TBMM Başkanı Şentop'tan 15 Temmuz Değerlendirmesi (2)

Meclis Başkanı Mustafa Şentop: 'Bence bu örgütle mücadelede siyasetteki hassasiyetinin devam etmesinde fayda var. Çünkü bu örgüt, bilindiği üzere, esasen Türkiye üzerinde operasyon gerçekleştirmeye çalışan uluslararası istihbarat yapılarının bir maşasıydı, taşeronuydu' 'FETÖ'nün Türkiye üzerindeki hedeflerinden vazgeçtiğini düşünmemeliyiz. Her zaman alesta olmalıyız. Uyanık olmalıyız' 'FETÖ'nün şu ana kadar mevcut yöntemleri tespit edildi, bunlara yönelik bir hukuki süreç, mücadele yürütülüyor. Bu yöntemleri fark edildiği için şimdi bilinmeyen bazı yöntemlerle çalışmalarını sürdürmeye gayret ediyorlar'

ALİ KEMAL AKAN - TBMM Başkanı Mustafa Şentop, "Bence bu örgütle mücadelede siyasetteki hassasiyetinin devam etmesinde fayda var. Çünkü bu örgüt, bilindiği üzere, esasen Türkiye üzerinde operasyon gerçekleştirmeye çalışan uluslararası istihbarat yapılarının bir maşasıydı, taşeronuydu." dedi.

Şentop, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişiminin 3. yılı dolayısıyla AA muhabirinin sorularını yanıtladı.

Mustafa Şentop, FETÖ'nün kendini yeni şartlara göre ayarlayan bir yapısının bulunduğuna dikkati çekti.

Savcılıkların yaptığı soruşturmalarda yeni kişilerin yakalandığını ve yeni yöntemler tespit edildiğini vurgulayan Şentop, "FETÖ'nün şu ana kadar mevcut yöntemleri tespit edildi, bunlara yönelik bir hukuki süreç, mücadele yürütülüyor. Bu yöntemleri fark edildiği için şimdi bilinmeyen bazı yöntemlerle çalışmalarını sürdürmeye gayret ediyorlar." diye konuştu.

FETÖ'nün yöntem olarak da her şeyi yapabildiğine dikkati çeken Şentop, "Bazen ters algı ile hareket ederek, aslında sizin yapılmayacağını düşündüğünüz şekilde hareket ederek başka bir sonucu hedefledikleri sonucunu ortaya çıkartabiliyorlar." ifadesini kullandı.

- "Siyasetteki hassasiyetinin devam etmesinde fayda var"

Yakalanacağını anlayınca teslim olma yolunu seçen bir muvazzaf askerin durumunu anlatan Şentop, bu askerin, bir mahrem imama bağlı olduğunu, mahrem imamın da daha önceden yakalandığını anımsattı. Şentop, itirafçılığı seçen bu mahrem imamın, kendisine bağlı ancak deşifre edilen ve yakalanan kişilerin isimlerini verdiğini, ancak önemli görevde bulunan bu muvazzaf askerin ismini vermediğini aktardı.

Olaylara, "normal bir yargılama süreci, soruşturma süreci devam ediyormuş gibi" bakmamak gerektiğinin altını çizen Şentop, şöyle konuştu:

"Örgütün, her zaman kendi amaçları istikametinde bir hamle yapabileceğinin farkında olmalıyız. Bence bu örgütle mücadelede siyasetteki hassasiyetinin devam etmesinde fayda var. Çünkü bu örgüt, bilindiği üzere, esasen Türkiye üzerinde operasyon gerçekleştirmeye çalışan uluslararası istihbarat yapılarının bir maşasıydı, taşeronuydu. O anlamda, FETÖ'nün Türkiye üzerindeki hedeflerinden vazgeçtiğini düşünmemeliyiz. Her zaman alesta olmalıyız. Uyanık olmalıyız."

Şentop, FETÖ'nün "her şeyi mübah gören bir anlayışla" hareket ettiğinin de her zaman dikkate alınması gerektiğine işaret etti.

-"İlk konuşan siyasetçilerden birisiydim"

Mustafa Şentop, 17-25 Aralık öncesinde FETÖ'cülerin bir hükümet darbesi yapabileceğine ilişkin ilk konuşan siyasetçilerden birisi olduğunu anımsattı. Kendisini o tarihlerde bu uyarıyı yapmaya sevk eden motivasyonun ne olduğunun sorulması üzerine Şentop, bu konudaki değerlendirmesini 18 Aralık 2013'te, katıldığı bir televizyon programında yaptığını söyledi.

O gün, olayın tam mahiyetinin anlaşılamadığını ifade eden Şentop, "Ben 2011'de milletvekili seçildim. Yargıda, TSK'de bu derece geniş bir yapılanma olduğunu o zaman doğrusu ben de bilmiyordum. Bazı ipuçları, bilgiler vardı ama bu derece olduğunu o zamanlar bilmiyordum." diye konuştu.

