Huzurevlerinde toplu katliam!
Türkiye, 7.5 milyon yaşlı çınarını salgından korumak için seferberlik ilân edip, üzerlerine titrerken; insan haklarından dem vuran sözde medeni Batı’nın, yaşlı nüfusunu göz göre göre ölüme terk ettiği ortaya çıktı.
Salgın sürecinde huzurevlerinde ve bakımevlerinde hayatını kaybeden yaşlıları mercek altına alan London School of Economics'in hazırladığı raporda; yaşlılara günlerce yemek verilmeyip tuvalete dahi götürülmediği, yataklarından düşenlerin ise günlerce yerde yatmak zorunda bırakıldığı ifşa edildi.
Huzurevlerinde ölen yaşlıları mercek altına alan London School of Economics'in hazırladığı raporda; yaşlılara günlerce yemek verilmeyip, tuvalete dahi götürülmediği, yataklarından düşenlerin ise günlerce yerde yatmak zorunda bırakıldığı ifşa edildi.
Kendini “medeniyetin beşiği” diye tanıtan Batı, koronavirüs salgınıyla birlikte korkunç yüzünü de bütün dünyaya gösterdi. İslam'ın emrettiği gibi yaşlı nüfusuna el üstünde bakan Türkiye, salgın başlar başlamaz yaşlılarını korumaya alırken, Batı toplumu ilk fırsatta yaşlılarını ölüme terk etti. Koronavirüs ölümlerinin adeta “merkez üssü” haline gelen Batı'da huzurevlerinin nasıl ölüm evlerine dönüştüğü ispatlandı.
İnsanlık dışı zulümler
Türkiye, 7.5 milyon yaşlı çınarını salgından korumak için seferberlik ilan ederken; insan haklarından dem vuran Batı'nın yaşlı nüfusunu ölüme terk ettiği raporlarla tescillendi. İslam toplumlarında yaşlılara verilen değerden nasibini almayan Batılı ülkelerin yaşlılarına uyguladığı insanlık dışı zulümler, bizzat Avrupa'nın seçkin kuruluşları tarafından ifşa edildi. Kanada başta olmak üzere Batılı ülkelerdeki huzurevlerinde hayatını kaybeden yaşlıları mercek altına alan London School of Economics, hazırladığı çarpıcı raporunda, yaşlılara günlerce yemek verilmediğini, tuvalete götürülmediği için yataklarının pislikle kaplandığını, yataklarından düşenlerin ise günlerce yerde yatmak zorunda kaldığını belirledi.
Emanet yaşlılar öldü
Batı'nın insanlık maskesini düşüren rapora göre, Kuzey Avrupa'nın refah ülkesi olarak gösterilen Norveç'te koronavirüs kaynaklı ölümlerin yüzde 64'ü, huzurevlerinde kalanlar oldu. Kanada'da ölümlerin yüzde 57'si, bakımevlerine emanet edilen yaşlılar oldu. Fransa'da ölümlerin yüzde 49'u, bakım merkezlerinde yaşandı. Huzurevlerindeki yaş ortalamasının 85 olduğu Fransa'da, Sağlık Bakanı Olivier Veran, bu durumu itiraf etmek zorunda kaldı.
Cinayetten soruşturma
“Avrupa'nın medeniyeti” denilen İspanya'da virüs nedeniyle ölenlerin yüzde 52'si, huzurevlerinde can verdi. Dezenfekte etmek amacıyla çalışma başlatan askerler, bazı huzurevlerinin terk edilmiş halde bulunduğu, bazılarında ise yataklarda son nefesini vermiş yaşlı cesetleriyle karşılaştı. İtalya, Avustralya, Belçika ve İrlanda gibi ülkelerde ise bakımevlerindeki ölüm oranı yüzde 55'lere ulaştı. İtalya'da şu ana kadar 20 civarında huzurevi hakkında gerekli önlemleri almamaktan toplu cinayete kadar pek çok farklı suçlamayla soruşturma açıldı. Yetkililerin ise “Grip ile koronavirüs arasında ayrım yapamıyoruz” diye savunma yapması; vahşetin boyutunu ortaya koydu.
