Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı Darbe Girişimi Davasında Tanıklar Dinlendi
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'ndaki eylemlere ilişkin, aralarında eski alay komutanları Muhsin Kutsi Barış ve Muhammet Tanju Poshor'un da bulunduğu 521 sanıklı davanın görülmesine tanık beyanlarıyla devam edildi.
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları Kampüsü'nde yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedbirleri altında yapılan duruşmada, sanıklar ve tarafların avukatları hazır bulundu.
Tanık Aydın A, duruşmada, Eylül 2016'ya kadar emniyet personeli olarak görev yaptığını, daha sonra "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan yargılanıp ceza aldığını söyledi.
Darbe girişimi günü Ankara Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü nöbetçi amiri olduğunu belirten Aydın A, saat 19.00'da ekipleri bekleme noktalarına sevk ettiğini, 20.15 civarında da Genelkurmaydan silah sesi geldiği yönündeki anonslar üzerine o bölgeye geçtiğini anlattı.
Aydın A, bir süre sonra Özel Harekat birliklerinin Kızılay'a sevk edildiğini gördüğünü, Necatibey Caddesi'nde bekledikleri sırada Genelkurmay Başkanlığına giriş çıkışların kapatıldığı bilgisinin geldiğini kaydetti.
Gelişmeler hakkında müdürlerine bilgi aktardığını ifade eden Aydın A, "Mustafa Yaşar müdürüm Milli Müdafa Caddesi'ne gelmemi söyledi. Emniyet müdür yardımcımızın talimatıyla, Genelkurmaya geçmeye çalışan askeri araçlara izin vermememiz emredildi." şeklinde konuştu.
Genelkurmay Başkanlığına doğru ilerleyen askeri araçları durduklarını dile getiren Aydın A, sözlerine şöyle devam etti:
"Araçtan ilk önce bir binbaşı indi, onunla muhattap olduk. Kendisine müsaade etmeyeceğimizi söyledik. Acil olarak geçmeleri gerektiğini söyledi. Darbe söylentisi olduğunu söyledik. Binbaşı 'Hangi çağdayız, birbirimize silah mı sıkacağız?' dedi. Zaman ilerledikçe askeri araç sayısı arttı. Genelkurmaydan sivil görevli yanımıza geldi. Araçları bırakmamızı söyledi. Araçlardan silahlara mermi doldurma sesi geldi. Biz de müdürümüze sorduk. Bırakmamamız gerektiğini söyledi. Yanımızdaki asayiş ekibinin sayısı azdı. Yanımızda takviye kuvvet yoktu. Askerler araçları çalıştırıp devam etti."
- "Her zamankinden daha fazla tatbikat yapılıyordu"
Tanık sıfatıyla ifadesine başvurulan eski EDOK Komutanı emekli Orgeneral Kamil Başoğlu'nun eşi Perihan Başoğlu da sanıklardan eski tabip albay Rahmi Okan Çifteler'i, Muhafız Alayı'nın doktoru olması sebebiyle tanıdığını bildirdi.
Darbe girişimi gecesi evlerine kamuflajlı askerlerin geldiğini ve eşini "Genelkurmay Başkanı'nın çağırdını" söyleyip ambulansa bindirdiklerini anlatan Başoğlu, "Eşim ambulansla götürüldü. O gece eşimin nereye götürüldüğünü öğrenmek için birçok kişiyi aradım. Okan albayı da aradım. 'Ne oluyor?' diye sorunca 'Ben evdeyim bir araştırayım.' dedi. Bana bir daha dönüş yapmadı." dedi.
Tanık Alihan U. da darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'nda vatani görevini yaptığını söyledi.
Darbe girişiminden önce "alaya sızma girişimi" ve "silahla yaralanmalara karşı alınacak tedbirler" konulu tatbikat yaptıklarını belirten Alihan U, "13 ve 14 Temmuz'daki tatbikatları nöbetçi subaylar yaptırdı. Her zamankinden daha fazla tatbikat yapılıyordu. Bu durumu garipsedim." ifadelerini kullandı.
Tanık Atakan Ş. de sanıklardan Alper Çakır ile 2001-2009'da askeri okuldan devre arkadaşı olduğunu kaydetti.
Çakır'ın FETÖ ile herhangi irtibatına şahit olmadığını öne süren Atakan Ş, "Eşiyle askeri okuldan beri çıkıyorlardı. Kimsenin etkisiyle evlenmedi. O gece Muhafız Alayı'ndan TRT'ye gönderildiklerini biliyorum. FETÖ'cü olmadığını düşünüyorum." şeklinde konuştu.
