Tarihi Han Kaybolmaya Yüz Tutan Mesleklere 'Yuva' Oldu

Konya'nın Meram ilçesinde, gelişen teknoloji ve sanayileşmenin etkisiyle kaybolmaya yüz tutan geleneksel zanaatlar ve el sanatları, geçmişi Osmanlı Dönemi'ne dayanan tarihi Gevraki Han'da, yaşları asra merdiven dayayan ustalarla zamana direniyor Keçe ustası Galip Şapçıoğlu: 'Kaybolmaya yüz tutan meslekleri bu handa yaşatmaya çalışıyoruz ama gidenlerin yeri boş kalıyor. Arkadan gelen olmadığı için bu işler bitti. Birer birer kaybolup gidiyoruz' Kalay ustası Mehmet Derviş: 'Bu han bizim yuvamız. Burayı yaşatmak istiyoruz ama ilerisi ne olur bilemiyoruz. Burası restore edilirse herkes mesleğine devam eder, bu meslekler de ayakta kalmaya çalışır'

SERHAT ÇETİNKAYA - Konya'da kaybolmaya yüz tutan geleneksel zanaatlar ve el sanatları, geçmişi Osmanlı Dönemi'ne dayanan Gevraki Han'da zamana direniyor.

Meram ilçesinde, 1831-1903 yıllarında yaşayan Konya Müftüsü Gevraki Hacı Abdülkadir Efendi tarafından, medrese, han ve iş yerleri olarak yaptırılan mekan, zamana direnen saraçlık, keçecilik, demircilik, kalaycılık, tenekecilik gibi mesleklere ev sahipliği yapıyor.

Şükran Mahallesi'ndeki tarihi han, ahilik kültürünün de merkezleri arasında yer alıyor. Yaşları asra merdiven dayayan, mesleklerinin son temsilcileri ustalar, bir arada çalıştıkları handa ahilik dayanışmasıyla ayakta kalmaya çalışıyor.

Modern yapıların arasında kalan tek katlı, ahşap kapılı, ateş tuğlasından otantik iş yerleri, kaybolmaya yüz tutan meslekleri fotoğraflamak isteyenlerin de uğrak noktası oluyor.

Gelişen teknoloji ve sanayileşmenin etkisiyle müşterileri günden güne azalan hanın emektarları, geçimleri için az da olsa gelen küçük işlerle alın teri dökmeye devam ediyor.

- "Gidenlerin yeri dolmuyor"

Yarım asrı aşkın süredir keçecilik yapan 82 yaşındaki Galip Şapçıoğlu, AA muhabirine, kaybolmaya yüz tutan meslekleri handa yaşatmaya çalıştıklarını ancak gidenlerin yerinin boş kaldığını söyledi.

Mesleği sürdürecek kimsenin yetişmediğine dikkati çeken Şapçıoğlu, "Arkamızdan gelen olmadığı için bu işler bitti. Birer birer kaybolup gidiyoruz. Seksenden fazla esnaf vardı, hepsi gitti. Buraların geleceği yok. Yıkılıp gidecek. Bizim de zamanımız doldu zaten. Biz de kaybolup gideceğiz." diye konuştu.

- "Bu han bizim yuvamız"

Hanın kalay ustası Mehmet Derviş de "Bu han bizim yuvamız. Burayı yaşatmak istiyoruz ama ilerisi ne olur bilemiyoruz. Burası restore edilirse herkes mesleğine devam eder, bu meslekler de ayakta kalmaya çalışır. Biz burada çorbamızın kaynamasını istiyoruz." dedi.

Elde ettiği gelirle güçlükle geçindiğini belirten Derviş, tüm zorluklara rağmen mesleğini severek yaptığını vurguladı.

- "Burası restore edilmeli"

Üç kuşaktır saraçlık mesleğini icra ettiklerini belirten Harun Bilici ise hanın tarihi önemine işaret etti.

Bilici, "Burada Gevraki Hoca varmış. O zamanın valisi, 'çocuk okut, ilim yay, dükkan yap kiralardan da nafakanı çıkar' diye buraları ona vakfetmiş. Bu han bizim için de Konya için de çok önemli. Bu hanın restore edilmesi gerekiyor." ifadesini kullandı.

- "Köylünün küçük işlerini yapıyoruz"

Demircilik yapan 83 yaşındaki İsmet Derman da köylülerin sanayide yaptıramadığı küçük işler için hanı tercih ettiğini dile getirdi.

Mesleğini 64 yıldır sürdürdüğünü ifade eden Derman, şunları kaydetti:

"Burada eskiden sadece at arabası yapılırdı. At arabası ortadan kalkınca kendimize iş bulmak zorunda kaldık. Besicilere mal bağlamak için yemliklere halka yapıyoruz. Köylülerin ufak tefek kaynak işlerini, çeşitli demir işlerini yapıyoruz. Burası tarihe karışacak ama belediyemiz bu meslekler bitmesin diye bize yeni bir yer verir de 'mesleğinizi sürdürün' derse bize de köylüye de iyilik yapmış olur. Burada köylünün ufak işleri esnaf tarafından görülüyor. Köylü gidip sanayide, fabrikada bir pulluk bıçağı yaptıramaz."
Kaynak: AA