Osmanlı Saraylarının Tabildotu, Gelin Damat Sofralarını Süslüyor
Osmanlı saraylarında tabildot olarak kullanılan Honça tepsisi günümüzde "gelin damat tepsisi" adıyla gelecek nesillere aktarılıyor.
Anadolu Selçuklu Devleti döneminde altın kaplama, Osmanlı döneminde ise bakırdan yapılan tabildot kabı günümüzde “gelin damat tepsisi” olarak kullanılıyor. Normal tepsilerden farklı olan Honça tepsisinde 6 göz bulunuyor. Kubbe görünümlü kapaklarla süslenen tepsi düğün gecesine özel hazırlanıyor. Tepsinin etrafındaki 5 göze kuzu etinden yapılan pehli, pilav, dolma, yoğurtlu çorba ile tatlı konuluyor. Ortada kalan büyük göze ise yeni evlenen çiftin ömür boyu saklaması için Kur’an-ı Kerim konuluyor. Farklı boylarda yapılan Honça tepsisi 400 lira bin 500 lira arasında satılıyor. Tarihi Sulu Sokak Çarşısında bulunan Deveciler Hanı’nda bakır işlemeciliği yapan Osman Unutmaz (57), Honça geleneğini yaşatmaya çalışıyor. Bakırcılığa ilkokul ve lise dönemlerinde çırak olarak başladığını belirten Unutmaz, 45 yıldır mesleğine devam ettiğini söyledi.
Tokat’ta irili ufaklı 400-500’e yakın atölyede çalışan ustadan günümüzde 2-3 kişi kaldığını ifade eden Unutmaz, neslin son ustaları olarak mesleklerini icra etmeye çalıştığını kaydetti.
Sarayların tabildotu, gelin damat tepsisi oldu
Selçuklu ve Osmanlı döneminde saraylarda tabildot olarak kullanılan tepsinin Tokat’ta farkı bir kültür olduğunu belirten Unutmaz, “Cumhuriyet döneminde her ailede bu Honça bulunmazmış. Zengin ailelerde bulunurmuş. Pahalı bir ürün olduğu için ödünç alanlar, kiralayanlar olurmuş. Adına damat tepsisi denilmiş. Günümüzde damat ile geline bu tepsi ile ilk gecede yemek ikram ediliyor. 5 göze yöresel yemekler konuluyor. Yemeklerinde manaları var. Dolma sarıldığı için birbirlerine muhabbetle sarılsınlar manasında, pirinç evine bereket getirsin, ayranlı çorba mesleğine evine sahip çıksın, tatlı ise ağızları tatlı olsun, tatlı konuşsunlar manası taşıyor. Ortadaki büyük göze ise Kur’an-ı Kerim konuluyor doğacak çocuklarının dini bütün olsun diye. Ama biz bu örf ve adetlerimizi kaybetmeye başladığımız için batılılaşmaya başladık. Önce bakırdan başladılar, bizlere alüminyum, çeliği mutfağımıza soktular. Bakırı elimizden aldılar. Bakırda sağlık vardı” dedi.
Tabildotu Türklerin bulduğunu ifade eden Unutmaz, “Saraylarda kullanılan eşyalara bakıldığında bunu görmek mümkün. Batı sonradan bizden almış. İlk Türkler bulmuş, Türkler yapmış” ifadelerini kullandı.
Kaynak: İHA
Tokat’ta irili ufaklı 400-500’e yakın atölyede çalışan ustadan günümüzde 2-3 kişi kaldığını ifade eden Unutmaz, neslin son ustaları olarak mesleklerini icra etmeye çalıştığını kaydetti.
Sarayların tabildotu, gelin damat tepsisi oldu
Selçuklu ve Osmanlı döneminde saraylarda tabildot olarak kullanılan tepsinin Tokat’ta farkı bir kültür olduğunu belirten Unutmaz, “Cumhuriyet döneminde her ailede bu Honça bulunmazmış. Zengin ailelerde bulunurmuş. Pahalı bir ürün olduğu için ödünç alanlar, kiralayanlar olurmuş. Adına damat tepsisi denilmiş. Günümüzde damat ile geline bu tepsi ile ilk gecede yemek ikram ediliyor. 5 göze yöresel yemekler konuluyor. Yemeklerinde manaları var. Dolma sarıldığı için birbirlerine muhabbetle sarılsınlar manasında, pirinç evine bereket getirsin, ayranlı çorba mesleğine evine sahip çıksın, tatlı ise ağızları tatlı olsun, tatlı konuşsunlar manası taşıyor. Ortadaki büyük göze ise Kur’an-ı Kerim konuluyor doğacak çocuklarının dini bütün olsun diye. Ama biz bu örf ve adetlerimizi kaybetmeye başladığımız için batılılaşmaya başladık. Önce bakırdan başladılar, bizlere alüminyum, çeliği mutfağımıza soktular. Bakırı elimizden aldılar. Bakırda sağlık vardı” dedi.
Tabildotu Türklerin bulduğunu ifade eden Unutmaz, “Saraylarda kullanılan eşyalara bakıldığında bunu görmek mümkün. Batı sonradan bizden almış. İlk Türkler bulmuş, Türkler yapmış” ifadelerini kullandı.