Sokaktaki tehlikeye dikkat!
İstanbul’da yapılan bir araştırma sokakta satılan kokoreç, pilav, tavuk döner, boza, soğuk sandviç gibi yiyeceklerin tehlikeli olduğunu ortaya koydu. 1 yıl boyunca test edilen yiyeceklerin yüzde 65’inde zehirlenmeye yol açan ‘Staphylococcus Aureus’, yüzde 25’inde dışkı kaynaklı ‘E.coli’, yüzde 10’unda tifoya neden olan ‘Salmonella’ bakterisi tespit edildi.
Araştırma sonuçlarını açıklayan Dr. Öğretim Üyesi Murat Doğan şunları söyledi:
Numunelerin yüzde 10'luk bölümünde 'Salmonella' bulduk. Salmonella tifoya neden olan bir bakteri. Geçmişte milyonlarca insanın ölümüne yol açan bu bakteri özellikle boza ve soğuk sandviçte görüldü.
Yiyeceklerden aldığımız numunelerin yüzde 65'inde 'Staphylococcus Aureus' çıktı. Bu mikroorganizma özellikle gıda zehirlenmelerine neden oluyor.
Araştırılan numunelerde her 4 yiyecekten 1'nde 'E.coli' bakterisi bulduk. Bu da dışkı kaynaklı, halk sağlığını büyük şekilde tehdit eden bir unsur. E.Coli bakterisinin bulunduğu yiyecekler arasında tavuk döner, tavuklu pilav, Arnavut ciğeri, soğuk sandviç ve karışık tost bulunuyor.
10 KİŞİDEN 9'U PROBLEM
Gelişmiş ülkelerde ve özellikle Japonya'da sokak yemekleri ön planda. Bunlar hijyenik dizayna göre ve gıda güvenliği açısından standartlara oturtulmuş durumda. Türkiye'de de benzeri çalışmaların yapılması gerekiyor. Bu yiyecekleri hazırlayanların hijyen düzeylerini de ölçtüğümüzde 100 üzerinden 34 puan aldılar. Satıcılardan alınan el örneklerinden de her 10 kişiden 9'unda problem olduğu görüldü. Sokak lezzetlerini hayatımızdan çıkarmayalım ancak bir an önce denetim altına almalıyız.
ELDİVEN ÇÖZÜM DEĞİL
Satıcılar eldiven takmaktan ziyade ellerini sık sık yıkamalı. Eldiven takıp daha sonra o eldivenle hem yiyecekleri hazırlayıp hem de arkasından para verebiliyorlar. Eldiven takması hijyenik olduğu anlamına gelmiyor.
VATANDAŞ TEMKİNLİ
Sokaktaki bazı yiyeceklerin hijyenik olduğuna inanmadığını söyleyen Ali Demir 'Bazıları da evde yapıldığı ve insanların geçimini sağladığı için, ev lezzetini bulmak da mümkün oluyor. Ben evde yapıldığını anlayabiliyorum ve onları tercih ediyorum. Pilav, köfte dışarıda ne satılıyorsa tercih ediyorum' dedi. Sokak lezzetlerinde genellikle kokoreç ve et döner sevdiğini söyleyen Ebru Yamak, 'Tavuk dönerden de uzak dururum çünkü dışardakilerin daha sağlıksız olduğuna inanıyorum' dedi. Döner tüketmeyi tercih ettiğini söyleyen Sevgi Öner de 'Kokoreç ve midyeden uzak duruyorum. Döneri de her yerden değil güvendiğim yerlerden tercih ediyorum. Zaten son zamanlarda artık onu bile almak istemiyorum' diye konuştu.
ESNAF: KENDİMİZDEN EMİNİZ
Esnaf ise araştırma sonuçlarının doğru olmadığını söylüyor. Yaklaşık 15 yıldır döner ustası olan Bayram Taşkıran 'Etlerimizi en temiz yerlerden alıyoruz. Güzelce terbiyeleyip, dinlendirip, pişiriyoruz. En az 300-350 derecelik bir ateşte pişmesi gerekiyor. Sağlık için el hijyenimize çok dikkat ediyoruz. Maske ve eldiven aynı zamanda depoladığımız yere de dikkat ettiğimiz zaman kesinlikle bir sorun yaşanmıyor' dedi. Pilavdan tavuk dönere, sosisliden tosta kadar birçok lezzetin bulunduğu büfenin sahibi Abdülkadir Yılmaz ise 'Koronavirüsten önce de hijyenimize dikkat ediyorduk. Hijyene, maskeye, eldivene, titizliğe dikkat ediyoruz. İnsanlar her zaman kaliteyi ve ucuzluğu tercih ediyor' ifadelerini kullandı. Kokoreç satan dükkân sahibi Halil Ece 'Tezgâhımız açık ve müşterimizin gözünün önünde kurallara uyarak hizmet veriyoruz. Kendimizin yemediği bir şeyi müşteriye de satmıyoruz. Müşteri kazanmak için her zaman iyisini vermemiz lazım' dedi.
