Baskı Gördüklerini İddia Eden İşçiler CHP'den Destek İstedi
Malatya’da bir tekstil fabrikasında kendilerine baskı uygulandığını ileri süren işçileri sendika yetkileri ile birlikte CHP Malatya İl Başkanı Enver Kiraz’ı ziyaret ederek destek istedi.
TEKSİF Sendikası Genel Başkan Danışmanı ve Malatya TEKSİF Şube Başkanı Bayram Erdoğan beraberinde Organize Sanayi Bölgesinde bulunan bir tekstil fabrikasının işçileri ile birlikte CHP Malatya İl Başkanı Enver Kiraz’ı makamında ziyaret etti.
Burada konulan Sendika Başkanı Erdoğan, tekstil işçilerinin işveren tarafından mağdur edildiğini ileri sürerek “Sayın işveren ve genel müdürü ben bu iş yerinde yasa tanımıyorum, kanun tanımıyorum deyip bütün işçinin emeğini alın terini hiçe sayıyor. Emeğe saygısızca ciddi bir sömürgecilik anlayışı ile Malatya’nın tam göbeğinde kurulu olan tekstil fabrikasının işçisinin iliğine kadar korku işletmişlerdir. İşçiler o kadar zor anlar yaşıyor ki, gece 23’de bekçi kapıya dayanıyor ve 5-10 isim söyleyip ‘sizi işten attık’ diyor. Gece o işçi ve emekçi kardeşim kapıda üzgün bir şekilde ailesine söyleyemeyecek durumda kalıyor” ifadelerine yer verdi.
CHP İl Malatya Başkanı Enver Kiraz ise evine ekmek götürebilme ve çocuklarını okutabilmek için tekstil işçilerinin çok zor şatlarda çalıştığını dile getirerek “Uzun süreli orada çalışan arkadaşlarımız var ve bunlar sadece bir sendikaya üye oldukları için kapı önüne koyuyorlar. Şu bir gerçektir ki moderne ve demokrasisi gelişmiş bir ülkede sendika işçinin haklarını savunabilmesi için en önemli bir güvencedir. Dolayısıyla bu insanların bir hakkı, bir hukuku var. Bu insanların hukukunu sendikanın savunması gerekiyor. Sendikal mücadele aslında toplumun birlikte haklarını aramış olduğu bir mücadeledir. Dolayısıyla bütün gelişmiş ülkelerde demokrasinin yerleşmiş olduğu bölgelerde bu mücadele hak sayılırken burada maalesef bir suçmuş gibi bu işçilerimizin cezalandırılması anlamına gelen bir durum ile karşı karşıya kalmışlar ve işinden edilmişler” dedi.
Bahse konu fabrikada duydukları iddiaların üzücü olduğunu dile getiren Kiraz, şunları söyledi:
“Çünkü bu arkadaşlarımız bir Nazi kampında falan değiller. Sonuçta evine ekmek götürebilmek için çalışıyorlar, alın terleri döküyorlar. Hiçbir elamanın bir siyasi bağlantısı söz konusu değildir. Bizde bu tür anlayış ile yaklaşmıyoruz ve hiç kimsenin siyasi anlayışını sormak gibi bir hakkımız yoktur. Dolayısıyla arkadaşlarımız sadece kendi haklarını ve hukuklarını korumak için bir sendikaya üye olmuşlar ve fabrika da olan sıkıntıları dile getirmişler. Orada bir lavaboya çıkarken bile giriş çıkış saatlerinin imzalandığı ortamda çok zor şartlarda bırakılmışlardır. Böyle bir çalışma anlayışının işletme anlayışının elbette hiçbirimiz kabul etmiyoruz. Sendikalı olsun olmasın bunu hiçbir insan kabul etmez çünkü bu insanlar dediğim gibi orada çalışan insanlar iyi niyetli belki sağlıklarından olma pahasına evine ekmek götürebilmek için harcıyorlar. Buradan bahse konu fabrikanın işverenlerine çağrıda bulunmak istiyoruz. Gerçekten bu iddialar doğrultusunda hareket ederek söylüyoruz. Bu iddialar varsa bundan vazgeçin. Bir işçinin bir sendikaya üye olması anayasal güvence altına alınan bir haktır ve bu anayasal hakkını kullanan vatandaşın işsiz bırakılması kabul olan bir uygulama değildir. Bu uygulamalardan vazgeçin. Bu tür insanların kendini güvende hissedebileceği bu tür sendikalara üye olması gerekiyor, buralarda mücadele vermesi gerekiyor. Daha huzurlu çalışabilmeleri için bu insanlar arkasında sendika güvencesini görürlerse o fabrikaya daha faydalı olurlar.”
