İYİ Parti Başkanlık Divanı Toplantısı
İYİ Parti Sözcüsü Yavuz Ağıralioğlu: 'Devletin yetkilileri, bakanları, hususiyetle İçişleri Bakanı, terörle arasına mesafe koyamayan bir partinin önündeki eyleme katılamaz' 'Ekonomi, bu kadar ağır yük altındayken seçim aslında intihardır. Bunca ağırlaşan sorunlarımız içinde memleketin gündemi haline getirilmemelidir. Milletin gündemi geçim iken, 'seçim' diyen milletten tokat yer'
İYİ Parti Sözcüsü Yavuz Ağıralioğlu, "Devletin yetkilileri, bakanları, hususiyetle İçişleri Bakanı, terörle arasına mesafe koyamayan bir partinin önündeki eyleme katılamaz." dedi.
Ağıralioğlu, İYİ Parti Başkanlık Divanı Toplantısına ilişkin parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, işsizlik rakamlarına değinerek, Türkiye'nin kalıcı ve kurumsal bir işsizlik problemiyle karşı karşıya olduğunu savundu.
Suriye konusunda Ankara'da yapılan Türkiye-Rusya-İran zirvesini, Suriye sorununun siyasi çözümü açısından önemli bir aşama olarak gördüklerini vurgulayan Ağıralioğlu, Türkiye'nin hassasiyetlerinin bölgede bir PKK devletinin oluşturulmaması istikametinde olduğunu belirtti.
Suriye'nin toprak bütünlüğünden asla taviz verilmemesi gerektiğinin altını çizen Ağıralioğlu, "İYİ Parti olarak, güvenli bölge hassasiyetleri de dahil bütün politikalarımız, Türkiye'nin toprak bütünlüğünü muhafaza edecek şekilde uygulanmalıdır." görüşünü dile getirdi.
Yavuz Ağıralioğlu, şunları kaydetti:
"İktidar icra makamıdır, eylem yapma yeri değildir. Devlet, eylem yapmaz, icraat yapar. Devlet, algıyı yönetmez, hakikati yönetir. Annelerin çığlığı, terörle amansız mücadelemizin kuvveti haline gelmelidir. İtirazımız şunadır; devlet, terörle mesafesini ayarlayamayan HDP'nin kapısında hak arayan bir acziyet görüntüsünün içerisine asla düşürülemez. Devletin icra makamı olduğu gerçeğiyle devletin yetkilileri, bakanları, hususiyetle İçişleri Bakanı, terörle arasına mesafe koyamayan bir partinin önündeki eyleme katılamaz. Bu, devletin itibarına suikasttır. Devlet, terörü destekleyenlerin canına okur. Milletin anası ağlamasın diye terörün hamiliğini, baniliğini yapan ne kadar şer odağı varsa onların anasını ağlatır ki milletin anası ağlamasın. Vazifesi bu olanlar, devleti sanki muhalefet kapılarında eylem yapacak bir acziyet görüntüsüne taşıyamazlar."
HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven'in konuyla ilgili ifadelerini anımsatan Ağıralioğlu, "Bu mevzudaki kışkırtıcı, cüretkar ve hadsiz cümlelerinin Meclis açılınca fezleke düzenleyecek bir iradeye dönüşmesini diliyoruz ve umuyoruz. O anlamda partimizin bir iradesi var. Devlet meydan okunacak bir mekanizma değildir." diye konuştu.
- "Milletten tokat yer"
Ağıralioğlu, gazetecilerin, erken seçim tartışmalarına ilişkin sorusu üzerine, hükümetin seçim yenilemek ve seçim yapmak hususlarında çok rasyonel davranamadığını düşündüğünü belirterek, şu değerlendirmede bulundu:
"Ekonomi, bu kadar ağır yük altındayken seçim aslında intihardır. Hükümeti böyle bir zeminde seçime mecbur edecek şey nedir bilmiyorum. Seçim, bunca ağırlaşan sorunlarımız içinde memleketin gündemi haline getirilmemelidir. Milletin gündemi seçim değil, geçim. Seçim gündeminin, seçim isteyenin aleyhine olacağını düşünüyorum. Kim ki bu kadar ekonomik zorluğun, darlığın, yokluğun içinde 'seçim' derse, milletin tokatını yer. 'Meclis'teki siyasi aritmetik bozulursa seçim mecburiyeti oluşur mu?' diye cümleler kuruluyor. Bu cümleleri bunca zorluğun, darlığın içinden milletin problemlerine sırt çevirmek gibi algıladığım için doğru bulmuyorum. Milletin gündemi, geçim iken, 'seçim' diyen milletten tokat yer."
CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Bekaroğlu'nun, "Ben iyi bir vatanseverim ama milliyetçi değilim" sözlerine ilişkin soruya ise Ağıralioğlu, şu yanıtı verdi:
"Milliyetçilik, tok zamanlarımızda, herkesin yaşam konforunun çok iyi olduğu zamanlarda bir tartışma ve münakaşa konusu edilebilir. Ama milliyetçilik aç zamanlarımızda, her şeyi berbat ettiğimiz zamanlarda, memleketin verimliliğinin bu kadar azaldığı zamanlarda çalışma mevzusudur. Bizi çalışkanlığa teşvik eden, mesuliyet taşıyan bir milliyetçiliği mevzu edebiliriz. Vatanseverim, milliyetçiyim gibi teorik tartışmaların sokakta yaşayan ve canı burnunda olan insanlar için hiçbir şey ifade etmediğini düşünüyoruz. Milliyetçiliği böyle zamanlarda şöyle kodlamalıyız; milliyetçilik, o kadar zor günler yaşayan ülkeyi ayağa kaldırma iradesi taşımaktır. Zor zamanlarda polemik mevzusu değildir. Milliyetçilik, siyasi polemik doğsun diye CHP'nin içerisinden bir salvo yapma manivelası da değildir. Böyle bir konforu yok milletin. 'Milliyetçi miyiz, vatan sever miyiz, ne kadar milliyetçiyiz?' gibi bir cümleyi tartışmayı münasebetsizlik sayıyorum."
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in, "anahtar partiyiz" sözünün hatırlatılması üzerine Ağıralioğlu, "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile 17 yıllık iktidarından sonra Türk siyasetinde mağlup edilemez alanda olan AK Parti'yi mağlup edilebilir alana çektik. İYİ Parti, oy esnekliği de sağlamış oldu. Türkiye'de 'ya 40 katır ya 40 satır' arasına sıkışan siyasete 'ne o, ne bu' diyebileceğimiz bir alandan girdik. Anahtarız. Anahtar, açtığı kapıyı kapatabilir, maymuncuk sadece açabilir. Bizim bir siyasi pazarlık konusu içinde söylediğimiz cümleler değil. 'Bir parti gitsin, bir parti gelsin'den çok daha mühim meselelerimiz var." ifadesini kullandı.
Kaynak: AA
Ağıralioğlu, İYİ Parti Başkanlık Divanı Toplantısına ilişkin parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, işsizlik rakamlarına değinerek, Türkiye'nin kalıcı ve kurumsal bir işsizlik problemiyle karşı karşıya olduğunu savundu.
Suriye konusunda Ankara'da yapılan Türkiye-Rusya-İran zirvesini, Suriye sorununun siyasi çözümü açısından önemli bir aşama olarak gördüklerini vurgulayan Ağıralioğlu, Türkiye'nin hassasiyetlerinin bölgede bir PKK devletinin oluşturulmaması istikametinde olduğunu belirtti.
Suriye'nin toprak bütünlüğünden asla taviz verilmemesi gerektiğinin altını çizen Ağıralioğlu, "İYİ Parti olarak, güvenli bölge hassasiyetleri de dahil bütün politikalarımız, Türkiye'nin toprak bütünlüğünü muhafaza edecek şekilde uygulanmalıdır." görüşünü dile getirdi.
Yavuz Ağıralioğlu, şunları kaydetti:
"İktidar icra makamıdır, eylem yapma yeri değildir. Devlet, eylem yapmaz, icraat yapar. Devlet, algıyı yönetmez, hakikati yönetir. Annelerin çığlığı, terörle amansız mücadelemizin kuvveti haline gelmelidir. İtirazımız şunadır; devlet, terörle mesafesini ayarlayamayan HDP'nin kapısında hak arayan bir acziyet görüntüsünün içerisine asla düşürülemez. Devletin icra makamı olduğu gerçeğiyle devletin yetkilileri, bakanları, hususiyetle İçişleri Bakanı, terörle arasına mesafe koyamayan bir partinin önündeki eyleme katılamaz. Bu, devletin itibarına suikasttır. Devlet, terörü destekleyenlerin canına okur. Milletin anası ağlamasın diye terörün hamiliğini, baniliğini yapan ne kadar şer odağı varsa onların anasını ağlatır ki milletin anası ağlamasın. Vazifesi bu olanlar, devleti sanki muhalefet kapılarında eylem yapacak bir acziyet görüntüsüne taşıyamazlar."
HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven'in konuyla ilgili ifadelerini anımsatan Ağıralioğlu, "Bu mevzudaki kışkırtıcı, cüretkar ve hadsiz cümlelerinin Meclis açılınca fezleke düzenleyecek bir iradeye dönüşmesini diliyoruz ve umuyoruz. O anlamda partimizin bir iradesi var. Devlet meydan okunacak bir mekanizma değildir." diye konuştu.
- "Milletten tokat yer"
Ağıralioğlu, gazetecilerin, erken seçim tartışmalarına ilişkin sorusu üzerine, hükümetin seçim yenilemek ve seçim yapmak hususlarında çok rasyonel davranamadığını düşündüğünü belirterek, şu değerlendirmede bulundu:
"Ekonomi, bu kadar ağır yük altındayken seçim aslında intihardır. Hükümeti böyle bir zeminde seçime mecbur edecek şey nedir bilmiyorum. Seçim, bunca ağırlaşan sorunlarımız içinde memleketin gündemi haline getirilmemelidir. Milletin gündemi seçim değil, geçim. Seçim gündeminin, seçim isteyenin aleyhine olacağını düşünüyorum. Kim ki bu kadar ekonomik zorluğun, darlığın, yokluğun içinde 'seçim' derse, milletin tokatını yer. 'Meclis'teki siyasi aritmetik bozulursa seçim mecburiyeti oluşur mu?' diye cümleler kuruluyor. Bu cümleleri bunca zorluğun, darlığın içinden milletin problemlerine sırt çevirmek gibi algıladığım için doğru bulmuyorum. Milletin gündemi, geçim iken, 'seçim' diyen milletten tokat yer."
CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Bekaroğlu'nun, "Ben iyi bir vatanseverim ama milliyetçi değilim" sözlerine ilişkin soruya ise Ağıralioğlu, şu yanıtı verdi:
"Milliyetçilik, tok zamanlarımızda, herkesin yaşam konforunun çok iyi olduğu zamanlarda bir tartışma ve münakaşa konusu edilebilir. Ama milliyetçilik aç zamanlarımızda, her şeyi berbat ettiğimiz zamanlarda, memleketin verimliliğinin bu kadar azaldığı zamanlarda çalışma mevzusudur. Bizi çalışkanlığa teşvik eden, mesuliyet taşıyan bir milliyetçiliği mevzu edebiliriz. Vatanseverim, milliyetçiyim gibi teorik tartışmaların sokakta yaşayan ve canı burnunda olan insanlar için hiçbir şey ifade etmediğini düşünüyoruz. Milliyetçiliği böyle zamanlarda şöyle kodlamalıyız; milliyetçilik, o kadar zor günler yaşayan ülkeyi ayağa kaldırma iradesi taşımaktır. Zor zamanlarda polemik mevzusu değildir. Milliyetçilik, siyasi polemik doğsun diye CHP'nin içerisinden bir salvo yapma manivelası da değildir. Böyle bir konforu yok milletin. 'Milliyetçi miyiz, vatan sever miyiz, ne kadar milliyetçiyiz?' gibi bir cümleyi tartışmayı münasebetsizlik sayıyorum."
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in, "anahtar partiyiz" sözünün hatırlatılması üzerine Ağıralioğlu, "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile 17 yıllık iktidarından sonra Türk siyasetinde mağlup edilemez alanda olan AK Parti'yi mağlup edilebilir alana çektik. İYİ Parti, oy esnekliği de sağlamış oldu. Türkiye'de 'ya 40 katır ya 40 satır' arasına sıkışan siyasete 'ne o, ne bu' diyebileceğimiz bir alandan girdik. Anahtarız. Anahtar, açtığı kapıyı kapatabilir, maymuncuk sadece açabilir. Bizim bir siyasi pazarlık konusu içinde söylediğimiz cümleler değil. 'Bir parti gitsin, bir parti gelsin'den çok daha mühim meselelerimiz var." ifadesini kullandı.