Bir hukukçu olmasından dolayı yargı içerisindeki gelişmeleri de takip ettiğini dile getiren Şentop, 17-25 Aralık'tan yaklaşık 1 yıl önce, örgüt yapılanması içerisinde olduğu tahmin edilen aşağı yukarı 2 bine yakın hakim ve savcının, özellikle kritik yerlerde olanların isimleriyle ilgili bir çalışma yaptıklarını belirtti.

- "Bu yapıyla bağlantılı olup olmadıklarını mutlaka sorardı"

Şentop, "Ben bu sürecin, 17-25 Aralık da dahil olmak üzere, gelişimi, sıralaması anlatılırken ya da anlaşılırken yanlışlık olduğunu düşünüyorum." şeklinde konuştu.

Milletvekili seçildiği tarihte, dönemin başbakanı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmelerinde bu konudaki değerlendirmelerini kendisine aktardığını belirten Şentop, şunları söyledi:

"O zamanlar, Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın da bu yapıya karşı bir hassasiyet içerisinde olduğunu gördüm. Özellikle bunların devlet içerisindeki, bürokrasideki, kritik noktalardaki yapılanmalarına bir defans uygulandığına şahit oldum. Ayrıca önemli görevlere, o yapıya mensup olanların getirilmemeye çalışıldığını, tespit edildiği kadar mevcut olanların da görevlerden alınması için bir gayret içerisinde olunduğunu gördüm. Cumhurbaşkanımızın bu konuda hassasiyetleri vardı. Önerdiğimiz isimler olurdu görevler için falan. Bu yapıyla bağlantılı olup olmadıklarını mutlaka sorardı."

- "İnsan kaynakları, para kaynakları ve bilgi kaynakları hedefti"

Örgütün kamudaki yapılanma şekline de dikkati çeken Şentop, insan kaynakları, bilgi işlem birimleri, idari ve mali işler, Türkiye'nin yurt dışına bakan birimleri, dış ilişkiler veya AB ile alakalı birimlerin örgütçe hedeflendiğine dikkati çekti.

Şentop, "Para kaynaklarının, insan kaynaklarının ve bilginin yönetildiği yerleri ele geçirmek için bir gayret içerisindeydiler. Bu şahıslardan tespit ettiğimiz kişilerle ilgili Cumhurbaşkanımız Erdoğan'a söylediğimizde, bunların görevden alınması konusunda ne kadar ısrarlı, kararlı olduğuna şahit oldum." dedi.

- "Yavaş yavaş reaksiyonlar gösterdiler"

Şentop, örgütün yavaş yavaş reaksiyonlar gösterdiğini, 2012'de MİT Müsteşarı ve MİT müsteşar yardımcıları üzerinden bir hamle yapıldığına dikkati çekti.

O hamlenin esas hedefinin Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğunu belirten Şentop, "Kendisi de bir programda bunu söyledi. 'Onu almaya çalışıyorsunuz ama hedefinizin ne olduğunu biliyorum, gelin beni alın.' demişti." ifadesini kullandı.

MİT Müsteşarına yönelik bu operasyonun ardından MİT Kanunu ve özel yetkili mahkemeler konusunda bir değişiklik yapıldığını anımsatan Şentop, FETÖ'nün o zamanlar önemli ölçüde yapılandığı ve kullanmaya çalıştığı yerlerin bu kurumlar olduğuna dikkati çekti.

Daha sonra dershanelerin kapatılmasına yönelik çalışmaların yapıldığını dile getiren Şentop, "Üzerlerine gidildiğini gördükleri için 17-25 Aralık'ta ellerindeki imkanları, gücü kullanarak bir şey ortaya koymaya çalışmışlardır. Daha sonra ona karşı da gereken yapıldı. Bunun üzerine o yapılanmanın devlet içerisinden tasfiyesiyle ilgili süreç devam ederken, baktılar iyice bu tasfiye gerçekleşecek, bunun üzerine 15 Temmuz'da da bir reaksiyon verdiler." değerlendirmesinde bulundu.

- "Zaten daha öncesinde tedbirler alınmaya başlanmıştır"

Şentop, "FETÖ 17-25 Aralık da dahil, hükümete karşı birtakım hamleler yapmış da bunun üzerine hükümet uyanıp karşı tedbir almaya başlamış" şeklindeki yaklaşımların doğru olmadığının altını çizdi.

Şentop, şunları kaydetti:

"Esasen ilk hamleler, ilk tespitler daha önceden hükümet tarafından yapılmıştır ve gereken adımlar atılmaya başlanmıştır. Bunların yapıldığını gördüğü zaman örgüt yapılanması, buna karşı olarak 17-25 Aralık'ı yapmış, MİT ile ilgili operasyonu yapmış ve 15 Temmuz'u yapmıştır. Yani onlar bir şey yaptığı için buna kızan hükümet harekete geçmiş değildir. Hükümet tarafından eldeki veri ve bilgilere göre zaten daha öncesinde tedbirler alınmaya başlanmıştır."

(Sürecek)
Kaynak: AA