ABD'de Yaşanan Katliamların Sırları
ABD’nin El Paso ve Dayton kentlerinde geçtiğimiz hafta yaşanan iki katliam, gözleri bir kez daha beyaz ırkçı teröristlerin üzerine çevirdi. Okudukları kitaplar, feyz aldıkları yazarlar, toplulukları, fikirleri ve akıl hocalarının kimler oldukları anlaşılmaya çalışılıyor. Sadece ABD değil tüm dünya, beyaz ırkçıların kim olduğunu anlamaya çalışıyor.
Geçen hafta ABD’nin Teksas eyaletine bağlı El Paso’da beyaz ırkçı bir terörist 22 kişiyi öldürdü ve 24 kişiyi yaraladı. Kısa bir süre sonra Ohio eyaletine bağlı Dayton kentinde bir başka beyaz ırkçı terörist 10 kişiyi katletti. 26 kişi yaraladı. Bu iki saldırı ABD Silah Şiddeti Arşivi’ne göre, sadece bu yıl ülkede yaşanan 250 ve 251’inci silahlı katliamlardı. ABD Silah Şiddeti Arşivi’ne göre teröristlerin ortak özellikleri, “yalnız kurt” olmaları. Uzun süredir devam eden aile sorunları olan ve yabancı istilası ile karşı karşıya olduklarına inanan gençler. ABD’nin göçmenler tarafından kurulduğunu kabul etmeyen, ABD’li diye bir ırkın olmadığına inanmayan “vatanı savunmalıyız" diyen fakir banliyö gençliği. Teröristlerin ortak fikri, Latin göçmenlerin yoksulluk veya şiddetten kaçmak için değil, ABD topraklarını işgal etmek için ülkeye geldiklerine inanmaları.
10 aylık bebeğe silah ruhsatı
ABD dünyanın en fazla bireysel silaha sahip olan ülke konumunda. Ülke nüfusundan daha fazla kayıtlı silah bulunuyor. 50 eyaletin 30’unda askeri bir tüfek veya makineli tüfek sahibi olunabiliyor. ABD’de silah sahibi olmak o kadar kolay ki; 2007 yılında Howard "Bubba" Ludwig isimli bir bebeğe sadece 10 aylıkken Chicago’da silah ruhsatı verildi.
7’den 70’e herkesin oyuncuk gibi silah taşıdığı ülkede 2014 yılında, 9 yaşında bir kız çocuğu, Uzi marka makineli silahla Las Vegas’ta atış hocasını kazara öldürdü.
Silahlı örgütler kuruyorlar
İdeoloji, silahlar, erken yaşlardan itibaren atış eğitimi ve kırsal alanlarda yaşanan dış dünyadan tecrit hali beyaz ırkçıları farklı bir ruh haline sokuyor. Bu teröristlere ilham verenler ise Volksfront tipindeki "mezhepler" ve özellikle Oregon ve çevresinde neo-Naziler tarafından organize edilen hücreler. 1996’dan bu yana yüzlerce ırkçı saldırıdan sorumlu olduğu tespit edildi. Bu örgütlerin binlerce iştirakleri olduğuna inanılıyor. Keystone United gibi, 2001’de Pennsylvania’da ortaya çıkan gruplar ise “geleneği sürdürmek” için savaştıklarını açık açık söylemekten çekinmiyorlar. Kan ve Onur Sosyal Kulübü, Vinlanders Sosyal Kulübü, Atlantic City Skinheads, Maryland Skinheads, Aktif Cephe ve Gelenekselci İşçi Partisi de ülkenin öne çıkan ırkçı grupları. En çok bilineni ise 1866’dan bu yana organize kalmaya devam eden Ku Klux Klan. İç savaşın ve Cumhuriyetçi Başkan Abraham Lincoln’ün başardıklarını engellemek amacıyla kuruldu. Siyah nüfus için köleliğin sona ermesine karşı çıktılar. Yirminci yüzyıl boyunca, düşman yelpazelerini genişlettiler. Göçmenler, Katolikler, Yahudiler ve sendikacılar dünyanın bu en tanınmış ırkçı grubunun hedefi haline geldi.
