Kılıçdaroğlu, CHP TBMM Grup Toplantısı'nda Konuştu Açıklaması (3)

'Bizim milliyetçiliğimizi sorguluyorlar. Kendi vatan toprağındaki dalgalanan bayrağı indirip, Süleyman Şah Türbesi'ni kaçırıp vatan toprağını teröre teslim edenlerin bekçiliğini asla ve asla Cumhuriyet Halk Partililer yapmaz' 'Kanal İstanbul devlet politikasıymış. Peki bu MGK'da görüşüldü mü devlet politikası haline gelsin diye? Yok. Bununla ilgili özel bir yasa çıktı mı? Hayır. Niye devlet politikası? Çünkü bir kişinin kararı devlet sayılıyor. Yok kardeşim, onu yemezler'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Bizim milliyetçiliğimizi sorguluyorlar. Kendi vatan toprağındaki dalgalanan bayrağı indirip, Süleyman Şah Türbesi'ni kaçırıp, vatan toprağını teröre teslim edenlerin bekçiliğini asla ve asla Cumhuriyet Halk Partililer yapmaz." dedi.

Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, adalette, hukukta reform yapılacaksa, adalet kurumu sadece adalet dağıtacaksa bir şeyler yapmak gerektiğini söyledi.

Anayasa Mahkemesi kararlarını uygulamayarak devlet krizine yol açan yargıçlar olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, gereğinin yapılmasını istedi.

Binlerce kanun hükmünde kararname mağduru olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, yargılanıp beraat edenlerin hemen göreve iade edilmesi gerektiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, "Hemen yarın sabah, samimiysen, hukukta gerçekten reform yapacaksan bu insanları derhal kamudaki görevlerine iade edeceksin. O zaman biz anlarız ki bunlar gerçekten samimi." diye konuştu.

Mafya liderlerinin, uyuşturucu kaçakçılarının serbest bırakıldığını ancak düşünce suçlularının hapsedildiğini iddia eden Kılıçdaroğlu, hiç kimsenin düşüncesini ifade ettiği için hapse atılmayacağı söyleniyorsa hukukta reform yapılacağına inanacağını belirtti.

Kılıçdaroğlu, hakkında hüküm olmadığı halde bir kişinin 3,5 yıl hapis tutulabildiğini dile getirerek, bu kişiler yarın sabah tahliye ediliyorsa, reform düşüncesinde samimi olunduğuna inanacağını aktardı.

Adaletin olmazsa olmazının barolar olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, "Baroları parçalamaktan vazgeçecek misiniz? 'Baroların bir grubu, avukatların bir grubu benim arka bahçem' diyorsun. Bundan vazgeçecek misiniz?" dedi.

- "Basın İlan Kurumu ciddi tehdit"

Basın özgürlüğü konusunda Basın İlan Kurumu'nun ciddi bir tehdit olduğunu öne süren Kılıçdaroğlu, beğenilmeyen haberler doğrultusunda gazetelere "sana para vermeyeceğim, ilan göndermeyeceğim" denilebildiğini iddia etti.

Kılaçdaroğlu, Cumhuriyet Gazetesi'nin, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun'un Boğaz'da yaptığı bir inşaatla ilgili haberi nedeniyle Basın İlan Kurumunun zulmüne uğradığını savundu. Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Fahrettin Altun bu inşaatı yaptı mı? Yaptı. İnşaatı yaparken izin aldı mı? İzin almadı. İnşaatı sonra kendisi yıktı mı? Kendisi yıktı. Cumhuriyet Gazetesi bunu haber yaptı mı? Haber yaptı. Şimdi bu doğru haberi yaptığı için ceza alıyor. Şimdi 'Hukukta reform yapacağız' diyenlere seslenmek istiyorum; ne zamandan beri doğru haberler ceza konusu olmaya başladı? Sen hukukta reform yapacağım diyorsan Cumhuriyet Gazetesi'ne yapılan haksız muameleyi derhal durduracaksın."

RTÜK'ü de eleştiren Kılıçdaroğlu, "RTÜK tam bir baş belası." dedi.

RTÜK'ün ceza vermek için gözünün özgür medyada olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, bundan vazgeçilmesi gerektiğini ifade etti.

Kılıçdaroğlu, yasalara aykırı olarak kapatıldığını iddia ettiği OdaTV internet sitesinin de açılmasını istedi.

Grup toplantısındaki ya da Meclis Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmaların suç sayılıp haklarında fezleke düzenlendiğine dikkati çeken Kılıçdaroğlu, bunun Anayasaya ve yasalara aykırı olduğunu öne sürdü. Buralarda yapılan konuşmalar için fezleke düzenlenemeyeceğini savunan Kılıçdaroğlu, "Ama muhbir milletvekilleri bu kürsülerden yaptığımız konuşmaları şikayet ediyorlar, savcılar derhal fezlekeyi düzenleyip gönderiyor." ifadelerini kullandı.

