JAK Timi, Yüsra Bebek Ve Annesinin Kurtarılma Anını Anlattı
Elazığ’da meydana gelen 6.8’lik deprem sonrasında enkaz altında kalan 2.5 yaşındaki Yüsra bebek ve annesi Ayşe Yıldız’ı enkazdan çıkaran Jandarma Arama Kurtarma Timi personelleri o anları anlattı.
Elazığ’da meydana gelen 6.8’lik depremin ardından bölgeye yönlendirilen arama-kurtarma ekiplerinin arasında bulunan ve enkaz altında kalan çok sayıda vatandaşı dikkatli çalışma sonrasında enkazdan çıkaran Jandarma Arama Kurtarma (JAK) Timi personelleri o anları anlattı.
Enkaz altında kalan 2.5 yaşındaki Yüsra ve annesini çıkaran JAK Yüzbaşı Yusuf Mataracı, "Çok zor bir çalışmaydı bizim için özellikle alan olarak. Çok dardı, çok karanlıktı. Biz enkaz içerisinde aşağıya ulaşmaya çalışırken bir artçı sarsıntı da meydana geldi. Riskli bir bölgeydi, kabul edilebilir tüm riskleri alarak, dişimizle, tırnağımızla arkadaşlarımız kazıyarak onları oradan çıkardılar" ifadelerini kullandı.
Jandarma Arama Kurtarma Tim’inde görevli Astsubay Zehra Yıldız ise, "Mustafapaşa Mahallesi’nde görevlendirilmiştim. Saatler süren aramaların sonunda Ayşe Yıldız’ın sesini duyduk ve sürekli bize ’çocuğumu kurtarın, çocuğum sağ’ diyordu. Kazdığımız 5-6 metrelik kuyudan küçük bir delik açarak komutanımızla birlikte 2.5 yaşındaki Yüsra bebeğimizi kurtardık. Yüsra bebeği kurtardıktan sonra anne olan Ayşe Yıldız’ı kurtarmaya başladık. Kazmış olduğumuz kuyu çok ve derin olduğu için sadece sürünerek girebiliyorduk. Ben üzerimdeki tüm ekipmanları; dizlik, dirseklik vb. çıkarıp sürünerek girdim. Sadece baretim vardı başımda, kuyuya girdikten sonra gördüğüm manzara beni çok duygulandırdı" diye konuştu.
Ayşe Yıldız ve 2.5 yaşındaki Yüsra bebeği kurtarmak için içeri girdiğinde yaşadıklarını anlatan Astsubay Yıldız, şöyle konuştu:
"Çünkü bir baba, eşine ve iki çocuğuna siper olmuş bir vaziyetteydi. Orada duygularımı gizlemek zorundaydım. Sadece sesimin titrediğini hissettirdim ona, ’Ayşe hanım iyi misiniz, ben buradayım, sizi almadan buradan çıkmayacağım’ dedim. Bunu söylediğimde kendisi benden büyük bir güç aldı. Çünkü, yukarıda sürekli erkek sesi alıyordu. Zaten korkmuştu ve saatlerce enkazın altında kalmıştı ki bir kadın sesi alınca büyük bir güç oldu ona, sırtındaki taşları kendisi temizlemeye başladı.
Ben bunu gördükten sonra UMKE ekibinden bir kadın arkadaşımızı aldım. O da sürünerek benim gibi içeri girdi. Hemen bir serum bağladık, onu hayatta tutmamız gerekiyordu ve dışarıdan kırma işlemi yapılarak enkazda farklı bir yol açmaya çalışıyorduk. Kurtarma işlemi devam ediyordu, zaman ihtiyacımız vardı ve onun hayatta kalması gerekiyordu. Çıktıktan sonra hiçbir şey söyleyemiyordu. Çünkü, büyük bir şoka girmişti. İlk çıkardığımızda hiçbir şey söylemedi. Ameliyat olduğu için ziyaretine gidemedik. Yüsra bebeğe bir bebek aldık, anneye bir çiçek yaptırdık. Elimizden geldikçe ziyaret etmeye çalışacağız. Deprem sadece Elazığlıların acısı değil, tüm Türkiye’nin acısı, deprem yaşandıktan sonra Jandarma Arama - Kurtarma birimi olarak değil, tüm arama - kurtarma birimleri tek bilek, tek yürek olarak çalıştı. Elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalıştık. Ben bir kadın astsubay olarak burada görev aldığım için onur ve gurur duyuyorum. Yardım gönderen ve destek olan herkese tüm Türkiye’ye çok teşekkür ediyoruz."
