HDP Grup Başkanvekili Hakkı Saruhan Oluç Açıklaması
'Toplumun demokratik, sivil, özgürlükçü ve eşitlikçi bir anayasaya ihtiyacı var'.
HDP Grup Başkanvekili Hakkı Saruhan Oluç, "Toplumun demokratik, sivil, özgürlükçü ve eşitlikçi bir anayasaya ihtiyacı var." dedi.
Oluç, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, yeni anayasa konusunda çeşitli tartışmaların olduğunu ve bazı görüşlerin ifade edildiğini belirterek, HDP'nin yeni anayasa konusundaki tutumunu 23 Haziran seçimlerinden önce dile getirdiğini, bu konudaki tartışmaların adım adım geliştirilmesi gerektiğini söyledi.
Yürürlükteki Anayasa'nın 1980 askeri darbesinden kalma olduğunu anımsatan Oluç, "Toplumun demokratik, sivil, özgürlükçü ve eşitlikçi bir anayasaya ihtiyacı var. Anayasa adeta bir yamalı bohçaya dönmüş vaziyettedir. 24 Haziran 2018'den bu yana Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi adı altında çeşitli uygulamalar yapılmaya başlandı. Dün itibarıyla Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili, 'bir revizyon ihtiyacı varsa yapılır' dedi. Konuyu revizyon gibi bir kelimeye sıkıştırmak çok doğru olmaz. Köklü bir değişikliğe ihtiyaç vardır." diye konuştu.
Oluç, son bir yılda çıkan Cumhurbaşkanlığı kararnameleri ile kanunların karşılaştırmasını yaparak, "Kuvvetler ayrılığı kalmamıştır. Bunun sonucunda Türkiye, bir tür kararnameler ile yönetilen parti devleti haline gelmiştir. Basında, AKP'den çeşitli milletvekilleri ya da parti yöneticilerinin, bu sistemde cumhurbaşkanı ve bakanlara ulaşamadıklarına yönelik eleştiri getirdiklerini okuyoruz. Gücün, iktidarın tek kişide toplanması, mutlak iktidar amacı vardı. Bu istendiği için bu sistem kuruldu. Zaten ulaşmayın, etkisiz kalın diye bu sistem kuruldu." değerlendirmesinde bulundu.
- "Ekonomide kriz çok açık ortada"
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçilirken ikinci hedefin ise hızlı büyüme ve ekonomide başarı hamlesini gerçekleştirmek olarak ifade edildiğini anlatan Oluç, bunun da olmadığını ve ekonominin krizde olduğunu, dış borç ile işsizliğin rekor kırdığını, enflasyonun yüzde 20'lere ulaştığını söyledi.
Ekonomide krizin çok açık ortada olduğunu savunan Oluç, şöyle devam etti:
"Ülke ve toplum boğazına kadar dış borca batmış vaziyettedir. Bu ekonomi politikanızla gelecek kuşakları borçlandırıyorsunuz. Türkiye daha önce dış borç sorunları yaşadı ama böyle bir borçluluk seviyesi görülmedi. Bütün bunlar yaşanırken hayal dünyasında dolaşan bir Hazine ve Maliye Bakanı var. Merkez Bankasının karının Hazineye aktarılmasını nisan ayını beklemeden ocak ayında gerçekleştirmek üzere bir düzenleme yapıldı. Bunu alarak seçim öncesi rahatlamayı umdular. Şimdi de Merkez Bankasının yedek akçelerinin, bütçe açığını düşürmek amacıyla Hazineye aktarılması adımları atılıyor. Bunun para basmaktan hiçbir farkı yoktur."
Yargıda da çok büyük sorunlar yaşandığını ileri süren Oluç, Yargı Reformu Strateji Belgesi'nde bunun görüldüğünü dile getirdi.
Oluç, Meclisin gündeminde bu hafta Tapu Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi olduğuna dikkati çekerek, "(İstanbul'a ihanet ettik, Karadeniz'in yaylalarına ihanet ettik) diyenler şimdi bu tapu kanunu ile yeni ihanetlere hazırlanmaktadırlar." ifadesini kullandı.
Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'ninin de bu hafta ele alınacağını vurgulayan Oluç, spor alanlarında yaşanan şiddetin sadece bir taraftar sorunu gibi görüldüğünü söyledi. Oluç, "Sporda şiddetin azalmasını, düşmesini istiyorsak, toplumdaki siyasiler tarafından kullanılan, beslenen şiddet ve nefret dilini azaltmak gerekiyor." dedi.
Libya'da Türk vatandaşlarının alıkonulmasının kabul edilemez olduğunu ve konunun barışçıl bir şekilde çözülmesi ve kimsenin zarara uğramaması gerektiğine işaret eden Oluç, "Yanlış bir dış politika ve yanlış Libya politikası bizi bu duruma getirmiştir. İktidar öyle eli çok temizmiş gibi konuşamaz. Türkiye, neredeyse aleni bir şekilde Libya'daki iç savaşın tarafı ve parçası olmuştur. Bu iktidar mıknatıs gibi belayı kendine çekiyor." görüşünü savundu.
Basın mensuplarının, "Erdoğan, Trump ile görüşmesinden sonra 'S-400 ile F-35 krizi bitmiştir' dedi. Gerçekten bu kriz sona erdi mi?" sorusunu yanıtlayan Oluç, krizin sona erdiği kanaatinde olmadıklarını söyledi.
