyici takviyeler yapıyorum." diye konuştu.
Çilata, çok büyük maddi gelir beklemediğini sadece hayallerini gerçekleştirmek istediğini dile getirerek, "Çok güzel verim alıyorum. Burada hayallerimi gerçekleştirdim. Çok maddi bir beklentim yok." dedi.
Çeşitli ürünler yetiştirdiğini anlatan Çilata, şöyle devam etti:
"Çok güzel bamya yetişti. Bunun yanında tatlı patates denemem oldu. Tatlı patates Bolu'da yok. Su kabakları devasa boyda yetişti. 8 dönümlük alanımızda yaklaşık 100 çeşit ürün yetiştirdik. Bahçemde Kıbrıs ıspanağı, kudret narı, Avustralya domatesi, ayçiçeği, pepino, ağaç kavunu, kök rezene, Meksika mini karpuzu, renkli pazılar, tatlı patates var. Ayrıca lavanta bitkisini de deneme amaçlı yaptık.
Yani her çeşit ürün Mudurnu'da yetişebiliyor. Herkesin denemesi lazım. Bu ürünlerin içinde çalışmak bana zevk veriyor. Yaptığım işten zevk alıyorum, mutlu oluyorum. İnsanlar ürünlerimi alıp da 'Ne güzel olmuş, siz mi üretiyorsunuz?' dedikleri zaman içim kıpır kıpır oluyor."
Bölgede çiftçilik yapanlara tavsiyede bulunan Çilata, "Köylerde çiftçiler, biri ne ekerse diğeri de onu ekiyor. Sonra ne oluyor? Bu sefer aynı şeyden çok ürün oluyor. Para kazanamıyor aksine zarar da ediyorlar. Çiftçiler bölgelerinde ne ekilip ne ekilmeyeceğini araştırmıyor. Araştırsınlar, değişik ürünler yetiştirirlerse daha güzel para kazanırlar." dedi.
Kaynak: AA
Ankara Üniversitesi Ziraat Mühendisliği Bölümünden mezun olduktan sonra evlenerek köyüne yerleşen 30 yaşındaki Çilata, babadan kalma 8 dönümlük bahçede tarım yapmaya karar verdi.
Mudurnu'ya yaklaşık 3 kilometre uzaklıkta bulunan Kabaca Dibi mevkisindeki bahçeye ilk olarak bölgede yetiştirilmeyen bamya eken Çilata, beklentisinin üstünde verim aldı.
Bunun üzerine tarımsal faaliyetlerini geliştirmek için harekete geçen Çilata, çevresinden temin ettiği ata tohumlarını bahçesinde toprakla buluşturdu.
Bahçesinde, hiçbir şekilde kimyasal ürün kullanmayan Çilata, tüm sebze ve meyvelerini, tavuk ve sığır gübresi ile odun küllerini karıştırarak elde ettiği kompost gübreyle yetiştiriyor.
Okulda öğrendikleri ile geleneksel tarım metotlarını birleştiren Çilata, domates, nohut, fasulye, su kabağının yanı sıra kudret narı, kavun, karpuz, safran, lavanta, goji berry, Meksika karpuzu ve tatlı patates üretimi yapıyor.
- "Burada hayallerimi gerçekleştirdim"
Çilata, AA muhabirine yaptığı açıklamada köyüne ilk yerleştiğinde bölgede bamya üretiminin az olduğunu fark ederek bahçesinde sadece bu ürünü yetiştirdiğini ancak zaman geçtikçe ürün yelpazesini genişlettiğini söyledi.
Okulda öğrendiği bilgiler ile geleneksel tarım metotlarını birleştirdiğini ifade eden Çilata, "Hiçbir yerden destek almıyorum. Bu bahçeyi eşimle oluşturduk ve bahçenin bakımını da birlikte yapıyoruz. Atalık tohumları burada yaşatmaya çalışıyorum. Bahçemde ilaçsız ürünler yetiştiriyorum. Tavuk ve sığır gübresi ile odun külünü karıştırarak gübre elde edip kompost olarak damlama sulama yapıyorum. Bunlara peynir altı suyu da dahil olmak üzere benzeri besleyici takviyeler yapıyorum." diye konuştu.
Çilata, çok büyük maddi gelir beklemediğini sadece hayallerini gerçekleştirmek istediğini dile getirerek, "Çok güzel verim alıyorum. Burada hayallerimi gerçekleştirdim. Çok maddi bir beklentim yok." dedi.
Çeşitli ürünler yetiştirdiğini anlatan Çilata, şöyle devam etti:
"Çok güzel bamya yetişti. Bunun yanında tatlı patates denemem oldu. Tatlı patates Bolu'da yok. Su kabakları devasa boyda yetişti. 8 dönümlük alanımızda yaklaşık 100 çeşit ürün yetiştirdik. Bahçemde Kıbrıs ıspanağı, kudret narı, Avustralya domatesi, ayçiçeği, pepino, ağaç kavunu, kök rezene, Meksika mini karpuzu, renkli pazılar, tatlı patates var. Ayrıca lavanta bitkisini de deneme amaçlı yaptık.
Yani her çeşit ürün Mudurnu'da yetişebiliyor. Herkesin denemesi lazım. Bu ürünlerin içinde çalışmak bana zevk veriyor. Yaptığım işten zevk alıyorum, mutlu oluyorum. İnsanlar ürünlerimi alıp da 'Ne güzel olmuş, siz mi üretiyorsunuz?' dedikleri zaman içim kıpır kıpır oluyor."
Bölgede çiftçilik yapanlara tavsiyede bulunan Çilata, "Köylerde çiftçiler, biri ne ekerse diğeri de onu ekiyor. Sonra ne oluyor? Bu sefer aynı şeyden çok ürün oluyor. Para kazanamıyor aksine zarar da ediyorlar. Çiftçiler bölgelerinde ne ekilip ne ekilmeyeceğini araştırmıyor. Araştırsınlar, değişik ürünler yetiştirirlerse daha güzel para kazanırlar." dedi.