Kaynak: İHA
Enkaz altında kalan 2.5 yaşındaki Yüsra ve annesini çıkaran JAK Yüzbaşı Yusuf Mataracı, "Çok zor bir çalışmaydı bizim için özellikle alan olarak. Çok dardı, çok karanlıktı. Biz enkaz içerisinde aşağıya ulaşmaya çalışırken bir artçı sarsıntı da meydana geldi. Riskli bir bölgeydi, kabul edilebilir tüm riskleri alarak, dişimizle, tırnağımızla arkadaşlarımız kazıyarak onları oradan çıkardılar" ifadelerini kullandı.
Jandarma Arama Kurtarma Tim’inde görevli Astsubay Zehra Yıldız ise, "Mustafapaşa Mahallesi’nde görevlendirilmiştim. Saatler süren aramaların sonunda Ayşe Yıldız’ın sesini duyduk ve sürekli bize ’çocuğumu kurtarın, çocuğum sağ’ diyordu. Kazdığımız 5-6 metrelik kuyudan küçük bir delik açarak komutanımızla birlikte 2.5 yaşındaki Yüsra bebeğimizi kurtardık. Yüsra bebeği kurtardıktan sonra anne olan Ayşe Yıldız’ı kurtarmaya başladık. Kazmış olduğumuz kuyu çok ve derin olduğu için sadece sürünerek girebiliyorduk. Ben üzerimdeki tüm ekipmanları; dizlik, dirseklik vb. çıkarıp sürünerek girdim. Sadece baretim vardı başımda, kuyuya girdikten sonra gördüğüm manzara beni çok duygulandırdı" diye konuştu.
Ayşe Yıldız ve 2.5 yaşındaki Yüsra bebeği kurtarmak için içeri girdiğinde yaşadıklarını anlatan Astsubay Yıldız, şöyle konuştu:
"Çünkü bir baba, eşine ve iki çocuğuna siper olmuş bir vaziyetteydi. Orada duygularımı gizlemek zorundaydım. Sadece sesimin titrediğini hissettirdim ona, ’Ayşe hanım iyi misiniz, ben buradayım, sizi almadan buradan çıkmayacağım’ dedim. Bunu söylediğimde kendisi benden büyük bir güç aldı. Çünkü, yukarıda sürekli erkek sesi alıyordu. Zaten korkmuştu ve saatlerce enkazın altında kalmıştı ki bir kadın sesi alınca büyük bir güç oldu ona, sırtındaki taşları kendisi temizlemeye başladı.
Ben bunu gördükten sonra UMKE ekibinden bir kadın arkadaşımızı aldım. O da sürünerek benim gibi içeri girdi. Hemen bir serum bağladık, onu hayatta tutmamız gerekiyordu ve dışarıdan kırma işlemi yapılarak enkazda farklı bir yol açmaya çalışıyorduk. Kurtarma işlemi devam ediyordu, zaman ihtiyacımız vardı ve onun hayatta kalması gerekiyordu. Çıktıktan sonra hiçbir şey söyleyemiyordu. Çünkü, büyük bir şoka girmişti. İlk çıkardığımızda hiçbir şey söylemedi. Ameliyat olduğu için ziyaretine gidemedik. Yüsra bebeğe bir bebek aldık, anneye bir çiçek yaptırdık. Elimizden geldikçe ziyaret etmeye çalışacağız. Deprem sadece Elazığlıların acısı değil, tüm Türkiye’nin acısı, deprem yaşandıktan sonra Jandarma Arama - Kurtarma birimi olarak değil, tüm arama - kurtarma birimleri tek bilek, tek yürek olarak çalıştı. Elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalıştık. Ben bir kadın astsubay olarak burada görev aldığım için onur ve gurur duyuyorum. Yardım gönderen ve destek olan herkese tüm Türkiye’ye çok teşekkür ediyoruz."