Fahrettin Koca’yı hedef göstermişlerdi…
Sağlık çalışanlarının sorunlarıyla ilgilenmek yerine siyaset yaparak AK Parti hükümeti aleyhine propoganda yürüten TTB’nin sicilinden pislik akıyor.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, muhalefetin ortaya attığı, “Ölüm sayıları gizleniyor” iddiasına ilişkin dikkat çeken açıklamalarda bulundu ve başını CHP'nin çektiği müfteri güruhun yalanlarını boşa çıkardı. Geçtiğimiz günlerde Koronavirüs Bilim Kurulu Toplantısı'nın ardından açıklamalarda bulunan Koca, “Sayısal bir galibiyet arıyorsanız, lütfen ruhaniyeti çiğnemeyin. Kayıplarımıza saygı gösterin. Ölüm sayılarıyla skor arayışında olanlar, sayıları gereğinden yüksek göstermeye çalışanlar nerede dayanak arıyor?” demişti. Bu sözlerinin ardından Bakan Koca, her vakanın hastalık göstermediğini söyledi ve CHP'nin arka bahçesi haline gelen Türk Tabipler Birliği (TTB) bakanın bu sözlerini çarpıtarak, hastaların gerçek sayısının gizlendiği yalanını ortaya attı.
Bakan Koca'yı hedef göstererek, “Salgının yayılmasına engel olamadınız” yaygarası koparan TTB'nin sicili, bu kuruma neden güvenilmemesi gerektiğini alenen gözler önüne seriyor. TTB'nin son 7 yıllık geçmişinden adeta irin akıyor.
Sicili kabarık
Sabah gazetesinde yer alan habere göre TTB'nin, Türkiye'nin beka mücadelesi vermeye başladığı 2013 senesinden bu yana sürekli terör örgütleriyle birlikte iş kotardığı belirlendi. PKK'yı terör örgütü olarak tanımlamayan, sürekli DHKP-C'nin yanında yer alan TTB, kuruluş amacından tamamen saparak terör örgütlerinin birliği haline geldi.
Terör örgütlerinin talimatıyla başlayan ölüm oruçlarına destek veren kurum, aynı zamanda Gezi Parkı eylemleri sırasında Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne karşı ayaklanan terör unsurlarına da yardım etti. Aynı zamanda, terör örgütü PKK/YPG'ye yönelik düzenlenen Afrin harekatına da karşı çıkan TTB, Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz'ı şehit eden DHKP-C'li teröristlerden Mustafa Koçak'ın ölüm orucuna başlaması sonrası, Koçak'a destek çıktı. Aynı zamanda, DHKP-C'nin avukatlık yapılanmasından oldukları belirlenen Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal için de 3 Ağustos 2020 tarihindeki basın açıklamasında, teröristlerin taleplerinin dikkate alınmasını gerektiğini savundu.
Tüm bunlarla birlikte TTB, son olarak koronavirüs sürecinde devletin mücadelesini lekelemek için elinden geleni ardına koymadı. Virüse karşı en şiddetli mücadelenin yürütüldüğü bir dönemde, “Salgın yönetilemiyor, fırtına kapıda!” başlıklı rezil bir açıklama yayınlayarak vatandaşları tedirginliğe sevk etmeye ve devlete olan güveni sarsmaya çalışan TTB, kuruluş amacından tamamen saparak adeta hükümeti devirmeye çalışan bir birlik haline geldi.
Vatan haini Can Dündar ile de bağları var
TTB, 4 Kasım 2016 tarihinde Cumhuriyet paçavrasına yapılan baskın ve gözaltılar sonrası, sadece oda başkanlarından Selçuk Erez'in gazete yazarı olması sebebiyle Can Dündar'a destek vermişti. Aynı zamanda TTB İstanbul Tabip Odası, yine 2016'da Can Dündar'ı sözde edebiyat söyleşilerine davet etmişti.
Bakan Koca'yı hedef göstererek, “Salgının yayılmasına engel olamadınız” yaygarası koparan TTB'nin sicili, bu kuruma neden güvenilmemesi gerektiğini alenen gözler önüne seriyor. TTB'nin son 7 yıllık geçmişinden adeta irin akıyor.
Sicili kabarık
Sabah gazetesinde yer alan habere göre TTB'nin, Türkiye'nin beka mücadelesi vermeye başladığı 2013 senesinden bu yana sürekli terör örgütleriyle birlikte iş kotardığı belirlendi. PKK'yı terör örgütü olarak tanımlamayan, sürekli DHKP-C'nin yanında yer alan TTB, kuruluş amacından tamamen saparak terör örgütlerinin birliği haline geldi.
Terör örgütlerinin talimatıyla başlayan ölüm oruçlarına destek veren kurum, aynı zamanda Gezi Parkı eylemleri sırasında Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne karşı ayaklanan terör unsurlarına da yardım etti. Aynı zamanda, terör örgütü PKK/YPG'ye yönelik düzenlenen Afrin harekatına da karşı çıkan TTB, Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz'ı şehit eden DHKP-C'li teröristlerden Mustafa Koçak'ın ölüm orucuna başlaması sonrası, Koçak'a destek çıktı. Aynı zamanda, DHKP-C'nin avukatlık yapılanmasından oldukları belirlenen Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal için de 3 Ağustos 2020 tarihindeki basın açıklamasında, teröristlerin taleplerinin dikkate alınmasını gerektiğini savundu.
Tüm bunlarla birlikte TTB, son olarak koronavirüs sürecinde devletin mücadelesini lekelemek için elinden geleni ardına koymadı. Virüse karşı en şiddetli mücadelenin yürütüldüğü bir dönemde, “Salgın yönetilemiyor, fırtına kapıda!” başlıklı rezil bir açıklama yayınlayarak vatandaşları tedirginliğe sevk etmeye ve devlete olan güveni sarsmaya çalışan TTB, kuruluş amacından tamamen saparak adeta hükümeti devirmeye çalışan bir birlik haline geldi.
Vatan haini Can Dündar ile de bağları var
TTB, 4 Kasım 2016 tarihinde Cumhuriyet paçavrasına yapılan baskın ve gözaltılar sonrası, sadece oda başkanlarından Selçuk Erez'in gazete yazarı olması sebebiyle Can Dündar'a destek vermişti. Aynı zamanda TTB İstanbul Tabip Odası, yine 2016'da Can Dündar'ı sözde edebiyat söyleşilerine davet etmişti.