DNA testi yaptırıyorlar
Büyük Amerikan şehirlerinde gamalı haç bayraklarıyla ortada dolanan Nazi grupları da var. Anayasa tarafından kendilerine tanına İfade Özgürlüğü’nü kullandıklarını iddia ediyorlar. Ayrıca son yıllarda, Trump’ın yükselişine bağlı olarak, “alt-sağ (alternatif hak)” diye yeni topluluk ortaya çıktı. Organize değiller. Kendilerini genelde sosyal ağlar üzerinden ifade eden, “beyaz kimliği” savunmak için ortak bir fikri olan kendi çapında çarpık fikirleri olan ırkçılar. Beyaz milliyetçiliğe, ırkçı ve neo-Nazi gruplarına yakın olan ayrıca InfoWars gibi daha fazla takipçisi olan dijital platformlarda seslerini duyurmaya çalışan insanlardan oluşuyor. Türk ırkçılar benzeri web sitelerine yayılmış sahte haberlerden besleniyor. En son ve en yaygın olarak konuşulan yalan haber ise, beyazların diğer ırklardan daha farklı ve daha beyaz görünmeleri için inek sütü içmeleri gerektiği çağrısı. Bu kişiler Avrupa soyundan geldiklerini göstermek için DNA testleri yaptırıyorlar. Genetik soy testleri, etnik köken hesaplamaları ırkçılar sayesinde ciddi anlamda para kazanılan bir iş kolu haline geldi. Benzerlerine “ırksal olarak saf” olduklarını kanıtlamak için bu testleri yaptırıp, sosyal ağlara yüklüyorlar.
Edebi yönden zayıf dilli kitapları okuyorlar
Irkçıların fikirlerini ortaya attıkları ve İnternet üzerinden sıra dışı satış rakamlarına sahip kitaplar var. Çoğu, bağımsız yayıncıları tarafından online satış sitelerinde ve silah fuarlarında bağımsız olarak yayınlanıyor. NYT Kitap İnceleme eleştirmenlerinden biri bu kitapları, “Milliyetçi güney ve fütüristik distopya kâbuslarında ortaya çıkan romantizm” diye tanımlıyor. “Genel olarak çok kötü yazılmışlar. Dilini veya ne anlattığını anlaması zor olan, edebi olarak en alt kalite” şeklinde tasvir ediliyor. Beyaz ırkçıların favori yazarı Kendall Ward. “Günü Yakalayın” ve “Dünya Hükümeti” gibi kitapları beyaz ırkçıların manifestosu konumunda. Alabama’da eski bir devlet okulu öğretmeni olan Ellen Williams’ın 2000 yılında yayınlanan “Bir Dünya Vizyonu” isimli kitabı da en çok okunanları arasında. Bütün bu kitapların en etkilisi “Turner’ın Günlüğü”. Neo-Nazi Ulusal İttifakı grubunun tarihi lideri William Pierce’ın Andrew Macdonald takma adıyla 1978 yılında yayımlandı. Bu yazarların ilham kaynağı ise 1973’te Fransız Jean Raspail tarafından yazılan “İniş” isimli kitap.
Trump da onların dilini kullanıyor
Ayrıca El Paso teröristi de, Christchurch teröristi de, 2011’de 77 kişiyi öldüren ve bin 500 sayfalık bir bildiri yazan Norveçli aşırı sağ terörist Anders Breivik’in fikirlerinden ve yöntemlerinden etkilendiklerini itiraf etti. Bir neo-Nazi sitesi Daily Stormer’ın direktörü Andrew Anglin, Orta Amerika’dan ABD’ye giden "göçmen kervanını” Raspail’in bahsettiği gerçek “İniş” olarak nitelendirdi. Anglin, Başkan Trump’ı meseleye müdahale etmeye ve "kervanı" durdurmaya çağırdı. Bu terimin göçmenler için kullanılmasını istedi. Trump ve Başkan Yardımcısı Mike Pence de “kervan” kelimesini kullandı. Hem Trump’ın hem de Pence’in “kervan” terimini kullanması, ırkçılar tarafından zafer olarak nitelendi. Anglin “Geleneksel medya konu hakkında konuşmuyor, sadece aşırı haklı olduğumuz konuda Trump isteklerimize tercüman oldu Bu bizi dinlediğini gösteriyor” dedi.
Daha geleneksel gruplar ve aşırılık yanlılarına barınma ve ideolojik gerekçeler veren siyasi partilerde var. Donald Trump’ın Beyaz Saray’a ulaşmasına en büyük destek "beyaz alan" söyleminden kaynaklandı.
İnternette örgütleniyorlar
Neo-Nazilerin "4chan" ve "8chan" isimli web sitelerinde stratejilerini tartıştıkları sohbet odaları var. Burada buluşan ırkçılar, daha sonra, şiddet içeren eylemler veya saldırılar için hazırlıklar hakkında konuştuklarında İnternetin karanlık köşelerine gidiyorlar.
