Apollon Smintheus Ziyaretçilerini 'Ayaklarıyla' Karşılıyor
Çanakkale'nin Ayvacık ilçesi Gülpınar köyündeki Apollon Smintheus Kutsal Alanı'na, bölgede yaşadığı rivayet edilen farelerin minyatür heykellerinin ardından Apollon Smintheus'un ayaklarının heykeli hazırlanarak monte edildi Kazı Başkanı Prof. Dr. Coşkun Özgünel: 'Yeniden canlandırma içeriğinde Apollon'un iki ayağını da yaptık. Apollon'a ait tapınakta bulunan Alexandra Troas sikkelerinde hem tapınağın resmi hem de Apollon'un fareyle olan ilişkisi var. Yani Apollon bazen sağ ayağıyla bazen sol ayağıyla farenin üzerine basıyor' 'Apollon'un iki ayağını ve fareleri yine mitolojik içerikli bir şekilde müzemizin önündeki terasta sergiledik. Daha önce fareleri tapınağın merdivenlerine monte etmiştik, bu iki ayakla da mitolojik bölümü tamamladık'
MEHMET YAVAŞ - Çanakkale'nin Ayvacık ilçesi Gülpınar köyünde bulunan kutsal alana, mitolojiye göre 2 bin yıl önce bölgede yaşadığı rivayet edilen farelerin minyatür figürlerinin ardından Apollon Smintheus'un ayaklarının heykelleri monte edildi.
Apollon Smintheus Kutsal Alanı'nda ziyaretçileri, tapınağın basamaklarında farelerin ve bölgeye adını veren Apollon'un ayaklarının heykelleri karşılıyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü adına bölgedeki kazıların başkanlığını yürüten Prof. Dr. Coşkun Özgünel, çalışmaların İÇDAŞ’ın ana sponsorluğunda sürdüğünü söyledi.
Apollon'a ait bir tapınağı kazdıklarını belirten Özgünel, şöyle devam etti:
"Yunan mitolojisinde inanışa göre Apollon adlı tanrının bir heykelinin olması lazım ancak sol ayağının baldırla diz arasındaki bir parçası ele geçmişti. Önceki yıllarda başladığımız onarım ve yeniden canlandırma içeriğinde Apollon'un iki ayağını da yaptık. Ayakların nasıl böyle durduğunu belirledik. Apollon'a ait tapınakta bulunan Alexandra Troas sikkelerinde hem tapınağın resmi hem de Apollon'un fareyle olan ilişkisi var. Yani Apollon bazen sağ ayağıyla bazen sol ayağıyla farenin üzerine basıyor. Biz bu yıl Apollon'un iki ayağını ve fareleri yine mitolojik içerikli bir şekilde müzemizin önündeki terasta sergiledik. Daha önce fareleri tapınağın merdivenlerine monte etmiştik, bu iki ayakla da mitolojik bölümü tamamladık."
Özgünel, mitolojiye göre Apollon'un, halkına eziyet eden yöneticilere farelerden aldığı veba mikrobunu okların ucuna bulaştırarak onları vurup cezalandırmasıyla bilindiğini aktardı.
Vebanın öldürücü bir mikrop olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Özgünel, "Çiftçilere nasıl yardım ediyor? Tarla farelerini öldürerek yardım ediyor. Yine oklarıyla yardım ediyor. Bu yaptığı görevlerle de bir Apollon Smintheus kültü Troas bölgesinde ortaya çıkıyor. Biz bunu gezginlere, gençlere, çocuklara daha iyi anlatmak için bu iki ayağı da yaptık." dedi.
- Heykeli tamamlayıp tapınakta sergilemeyi hedefliyorlar
Özgünel, maddi imkanların elverişli olması halinde gelecek yıllarda Apollon Smintheus heykelinin tümünü adım adım yaparak tapınağın içinde sergilemeyi hedeflediklerini belirtti.
Teknik olarak önce kilden ayakların modelini çıkardıklarını söyleyen Özgünel, "Kilden yapılan kalıbı tekrar alçı içine alıyoruz. Onun içine mermer tozu, mermer pirinci ve beyaz çimentodan hazırladığımız bir harç ve ayakta dik duran bölümlerin içine de fiber çubuklar koyarak daha sağlamlaştırıp bu hazırladığımız harcı dökerek ayakları yapıyoruz. Tabii antik dönemde bu ayaklar mermerdendi." diye konuştu.
- Apollon Smintheus Tapınağı
Tapınak, eski adıyla Külahlı olarak bilinen Ayvacık ilçesine bağlı Gülpınar köyünün kuzeybatısı ile kuzeydoğusu arasında kalan vadinin başlangıç eteklerinde, Bahçeleriçi mevkisinde yer alıyor. Troas bölgesinde bugün için tek örnek olduğu belirtilen tapınakta Helenistik Çağ Anadolu mimarlığına imzasını atan mimar Hermogenes'in uyguladığı pseudodipteros (yalancı iki sıralı sütun) plan tasarımı kullanılmış, ön ve arka cephelerinde 8, uzun kenarlarında ise 14'er sütun dizisi bulunuyor.
Mermer bloklarla döşenen "kutsal alan"da pronaos (kutsal ön oda), naos (kutsal oda) ve opisthodomos (arka oda) olmak üzere 3 oda, naosta Paroslu heykeltıraş Skopas'ın yaptığı ve 110 santimetrelik bacak parçası bulunan, Apollon'un heykeli dikkati çekiyor.