Oluç, "Mesele sadece Trump'ın söyledikleri değil. ABD'de Temsilciler Meclisinin, kongrenin de alacağı tutumla ilgili bir konudur. Orada sadece Demokrat Partililer değil ayın zamda Trump'ın partisinin de aldığı bir tutum var. Dolayısıyla bu konu bir kriz konusu olmaya devam edecektir." diye konuştu.
Kaynak: AA
Oluç, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, yeni anayasa konusunda çeşitli tartışmaların olduğunu ve bazı görüşlerin ifade edildiğini belirterek, HDP'nin yeni anayasa konusundaki tutumunu 23 Haziran seçimlerinden önce dile getirdiğini, bu konudaki tartışmaların adım adım geliştirilmesi gerektiğini söyledi.
Yürürlükteki Anayasa'nın 1980 askeri darbesinden kalma olduğunu anımsatan Oluç, "Toplumun demokratik, sivil, özgürlükçü ve eşitlikçi bir anayasaya ihtiyacı var. Anayasa adeta bir yamalı bohçaya dönmüş vaziyettedir. 24 Haziran 2018'den bu yana Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi adı altında çeşitli uygulamalar yapılmaya başlandı. Dün itibarıyla Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili, 'bir revizyon ihtiyacı varsa yapılır' dedi. Konuyu revizyon gibi bir kelimeye sıkıştırmak çok doğru olmaz. Köklü bir değişikliğe ihtiyaç vardır." diye konuştu.
Oluç, son bir yılda çıkan Cumhurbaşkanlığı kararnameleri ile kanunların karşılaştırmasını yaparak, "Kuvvetler ayrılığı kalmamıştır. Bunun sonucunda Türkiye, bir tür kararnameler ile yönetilen parti devleti haline gelmiştir. Basında, AKP'den çeşitli milletvekilleri ya da parti yöneticilerinin, bu sistemde cumhurbaşkanı ve bakanlara ulaşamadıklarına yönelik eleştiri getirdiklerini okuyoruz. Gücün, iktidarın tek kişide toplanması, mutlak iktidar amacı vardı. Bu istendiği için bu sistem kuruldu. Zaten ulaşmayın, etkisiz kalın diye bu sistem kuruldu." değerlendirmesinde bulundu.
- "Ekonomide kriz çok açık ortada"
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçilirken ikinci hedefin ise hızlı büyüme ve ekonomide başarı hamlesini gerçekleştirmek olarak ifade edildiğini anlatan Oluç, bunun da olmadığını ve ekonominin krizde olduğunu, dış borç ile işsizliğin rekor kırdığını, enflasyonun yüzde 20'lere ulaştığını söyledi.
Ekonomide krizin çok açık ortada olduğunu savunan Oluç, şöyle devam etti:
"Ülke ve toplum boğazına kadar dış borca batmış vaziyettedir. Bu ekonomi politikanızla gelecek kuşakları borçlandırıyorsunuz. Türkiye daha önce dış borç sorunları yaşadı ama böyle bir borçluluk seviyesi görülmedi. Bütün bunlar yaşanırken hayal dünyasında dolaşan bir Hazine ve Maliye Bakanı var. Merkez Bankasının karının Hazineye aktarılmasını nisan ayını beklemeden ocak ayında gerçekleştirmek üzere bir düzenleme yapıldı. Bunu alarak seçim öncesi rahatlamayı umdular. Şimdi de Merkez Bankasının yedek akçelerinin, bütçe açığını düşürmek amacıyla Hazineye aktarılması adımları atılıyor. Bunun para basmaktan hiçbir farkı yoktur."
Yargıda da çok büyük sorunlar yaşandığını ileri süren Oluç, Yargı Reformu Strateji Belgesi'nde bunun görüldüğünü dile getirdi.
Oluç, Meclisin gündeminde bu hafta Tapu Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi olduğuna dikkati çekerek, "(İstanbul'a ihanet ettik, Karadeniz'in yaylalarına ihanet ettik) diyenler şimdi bu tapu kanunu ile yeni ihanetlere hazırlanmaktadırlar." ifadesini kullandı.
Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'ninin de bu hafta ele alınacağını vurgulayan Oluç, spor alanlarında yaşanan şiddetin sadece bir taraftar sorunu gibi görüldüğünü söyledi. Oluç, "Sporda şiddetin azalmasını, düşmesini istiyorsak, toplumdaki siyasiler tarafından kullanılan, beslenen şiddet ve nefret dilini azaltmak gerekiyor." dedi.
Libya'da Türk vatandaşlarının alıkonulmasının kabul edilemez olduğunu ve konunun barışçıl bir şekilde çözülmesi ve kimsenin zarara uğramaması gerektiğine işaret eden Oluç, "Yanlış bir dış politika ve yanlış Libya politikası bizi bu duruma getirmiştir. İktidar öyle eli çok temizmiş gibi konuşamaz. Türkiye, neredeyse aleni bir şekilde Libya'daki iç savaşın tarafı ve parçası olmuştur. Bu iktidar mıknatıs gibi belayı kendine çekiyor." görüşünü savundu.
Basın mensuplarının, "Erdoğan, Trump ile görüşmesinden sonra 'S-400 ile F-35 krizi bitmiştir' dedi. Gerçekten bu kriz sona erdi mi?" sorusunu yanıtlayan Oluç, krizin sona erdiği kanaatinde olmadıklarını söyledi.
Oluç, "Mesele sadece Trump'ın söyledikleri değil. ABD'de Temsilciler Meclisinin, kongrenin de alacağı tutumla ilgili bir konudur. Orada sadece Demokrat Partililer değil ayın zamda Trump'ın partisinin de aldığı bir tutum var. Dolayısıyla bu konu bir kriz konusu olmaya devam edecektir." diye konuştu.