Akıncı Üssü Darbe Girişimi Davasına Devam Edildi
15 Temmuz'da Diyarbakır'dan F16 ile Ankara'ya gelen eski pilot yüzbaşı Fatih Şen savunma yaptı: (Diyarbakır'dan hareket ettikleri sırada uçuşu durdurmaları yönünde telsizden yapılan uyarılar) Böyle bir uyarı varsa Diyarbakır üssündeki telsiz kaplama problemleri ve şehirdeki sinyal karıştırıcıların etkisiyle konuşmalar duyulmamış olabilir'.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişiminde komuta merkezi olarak kullandığı Akıncı Üssü'ndeki eylemlere ilişkin 475 sanığın yargılandığı davaya devam edildi.
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmada, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları hazır bulundu.
Duruşmada, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Diyarbakır 8. Ana Jet Üs Komutanlığında F-16 pilotu olarak görev yapan eski pilot yüzbaşı Fatih Şen, esas hakkındaki savunmasını yaptı.
İddianamede ve mütalaada isnat edilen suçlamaları reddeden Şen, darbe girişiminden önce komutanı Ahmet Özdemir'in terörle mücadele harekatı yapılacağını belirterek filoya gelmesini istediğini, emir üzerine 15 Temmuz sabahı filoda hazır olduğunu savundu.
Öğle saatlerinde uçağın hazır edildiğini ve motoru çalıştırdıklarını belirten Şen, bu sırada telsizden, kalkışın ertelendiğinin bildirildiğini, bunun üzerine motoru susturup misafirhaneye döndüğünü öne sürdü.
Kalkışın neden iptal edildiğini bilmediğini kaydeden Şen, bu tip durumların terörle mücadele uçuşu yapan pilotlar için normal olduğunu, uçuşun ertelenmesi veya iptaliyle zaman zaman karşılaştıklarını iddia etti.
Hava meydanlarını gözleyen terör örgütü mensuplarının, uçuşu görüp dağdaki teröriste haber vermemesi için bazen harekattan önce başka bir üsse geçip uçuşa buradan başladıklarını belirten Şen, şöyle devam etti:
"Terörle mücadele harekatı kapsamında Diyarbakır'dan hareket ettikten sonra Akıncı'ya inene kadar önümdeki uçakları takip ettim. Akıncı'ya indik. Bir araç bizi 141. Filo'ya götürdü. Filonun kapısı kapalıydı ve kapıda silahlı askerler vardı. Orada 3-5 dakika bekledik, sonra içeri girdik. Filo içinde ve etrafında çok fazla insan vardı. İndikten sonra kalkışmayı öğrendik. Filo komutanı bize hiçbir şeye karışmamamızı, fırsat bulursak oradan çıkmamızı söyledi. Etrafta silahlı askerler olduğu için çıkamadık. Gazino bölgesinde zaman geçirdik. Amacımız dikkat çekmemek, kendimizi pasivize etmek ve ilk fırsatta bölgeyi terk etmekti."
- "Emir bize iletilmedi"
Sabah saatlerinde pistin bombalandığını, bu andan itibaren etraftaki askerlerin dağılmaya başladığını belirten Şen, fırsat bulunca lojman bölgesine geçip misafirhanede beklediklerini öne sürdü.
Misafirhanede jandarmayı arayıp kendilerini almalarını istediklerini öne süren Şen, "Jandarmaya savcıya bilgi vermek istediğimizi ilettik. Jandarma bizim yönlendirmemizle lojmana geldi. Gözaltına alınıp Sincan Batı Adliyesine götürüldük." dedi.
Diyarbakır'dan izinsiz kalktıkları iddiasını kabul etmeyen Şen, "Böyle bir uçuşta izinsiz kalkış yapılması, hele de 6 uçak için söz konusu olamaz. Biz, Uçak Tanıtma İşareti (IFF) ve Taktik Data Link (TDL) sistemi açık şekilde uçtuk. Bu uçuş Hava Kuvvetlerinin sistemine kayıtlıydı. İzinsiz uçuş yapacak olsak, bu sisteme kayıt edilir miydi?" diye konuştu.
15 Temmuz'da ülke genelinde uçuş yasağı emrinin kendilerine iletilmediğini, emirden haberlerinin olmadığını öne süren Şen, şunları söyledi:
"Diyarbakır'dan kalkışımız tamamen yasal. Gerekli izinler alındı, bilgilendirmeler yapıldı. Her şey normal seyrinde ilerledi. İçinde bulunduğumuz durum, dönemin 8. Ana Jet Üs Harekat Komutanı (eski) Tuğgeneral Özkan Edip Akgülay'ın görevini yapmamasından kaynaklı. Kendi sorumsuzluğunu örtbas etmek için bizi suçladı. Akgülay, uçuşumuzu durdurması yönünde emir almasına rağmen bunu bize iletmedi. Ayrıca uçuş yasağından haberdar olmasına rağmen bunu da bize bildirmedi. Üstlerimiz ihmal ve basiretsizliklerini örtmek için bizi kurban olarak seçti."
Diyarbakır'dan hareket ederken uçuşu durdurmaları yönünde telsizden yapıldığı belirtilen uyarıları duymadıklarını iddia eden Şen, "Böyle bir uyarı varsa Diyarbakır üssündeki telsiz kaplama problemleri ve şehirdeki sinyal karıştırıcıların etkisiyle konuşmalar duyulmamış olabilir." dedi.
Ankara üzerinde alçak irtifada, yüksek hızda uçtukları iddiasını kabul etmeyen Şen, uçaktaki mühimmat yükü ve donanım eksikliğinin bu uçuşa müsaade etmeyeceğini savundu.