Sloganları ise her zaman aynı: “Beyaz ırkı kurtarmak için saldırı”
Nefret gruplarını takip eden The Southern Poverty Law Center’a kuruluşuna göre, ABD’de bu tarz nefret gruplarının 2000 yılında 600’den bir anda 900’lere çıktı. The Atlantic dergisine konuşan eski bir FBI uzmanı, "11 Eylül’den sonra bütün gözler İslami teröre ve solcu iç teröre odaklandı. Ancak eskiden beri varolan tehlike gözardı edildi. Beyaz üstünlükçüler arasında pek çok güvenlik birimi elemanın olması, onlar içinde yer almasalar bile üstünlükçü ideolojilere yakın oldukları biliniyor” itirafında bulundu.
Kaynak: İHA
10 aylık bebeğe silah ruhsatı
ABD dünyanın en fazla bireysel silaha sahip olan ülke konumunda. Ülke nüfusundan daha fazla kayıtlı silah bulunuyor. 50 eyaletin 30’unda askeri bir tüfek veya makineli tüfek sahibi olunabiliyor. ABD’de silah sahibi olmak o kadar kolay ki; 2007 yılında Howard "Bubba" Ludwig isimli bir bebeğe sadece 10 aylıkken Chicago’da silah ruhsatı verildi.
7’den 70’e herkesin oyuncuk gibi silah taşıdığı ülkede 2014 yılında, 9 yaşında bir kız çocuğu, Uzi marka makineli silahla Las Vegas’ta atış hocasını kazara öldürdü.
Silahlı örgütler kuruyorlar
İdeoloji, silahlar, erken yaşlardan itibaren atış eğitimi ve kırsal alanlarda yaşanan dış dünyadan tecrit hali beyaz ırkçıları farklı bir ruh haline sokuyor. Bu teröristlere ilham verenler ise Volksfront tipindeki "mezhepler" ve özellikle Oregon ve çevresinde neo-Naziler tarafından organize edilen hücreler. 1996’dan bu yana yüzlerce ırkçı saldırıdan sorumlu olduğu tespit edildi. Bu örgütlerin binlerce iştirakleri olduğuna inanılıyor. Keystone United gibi, 2001’de Pennsylvania’da ortaya çıkan gruplar ise “geleneği sürdürmek” için savaştıklarını açık açık söylemekten çekinmiyorlar. Kan ve Onur Sosyal Kulübü, Vinlanders Sosyal Kulübü, Atlantic City Skinheads, Maryland Skinheads, Aktif Cephe ve Gelenekselci İşçi Partisi de ülkenin öne çıkan ırkçı grupları. En çok bilineni ise 1866’dan bu yana organize kalmaya devam eden Ku Klux Klan. İç savaşın ve Cumhuriyetçi Başkan Abraham Lincoln’ün başardıklarını engellemek amacıyla kuruldu. Siyah nüfus için köleliğin sona ermesine karşı çıktılar. Yirminci yüzyıl boyunca, düşman yelpazelerini genişlettiler. Göçmenler, Katolikler, Yahudiler ve sendikacılar dünyanın bu en tanınmış ırkçı grubunun hedefi haline geldi.
DNA testi yaptırıyorlar
Büyük Amerikan şehirlerinde gamalı haç bayraklarıyla ortada dolanan Nazi grupları da var. Anayasa tarafından kendilerine tanına İfade Özgürlüğü’nü kullandıklarını iddia ediyorlar. Ayrıca son yıllarda, Trump’ın yükselişine bağlı olarak, “alt-sağ (alternatif hak)” diye yeni topluluk ortaya çıktı. Organize değiller. Kendilerini genelde sosyal ağlar üzerinden ifade eden, “beyaz kimliği” savunmak için ortak bir fikri olan kendi çapında çarpık fikirleri olan ırkçılar. Beyaz milliyetçiliğe, ırkçı ve neo-Nazi gruplarına yakın olan ayrıca InfoWars gibi daha fazla takipçisi olan dijital platformlarda seslerini duyurmaya çalışan insanlardan oluşuyor. Türk ırkçılar benzeri web sitelerine yayılmış sahte haberlerden besleniyor. En son ve en yaygın olarak konuşulan yalan haber ise, beyazların diğer ırklardan daha farklı ve daha beyaz görünmeleri için inek sütü içmeleri gerektiği çağrısı. Bu kişiler Avrupa soyundan geldiklerini göstermek için DNA testleri yaptırıyorlar. Genetik soy testleri, etnik köken hesaplamaları ırkçılar sayesinde ciddi anlamda para kazanılan bir iş kolu haline geldi. Benzerlerine “ırksal olarak saf” olduklarını kanıtlamak için bu testleri yaptırıp, sosyal ağlara yüklüyorlar.