İtiraf ettiler
İtalya'da koronavirüs salgınına karşı en önde mücadele eden doktorlardan biri olan Christian Salaroli, “İyileştirmek için hasta seçiyoruz. 80 ila 95 yaşındaki bir kişi ağır bir solunum rahatsızlığıyla gelmişse büyük ihtimalle tedavi etmiyoruz. Bunlar korkunç sözler ama maalesef doğru” sözleriyle itiraf niteliğinde.
(YENİ AKİT)
Huzurevlerinde ölen yaşlıları mercek altına alan London School of Economics'in hazırladığı raporda; yaşlılara günlerce yemek verilmeyip, tuvalete dahi götürülmediği, yataklarından düşenlerin ise günlerce yerde yatmak zorunda bırakıldığı ifşa edildi.
Kendini “medeniyetin beşiği” diye tanıtan Batı, koronavirüs salgınıyla birlikte korkunç yüzünü de bütün dünyaya gösterdi. İslam'ın emrettiği gibi yaşlı nüfusuna el üstünde bakan Türkiye, salgın başlar başlamaz yaşlılarını korumaya alırken, Batı toplumu ilk fırsatta yaşlılarını ölüme terk etti. Koronavirüs ölümlerinin adeta “merkez üssü” haline gelen Batı'da huzurevlerinin nasıl ölüm evlerine dönüştüğü ispatlandı.
İnsanlık dışı zulümler
Türkiye, 7.5 milyon yaşlı çınarını salgından korumak için seferberlik ilan ederken; insan haklarından dem vuran Batı'nın yaşlı nüfusunu ölüme terk ettiği raporlarla tescillendi. İslam toplumlarında yaşlılara verilen değerden nasibini almayan Batılı ülkelerin yaşlılarına uyguladığı insanlık dışı zulümler, bizzat Avrupa'nın seçkin kuruluşları tarafından ifşa edildi. Kanada başta olmak üzere Batılı ülkelerdeki huzurevlerinde hayatını kaybeden yaşlıları mercek altına alan London School of Economics, hazırladığı çarpıcı raporunda, yaşlılara günlerce yemek verilmediğini, tuvalete götürülmediği için yataklarının pislikle kaplandığını, yataklarından düşenlerin ise günlerce yerde yatmak zorunda kaldığını belirledi.
Emanet yaşlılar öldü
Batı'nın insanlık maskesini düşüren rapora göre, Kuzey Avrupa'nın refah ülkesi olarak gösterilen Norveç'te koronavirüs kaynaklı ölümlerin yüzde 64'ü, huzurevlerinde kalanlar oldu. Kanada'da ölümlerin yüzde 57'si, bakımevlerine emanet edilen yaşlılar oldu. Fransa'da ölümlerin yüzde 49'u, bakım merkezlerinde yaşandı. Huzurevlerindeki yaş ortalamasının 85 olduğu Fransa'da, Sağlık Bakanı Olivier Veran, bu durumu itiraf etmek zorunda kaldı.
Cinayetten soruşturma
“Avrupa'nın medeniyeti” denilen İspanya'da virüs nedeniyle ölenlerin yüzde 52'si, huzurevlerinde can verdi. Dezenfekte etmek amacıyla çalışma başlatan askerler, bazı huzurevlerinin terk edilmiş halde bulunduğu, bazılarında ise yataklarda son nefesini vermiş yaşlı cesetleriyle karşılaştı. İtalya, Avustralya, Belçika ve İrlanda gibi ülkelerde ise bakımevlerindeki ölüm oranı yüzde 55'lere ulaştı. İtalya'da şu ana kadar 20 civarında huzurevi hakkında gerekli önlemleri almamaktan toplu cinayete kadar pek çok farklı suçlamayla soruşturma açıldı. Yetkililerin ise “Grip ile koronavirüs arasında ayrım yapamıyoruz” diye savunma yapması; vahşetin boyutunu ortaya koydu.
İtiraf ettiler
İtalya'da koronavirüs salgınına karşı en önde mücadele eden doktorlardan biri olan Christian Salaroli, “İyileştirmek için hasta seçiyoruz. 80 ila 95 yaşındaki bir kişi ağır bir solunum rahatsızlığıyla gelmişse büyük ihtimalle tedavi etmiyoruz. Bunlar korkunç sözler ama maalesef doğru” sözleriyle itiraf niteliğinde.
(YENİ AKİT)