1989'Daki Tiananmen Olayları Sonrasındaki G-7 Zirvesinde Çin'e Yaptırım Kararına Japonya Karşı Çıkmış

Haziran 1989'da Pekin’deki Tiananmen Meydanı olayları sonrasındaki G7 zirvesinde Çin’e yaptırım kararına Japonya'nın karşı çıktığı ortaya çıktı.

Dışişleri Bakanlığının 1989 yılı içerisinde meydana gelen önemli diplomatik olaylara ilişkin gizliliğini kaldırdığı diplomatik belgeler, Japonya’nın 31 yıl önceki G-7 zirvesinde Çin’e yönelik tutumunu ortaya çıkardı.

Kyodo ajansının gizliliği kaldırılan kayıtlara dayandırdığı haberine göre Japonya, Haziran’daki Tiananmen olaylarının akabinde 14-16 Temmuz 1989'da Paris’te düzenlenen G-7 zirvesinde Çin’e yaptırım uygulanması kararına karşı çıktı.

Gizliliği kaldırılan 4 Haziran 1989 tarihli ve "Çin’deki duruma yönelik ülkemizin duruşu" başlıklı belgede "Çin’e karşı buna benzer ortak yaptırımlar uygulanmasına Japonya karşıdır." ifadeleri kullanıldı.

"Ülkemiz ve batı demokrasi ve özgürlük gibi evrensel değerleri savunuyor." ifadeleri kaydedilen belgede, Çin’in Tiananmen’de insan haklarına meydan okuyarak öğrencilere ve vatandaşlarına baskı uygulamasının "kabul edilemez" olduğu vurgulandı.

Belgede, komşu ülkenin siyasi rejiminin, Japonya politik sistemiyle "benzemezlik" taşıdığı ve Çin’in baskılarının "iç mesele" olarak değerlendirildiği ve bu doğrultuda "sınırların" varlığına dikkat çekildi.

- Ortak bildirgede yeni yaptırımlar yer almadı

Kayıtlarda Japonya’nın, "O günün seyrinde ikili ilişkilerine zarar vereceği ve uluslararası arenada Çin’i izole edeceği" endişesi taşıdığı ve olaylara ilişkin Çin’in şiddete başvuran hareketlerini kınayan G-7 ortak bildirgesine de başlangıçta karşı çıktığı kaydedildi.

Zirveye hazırlık sürecinde kaleme alınan 19 Haziran 1989 tarihli diğer belgeye göre Japonya’nın, G-7 zirvesi kapsamında Çin ile alakalı açıklamalarda yer almak istemediği ya da Çin’in ismen zikredilmemesini istediği kaydedildi.

Çin, Temmuz 1989’da Fransa Cumhurbaşkanı François Mitterrand'ın ev sahipliğinde bir araya gelen G-7 ülkeleri İngiltere, Kanada, Fransa, İtalya, Japonya, ABD ve Batı Almanya 15 Temmuz’da ortak bildirgesinde kınandı. Japonya’nın duruşu itibarıyla bildirgede Çin’e karşı yeni ortak yaptırımlar yer almadı.

Japonya’nın diğer 6 ülkenin itirazına rağmen, zirvenin yaklaştığı 7 Temmuz 1989 tarihli bir toplantıda da Çin’in kınandığı bir bildirgeyi önce kabul etmek istemediği ve "izole edilmemesini vurgulayan" bir cümlenin dahil edilmesi şartıyla bildirgenin yayımlanmasını kabul ettiğine yer verildi.

Yayımlanan bildirgede, "Çin otoritelerinden, izole edilmelerini sakındıracak, siyasi ve ekonomik reformlara ve açıklığa doğru hareketin sürdürülmesi temelinde, iş birliğine geri dönüşü sağlayacak koşullar oluşturmasını bekliyoruz." ifadeleri kullanıldı.

- Amaç "izole etmemek"

O dönem Dışişleri Bakanlığı yetkilisi olarak görüşmelere katılan Japonya’nın eski Pekin Büyükelçisi Miyamoto Yuji, Kyodo’ya değerlendirmelerde bulundu.

Çin’e karşı büyük tepki veren zirve ülkelerine kıyasla Japonya’nın duruş farkını G-7 zirvesinde anımsadığını kaydeden Miyamoto, ¨Duruşumuz, reform ve açıklık politikaları sürdüren Çin’i izole etmemekti.¨ dedi.

Tokyo Üniversitesi Kamu Politikaları Enstitüsünden Prof. Takahara Akio, o dönem ¨ulusal menfaat¨ gereği Japonya’nın, ¨erken modernleşme evrelerindeki¨ Çin’de istikrarın sağlanmasına inandığını belirtti.

Akio, ¨O dönem göz önüne getirildiğinde Çin’in izole edilmemesine yönelik Japonya’nın çabaları anlaşılabilir. İlerletilen ekonomik iş birliğinden hem Japonya hem Çin fayda sağladı. Tabii hiçbir ülke bu kadar kısa sürede güçleneceğini tahmin etmedi.¨ dedi.

- 3 Haziran gecesi

Pekin’de 3 Haziran 1989 gecesi meydana gelen Tiananmen Meydanı olaylarında Çin ordusu, haftalardır meydanı işgal eden göstericilere ateş açmıştı.

Çin’in resmi kayıtları 319 kişi yaşamını yitirdiğini, 7 binden fazla kişi yaralandığını açıklarken rakamın çok daha yüksek olabileceği kaydediliyor.

Kaynak: AA