Bazı tanık beyanlarının alınmasının ardından duruşma, pazartesi gününe ertelendi.
Kaynak: AA
Tanık Aydın A, duruşmada, Eylül 2016'ya kadar emniyet personeli olarak görev yaptığını, daha sonra "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan yargılanıp ceza aldığını söyledi.
Darbe girişimi günü Ankara Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü nöbetçi amiri olduğunu belirten Aydın A, saat 19.00'da ekipleri bekleme noktalarına sevk ettiğini, 20.15 civarında da Genelkurmaydan silah sesi geldiği yönündeki anonslar üzerine o bölgeye geçtiğini anlattı.
Aydın A, bir süre sonra Özel Harekat birliklerinin Kızılay'a sevk edildiğini gördüğünü, Necatibey Caddesi'nde bekledikleri sırada Genelkurmay Başkanlığına giriş çıkışların kapatıldığı bilgisinin geldiğini kaydetti.
Gelişmeler hakkında müdürlerine bilgi aktardığını ifade eden Aydın A, "Mustafa Yaşar müdürüm Milli Müdafa Caddesi'ne gelmemi söyledi. Emniyet müdür yardımcımızın talimatıyla, Genelkurmaya geçmeye çalışan askeri araçlara izin vermememiz emredildi." şeklinde konuştu.
Genelkurmay Başkanlığına doğru ilerleyen askeri araçları durduklarını dile getiren Aydın A, sözlerine şöyle devam etti:
"Araçtan ilk önce bir binbaşı indi, onunla muhattap olduk. Kendisine müsaade etmeyeceğimizi söyledik. Acil olarak geçmeleri gerektiğini söyledi. Darbe söylentisi olduğunu söyledik. Binbaşı 'Hangi çağdayız, birbirimize silah mı sıkacağız?' dedi. Zaman ilerledikçe askeri araç sayısı arttı. Genelkurmaydan sivil görevli yanımıza geldi. Araçları bırakmamızı söyledi. Araçlardan silahlara mermi doldurma sesi geldi. Biz de müdürümüze sorduk. Bırakmamamız gerektiğini söyledi. Yanımızdaki asayiş ekibinin sayısı azdı. Yanımızda takviye kuvvet yoktu. Askerler araçları çalıştırıp devam etti."
- "Her zamankinden daha fazla tatbikat yapılıyordu"
Tanık sıfatıyla ifadesine başvurulan eski EDOK Komutanı emekli Orgeneral Kamil Başoğlu'nun eşi Perihan Başoğlu da sanıklardan eski tabip albay Rahmi Okan Çifteler'i, Muhafız Alayı'nın doktoru olması sebebiyle tanıdığını bildirdi.
Darbe girişimi gecesi evlerine kamuflajlı askerlerin geldiğini ve eşini "Genelkurmay Başkanı'nın çağırdını" söyleyip ambulansa bindirdiklerini anlatan Başoğlu, "Eşim ambulansla götürüldü. O gece eşimin nereye götürüldüğünü öğrenmek için birçok kişiyi aradım. Okan albayı da aradım. 'Ne oluyor?' diye sorunca 'Ben evdeyim bir araştırayım.' dedi. Bana bir daha dönüş yapmadı." dedi.
Tanık Alihan U. da darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'nda vatani görevini yaptığını söyledi.
Darbe girişiminden önce "alaya sızma girişimi" ve "silahla yaralanmalara karşı alınacak tedbirler" konulu tatbikat yaptıklarını belirten Alihan U, "13 ve 14 Temmuz'daki tatbikatları nöbetçi subaylar yaptırdı. Her zamankinden daha fazla tatbikat yapılıyordu. Bu durumu garipsedim." ifadelerini kullandı.
Tanık Atakan Ş. de sanıklardan Alper Çakır ile 2001-2009'da askeri okuldan devre arkadaşı olduğunu kaydetti.
Çakır'ın FETÖ ile herhangi irtibatına şahit olmadığını öne süren Atakan Ş, "Eşiyle askeri okuldan beri çıkıyorlardı. Kimsenin etkisiyle evlenmedi. O gece Muhafız Alayı'ndan TRT'ye gönderildiklerini biliyorum. FETÖ'cü olmadığını düşünüyorum." şeklinde konuştu.
Bazı tanık beyanlarının alınmasının ardından duruşma, pazartesi gününe ertelendi.