'İmmun Plazma' Yöntemi Bağışçılar Açısından Sorun Oluşturmuyor
NKÜ Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Burhan Turgut: 'Kan ayırma cihazlarıyla bağışçıdan plazma alınıyor. Lösemi, kan kanseri, lenf kanseri olan hastaların trombosit ihtiyacı olduğunda da bu kan ayırma işlemi yapılıyordu' 'Bu işlem önceden uyguladığımız ve hiçbir sorun görmediğimiz bir yöntem. Kanın sadece sıvı kısmı alınıyor, alyuvar dediğimiz hücreler alınmıyor'
MESUT KARADUMAN - Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi (NKÜ) Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Burhan Turgut, immun plazma yöntemine ilişkin, "Bu işlem önceden uyguladığımız ve hiçbir sorun görmediğimiz bir yöntem. Kanın sadece sıvı kısmı alınıyor, alyuvar dediğimiz hücreler alınmıyor." dedi.
Prof. Dr. Turgut, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Kovid-19'un tedavisinde immün plazma yönteminin en çok ümit bağlanan tedavilerden biri olduğunu söyledi.
Bu önde gelen tedavi yönteminin diğer ülkelerde de gündemde olduğunu, hangi hastada ne zaman uygulanacağının yapılacak değerlendirmelerin ardından netleşeceğini anlatan Turgut, "Geçmişte yaşanan salgınlarda da bu yöntem kullanıldı. Sağlık Bakanlığının öngördüğü, tedavinin uygulanacağı hastanın ağır durumda olması gerekiyor. Hastanın yüksek risk faktörleri içermesi gerektiği konusunda bir düşünce var." diye konuştu.
Turgut, immun plazma tedavisinde, hastalığı yenmiş kişilerin kanlarının sıvı kısmının alınıp diğer hastalara aktarıldığını dile getirerek, şöyle devam etti:
"Kovid-19 enfeksiyonunu geçirip iyileşen vatandaşların gönüllü bağışçı olması bizim çalışmalarımız açısından çok önemli. Konulan kriter şu, hastalık geçirilecek, hastanın hiçbir şikayeti kalmayacak ve yine yapılacak testlerde de iki kez negatif sonuç çıkacak, artık bu virüsü taşımadığı kesinleşecek. Bu kriterlere uyan kişiler, iyileşmesinin üzerinden de 2 hafta geçtikten sonra donör olarak kabul edilecek. Vatandaşların donör olma konusunda istekli olmaları çok önemli."
- "Hiçbir sorun görmediğimiz bir yöntem"
Turgut, plazma bağışçılarının sağlıkları konusunda herhangi endişeye kapılmaması gerektiğine işaret etti.
Plazmanın bağışçılardan alınma yöntemi hakkında bilgi veren Turgut, şu ifadeleri kullandı:
"Kan ayırma cihazlarıyla bağışçıdan plazma alınıyor. Lösemi, kan kanseri, lenf kanseri olan hastaların trombosit ihtiyacı olduğunda da bu kan ayırma işlemi yapılıyordu. Bu işlemler öncesi bağışçılara prosedür anlatılıyor. Onların oluru alınıp bu işlem yapılacak, kişi istemezse yine de vazgeçme şansı var. Bu işlem önceden uyguladığımız ve hiçbir sorun görmediğimiz bir yöntem. Kanın sadece sıvı kısmı alınıyor, alyuvar dediğimiz hücreler alınmıyor."
Turgut, immun plazma yönteminin, SARS, MERS ve daha önce de farklı salgınlarda kullanıldığını, Kovid-19 tedavisinde de etkili olmasının beklendiğini bildirerek, şunları kaydetti:
"Çin'de bu uygulamanın, belirtilen hasta gruplarında etkili olduğu ifade edildi. Kovid-19 enfeksiyonunu geçirmiş vatandaşlarımızın bu hastalığa yakalanmış hastalara yardımcı olması çok önemli. Hastalığı yenenler, bu hastalığın zorluğunu ve korkusunu yaşamıştır. Bu yüzden tedavisi devam eden hastalara yardımcı olmak isteyeceklerdir. Bağışçılar hem kendileri şifayı buldu hem de plazma vererek başka hastaların şifa bulmasına vesile olabilir."
Kaynak: AA
Prof. Dr. Turgut, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Kovid-19'un tedavisinde immün plazma yönteminin en çok ümit bağlanan tedavilerden biri olduğunu söyledi.
Bu önde gelen tedavi yönteminin diğer ülkelerde de gündemde olduğunu, hangi hastada ne zaman uygulanacağının yapılacak değerlendirmelerin ardından netleşeceğini anlatan Turgut, "Geçmişte yaşanan salgınlarda da bu yöntem kullanıldı. Sağlık Bakanlığının öngördüğü, tedavinin uygulanacağı hastanın ağır durumda olması gerekiyor. Hastanın yüksek risk faktörleri içermesi gerektiği konusunda bir düşünce var." diye konuştu.
Turgut, immun plazma tedavisinde, hastalığı yenmiş kişilerin kanlarının sıvı kısmının alınıp diğer hastalara aktarıldığını dile getirerek, şöyle devam etti:
"Kovid-19 enfeksiyonunu geçirip iyileşen vatandaşların gönüllü bağışçı olması bizim çalışmalarımız açısından çok önemli. Konulan kriter şu, hastalık geçirilecek, hastanın hiçbir şikayeti kalmayacak ve yine yapılacak testlerde de iki kez negatif sonuç çıkacak, artık bu virüsü taşımadığı kesinleşecek. Bu kriterlere uyan kişiler, iyileşmesinin üzerinden de 2 hafta geçtikten sonra donör olarak kabul edilecek. Vatandaşların donör olma konusunda istekli olmaları çok önemli."
- "Hiçbir sorun görmediğimiz bir yöntem"
Turgut, plazma bağışçılarının sağlıkları konusunda herhangi endişeye kapılmaması gerektiğine işaret etti.
Plazmanın bağışçılardan alınma yöntemi hakkında bilgi veren Turgut, şu ifadeleri kullandı:
"Kan ayırma cihazlarıyla bağışçıdan plazma alınıyor. Lösemi, kan kanseri, lenf kanseri olan hastaların trombosit ihtiyacı olduğunda da bu kan ayırma işlemi yapılıyordu. Bu işlemler öncesi bağışçılara prosedür anlatılıyor. Onların oluru alınıp bu işlem yapılacak, kişi istemezse yine de vazgeçme şansı var. Bu işlem önceden uyguladığımız ve hiçbir sorun görmediğimiz bir yöntem. Kanın sadece sıvı kısmı alınıyor, alyuvar dediğimiz hücreler alınmıyor."
Turgut, immun plazma yönteminin, SARS, MERS ve daha önce de farklı salgınlarda kullanıldığını, Kovid-19 tedavisinde de etkili olmasının beklendiğini bildirerek, şunları kaydetti:
"Çin'de bu uygulamanın, belirtilen hasta gruplarında etkili olduğu ifade edildi. Kovid-19 enfeksiyonunu geçirmiş vatandaşlarımızın bu hastalığa yakalanmış hastalara yardımcı olması çok önemli. Hastalığı yenenler, bu hastalığın zorluğunu ve korkusunu yaşamıştır. Bu yüzden tedavisi devam eden hastalara yardımcı olmak isteyeceklerdir. Bağışçılar hem kendileri şifayı buldu hem de plazma vererek başka hastaların şifa bulmasına vesile olabilir."