Edebi yönden zayıf dilli kitapları okuyorlar
Irkçıların fikirlerini ortaya attıkları ve İnternet üzerinden sıra dışı satış rakamlarına sahip kitaplar var. Çoğu, bağımsız yayıncıları tarafından online satış sitelerinde ve silah fuarlarında bağımsız olarak yayınlanıyor. NYT Kitap İnceleme eleştirmenlerinden biri bu kitapları, “Milliyetçi güney ve fütüristik distopya kâbuslarında ortaya çıkan romantizm” diye tanımlıyor. “Genel olarak çok kötü yazılmışlar. Dilini veya ne anlattığını anlaması zor olan, edebi olarak en alt kalite” şeklinde tasvir ediliyor. Beyaz ırkçıların favori yazarı Kendall Ward. “Günü Yakalayın” ve “Dünya Hükümeti” gibi kitapları beyaz ırkçıların manifestosu konumunda. Alabama’da eski bir devlet okulu öğretmeni olan Ellen Williams’ın 2000 yılında yayınlanan “Bir Dünya Vizyonu” isimli kitabı da en çok okunanları arasında. Bütün bu kitapların en etkilisi “Turner’ın Günlüğü”. Neo-Nazi Ulusal İttifakı grubunun tarihi lideri William Pierce’ın Andrew Macdonald takma adıyla 1978 yılında yayımlandı. Bu yazarların ilham kaynağı ise 1973’te Fransız Jean Raspail tarafından yazılan “İniş” isimli kitap.
Trump da onların dilini kullanıyor
Ayrıca El Paso teröristi de, Christchurch teröristi de, 2011’de 77 kişiyi öldüren ve bin 500 sayfalık bir bildiri yazan Norveçli aşırı sağ terörist Anders Breivik’in fikirlerinden ve yöntemlerinden etkilendiklerini itiraf etti. Bir neo-Nazi sitesi Daily Stormer’ın direktörü Andrew Anglin, Orta Amerika’dan ABD’ye giden "göçmen kervanını” Raspail’in bahsettiği gerçek “İniş” olarak nitelendirdi. Anglin, Başkan Trump’ı meseleye müdahale etmeye ve "kervanı" durdurmaya çağırdı. Bu terimin göçmenler için kullanılmasını istedi. Trump ve Başkan Yardımcısı Mike Pence de “kervan” kelimesini kullandı. Hem Trump’ın hem de Pence’in “kervan” terimini kullanması, ırkçılar tarafından zafer olarak nitelendi. Anglin “Geleneksel medya konu hakkında konuşmuyor, sadece aşırı haklı olduğumuz konuda Trump isteklerimize tercüman oldu Bu bizi dinlediğini gösteriyor” dedi.
Daha geleneksel gruplar ve aşırılık yanlılarına barınma ve ideolojik gerekçeler veren siyasi partilerde var. Donald Trump’ın Beyaz Saray’a ulaşmasına en büyük destek "beyaz alan" söyleminden kaynaklandı.
İnternette örgütleniyorlar
Neo-Nazilerin "4chan" ve "8chan" isimli web sitelerinde stratejilerini tartıştıkları sohbet odaları var. Burada buluşan ırkçılar, daha sonra, şiddet içeren eylemler veya saldırılar için hazırlıklar hakkında konuştuklarında İnternetin karanlık köşelerine gidiyorlar.
Sloganları ise her zaman aynı: “Beyaz ırkı kurtarmak için saldırı”
Nefret gruplarını takip eden The Southern Poverty Law Center’a kuruluşuna göre, ABD’de bu tarz nefret gruplarının 2000 yılında 600’den bir anda 900’lere çıktı. The Atlantic dergisine konuşan eski bir FBI uzmanı, "11 Eylül’den sonra bütün gözler İslami teröre ve solcu iç teröre odaklandı. Ancak eskiden beri varolan tehlike gözardı edildi. Beyaz üstünlükçüler arasında pek çok güvenlik birimi elemanın olması, onlar içinde yer almasalar bile üstünlükçü ideolojilere yakın oldukları biliniyor” itirafında bulundu.