- Bahçeli'ye eleştiri

Kılıçdaroğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin CHP'yi çok sık eleştirdiğini dile getirerek, şöyle konuştu:

"Ona o görev verilmiş çünkü. Vekillik görevi yaptığı için o görev verilmiş 'Cumhuriyet Halk Partisiyle sen uğraş, ben ses çıkarmayayım' diye. Ne derse desin hiç önemli değil. Demokrasi varsa bu ülkede, kırıntısı kaldıysa yasalara göre kurulmuş, faaliyet gösteren, vatandaştan oy almış bütün siyasi partiler demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıdır. 'Ben şu partiye karşıyım.' Olabilirsin. Bütün siyasi partiler aynı şeyi düşünmüyor zaten. Farklılıklarımız var ama birbirimize saygı göstermek zorundayız. Cumhuriyet Halk Partisi'nin bir özelliği var. Biz, bütün siyasi partilerle görüşen tek partiyiz çünkü biz demokrasiyi savunuyoruz."

HDP'li Meclis Başkanvekili'nin Meclis'i yönettiğine işaret eden Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Milletvekilleri ondan söz istiyor. İzin veriyorsa kürsüye çıkıyorsun, vermezse kürsüye dahi çıkmıyorsun. 'Efendim HDP Meclisi yönetemez'. Yönetiyor. Yönettiği zaman Meclis'e gelme sen de. Bir şey söylüyorsanız bir mantık bütünlüğü olması lazım. Mantık bütünlüğü yoksa söyledikleriniz havada kalır.

Bizim milliyetçiliğimizi sorguluyorlar. Kendi vatan toprağındaki dalgalanan bayrağı indirip, Süleyman Şah türbesini kaçırıp, vatan toprağını teröre teslim edenlerin bekçiliğini asla ve asla Cumhuriyet Halk Partililer yapmaz. Çünkü biz gerçek anlamda milliyetçiyiz. Kendisini milliyetçi olarak tanımlayanlar bunların bekçiliğini yapıyorlar. Tank palet fabrikası ordunun göz bebeği, Avrupa'nın en iyi fabrikası. Beş kuruş para almadan tank palet fabrikasını Katar ordusuna peşkeş çekenler asla milliyetçi olamazlar. Hiçbir milliyetçi, hiçbir ülkücü buna evet demez ama saraya bekçilik yapanlar evet diyebilirler. Ülke ekonomisini Londra'daki bir avuç tefeciye teslim edenlerin bekçiliğini onlar yaparlar, biz asla yapmayız. Biz kendi ülkemizi severiz. Seçim dönemi olduğunda terörist mektubunu okuturlar ve sahip çıkarlar. Sonra da piyasaya çıkıp 'ülkücüyüm', 'milliyetçiyim' derler. Sen ne ülkücüsün ne de milliyetçisin kardeşim."

Bu sözlerinin ardından salondaki milletvekillerince bir süre ayakta alkışlanan Kılıçdaroğlu, "İmralı'ya masa kuranlara destek vereceksin, 'ülkücüyüm, milliyetçiyim' diyeceksin. Ona karşı çıkana da 'Sen neden AK Parti'yi desteklemiyorsun' diyeceksin. Desteklemem. Ben vatanımı seviyorum, bayrağımı seviyorum, milletimi seviyorum, 83 milyonu seviyorum." dedi.

- "İstanbul halkının çıkarlarını savunmak zorunda"

CHP'li belediyelerin ve diğer belediyelerin halka hizmet vermesinin engellenemeyeceğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Genelge çıkarıyorsun, 'Sen neden Kanal İstanbul'a karşısın?'. Kardeşim, İstanbul halkının çıkarlarını savunmak zorundadır. Öncelik varsa İstanbul'daki bütün konutların depreme dayanıklı hale gelmesi gerek. Talimat veriyorlar, 'Afişleri kaldıracaksın'. Niye kaldırayım? Ya kanal ya İstanbul. Ya felaket veya felaket olmayan, herkesin huzur içinde yaşadığı bir İstanbul. Sen yatırım yapacaksan Çankırı, Yozgat, Sivas, Kayseri, Uşak, Denizli orada duruyor. Tunceli, Elazığ duruyor. Milyonlarca kişi işsiz, git oraya yap. Efendim bu devlet politikasıymış. Kanal İstanbul devlet politikasıymış. Peki bu MGK'da görüşüldü mü devlet politikası haline gelsin diye? Yok. Bununla ilgili özel bir yasa çıktı mı? Hayır. Niye devlet politikası? Çünkü bir kişinin kararı devlet sayılıyor. 'Ben söyledim. Tamam artık bu bir artık devlet politikası'. Yok kardeşim, onu yemezler. Başkaları yer, bekçilik yapanlar yer, CHP'liler yemez kardeşim."

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, adli yıl açılış töreninin de sarayda değil bağımsız bir yerde olması gerektiğini ifade ederek, "Biz adalete susadık. Yapın doğruları, her türlüğü desteği veririz. Ama yanlışı da her koşulda söyleriz. Samimi inancımı söyleyeyim, kurdun kuzuya adil davranacağına inanırım da bunların adalet getireceğine inanmam." diye konuştu.

(Bitti)

Kaynak: AA