Kaynak: İHA
Burada konulan Sendika Başkanı Erdoğan, tekstil işçilerinin işveren tarafından mağdur edildiğini ileri sürerek “Sayın işveren ve genel müdürü ben bu iş yerinde yasa tanımıyorum, kanun tanımıyorum deyip bütün işçinin emeğini alın terini hiçe sayıyor. Emeğe saygısızca ciddi bir sömürgecilik anlayışı ile Malatya’nın tam göbeğinde kurulu olan tekstil fabrikasının işçisinin iliğine kadar korku işletmişlerdir. İşçiler o kadar zor anlar yaşıyor ki, gece 23’de bekçi kapıya dayanıyor ve 5-10 isim söyleyip ‘sizi işten attık’ diyor. Gece o işçi ve emekçi kardeşim kapıda üzgün bir şekilde ailesine söyleyemeyecek durumda kalıyor” ifadelerine yer verdi.
CHP İl Malatya Başkanı Enver Kiraz ise evine ekmek götürebilme ve çocuklarını okutabilmek için tekstil işçilerinin çok zor şatlarda çalıştığını dile getirerek “Uzun süreli orada çalışan arkadaşlarımız var ve bunlar sadece bir sendikaya üye oldukları için kapı önüne koyuyorlar. Şu bir gerçektir ki moderne ve demokrasisi gelişmiş bir ülkede sendika işçinin haklarını savunabilmesi için en önemli bir güvencedir. Dolayısıyla bu insanların bir hakkı, bir hukuku var. Bu insanların hukukunu sendikanın savunması gerekiyor. Sendikal mücadele aslında toplumun birlikte haklarını aramış olduğu bir mücadeledir. Dolayısıyla bütün gelişmiş ülkelerde demokrasinin yerleşmiş olduğu bölgelerde bu mücadele hak sayılırken burada maalesef bir suçmuş gibi bu işçilerimizin cezalandırılması anlamına gelen bir durum ile karşı karşıya kalmışlar ve işinden edilmişler” dedi.
Bahse konu fabrikada duydukları iddiaların üzücü olduğunu dile getiren Kiraz, şunları söyledi:
“Çünkü bu arkadaşlarımız bir Nazi kampında falan değiller. Sonuçta evine ekmek götürebilmek için çalışıyorlar, alın terleri döküyorlar. Hiçbir elamanın bir siyasi bağlantısı söz konusu değildir. Bizde bu tür anlayış ile yaklaşmıyoruz ve hiç kimsenin siyasi anlayışını sormak gibi bir hakkımız yoktur. Dolayısıyla arkadaşlarımız sadece kendi haklarını ve hukuklarını korumak için bir sendikaya üye olmuşlar ve fabrika da olan sıkıntıları dile getirmişler. Orada bir lavaboya çıkarken bile giriş çıkış saatlerinin imzalandığı ortamda çok zor şartlarda bırakılmışlardır. Böyle bir çalışma anlayışının işletme anlayışının elbette hiçbirimiz kabul etmiyoruz. Sendikalı olsun olmasın bunu hiçbir insan kabul etmez çünkü bu insanlar dediğim gibi orada çalışan insanlar iyi niyetli belki sağlıklarından olma pahasına evine ekmek götürebilmek için harcıyorlar. Buradan bahse konu fabrikanın işverenlerine çağrıda bulunmak istiyoruz. Gerçekten bu iddialar doğrultusunda hareket ederek söylüyoruz. Bu iddialar varsa bundan vazgeçin. Bir işçinin bir sendikaya üye olması anayasal güvence altına alınan bir haktır ve bu anayasal hakkını kullanan vatandaşın işsiz bırakılması kabul olan bir uygulama değildir. Bu uygulamalardan vazgeçin. Bu tür insanların kendini güvende hissedebileceği bu tür sendikalara üye olması gerekiyor, buralarda mücadele vermesi gerekiyor. Daha huzurlu çalışabilmeleri için bu insanlar arkasında sendika güvencesini görürlerse o fabrikaya daha faydalı olurlar.”