TİKAD Açıklaması Türkiye'nin Stratejik Sektörlerini Hızla Korumaya Alması Gerek

Türkiye İşkadınları Derneği Başkanı Nilüfer Bulut: 'Dünya son yüzyılın en büyük insani krizini yaşarken, yeni yaşama modellerini de tartışmaya başlamıştır' 'Türkiye olarak bir yandan da, bu tartışmayı kendi mecralarımızda yapmaya, değerlendirmeleri ve tespitleri ortaya koymaya, çözümler önermeye başlamalıyız' 'TİKAD, Milli Dayanışma Kampanyası'nın destekçisidir, iş kadınları olarak devletinin ve milletinin yanındadır'.

Türkiye İşkadınları Derneği (TİKAD) Başkanı Nilüfer Bulut, "Dünya son yüzyılın en büyük insani krizini yaşarken, yeni yaşama modellerini de tartışmaya başlamıştır. Türkiye olarak bir yandan da, bu tartışmayı kendi mecralarımızda yapmaya, değerlendirmeleri ve tespitleri ortaya koymaya, çözümler önermeye başlamalıyız." ifadelerini kullandı.

TİKAD'dan yapılan yazılı açıklamada görüşlerine yer verilen Başkan Nilüfer Bulut, küresel Koronavirüs salgınının etkilerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Salgınının, ülkeleri kendi politikalarını yeniden gözden geçirmeye ittiğini belirten Bulut, pandeminin, her devletin kendi mevcut yapısını yeniden değerlendirmesine, ulusal kaynaklarına geri dönme ve bir içe kapanma sürecini yaşamasına neden olduğunu aktardı.

Belki bunun en çarpıcı örneğinin, AB ülkesi olan İtalya'nın, yaşadığı krizle tek başına mücadele etmek zorunda kalması, AB devletlerinin bir anda sınırlarını kapatarak, her birinin kendi krizlerine yoğunlaşmaları olduğunu anımsatarak, şunları kaydetti:

"Küreselleşmeyi bir arada tutan ögelerin hızla kırıldığına tanıklık ediyoruz. Tüm devletlerin kendi vatandaşlarını ve ulusal ekonomilerini koruma refleksi verdiğini gözlemliyoruz. Belirsizlik halinin yarattığı tedirginlik mali politikalarda ve sermaye hareketliliğinde de korumacı kısıtlamalara neden oluyor. Özetle dünya son yüzyılın en büyük insani krizini yaşarken, yeni yaşama modellerini de tartışmaya başlamıştır.

Bu tartışmaya ne ölçüde dahil olduğunuz, bu dönüşüme ne hızla ayak uydurduğunuz, gelecek dönemde ne ölçüde güçlü ve söz sahibi olacağınızı da belirleyecektir. O nedenle, Türkiye olarak bir yandan da, bu tartışmayı kendi mecralarımızda yapmaya, değerlendirmeleri ve tespitleri ortaya koymaya, çözümler önermeye başlamalıyız."

- "Bizi yeni yüzyılda ticaret savaşları bekliyor"

Bulut, yeni yüzyılda herkesi ticaret savaşlarının beklediği değerlendirmesinde bulunarak, Türkiye'nin stratejik sektörlerini hızla korumaya alması gerektiğini aktardı.

Tarım, hayvancılık, gıda güvenliği, tüm tedarik zincirleri, lojistik, iletişim, enerji, sağlık, ulaşım gibi sektörlerin süratle yerli kaynaklarla güçlendirilmesinin artık tercih değil zorunluluk olduğunu belirten Bulut, şu ifadeleri kullandı:

"Yeni dünya düzeninde yerimizi alacaksak, teknolojik Ar-Ge hizmetlerinin ciddiyetle desteklenmesi, dijital dönüşümün hızla yaygınlaştırılması, bunun için de insan kaynağının en belirleyici unsur olduğu anlaşılmalıdır. Beşeri sermayeye yatırım yapmak zorundayız.

Her ne yaparsanız yapın bunu insanlarla yapacaksınız, dolayısıyla az önce belirttiğim stratejik sektörlerin tümü için yetişmiş insan kaynağı biriktirmek zorundayız. Kodlama yapacak kişi de, toprağı ekecek çiftçi de, sanayi de çalışacak kalifiye insan gücü de bir ülkenin yaşaması için hayati önemdedirler. Bu koronavirüs salgını bize uluslararası işbirliğinin önemini bir kez daha kanıtladı, ancak diğer yandan küreselleşmenin yarattığı mecburiyetlerin ne denli sorunlar yaratabileceğini de gösterdi."

Bulut, her devletin kendini koruma refleksini en üst perdeden göstermenin önemini, bu salgınla prova etmiş olduğunu hatırlatarak, yerli üretim ağını oluşturma zorunluluğuna, üretimde dışa bağımlılığın tehlikesine atıfta bulundu.

Acilen bu konuda tedbirler almak, yeni politikalar oluşturmak gerektiğini bildiren Bulut, şu bilgileri verdi:

"Artık dünya Kovid- 19 gerçeğine göre yeni, bambaşka raporlar hazırlayacaktır. Biz Türkiye olarak, coğrafi koşulları itibariyle şanslı konumda bir ülkeyiz, bunu değerlendirmeliyiz. En başta gıda güvenliği konusu geliyor, tarımın desteklenmesi, yerli tohum çeşitliliğinin artırılması, yerli üretimin çoğaltılması ve hiçbir tarım ürününde dışa bağımlı olmamanın yolları aranmalıdır.

Su kaynaklarının en kıymetli kaynaklar olduğu görülmeli, tüm su havzaları korumaya alınmalıdır. Uluslararası işbirlikleri elbette geliştirilerek artırılacaktır, ancak uluslararası ticaret konusunun artık yeni kalıplarla ele alınıp yeniden şekillendirilmesi gerekir."

- "Yapılacak yeni yatırımlarda, öncelik Türkiye olmalı"

Türkiye'deki iş insanlarının, bütün bu süreci iyi değerlendirmesi, doğru gelecek projeksiyonlarıyla çağın ihtiyacına dönük yatırımları yapması ve yeni çalışma kalıplarını hayata geçirmesi gerektiğini, eksikliklerini görüp önlemlerini alması gerektiğini aktardı.

Bulut, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Örneğin dışa bağımlı olduğu konular ne ise, yerli tedarik yoluna gitmeli, yerli tedarikçileri desteklemeli güçlendirmelidir. Kısa vadeli değil, orta ve uzun vadede geri dönüşleri hesap etmesi gerekir. Dijital dönüşümünü tamamlamalı, mekandan bağımsız çalışma modellerini, yani insan odaklı, bilgi odaklı çalışma modellerini biran önce hayata geçirmeye başlamalıdır. Bu kriz tüm dünya açısından aslında eksiklerini görme ve tamamlama için de test olmuştur bir anlamda. Ben yapılacak yeni yatırımlarda, önceliğin Türkiye olması gerektiğine inanıyorum. Önce kendi ülkemizi kalkındırmaya öncelik vermeliyiz."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'nın dün başlattığı "Milli Dayanışma Kampanyası"na ilk günden verilen büyük desteği hatırlatan Bulut, "Bu, bizim zor günlerde birbirini kucaklayan, milli birlik ve beraberlik ruhuyla hareket eden bir millet olduğumuzu gösteriyor. TİKAD da bu kampanyanın destekçisidir, iş kadınları olarak devletinin ve milletinin yanındadır. " ifadelerini kullandı.

Kaynak: AA