Numunelerin yüzde 10'luk bölümünde 'Salmonella' bulduk. Salmonella tifoya neden olan bir bakteri. Geçmişte milyonlarca insanın ölümüne yol açan bu bakteri özellikle boza ve soğuk sandviçte görüldü.
Yiyeceklerden aldığımız numunelerin yüzde 65'inde 'Staphylococcus Aureus' çıktı. Bu mikroorganizma özellikle gıda zehirlenmelerine neden oluyor.
Araştırılan numunelerde her 4 yiyecekten 1'nde 'E.coli' bakterisi bulduk. Bu da dışkı kaynaklı, halk sağlığını büyük şekilde tehdit eden bir unsur. E.Coli bakterisinin bulunduğu yiyecekler arasında tavuk döner, tavuklu pilav, Arnavut ciğeri, soğuk sandviç ve karışık tost bulunuyor.
10 KİŞİDEN 9'U PROBLEM
Gelişmiş ülkelerde ve özellikle Japonya'da sokak yemekleri ön planda. Bunlar hijyenik dizayna göre ve gıda güvenliği açısından standartlara oturtulmuş durumda. Türkiye'de de benzeri çalışmaların yapılması gerekiyor. Bu yiyecekleri hazırlayanların hijyen düzeylerini de ölçtüğümüzde 100 üzerinden 34 puan aldılar. Satıcılardan alınan el örneklerinden de her 10 kişiden 9'unda problem olduğu görüldü. Sokak lezzetlerini hayatımızdan çıkarmayalım ancak bir an önce denetim altına almalıyız.
ELDİVEN ÇÖZÜM DEĞİL
Satıcılar eldiven takmaktan ziyade ellerini sık sık yıkamalı. Eldiven takıp daha sonra o eldivenle hem yiyecekleri hazırlayıp hem de arkasından para verebiliyorlar. Eldiven takması hijyenik olduğu anlamına gelmiyor.
VATANDAŞ TEMKİNLİ
Sokaktaki bazı yiyeceklerin hijyenik olduğuna inanmadığını söyleyen Ali Demir 'Bazıları da evde yapıldığı ve insanların geçimini sağladığı için, ev lezzetini bulmak da mümkün oluyor. Ben evde yapıldığını anlayabiliyorum ve onları tercih ediyorum. Pilav, köfte dışarıda ne satılıyorsa tercih ediyorum' dedi. Sokak lezzetlerinde genellikle kokoreç ve et döner sevdiğini söyleyen Ebru Yamak, 'Tavuk dönerden de uzak dururum çünkü dışardakilerin daha sağlıksız olduğuna inanıyorum' dedi. Döner tüketmeyi tercih ettiğini söyleyen Sevgi Öner de 'Kokoreç ve midyeden uzak duruyorum. Döneri de her yerden değil güvendiğim yerlerden tercih ediyorum. Zaten son zamanlarda artık onu bile almak istemiyorum' diye konuştu.
ESNAF: KENDİMİZDEN EMİNİZ
Esnaf ise araştırma sonuçlarının doğru olmadığını söylüyor. Yaklaşık 15 yıldır döner ustası olan Bayram Taşkıran 'Etlerimizi en temiz yerlerden alıyoruz. Güzelce terbiyeleyip, dinlendirip, pişiriyoruz. En az 300-350 derecelik bir ateşte pişmesi gerekiyor. Sağlık için el hijyenimize çok dikkat ediyoruz. Maske ve eldiven aynı zamanda depoladığımız yere de dikkat ettiğimiz zaman kesinlikle bir sorun yaşanmıyor' dedi. Pilavdan tavuk dönere, sosisliden tosta kadar birçok lezzetin bulunduğu büfenin sahibi Abdülkadir Yılmaz ise 'Koronavirüsten önce de hijyenimize dikkat ediyorduk. Hijyene, maskeye, eldivene, titizliğe dikkat ediyoruz. İnsanlar her zaman kaliteyi ve ucuzluğu tercih ediyor' ifadelerini kullandı. Kokoreç satan dükkân sahibi Halil Ece 'Tezgâhımız açık ve müşterimizin gözünün önünde kurallara uyarak hizmet veriyoruz. Kendimizin yemediği bir şeyi müşteriye de satmıyoruz. Müşteri kazanmak için her zaman iyisini vermemiz lazım' dedi.