Kaynaklarda, ünlü coğrafyacı ve seyyah Strabon'un 2 bin yıl önce yazdığı "Geographica" kitabında, kenti Yunanistan'dan gelen İonlar kuşattığı zaman, gece topraktan çok miktarda tarla faresinin çıkarak askerlerin silah ve teçhizatlarının deri kısımlarını kemirip kopardıkları ve bu yüzden kenti kuşatan İonların savaşı kaybettiğini yazdığı ve Lekton halkının minnet göstergesi olarak bu tapınağı inşa etmiş olabileceği belirtiliyor.
Bölgede ilk kazıların 1866 yılında yapıldığı, ara verildikten sonra 1984'te yeniden başlanan kazı ve restorasyon çalışmalarının sürdürüldüğü kaydediliyor.
Kaynak: AA
Apollon Smintheus Kutsal Alanı'nda ziyaretçileri, tapınağın basamaklarında farelerin ve bölgeye adını veren Apollon'un ayaklarının heykelleri karşılıyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü adına bölgedeki kazıların başkanlığını yürüten Prof. Dr. Coşkun Özgünel, çalışmaların İÇDAŞ’ın ana sponsorluğunda sürdüğünü söyledi.
Apollon'a ait bir tapınağı kazdıklarını belirten Özgünel, şöyle devam etti:
"Yunan mitolojisinde inanışa göre Apollon adlı tanrının bir heykelinin olması lazım ancak sol ayağının baldırla diz arasındaki bir parçası ele geçmişti. Önceki yıllarda başladığımız onarım ve yeniden canlandırma içeriğinde Apollon'un iki ayağını da yaptık. Ayakların nasıl böyle durduğunu belirledik. Apollon'a ait tapınakta bulunan Alexandra Troas sikkelerinde hem tapınağın resmi hem de Apollon'un fareyle olan ilişkisi var. Yani Apollon bazen sağ ayağıyla bazen sol ayağıyla farenin üzerine basıyor. Biz bu yıl Apollon'un iki ayağını ve fareleri yine mitolojik içerikli bir şekilde müzemizin önündeki terasta sergiledik. Daha önce fareleri tapınağın merdivenlerine monte etmiştik, bu iki ayakla da mitolojik bölümü tamamladık."
Özgünel, mitolojiye göre Apollon'un, halkına eziyet eden yöneticilere farelerden aldığı veba mikrobunu okların ucuna bulaştırarak onları vurup cezalandırmasıyla bilindiğini aktardı.
Vebanın öldürücü bir mikrop olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Özgünel, "Çiftçilere nasıl yardım ediyor? Tarla farelerini öldürerek yardım ediyor. Yine oklarıyla yardım ediyor. Bu yaptığı görevlerle de bir Apollon Smintheus kültü Troas bölgesinde ortaya çıkıyor. Biz bunu gezginlere, gençlere, çocuklara daha iyi anlatmak için bu iki ayağı da yaptık." dedi.
- Heykeli tamamlayıp tapınakta sergilemeyi hedefliyorlar
Özgünel, maddi imkanların elverişli olması halinde gelecek yıllarda Apollon Smintheus heykelinin tümünü adım adım yaparak tapınağın içinde sergilemeyi hedeflediklerini belirtti.
Teknik olarak önce kilden ayakların modelini çıkardıklarını söyleyen Özgünel, "Kilden yapılan kalıbı tekrar alçı içine alıyoruz. Onun içine mermer tozu, mermer pirinci ve beyaz çimentodan hazırladığımız bir harç ve ayakta dik duran bölümlerin içine de fiber çubuklar koyarak daha sağlamlaştırıp bu hazırladığımız harcı dökerek ayakları yapıyoruz. Tabii antik dönemde bu ayaklar mermerdendi." diye konuştu.
- Apollon Smintheus Tapınağı
Tapınak, eski adıyla Külahlı olarak bilinen Ayvacık ilçesine bağlı Gülpınar köyünün kuzeybatısı ile kuzeydoğusu arasında kalan vadinin başlangıç eteklerinde, Bahçeleriçi mevkisinde yer alıyor. Troas bölgesinde bugün için tek örnek olduğu belirtilen tapınakta Helenistik Çağ Anadolu mimarlığına imzasını atan mimar Hermogenes'in uyguladığı pseudodipteros (yalancı iki sıralı sütun) plan tasarımı kullanılmış, ön ve arka cephelerinde 8, uzun kenarlarında ise 14'er sütun dizisi bulunuyor.
Mermer bloklarla döşenen "kutsal alan"da pronaos (kutsal ön oda), naos (kutsal oda) ve opisthodomos (arka oda) olmak üzere 3 oda, naosta Paroslu heykeltıraş Skopas'ın yaptığı ve 110 santimetrelik bacak parçası bulunan, Apollon'un heykeli dikkati çekiyor.
Kaynaklarda, ünlü coğrafyacı ve seyyah Strabon'un 2 bin yıl önce yazdığı "Geographica" kitabında, kenti Yunanistan'dan gelen İonlar kuşattığı zaman, gece topraktan çok miktarda tarla faresinin çıkarak askerlerin silah ve teçhizatlarının deri kısımlarını kemirip kopardıkları ve bu yüzden kenti kuşatan İonların savaşı kaybettiğini yazdığı ve Lekton halkının minnet göstergesi olarak bu tapınağı inşa etmiş olabileceği belirtiliyor.
Bölgede ilk kazıların 1866 yılında yapıldığı, ara verildikten sonra 1984'te yeniden başlanan kazı ve restorasyon çalışmalarının sürdürüldüğü kaydediliyor.