Şen, gece Akıncı'dan hareket edip mühimmat yüklü F-16 ile İstanbul'a uçtuğu yönündeki iddiayı da kabul etmedi.
Tahliye ve beraat talebinde bulunan Şen'in savunmasının ardından duruşma, yarın devam edilmek üzere tamamlandı.
Kaynak: AA
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmada, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları hazır bulundu.
Duruşmada, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Diyarbakır 8. Ana Jet Üs Komutanlığında F-16 pilotu olarak görev yapan eski pilot yüzbaşı Fatih Şen, esas hakkındaki savunmasını yaptı.
İddianamede ve mütalaada isnat edilen suçlamaları reddeden Şen, darbe girişiminden önce komutanı Ahmet Özdemir'in terörle mücadele harekatı yapılacağını belirterek filoya gelmesini istediğini, emir üzerine 15 Temmuz sabahı filoda hazır olduğunu savundu.
Öğle saatlerinde uçağın hazır edildiğini ve motoru çalıştırdıklarını belirten Şen, bu sırada telsizden, kalkışın ertelendiğinin bildirildiğini, bunun üzerine motoru susturup misafirhaneye döndüğünü öne sürdü.
Kalkışın neden iptal edildiğini bilmediğini kaydeden Şen, bu tip durumların terörle mücadele uçuşu yapan pilotlar için normal olduğunu, uçuşun ertelenmesi veya iptaliyle zaman zaman karşılaştıklarını iddia etti.
Hava meydanlarını gözleyen terör örgütü mensuplarının, uçuşu görüp dağdaki teröriste haber vermemesi için bazen harekattan önce başka bir üsse geçip uçuşa buradan başladıklarını belirten Şen, şöyle devam etti:
"Terörle mücadele harekatı kapsamında Diyarbakır'dan hareket ettikten sonra Akıncı'ya inene kadar önümdeki uçakları takip ettim. Akıncı'ya indik. Bir araç bizi 141. Filo'ya götürdü. Filonun kapısı kapalıydı ve kapıda silahlı askerler vardı. Orada 3-5 dakika bekledik, sonra içeri girdik. Filo içinde ve etrafında çok fazla insan vardı. İndikten sonra kalkışmayı öğrendik. Filo komutanı bize hiçbir şeye karışmamamızı, fırsat bulursak oradan çıkmamızı söyledi. Etrafta silahlı askerler olduğu için çıkamadık. Gazino bölgesinde zaman geçirdik. Amacımız dikkat çekmemek, kendimizi pasivize etmek ve ilk fırsatta bölgeyi terk etmekti."
- "Emir bize iletilmedi"
Sabah saatlerinde pistin bombalandığını, bu andan itibaren etraftaki askerlerin dağılmaya başladığını belirten Şen, fırsat bulunca lojman bölgesine geçip misafirhanede beklediklerini öne sürdü.
Misafirhanede jandarmayı arayıp kendilerini almalarını istediklerini öne süren Şen, "Jandarmaya savcıya bilgi vermek istediğimizi ilettik. Jandarma bizim yönlendirmemizle lojmana geldi. Gözaltına alınıp Sincan Batı Adliyesine götürüldük." dedi.
Diyarbakır'dan izinsiz kalktıkları iddiasını kabul etmeyen Şen, "Böyle bir uçuşta izinsiz kalkış yapılması, hele de 6 uçak için söz konusu olamaz. Biz, Uçak Tanıtma İşareti (IFF) ve Taktik Data Link (TDL) sistemi açık şekilde uçtuk. Bu uçuş Hava Kuvvetlerinin sistemine kayıtlıydı. İzinsiz uçuş yapacak olsak, bu sisteme kayıt edilir miydi?" diye konuştu.
15 Temmuz'da ülke genelinde uçuş yasağı emrinin kendilerine iletilmediğini, emirden haberlerinin olmadığını öne süren Şen, şunları söyledi:
"Diyarbakır'dan kalkışımız tamamen yasal. Gerekli izinler alındı, bilgilendirmeler yapıldı. Her şey normal seyrinde ilerledi. İçinde bulunduğumuz durum, dönemin 8. Ana Jet Üs Harekat Komutanı (eski) Tuğgeneral Özkan Edip Akgülay'ın görevini yapmamasından kaynaklı. Kendi sorumsuzluğunu örtbas etmek için bizi suçladı. Akgülay, uçuşumuzu durdurması yönünde emir almasına rağmen bunu bize iletmedi. Ayrıca uçuş yasağından haberdar olmasına rağmen bunu da bize bildirmedi. Üstlerimiz ihmal ve basiretsizliklerini örtmek için bizi kurban olarak seçti."
Diyarbakır'dan hareket ederken uçuşu durdurmaları yönünde telsizden yapıldığı belirtilen uyarıları duymadıklarını iddia eden Şen, "Böyle bir uyarı varsa Diyarbakır üssündeki telsiz kaplama problemleri ve şehirdeki sinyal karıştırıcıların etkisiyle konuşmalar duyulmamış olabilir." dedi.
Ankara üzerinde alçak irtifada, yüksek hızda uçtukları iddiasını kabul etmeyen Şen, uçaktaki mühimmat yükü ve donanım eksikliğinin bu uçuşa müsaade etmeyeceğini savundu.
Şen, gece Akıncı'dan hareket edip mühimmat yüklü F-16 ile İstanbul'a uçtuğu yönündeki iddiayı da kabul etmedi.
Tahliye ve beraat talebinde bulunan Şen'in savunmasının ardından duruşma, yarın devam edilmek üzere tamamlandı.