Prematüre Doğan Beleklerin Tedavi, Bakım Ve Takibi İçin Ailelere Tavsiyeler

Eskişehir Özel Ümit Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları (Pediatri) Uzmanı Dr. Gökhan Görünmez, 17 Kasım Prematüre Günü’ sebebi ile yaptığı açıklamada, prematüre doğan beleklerin tedavi, bakım ve takip için ailelere tavsiyede bulunurken, ailelerle sürekli iletişim halinde olduklarını belirtti.

Prematüre Doğan Beleklerin Tedavi, Bakım Ve Takibi İçin Ailelere Tavsiyeler
Dünya üzerinde her yıl binlerce prematüre doğum meydana geliyor ve bu çocuklar sağlık problemleri yaşamamaları için doğumdan itibaren düzen tedavi ve takibe ihtiyaç duyuyor. Konuyla ilgili bilgi veren Uzm. Dr. Gökhan Görünmez “Biz her yıl bu günü kutlamaya çalışıyoruz. Prematüre dediğimiz çocuklar 37 haftadan erken doğan, tıbbi desteğe ihtiyacı olan çocuklardır. Ülkemizde her yıl yaklaşık 1 milyon 300 bin doğum oluyor. Bunun yaklaşık yüzde 12’si prematüre gruba girmektedir. Bu çocuklar doğum sonrasında tıbbi desteğe ihtiyacı olan çocuklardır. Erken doğum sonucunda solunum sıkıntıları, kan şekeri düşüklükleri, beslenme yetersizlikleri olabiliyor. Çoğunluğu anne kucağına verilemeden yoğun bakım ünitesinde takip edilen bebekler oluyor. Biz Özel Ümit Hastanesi olarak yılda yaklaşık 100’ün üzerinde prematüre bebeğimizle ilgilenip sağlıklarına kavuşturuyoruz. Annelerinin kucağına sağlıklı şekilde teslim etmeye çaba gösteriyoruz. Bu bebeklerin taburculuk sonrasında düzenli kontrolleri çok önemlidir. Sonrasında karşılaşabilecekleri sıkıntılar açısından özellikle ilk 1 yıl gerekli tüm bölümlerin desteğini alarak tedaviye devam ediyoruz. Oluşabilecek sağlık problemlerine yardımcı olmaya çalışıyoruz. Normal doğumla prematüre doğum olan bebeklerin farkı bağışıklık sistemlerinin gelişiminde oluyor. Anne karnında zamanına kadar kalması ile erken doğması arasında çok farklılıklar oluyor. Biz bu farkı oluşturmamak için yeterli tıbbi ekipmanla müdahale etmeye çalışıyorum. Gerekli dış destekleri kullanıyoruz bebek üzerinde. Normal doğmuş çocuklardan çok farklı olmayacakları şekilde tedavilerini yapıp ailelerine teslim etmeye çaba gösteriyoruz. Ama yine de solunum problemi yaşayan ve ağır geçiren çocuklarda ek destek, ek takip ihtiyaçları oluyor” dedi.



“Ailelerimizi rahatlatmaya çalışıyoruz”

Prematüre bebek sahibi ailelerle sürekli iletişim halinde olduklarını belirten Dr. Görünmez, “Biz ailelerle sürekli iletişim halinde oluyoruz. Günlük çocuğun durumu hakkında bilgi alışverişi yapıyoruz. Süreç hakkında aileleri bilgilendiriyoruz. Zamanla karşılıklı iletişim ve güven geliştikçe ailelerimizi rahatlatmaya çalışıyoruz” diyerek taburculuk sonrası hakkında ailelere güven verdi.

“Yeni doğan yoğun bakım ünitesi çok önemli”

Risk taşıyan hamilelikler için öneride de bulunan Gökhan Görünmez; “Tedaviye başlanan prematürelerde haftalara göre ilerleme alıyoruz. Anne sütü alabilecek ya da dış destekleri alabilecek duruma geldiği zaman aileye teslim ediyoruz. Doğum haftası ne kadar erken olursa, hastanede kalma süresi o kadar uzun oluyor. Özel Ümit Hastanesi olarak 14 yataklı yeni doğan yoğun bakım ünitesine sahibiz. Son teknoloji cihazlarla, gerekli tüm tıbbi teçhizatı bulunduruyoruz. Bu konuda uzman doktor ve hemşirelerle birlikte burada çok erken doğmuş ve birden fazla sağlık problemlerine sahip olan 3. düzey bebeklerin takibini de yapıyoruz. Sağlıklarına kavuşturuyoruz. Erken doğum riski olan ailelerin özellikle 3. düzey yoğun bakım ünitesine sahip hastaneleri tercih etmelerinde fayda var” diyerek aileleri doğru hastane tercihinde uyardı.

Yaşadıkları süreci anlattı

Prematüre bebek annesi olan Tuğçe Kaya ise yaşadıkları süreci anlatarak, “Zamanından önce gelen yani prematüre dediğimiz bir bebeğimiz oldu. Çok erken ve beklemediğimiz bir anda geldi. Çok küçük 30 haftalık ve 1 kilo 470 gram bir bebek olarak dünyaya geldi. Bizi de şaşkınlığa uğrattı. Doğum spinal anestezi ile gerçekleşti. Doğuma girdikten sonra sesini duyduk. Erken doğum olduğu için sesini duyduktan sonra rahatladık. Şuanda sağlık durumu gayet iyi. Normal haftasına göre ilerlemelerimiz kaydediliyor. Anne alıştırma dönemine geçtik. Bundan sonra bebeğimizi kucağımıza alacağımız dönemi bekliyoruz. Hem korku hem kaygı hem de sevinç içindeyiz. Karmaşık duygular içinde oluyoruz. Zorluklara rağmen sağlıkla dünyaya geldiği için seviniyoruz. Fakat neyle karşılaşacağımızı bilmediğimiz için tedirginlik yaşıyoruz. Karşılaşabileceğimiz sorunlarla nasıl başa çıkabileceğimizi bilmiyoruz. İster istemez bir tedirginlik oluşuyor” şeklinde anlattı.
Kaynak: İHA